bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler

O CANİ SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ

Yaşam 08.04.2019 - 15:05, Güncelleme: 05.01.2023 - 05:10 2125+ kez okundu.
 

O CANİ SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ

Meryem Tahnal ve 8 yaşındaki kızı Melike'nin kaybolmasıyla yargılanan ordulu Palu Ailesi ifadelerini verdi. Meryem Tahnal’ı öldürmekle suçlanan Tuncer Ustael, ifadesinde "Meryem'i ben öldürmedim. Cinlere de inanmam.” dedi.
Kocaeli'nin Körfez ilçesinde 11 yıl önce, 35 yaşındaki Meryem Tahnal ve 8 yaşındaki kızı Melike'nin kaybolmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Ordu Fatsalı Palu ailesinin 6 üyesinin yargılanmasına başlandı.   Meryem Tahnal ve 8 yaşındaki kızı Melike'nin kaybolmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Kocaeli'nin Körfez ilçesinde tutuklanan Ordulu Hava Palu, çocukları İsa Palu, Fatih Palu, Ayşe Palu ve Emine Ustael ile onun eşi Tuncer Ustael'in bugün Kocaeli Adliyesi'ne çıktı.   Sanıklar mahkeme salonuna alındı. İlk olarak Palu Ailesinin damadı olarak bilinen Tuncer Ustael ifade verdi. Ustael ifadesinde şunları söyledi:   "MERYEM'İ, HİKMET VE YUSUF ÖLDÜRDÜ" "İddianamedeki ifadem büyük ölçüde doğru olmakla birlikte olay günü Meryem’in cesedini bulduğumuz doğru değildir. O ifadeyi emniyetin baskısıyla verdim. Meryem’i, Hikmet Ş. ve Yusuf Ş. öldürdü. Maktulü iğne tozuyla öldürmüşler. Ben ifademi baskı altında verdim. Biz Mercedes marka araçta hep birlikte yaşarken bir gece Meryem kayboldu. Kendisini bir daha ne canlı ne de ölü olarak gördüm. Maktulün kredi kartı ve banka kartı ölmeden önce bende duruyordu. Zaman zaman para çekerek kendisine veriyordum. Daha sonra kim kullandı bilmiyorum. 2008 yılı Aralık ayında kartı kullandığım söyleniyor ancak o tarihte zabıtalar beni barınma evine götürmüştü, barınma evinde kalıyordum.   "CİN VE BENZERİ ŞEYLERE İNANMAM" Baştan beri adli makamlar beni hiçbir şekilde dinlemediler. Maktul kaybolduktan sonda annesi Havva ve kardeşi İsa, polise giderek kayıp başvurusu yaptılar. Aleyhime olan beyanları kabul etmiyorum. Ölen Meryem’in eşinin ailesi problemliydi bu nedenle beni suçladıklarını düşünüyorum. Ben bu olaylar öncesinde İstanbul’da yaşıyordum. Benim bir çocuğum kaçırıldı. Eline büyükçe bir iğne batırıldı. Kalçasına şırınga batırıldı. Benim araçta yaşamaya başlamamda, cin ve benzeri şeylerin etkisi yoktur. Ben böyle şeylere inanmam. Arabada yaşamaya başlamamızın nedeni Meryem’in ailesinin bizi tehdit etmesidir. Ben bu aileden uzak durmaya çalıştım. Kendilerinin polisle de ilişkilerinin olduğunu düşünüyordum. Bu nedenle bizi tehdit ettikleri zaman polise gitmedim. Ben Meryem Tahnal’ı hiçbir dönem darp etmedim. Kendisinin eşi öldürüldü ve bizim eve geldi. Ölene kadar da hep birlikte yaşadık. Hiçbir zaman evde cin çıkarma gibi bir faaliyette bulunmadım."   