bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler

'EN BÜYÜK AFETLERDEN BİRİSİ İSRAFTIR'

Ordu Gündemi (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 08.06.2018 - 19:17, Güncelleme: 05.01.2023 - 05:10 1389+ kez okundu.
 

'EN BÜYÜK AFETLERDEN BİRİSİ İSRAFTIR'

Cuma hutbesini Ordu’da verdi. Diyanet İşleri Başkanı Ordulu Ali Erbaş, Altınordu Orta Camii’nde Cuma hutbesini okudu, namaz kıldırdı. İsraf konulu hutbe veren Başkan Erbaş, “Bugün yeryüzünü kuşatan en büyük afetlerden birisi israftır.” dedi.
Çeşitli temas ve incelemeler için Ordu’ya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ordu Orta Camii’nde Cuma namazı öncesinde vaaz etti, ardından İsraf konulu hutbe irad ederek Cuma Namazı kıldırdı. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu yıl ramazan ayında ülkemizin her ilinde ve ilçesinde israfla nasıl mücadele edilir konusunu merkeze aldık ve bununla ilgili irşat çalışmaları yaptıklarını söyleyen Başkan Erbaş, hutbede şunları vaaz etti. “Zira milletimizin ve insanlığın en büyük yanlışlarından birisidir israf. Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) çok sevdiği akrabası Sa’d b. Ebi Vakkas’ın yanına uğramıştı. Sa’d o sırada abdest alıyordu. Suyu fazla kullanmış olmalı ki Efendimiz; “Bu ne israf böyle?” dedi. Sa’d, “Abdestte de israf olur mu ya Rasulellah?” diye sorunca Sevgili Peygamberimiz (s.a.s): “Evet, akan bir nehirden abdest alsan bile israf olur, eğer fazla kullanırsan, gereksiz kullanırsan” şeklinde cevap verdi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Allah’ın bizlere bahşettiği nimetlerin kıymetini biliyor ve ashabına her fırsatta bunu hatırlatıyordu. O, bollukta da darlıkta da sahip olduğumuz nimetleri ölçülü kullanmayı öğretiyor ve israftan sakındırıyordu. Zira israf, yeme içmeden giyim kuşama, vakitten sağlığa varıncaya kadar her türlü nimet ve imkânı ölçüsüzce kullanmaktır, dengeyi ve itidali kaybetmektir. İnsanın kendisine, çevresine ve kâinata yazık etmesidir. İsraf, varoluş bilincimizden ve yaratılış gayemizden uzaklaşmaktır. İsraf, aynı zamanda bütün nimetlerin sahibi olan Yüce Allah’ın Rezzâk ismine saygısızlıktır. Bugün yeryüzünü kuşatan en büyük afetlerden birisi israftır. Bir yanda açlığın, yoksulluğun ve sefaletin pençesinde kıvranan milyonlarca insan varken, saçıp savurmak, ihtiyaç olmadan harcamak, eskimeden atmak hayati bir hatadır. Mazlum insanlar ekmek ve su gibi en temel ihtiyaçlarından bile mahrum bir şekilde hayat mücadelesi verirken, artan bir tek lokmayı bile çöpe atmak insafa ve vicdana sığmaz. İsraf, sadece mal ve eşya ile sınırlı değildir. İnsan için en büyük israf, ne için yaratıldığını ve varlığını hangi uğurda kullanması gerektiğini unutarak ömrünü heba etmektir. Kendisine verilen akıl nimetini iman ve hikmetle buluşturamamaktır. Bedenini, gücünü, iradesini iyilik ve hakikat yolunda kullanmayıp beyhude meşgalelerle heba etmektir. Sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi, bilim ve teknolojiyi insanlığın faydasına değil ifsadına, kötülüğün kullanmaktır. Bugün insanı daha fazla kazanıp daha çok tüketmeye teşvik eden, ne kadar harcarsa o kadar değerli olacağını iddia eden bir zihniyet yaygınlaşıyor. Özenti ve gösterişe dayalı hayatlar, lüks ve israfa yönelik harcamalar öne çıkıyor maalesef. Böylece ömrünü üretim yerine tüketime adayan insanlık, aslında manevi değerlerini ve yaşama amacını tüketiyor. Hâlbuki hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim, insanın yeryüzüne imar ve ıslah için geldiğini, dünya ve ahiret hayatı adına orta yolu, iktisadı ve dengeyi asla kaybetmemesi gerektiğini vurgular. Yüce Rabbimiz müminleri anlatırken şöyle buyurmaktadır: “Onlar, harcama yaptıklarında ne israf ederler, ne de cimri davranırlar. Bu ikisi arasında bir yol tutarlar.” Peygamberimiz (s.a.s) de “İsrafa kaçmadan ve kibre kapılmadan yiyiniz, içiniz, giyininiz ve sadaka veriniz.”  öğüdüyle tüketim ahlakına sahip olmamız gerektiğini dile getirmektedir. Geliniz Yüce Rabbimizin bizlere lütfettiği bütün nimetlerin değerini bilelim. Hiçbir nimeti ölçüsüzce israf etmeyelim. Vaktimizi boşa geçirmeyelim. Yememizde, içmemizde, giyim kuşamımızda ve harcamalarımızda ihtiyaç fazlasından kaçınalım. Doğal kaynaklarımızı, tabiat varlıklarımızı koruyalım. Allah’ın verdiği her nimetin bir gün hesabının sorulacağını untmayalım. Nimetler karşısında şımarıp lükse dalmadan ve duyarsızca israfa girmeden infak ahlakını kuşanalım. Rabbimizin hayata ve kâinata koyduğu dengeyi gözetelim. Bu denge ihlal edildiğinde hayatın bereketinin kaçtığını, toplumun huzurunu kaybettiğini, insanın kendisine ve gelecek nesillere zarar verdiğini de aklımızdan çıkarmayalım. Nimetlerin sınırlı, nefsin istek ve arzularının ise sınırsız olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Önümüzdeki Pazarı Pazartesiye bağlayan gece, Yüce Kitabımız Kur’an’ın nazil olmaya başladığı mübarek Kadir gecesini idrak edeceğiz inşallah.  Bin aydan daha hayırlı olan bu geceyi bir fırsat olarak değerlendirelim. Günahlarımıza tövbe ederek hayatımızı gözden geçirelim, muhasebemizi yeniden yapalım. Bu vesileyle Kadir gecenizi şimdiden tebrik ediyor ülkemiz, milletimiz ve bütün İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. Bütün milletimizin birlik ve beraberlik içerisinde, muhabbet ve yardımlaşma içerisinde Kadir gecesini idrak edip Ramazan Bayramına ulaşmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.
Cuma hutbesini Ordu’da verdi. Diyanet İşleri Başkanı Ordulu Ali Erbaş, Altınordu Orta Camii’nde Cuma hutbesini okudu, namaz kıldırdı. İsraf konulu hutbe veren Başkan Erbaş, “Bugün yeryüzünü kuşatan en büyük afetlerden birisi israftır.” dedi.

