bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

ORDULU OYUNCU YOĞUNBAKIMDAKİ 39 SAATİNİ ANLATTI

Sanat (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 28.12.2020 - 12:10, Güncelleme: 05.01.2023 - 05:10 1308+ kez okundu.
 

ORDULU OYUNCU YOĞUNBAKIMDAKİ 39 SAATİNİ ANLATTI

Yakalandığı Covid-19 nedeniyle 39 saat yoğun bakımda tedavi edilen Ordulu Tiyatro ve dizi oyuncusu Serkan Aydın, “Enfekte olduğumu öğrendiğimde, elbette çok korktum. Yoğun bakım ünitesindeydim. Nefes alamıyor, doktorla, hemşirelerle konuşamıyordum.” dedi.
Ordulu Tiyatro ve dizi oyuncusu Serkan Aydın, yakalandığı Covid-19 sonrasında yoğun bakımda geçen 39 saatini Araştırmacı Yazar- Eleştirmen Pınar Çekirge’ye verdiği röportajda anlattı. Genç olmasına rağmen hastalık nedeniyle yaşadığı o zorlu süreci anlatan Serkan Aydın’ın hepimize ders olacak anlattıkları şöyle;   - 2020'nin neredeyse son günleri. Aslında lanetli bir yıl yaşadık diyebilirim; Doğal afetler, kazalar ve Covid 19. Bildiğim kadarıyla, siz de bu enfeksiyonu oldukça ağır biçimde yaşadınız. Ne oldu, ilk anda nasıl fark edildi? - Evet oldukça zor bir yıl ve şansız, evham, kaygı dolu bir dönemden geçmekteyiz. En başta çok hafif seyir ediyordu belirtiler. On gün sonra dayanılmaz sırt ağrıları başladı. Derhal ambulansla hastaneye kaldırıldım. Acilde iğneler, serumlar, ağrı kesiciler uygulandı peş peşe, görüntülemeler yapıldı. Sonuç olarak müşahede altındayken ağrı durdu, tahlil sonuçları temiz çıktı. Eve döndüm. Her şey iyi gibiydi. Dört gün sonra, ağrılar yeniden başladı. Adeta nefes alamıyor, konuşamıyor hareket bile edemiyordum. Sağ göğüs arkasında yoğunlaşan ağrı sola geçti, sonra böbreklere indi. Yataktan kalkamıyor, nasıl desem doğrulamıyordum bile. Bırakın yemek yemeyi, şu içmek bile imkansız hale gelmişti. Bir defa daha hastaneye götürüldüm. Enfeksiyon hızla yayılmış her iki akciğerde zatürreye başlamıştı. Zorlu, ıstırap dolu zamanlar başlamıştı.   - Tanı konulduğunda ne htiniz? Korktunuz, buraya kadarmış, dediniz mi ? Yoksa atlatacağınızdan emin miydiniz? S.A - Enfekte olduğumu öğrendiğimde, elbette çok korktum. Yoğun bakım ünitesindeydim. Nefes alamıyor, doktorla, hemşirelerle konuşamıyordum. Hemen tıbbi müdahaleye başlandı. Oksijen tüpleri, iğneler, ilaçlar, damardan serumlar, sürekli tansiyon ölçümleri. Nabız ve tansiyon oldukça yüksekti ve belli bir süre de düşmedi. Çok halsizdim. Doğrusunu söylemek gerekirse, kandaki oksijen oranını tespit etmek için kasıktan kan aldıklarında, gerçekten çok korktum, sanırım buraya kadarmış, diye düşündüm. Ailem geldi aklıma. Sahne geldi. Doktorun, " Serkan Bey her şey iyi olmanız için lütfen güçlü olun " sözleriyle kendini toparladım. Direnecek, hayatta kalacaktım. Yapacağım çok şey vardı. Hayır, bu virüsü yenecektim. Buna mecburdum. Benimle ilgilenen sağlık personeline, elimden geldiğince yardımcı olmaya çabaladım. Gerçekten çok gayret sarf ettiler. Onlara müteşekkirim.   - Hastanede yoğun bakımda olmak.. S.A - Evet, üç gün yoğun bakımda kaldım. Hastane de toplam 10 gün yattım. Uygulanan tedaviye cevap vermeye başlamama rağmen, cihaza bağlı olarak oksijen almaya devam ediyordum. Doktorum spor yapmamın ve kendime iyi bakmış olmanın iyileşmemde etkili olduğunu belirtti.   - Nekahat dönemi dahil yaklaşık bir buçuk ay, neredeyse güncel hayattan izinliydiniz. Üstelik mesleğinizdeki başarı bir ödülle tescillenmişti.. S.A - Böyle bir dönemde iyi kötü her şeyi yaşadım, diyebilirim. Daha önce de bir röportajda bahsetmiştim: "Bazen ışıldamak için karanlığa girmelisin."  Çünkü inanın her şey acı tatlı yüzleriyle çıkıyor karşımıza. Yara ve tuz oluyoruz ister istemez. Direnerek her şeyin üstesinden gelebiliyoruz yine de.   - Peki umudunuzu tümüyle yitirdiğimiz oldu mu? S.A- Hayır, asla yitirmedim. Biz sanatçılar umudumuzu yitirmemeliyiz ki topluma örnek olabilelim. Güçlü olmalısın, hayata tutunmalısın asıl bundan sonra başlıyor mücadelen, bir an evvel ayağa kalkmalısın, dedim kendime. Hastane bahçesinden beni görmek isteyenler, pencereye el sallayanlar, çiçek,  meyve sepetleri gönderenler, notlar yazarak bana moral veren herkese tekrar teşekkür ederim. Onların iyi dilekleri, sevgileri bir zırh oldu adeta. Bunun belki bilimsel bir ispatı yok..ama böyle bunu yaşadım ben.   - Bizde ödüllü sanatçı bazen iş teklifi alamazken, kimileri projeler arasında seçim yapamaz halde kalır. Tiyatroların salgın nedeniyle perde kapatması çalışmalarınızı engellemiş olmalı. Ve araya bir de tedavi süreciniz girince... S.A- Tam da böyle oldu. İki oyun programım ve bir dizi projem, rahatsızlanmam nedeniyle gerçekleşemedi. Hasta olmasaydım bir hafta sonra sete başlayacaktım. Şans dedim, bunda da bir hayır vardır elbette, dedim. Elbette sağlık çok önemli. Oyun projeleri de yarım kaldı, aslında tüm dünya aynı durumda. Yüzyıl Savaşları da İspanyol Gribi de yaşayanlar için hiç bitmeyecekmiş gibi gelmiş olmalı. Ama bitti. Bu salgın da sona erecek. Er veya geç. Sahneye döneceğim. Durmadan rekat okuyorum şu günlerde. Hatta birkaç proje belirledim bile. Covid 19'u yaşamış biri olarak şunu söylemeliyim, bu hastalığı yendikten sonra farkındalığım arttı... Vaktiyle baktıklarımı gerçekten görür hale geldim.
Yakalandığı Covid-19 nedeniyle 39 saat yoğun bakımda tedavi edilen Ordulu Tiyatro ve dizi oyuncusu Serkan Aydın, “Enfekte olduğumu öğrendiğimde, elbette çok korktum. Yoğun bakım ünitesindeydim. Nefes alamıyor, doktorla, hemşirelerle konuşamıyordum.” dedi.