HAVVA PALU: "TUNCER BİZİ, CİNLERLE KORKUTTU" Havva Palu, duruşmada şunları söyledi: "Suçlamaları kabul etmiyorum. Sanık Tuncer benim damadım olur. Diğer sanıklar çocuklarımdır. Ölen Meryem de benim kızımdır. Kızım evlendikten sonra bazı sorunlar yaşadı ve eve dönmek zorunda kaldı. 2008 yılı Şubat ayında ise Tuncer bizi cinlerin sardığını söyledi ve İstanbul’dan Körfez’deki evimize taşındı. Evde cinlerin olduğunu söyledi ve bizi cinlerle korkuttu. Bu dönemde Tuncer cin çıkarma gerekçesiyle evi sirkeyle yıkadı ve duvarlardaki kireçleri söktü.   "MERYEM ARABADA ÖLDÜ" Oğlumu evlendirmek için biriktirdiğim parayı sanık Tuncer’e verdim. O da bir araç aldı ve hep birlikte o aracın içinde yaşamaya başladık. Tuncer sürekli kızımı darp ediyordu, sinirlendikçe dövüyordu. Günde birden fazla dövdüğü de oluyordu. Kafasına ve yüzüne vuruyordu. Kızımı aç bırakıyordu. Meryem’e 3 günde bir tabak yemek veriyordu. Yaklaşık 4 ay kadar araçta birlikte yaşadık. Bu süre zarfında kızımı ağaca bağlamış ancak ben bunu görmedim. Özel olarak soğukta yatırması söz konusu değildir. Aracın içi zaten soğuktu. Kızım ölmeden 3-4 gün önce hasta olduğunu söyleyerek yatmaya başladı. Açlık ve soğuğun etkisiyle bitkisel hayata girmişti ve devamında da orada öldü.   "YÜZÜNDE DARP İZİ VARDI" Bu durumu polise bildirmemiz gerektiğini söyledim ancak Tuncer kabul etmedi. Kızım ölmeden önce yüzünde darp izleri gördüm. Daha sonra İsa’yı zorla götürerek kızımı bir yere gömdüler. Olaydan iki gün sonra beni götürüp mezarı gösterdiler. Kızımın ölümünden sonra Tuncer bizi ayrı odalarda tutmaya başladı ve bizi aç bırakıyordu. Birbirimizle temasımızı engelliyordu.   "KIZIMIN, KARTLARINI KULLANDI" Kızımın kredi kartları Tuncer’deydi ve kendisi kullanıyordu. Ölüm olayından sonra Tuncer’in isteğiyle karakola başvurduk ve kızımızın kayıp olduğunu söyledik. O dönemde herhangi bir sonuç alınamadı. 2011 yılında ise sanık Tuncer başka bir olay nedeniyle cezaevine girdi. Ben de polise gidip olayı olduğu gibi anlattım. Ancak ceset bulunamadı diye bir şey yapılamadı."   İSA PALU: "ANNEMİN DEDİĞİ GİBİ OLDU" Havva Palu'nun oğlu, Meryem'in kardeşi olan İsa Palu ise savunmasında şunları söyledi: "Suçlamaları kabul etmiyorum. Olaylar, aynen annem Havva Palu’nun anlattığı gibi olmuştur. Olaydan sonra Fırat A. isimli şahıs bize bir telefon hattı verdi ve telefonlarımızın dinlendiğini söyledi. Ben kardeşim Meryem’e hiç vurmadım. Sadece Tuncer kendisine vurmuştur. Aç bırakma iddiası doğrudur. Ölüm anında ben de oradaydım. Annemin belirttiği şekilde öldü.   "ÖLMEDEN ÖNCE TUNCER DARP ETTİ" En son ölmeden 2-3 gün önce Tuncer, ablamı darp etmişti. Sırtına ve kafasına vuruyordu. İstanbul’da kaldığımız dönemden itibaren Tuncer ablamı hep darp etti. Ablamın belirli bir hastalığı yoktu. Sadece migren olduğunu biliyordum. Tuncer, Meryem’i ölmeden önce ayağından ağaca bağlamıştı. Sanık Tuncer evimize geldikten sonra gece ve gündüz karanlık şeyler görüyorduk. Ablam gömülürken ben de oradaydım ve üzerine toprak attım. Gömülmesinde kullanılan kazma ve küreği bir nalburdan para vererek aldım. Ablamın kredi kartını Tuncer kullanıyordu."   