Çeşitli temas ve incelemeler için Ordu’ya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ordu Orta Camii’nde Cuma namazı öncesinde vaaz etti, ardından İsraf konulu hutbe irad ederek Cuma Namazı kıldırdı.

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu yıl ramazan ayında ülkemizin her ilinde ve ilçesinde israfla nasıl mücadele edilir konusunu merkeze aldık ve bununla ilgili irşat çalışmaları yaptıklarını söyleyen Başkan Erbaş, hutbede şunları vaaz etti.

“Zira milletimizin ve insanlığın en büyük yanlışlarından birisidir israf. Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) çok sevdiği akrabası Sa’d b. Ebi Vakkas’ın yanına uğramıştı. Sa’d o sırada abdest alıyordu. Suyu fazla kullanmış olmalı ki Efendimiz; “Bu ne israf böyle?” dedi. Sa’d, “Abdestte de israf olur mu ya Rasulellah?” diye sorunca Sevgili Peygamberimiz (s.a.s): “Evet, akan bir nehirden abdest alsan bile israf olur, eğer fazla kullanırsan, gereksiz kullanırsan” şeklinde cevap verdi

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Allah’ın bizlere bahşettiği nimetlerin kıymetini biliyor ve ashabına her fırsatta bunu hatırlatıyordu. O, bollukta da darlıkta da sahip olduğumuz nimetleri ölçülü kullanmayı öğretiyor ve israftan sakındırıyordu. Zira israf, yeme içmeden giyim kuşama, vakitten sağlığa varıncaya kadar her türlü nimet ve imkânı ölçüsüzce kullanmaktır, dengeyi ve itidali kaybetmektir. İnsanın kendisine, çevresine ve kâinata yazık etmesidir. İsraf, varoluş bilincimizden ve yaratılış gayemizden uzaklaşmaktır. İsraf, aynı zamanda bütün nimetlerin sahibi olan Yüce Allah’ın Rezzâk ismine saygısızlıktır.