Ordulu Tiyatro ve dizi oyuncusu Serkan Aydın, yakalandığı Covid-19 sonrasında yoğun bakımda geçen 39 saatini Araştırmacı Yazar- Eleştirmen Pınar Çekirge’ye verdiği röportajda anlattı. Genç olmasına rağmen hastalık nedeniyle yaşadığı o zorlu süreci anlatan Serkan Aydın’ın hepimize ders olacak anlattıkları şöyle;

 

- 2020'nin neredeyse son günleri. Aslında lanetli bir yıl yaşadık diyebilirim; Doğal afetler, kazalar ve Covid 19. Bildiğim kadarıyla, siz de bu enfeksiyonu oldukça ağır biçimde yaşadınız. Ne oldu, ilk anda nasıl fark edildi?

- Evet oldukça zor bir yıl ve şansız, evham, kaygı dolu bir dönemden geçmekteyiz. En başta çok hafif seyir ediyordu belirtiler. On gün sonra dayanılmaz sırt ağrıları başladı. Derhal ambulansla hastaneye kaldırıldım. Acilde iğneler, serumlar, ağrı kesiciler uygulandı peş peşe, görüntülemeler yapıldı. Sonuç olarak müşahede altındayken ağrı durdu, tahlil sonuçları temiz çıktı. Eve döndüm. Her şey iyi gibiydi. Dört gün sonra, ağrılar yeniden başladı. Adeta nefes alamıyor, konuşamıyor hareket bile edemiyordum. Sağ göğüs arkasında yoğunlaşan ağrı sola geçti, sonra böbreklere indi. Yataktan kalkamıyor, nasıl desem doğrulamıyordum bile. Bırakın yemek yemeyi, şu içmek bile imkansız hale gelmişti. Bir defa daha hastaneye götürüldüm. Enfeksiyon hızla yayılmış her iki akciğerde zatürreye başlamıştı. Zorlu, ıstırap dolu zamanlar başlamıştı.