EMİNE USTAEL: "EŞİM TUNCER, ABLAMI ÖLDÜRMEDİ" "Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Sanık Tuncer benim eşim olur. Maktul Meryem ise ablam olur. Olay tarihinde Tahnal Ailesi'nden korktuğumuz için arabada yaşıyorduk. Ablam Meryem bir gece tuvalet ihtiyacı için arabadan dışarı çıktı ve geri gelmedi. Ben eşim Tuncer ile ablam Meryem’i aradık ancak bulamadık. Karakola kayıp başvurusu yaptık. Ablamın eşim Tuncer tarafından aç bırakılması, dövülmesi ve öldürülmesi iddiası gerçek dışıdır. Eşim Tuncer tarafından orataya atılan ablamın başkaları tarafından öldürüldüğü iddiaları da doğru değildir. Ablam tuvalete gitmiştir ve bir daha geri dönmemiştir. Olay bundan ibarettir."   AYŞE PALU: "KIZI ÖLÜRKEN AĞZINDAN KÖPÜK GELDİ" Suçlamaları kabul etmeyen Ayşe Palu da duruşmada şunları söyledi: "Annem Havva ve kardeşim İsa’nın anlatımları doğrudur. İstanbul’da kaldığımız dönemde Tuncer eliyle ablamın yüzüne, kafasına ve sırtına yumrukla, tokatla vuruyordu. Aynı dönemde ablamı aç da bırakıyordu. Bu dönemde onu soğuk havada da yatırdığı oldu. Biz bunlara engel olmak istiyorduk ancak Tuncer 'Bu işe siz karışmayın' diyerek bizi engelliyordu. Ölürken Meryem’in ağzından köpük geldiğini görmedim ancak kızı öldüğünde köpük gelmişti. Tuncer’in isteğiyle İsa ile birlikte ablamı gömdüler. Karakola gittik ve korktuğumuz için öldüğünü söylemedik, kaybolduğunu beyan ettik. Ölüm olayından önce karnım ağrıyordu ve Tuncer 'Cin çıkartacağım' dedi ve benimle cinsel ilişkiye girdi. Bizi sürekli cinlerle korkutuyordu. 'Ben olmazsam size zarar verirler' diyordu. Biz de Tuncer’in sözünden dışarı çıkamıyorduk."   FATİH PALU: "CİN ÇIKARMAK İÇİN DUVARLARI KAZIDIK" Fatih Palu da duruşmada şöyle konuştu: "Annem Havva, kardeşlerim İsa ve Ayşe’nin beyanlarına katılıyorum. Ablamı darp eden Tuncer Ustael’dir. Benim ve diğer yakınlarımın herhangi bir darp etme olayı olamamıştır. Tuncer Ustael ablam Meryem’i darp ediyordu. Fırat A. isimli kişi o dönem bize bir telefon hattı verdi. Telefonlarımızın dinlenebileceğini söylemişti. Ben maktulün ağaca bağlandığını görmedim. Evin çatısından bazen sesler geldiği oluyordu. Tuncer bu anlarda bizi duaya kaldırılıp, çatından ve pencerelerden uzak durmamızı istiyordu. Ölümün ardından Tuncer oturduğumuz evi başkalarına sattı bundan bizim haberimiz sonra oldu. Evde kendi aramızda konuştuğumuzda bizi cezalandırıyordu. Tuncer cin çıkarmak için duvarları kazmamızı istedi. Biz de yaptık." Duruşmaya saat 14:30’a kadar ara verildi.
Meryem Tahnal ve 8 yaşındaki kızı Melike'nin kaybolmasıyla yargılanan ordulu Palu Ailesi ifadelerini verdi. Meryem Tahnal’ı öldürmekle suçlanan Tuncer Ustael, ifadesinde "Meryem'i ben öldürmedim. Cinlere de inanmam.” dedi.