Bugün yeryüzünü kuşatan en büyük afetlerden birisi israftır. Bir yanda açlığın, yoksulluğun ve sefaletin pençesinde kıvranan milyonlarca insan varken, saçıp savurmak, ihtiyaç olmadan harcamak, eskimeden atmak hayati bir hatadır. Mazlum insanlar ekmek ve su gibi en temel ihtiyaçlarından bile mahrum bir şekilde hayat mücadelesi verirken, artan bir tek lokmayı bile çöpe atmak insafa ve vicdana sığmaz.

İsraf, sadece mal ve eşya ile sınırlı değildir. İnsan için en büyük israf, ne için yaratıldığını ve varlığını hangi uğurda kullanması gerektiğini unutarak ömrünü heba etmektir. Kendisine verilen akıl nimetini iman ve hikmetle buluşturamamaktır. Bedenini, gücünü, iradesini iyilik ve hakikat yolunda kullanmayıp beyhude meşgalelerle heba etmektir. Sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi, bilim ve teknolojiyi insanlığın faydasına değil ifsadına, kötülüğün kullanmaktır.

Bugün insanı daha fazla kazanıp daha çok tüketmeye teşvik eden, ne kadar harcarsa o kadar değerli olacağını iddia eden bir zihniyet yaygınlaşıyor. Özenti ve gösterişe dayalı hayatlar, lüks ve israfa yönelik harcamalar öne çıkıyor maalesef. Böylece ömrünü üretim yerine tüketime adayan insanlık, aslında manevi değerlerini ve yaşama amacını tüketiyor.

Hâlbuki hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim, insanın yeryüzüne imar ve ıslah için geldiğini, dünya ve ahiret hayatı adına orta yolu, iktisadı ve dengeyi asla kaybetmemesi gerektiğini vurgular. Yüce Rabbimiz müminleri anlatırken şöyle buyurmaktadır: “Onlar, harcama yaptıklarında ne israf ederler, ne de cimri davranırlar. Bu ikisi arasında bir yol tutarlar.” Peygamberimiz (s.a.s) de “İsrafa kaçmadan ve kibre kapılmadan yiyiniz, içiniz, giyininiz ve sadaka veriniz.”  öğüdüyle tüketim ahlakına sahip olmamız gerektiğini dile getirmektedir.

Geliniz Yüce Rabbimizin bizlere lütfettiği bütün nimetlerin değerini bilelim. Hiçbir nimeti ölçüsüzce israf etmeyelim. Vaktimizi boşa geçirmeyelim. Yememizde, içmemizde, giyim kuşamımızda ve harcamalarımızda ihtiyaç fazlasından kaçınalım. Doğal kaynaklarımızı, tabiat varlıklarımızı koruyalım. Allah’ın verdiği her nimetin bir gün hesabının sorulacağını untmayalım. Nimetler karşısında şımarıp lükse dalmadan ve duyarsızca israfa girmeden infak ahlakını kuşanalım. Rabbimizin hayata ve kâinata koyduğu dengeyi gözetelim. Bu denge ihlal edildiğinde hayatın bereketinin kaçtığını, toplumun huzurunu kaybettiğini, insanın kendisine ve gelecek nesillere zarar verdiğini de aklımızdan çıkarmayalım. Nimetlerin sınırlı, nefsin istek ve arzularının ise sınırsız olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.

Önümüzdeki Pazarı Pazartesiye bağlayan gece, Yüce Kitabımız Kur’an’ın nazil olmaya başladığı mübarek Kadir gecesini idrak edeceğiz inşallah.  Bin aydan daha hayırlı olan bu geceyi bir fırsat olarak değerlendirelim. Günahlarımıza tövbe ederek hayatımızı gözden geçirelim, muhasebemizi yeniden yapalım. Bu vesileyle Kadir gecenizi şimdiden tebrik ediyor ülkemiz, milletimiz ve bütün İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. Bütün milletimizin birlik ve beraberlik içerisinde, muhabbet ve yardımlaşma içerisinde Kadir gecesini idrak edip Ramazan Bayramına ulaşmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.