 

- Tanı konulduğunda ne htiniz? Korktunuz, buraya kadarmış, dediniz mi ? Yoksa atlatacağınızdan emin miydiniz?

S.A - Enfekte olduğumu öğrendiğimde, elbette çok korktum. Yoğun bakım ünitesindeydim. Nefes alamıyor, doktorla, hemşirelerle konuşamıyordum. Hemen tıbbi müdahaleye başlandı. Oksijen tüpleri, iğneler, ilaçlar, damardan serumlar, sürekli tansiyon ölçümleri. Nabız ve tansiyon oldukça yüksekti ve belli bir süre de düşmedi. Çok halsizdim. Doğrusunu söylemek gerekirse, kandaki oksijen oranını tespit etmek için kasıktan kan aldıklarında, gerçekten çok korktum, sanırım buraya kadarmış, diye düşündüm. Ailem geldi aklıma. Sahne geldi. Doktorun, " Serkan Bey her şey iyi olmanız için lütfen güçlü olun " sözleriyle kendini toparladım. Direnecek, hayatta kalacaktım. Yapacağım çok şey vardı. Hayır, bu virüsü yenecektim. Buna mecburdum. Benimle ilgilenen sağlık personeline, elimden geldiğince yardımcı olmaya çabaladım. Gerçekten çok gayret sarf ettiler. Onlara müteşekkirim.

 

- Hastanede yoğun bakımda olmak..

S.A - Evet, üç gün yoğun bakımda kaldım. Hastane de toplam 10 gün yattım. Uygulanan tedaviye cevap vermeye başlamama rağmen, cihaza bağlı olarak oksijen almaya devam ediyordum. Doktorum spor yapmamın ve kendime iyi bakmış olmanın iyileşmemde etkili olduğunu belirtti.

 

- Nekahat dönemi dahil yaklaşık bir buçuk ay, neredeyse güncel hayattan izinliydiniz. Üstelik mesleğinizdeki başarı bir ödülle tescillenmişti..

S.A - Böyle bir dönemde iyi kötü her şeyi yaşadım, diyebilirim. Daha önce de bir röportajda bahsetmiştim: "Bazen ışıldamak için karanlığa girmelisin."  Çünkü inanın her şey acı tatlı yüzleriyle çıkıyor karşımıza. Yara ve tuz oluyoruz ister istemez. Direnerek her şeyin üstesinden gelebiliyoruz yine de.

 

- Peki umudunuzu tümüyle yitirdiğimiz oldu mu?

S.A- Hayır, asla yitirmedim. Biz sanatçılar umudumuzu yitirmemeliyiz ki topluma örnek olabilelim. Güçlü olmalısın, hayata tutunmalısın asıl bundan sonra başlıyor mücadelen, bir an evvel ayağa kalkmalısın, dedim kendime. Hastane bahçesinden beni görmek isteyenler, pencereye el sallayanlar, çiçek,  meyve sepetleri gönderenler, notlar yazarak bana moral veren herkese tekrar teşekkür ederim. Onların iyi dilekleri, sevgileri bir zırh oldu adeta. Bunun belki bilimsel bir ispatı yok..ama böyle bunu yaşadım ben.

 

- Bizde ödüllü sanatçı bazen iş teklifi alamazken, kimileri projeler arasında seçim yapamaz halde kalır. Tiyatroların salgın nedeniyle perde kapatması çalışmalarınızı engellemiş olmalı. Ve araya bir de tedavi süreciniz girince...

S.A- Tam da böyle oldu. İki oyun programım ve bir dizi projem, rahatsızlanmam nedeniyle gerçekleşemedi. Hasta olmasaydım bir hafta sonra sete başlayacaktım. Şans dedim, bunda da bir hayır vardır elbette, dedim. Elbette sağlık çok önemli. Oyun projeleri de yarım kaldı, aslında tüm dünya aynı durumda. Yüzyıl Savaşları da İspanyol Gribi de yaşayanlar için hiç bitmeyecekmiş gibi gelmiş olmalı. Ama bitti. Bu salgın da sona erecek. Er veya geç. Sahneye döneceğim. Durmadan rekat okuyorum şu günlerde. Hatta birkaç proje belirledim bile. Covid 19'u yaşamış biri olarak şunu söylemeliyim, bu hastalığı yendikten sonra farkındalığım arttı... Vaktiyle baktıklarımı gerçekten görür hale geldim.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.