Kocaeli'nin Körfez ilçesinde 11 yıl önce, 35 yaşındaki Meryem Tahnal ve 8 yaşındaki kızı Melike'nin kaybolmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Ordu Fatsalı Palu ailesinin 6 üyesinin yargılanmasına başlandı.

 

Meryem Tahnal ve 8 yaşındaki kızı Melike'nin kaybolmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Kocaeli'nin Körfez ilçesinde tutuklanan Ordulu Hava Palu, çocukları İsa Palu, Fatih Palu, Ayşe Palu ve Emine Ustael ile onun eşi Tuncer Ustael'in bugün Kocaeli Adliyesi'ne çıktı.

 

Sanıklar mahkeme salonuna alındı. İlk olarak Palu Ailesinin damadı olarak bilinen Tuncer Ustael ifade verdi. Ustael ifadesinde şunları söyledi:

 

"MERYEM'İ, HİKMET VE YUSUF ÖLDÜRDÜ"

"İddianamedeki ifadem büyük ölçüde doğru olmakla birlikte olay günü Meryem’in cesedini bulduğumuz doğru değildir. O ifadeyi emniyetin baskısıyla verdim. Meryem’i, Hikmet Ş. ve Yusuf Ş. öldürdü. Maktulü iğne tozuyla öldürmüşler. Ben ifademi baskı altında verdim. Biz Mercedes marka araçta hep birlikte yaşarken bir gece Meryem kayboldu. Kendisini bir daha ne canlı ne de ölü olarak gördüm. Maktulün kredi kartı ve banka kartı ölmeden önce bende duruyordu. Zaman zaman para çekerek kendisine veriyordum. Daha sonra kim kullandı bilmiyorum. 2008 yılı Aralık ayında kartı kullandığım söyleniyor ancak o tarihte zabıtalar beni barınma evine götürmüştü, barınma evinde kalıyordum.

 

"CİN VE BENZERİ ŞEYLERE İNANMAM"

Baştan beri adli makamlar beni hiçbir şekilde dinlemediler. Maktul kaybolduktan sonda annesi Havva ve kardeşi İsa, polise giderek kayıp başvurusu yaptılar. Aleyhime olan beyanları kabul etmiyorum. Ölen Meryem’in eşinin ailesi problemliydi bu nedenle beni suçladıklarını düşünüyorum. Ben bu olaylar öncesinde İstanbul’da yaşıyordum. Benim bir çocuğum kaçırıldı. Eline büyükçe bir iğne batırıldı. Kalçasına şırınga batırıldı. Benim araçta yaşamaya başlamamda, cin ve benzeri şeylerin etkisi yoktur. Ben böyle şeylere inanmam. Arabada yaşamaya başlamamızın nedeni Meryem’in ailesinin bizi tehdit etmesidir. Ben bu aileden uzak durmaya çalıştım. Kendilerinin polisle de ilişkilerinin olduğunu düşünüyordum. Bu nedenle bizi tehdit ettikleri zaman polise gitmedim. Ben Meryem Tahnal’ı hiçbir dönem darp etmedim. Kendisinin eşi öldürüldü ve bizim eve geldi. Ölene kadar da hep birlikte yaşadık. Hiçbir zaman evde cin çıkarma gibi bir faaliyette bulunmadım."

