ORDULU TİYATROSEVERLER YAŞADI

Haftanın her Cuma akşamı, Cumartesi gündüz ve akşamı sahnelenen oyunlarla sanatseverleri bir araya getiren Ordu Devlet Tiyatrosu, her hafta yeni bir oyunla izleyicilerle buluşuyor.   Nisan ayında da birbirinden güzel ve değişik oyunlarla seyirci karşısına çıkacak olan Ordu Devlet Tiyatrosu, 5-6 Nisan'da Uğur KELEŞ'in yönettiği "Pembe Kadın", 9-20 Nisan'da "Ben Ödüyorum", 12-13 Nisan'da Carole GREEP'in yazdığı, Ege AYDAN 'ın yönettiği "Biz Size Hayranız”, 27 Nisan'da Vladlen Alexandrov'un yönettiği “Kuzguncuklu Fazilet" adlı oyunlarla tiyatro severlerin karşısında olacak.   “Pembe Kadın” Hidayet Sayın’ın iki perdelik oyunu Ege’nin yoksul bir köyünde geçmektedir. Pembe 28 yıldır, çalışmak için şehre giden kocasının yolunu beklerken, gelenek ve göreneklere göre büyüttüğü kızının (Kezban) evlenme zamanı gelmesine rağmen isteyenlerine vermez. Bu arada köyün ağasının kahyası Murat Çavuş Kezban’a yanıktır, almak ister. Fakat Pembe Kadın kocasının bir gün dönüp geleceğini umut ederek kızını vermez ve ağaya baş kaldırır. Pembe Kadının gelenekleriyle hayata, ağaya ve sisteme karşı verdiği savaşın hikayesidir.   “Ben Ödüyorum” Aşkta aldatılmış ve dostlukta satılmış yalnız bir erkek, aile mutluluğu; başka deyişle, “çalışır vaziyette bir aile takımı” satın almak ister. Bunun için profesyonel bir aktrisi eş, sokak fahişesini kız evlat ve parasız bir ressamı dost olarak kiralar. Tek bir şartla: Bu oyunda sahici duygulara yer olmayacaktır. Para vererek oluşturulan kurmaca yaşamla yüzleşmenin hüzünlü ve neşeli halleri…    "Biz Size Hayranız” Henüz keşfedilmemiş bir yazar olan Charles karısı Carole ile büyükşehirde yaşamaktan vazgeçer. Yerleştikleri kır evinde yakın arkadaşları yapımcı Pierre ve karısı Marie’yi hafta sonu ziyareti için beklemektedirler. O sırada çalan telefona Telesekreter cevap verir, arayan tuş kilidine alınmamış olan Pierre’in cep telefonudur. Evdekiler, gelmekte olan arkadaşlarının kendileri hakkındaki gerçek düşüncelerini duyunca, büyük hesaplaşma için onları beklemeye başlar. Teknoloji ve modern yaşamın insan ilişkilerini getirdiği noktaya dair sıcak ve samimi bir komedidir.   “Kuzguncuklu Fazilet" Yokluk her şeyi belirliyordu. Her şey karneye bağlanmıştı. O acı günlerde bir de “Varlık Vergisi” ile tanıştık. Vergisini ödeyemeyenlerin, Aşkale’ye sürgün edildiği günlerde, birileri bu krizi fırsata çevirmeyi bildi.