 

HAVVA PALU: "TUNCER BİZİ, CİNLERLE KORKUTTU"

Havva Palu, duruşmada şunları söyledi: "Suçlamaları kabul etmiyorum. Sanık Tuncer benim damadım olur. Diğer sanıklar çocuklarımdır. Ölen Meryem de benim kızımdır. Kızım evlendikten sonra bazı sorunlar yaşadı ve eve dönmek zorunda kaldı. 2008 yılı Şubat ayında ise Tuncer bizi cinlerin sardığını söyledi ve İstanbul’dan Körfez’deki evimize taşındı. Evde cinlerin olduğunu söyledi ve bizi cinlerle korkuttu. Bu dönemde Tuncer cin çıkarma gerekçesiyle evi sirkeyle yıkadı ve duvarlardaki kireçleri söktü.

 

"MERYEM ARABADA ÖLDÜ"

Oğlumu evlendirmek için biriktirdiğim parayı sanık Tuncer’e verdim. O da bir araç aldı ve hep birlikte o aracın içinde yaşamaya başladık. Tuncer sürekli kızımı darp ediyordu, sinirlendikçe dövüyordu. Günde birden fazla dövdüğü de oluyordu. Kafasına ve yüzüne vuruyordu. Kızımı aç bırakıyordu. Meryem’e 3 günde bir tabak yemek veriyordu. Yaklaşık 4 ay kadar araçta birlikte yaşadık. Bu süre zarfında kızımı ağaca bağlamış ancak ben bunu görmedim. Özel olarak soğukta yatırması söz konusu değildir. Aracın içi zaten soğuktu. Kızım ölmeden 3-4 gün önce hasta olduğunu söyleyerek yatmaya başladı. Açlık ve soğuğun etkisiyle bitkisel hayata girmişti ve devamında da orada öldü.

 

"YÜZÜNDE DARP İZİ VARDI"

Bu durumu polise bildirmemiz gerektiğini söyledim ancak Tuncer kabul etmedi. Kızım ölmeden önce yüzünde darp izleri gördüm. Daha sonra İsa’yı zorla götürerek kızımı bir yere gömdüler. Olaydan iki gün sonra beni götürüp mezarı gösterdiler. Kızımın ölümünden sonra Tuncer bizi ayrı odalarda tutmaya başladı ve bizi aç bırakıyordu. Birbirimizle temasımızı engelliyordu.

 

"KIZIMIN, KARTLARINI KULLANDI"

Kızımın kredi kartları Tuncer’deydi ve kendisi kullanıyordu. Ölüm olayından sonra Tuncer’in isteğiyle karakola başvurduk ve kızımızın kayıp olduğunu söyledik. O dönemde herhangi bir sonuç alınamadı. 2011 yılında ise sanık Tuncer başka bir olay nedeniyle cezaevine girdi. Ben de polise gidip olayı olduğu gibi anlattım. Ancak ceset bulunamadı diye bir şey yapılamadı."

 

İSA PALU: "ANNEMİN DEDİĞİ GİBİ OLDU"

Havva Palu'nun oğlu, Meryem'in kardeşi olan İsa Palu ise savunmasında şunları söyledi: "Suçlamaları kabul etmiyorum. Olaylar, aynen annem Havva Palu’nun anlattığı gibi olmuştur. Olaydan sonra Fırat A. isimli şahıs bize bir telefon hattı verdi ve telefonlarımızın dinlendiğini söyledi. Ben kardeşim Meryem’e hiç vurmadım. Sadece Tuncer kendisine vurmuştur. Aç bırakma iddiası doğrudur. Ölüm anında ben de oradaydım. Annemin belirttiği şekilde öldü.

 

"ÖLMEDEN ÖNCE TUNCER DARP ETTİ"

En son ölmeden 2-3 gün önce Tuncer, ablamı darp etmişti. Sırtına ve kafasına vuruyordu. İstanbul’da kaldığımız dönemden itibaren Tuncer ablamı hep darp etti. Ablamın belirli bir hastalığı yoktu. Sadece migren olduğunu biliyordum. Tuncer, Meryem’i ölmeden önce ayağından ağaca bağlamıştı. Sanık Tuncer evimize geldikten sonra gece ve gündüz karanlık şeyler görüyorduk. Ablam gömülürken ben de oradaydım ve üzerine toprak attım. Gömülmesinde kullanılan kazma ve küreği bir nalburdan para vererek aldım. Ablamın kredi kartını Tuncer kullanıyordu."

 

EMİNE USTAEL: "EŞİM TUNCER, ABLAMI ÖLDÜRMEDİ"

"Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Sanık Tuncer benim eşim olur. Maktul Meryem ise ablam olur. Olay tarihinde Tahnal Ailesi'nden korktuğumuz için arabada yaşıyorduk. Ablam Meryem bir gece tuvalet ihtiyacı için arabadan dışarı çıktı ve geri gelmedi. Ben eşim Tuncer ile ablam Meryem’i aradık ancak bulamadık. Karakola kayıp başvurusu yaptık. Ablamın eşim Tuncer tarafından aç bırakılması, dövülmesi ve öldürülmesi iddiası gerçek dışıdır. Eşim Tuncer tarafından orataya atılan ablamın başkaları tarafından öldürüldüğü iddiaları da doğru değildir. Ablam tuvalete gitmiştir ve bir daha geri dönmemiştir. Olay bundan ibarettir."

 

AYŞE PALU: "KIZI ÖLÜRKEN AĞZINDAN KÖPÜK GELDİ"

Suçlamaları kabul etmeyen Ayşe Palu da duruşmada şunları söyledi: "Annem Havva ve kardeşim İsa’nın anlatımları doğrudur. İstanbul’da kaldığımız dönemde Tuncer eliyle ablamın yüzüne, kafasına ve sırtına yumrukla, tokatla vuruyordu. Aynı dönemde ablamı aç da bırakıyordu. Bu dönemde onu soğuk havada da yatırdığı oldu. Biz bunlara engel olmak istiyorduk ancak Tuncer 'Bu işe siz karışmayın' diyerek bizi engelliyordu. Ölürken Meryem’in ağzından köpük geldiğini görmedim ancak kızı öldüğünde köpük gelmişti. Tuncer’in isteğiyle İsa ile birlikte ablamı gömdüler. Karakola gittik ve korktuğumuz için öldüğünü söylemedik, kaybolduğunu beyan ettik. Ölüm olayından önce karnım ağrıyordu ve Tuncer 'Cin çıkartacağım' dedi ve benimle cinsel ilişkiye girdi. Bizi sürekli cinlerle korkutuyordu. 'Ben olmazsam size zarar verirler' diyordu. Biz de Tuncer’in sözünden dışarı çıkamıyorduk."

 

FATİH PALU: "CİN ÇIKARMAK İÇİN DUVARLARI KAZIDIK"

Fatih Palu da duruşmada şöyle konuştu: "Annem Havva, kardeşlerim İsa ve Ayşe’nin beyanlarına katılıyorum. Ablamı darp eden Tuncer Ustael’dir. Benim ve diğer yakınlarımın herhangi bir darp etme olayı olamamıştır. Tuncer Ustael ablam Meryem’i darp ediyordu. Fırat A. isimli kişi o dönem bize bir telefon hattı verdi. Telefonlarımızın dinlenebileceğini söylemişti. Ben maktulün ağaca bağlandığını görmedim. Evin çatısından bazen sesler geldiği oluyordu. Tuncer bu anlarda bizi duaya kaldırılıp, çatından ve pencerelerden uzak durmamızı istiyordu. Ölümün ardından Tuncer oturduğumuz evi başkalarına sattı bundan bizim haberimiz sonra oldu. Evde kendi aramızda konuştuğumuzda bizi cezalandırıyordu. Tuncer cin çıkarmak için duvarları kazmamızı istedi. Biz de yaptık." Duruşmaya saat 14:30’a kadar ara verildi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.