bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

HAMARAT: İTİBAR HIRSIZLIĞI YAPILIYOR

Karadeniz Gündem (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 20.02.2014 - 01:47, Güncelleme: 05.01.2023 - 05:10 2586+ kez okundu.
 

HAMARAT: İTİBAR HIRSIZLIĞI YAPILIYOR

AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, ülke gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. İnternet yasasıyla ilgili konuşan Hamarat, “internette itibar hırsızlığı yapılıyor bireylerin kişilikleri zarar görüyor. Böyle bir alanın yönetilmesi artık bir ihtiyaç haline geldi.” dedi.
Fatma Yılmaz: Sayın Hamarat, Türkiye önemli bir süreçten geçiyor. Malumunuz gündem çok yoğun. HSYK düzenlemesiyle başlamak istiyorum müsaadenizle. CHP bu gün bir ilke imza atarak Cumhurbaşkanının onayına sunulan HSYK düzenlemesi ile ilgili Anayasa Mahkemesine bir başvuru yaptı. Yürürlüğe girmeyen bir yasa ilk defa Anayasa Mahkemesine götürüldü. Bu hukuki mi? Bir hukukçu olarak hukukta böyle bir başvuru mümkün mü? Hamarat: 2010 Anayasa Reformunda değiştirdiğimiz bir madde bu. Daha özgür daha adil bir Türkiye için attığımız adımlar maalesef suistimal edildi. O zaman da muhalefet buna canla başla karşı çıkmıştı. Anayasa Mahkemesine böyle alelacele bir başvuru yapmalarının hukuki bir dayanağı yok. Anayasanın 151. Maddesi çok açık bunu ifade etmektedir. Yasa, Cumhurbaşkanlığı makamında iken, daha yasa onanmadan, yasanın onanıp onanmaması belli olmadan ve resmi gazetede yayınlanmadan Anamuhalefet Partisinin Anayasa Mahkemesine yasanın iptali için başvurmasının bir hukuki dayanağı yoktur. Anamuhalefet partisi daha yasalaşmamış bir yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Bu da muhalefetin olaylara ne düzeyde yaklaşım gösterdiğinin bir örneğidir. Bu muhalefetin gayri ciddi bir çalışma içerisinde olduğunu göstermektedir. Fatma Yılmaz: Bu durumda Anayasa Mahkemesinin Yapması gereken nedir? Hamarat: Anayasa mahkemesine bir dilekçe verilmiş. Dilekçeyi alan her kurum dilekçenin usulüne uygun olup olmadığına bakar. Bir dilekçe şartları gerçekleşmemiş bir şekilde verilmişse bunun şekli bir eksikliği vardır. Bir hukukçu olarak benim görüşüm şeklen henüz şartları doğmamış bir talebin içeriğine girilip inceleme yapılması hukuken mümkün değildir. Geçmişte bu tip uygulamalar denendi. Buna hukuk dilinde normlara işkence etmek deniyor. Siz iyi niyetle konulmuş olan Anayasa normlarını tersinden, düzünden okuyarak, kelimeleri başka yerlere çekerek, enteresan kimsenin öngörmediği böyle cin fikirlilikle birtakım sonuçlar çıkararak ortaya konan bütün hukuki yorumlar sosyal ve siyasi alanlar gibi başka alanlarda sancılara yol açıyor. Hukuk, iyi niyetle yorumlanması gereken bir doktrindir. Burada meclisten çıkan bir yasa var. Bu yasa henüz resmi gazetede yayınlanmamış. Yasa hukuk dünyasında henüz kişiliğine kavuşmamış. Siz varlığını ortaya koymamış bir şeyin yokluğunu ispat etmeye çalışıyorsunuz. Bu da hukuku oyuncağa çevirmek gibi bir şey. Ya da siyaset alanındaki eksikliklerini, beceriksizliklerini hukuk alanını eğerek bükerek tamamlamaya çalışmanın tezahürü. CHP'nin sürekli yaptığı ve milletimizin de alıştığı şeyler bunlar. CHP hangi konu olursa olsun o konuda siyaset üretmek yerine, yapılan bir çalışmayla alakalı hemen bir dosya hazırlayıp o dosyayı koltuklarının altına alıp koşa koşa Anayasa mahkemesine başvuruyor. CHP mızıkçılık yapmaktan öteye bir şey yapmıyor. Türkiye'de siyasette iddialı iseniz, yapılan işlem konusunda itirazlarınızı milletin huzurunda açıkça ortaya koyarsınız. Şayet savunduklarınız doğruysa bu millet doğruyu savunanı sandıkta ödüllendirir, yanlışsa millet bunu seçimde cezalandırır. Ama millete güvenmeyeceksiniz, hükümete güvenmeyeceksiniz, meclise güvenmeyeceksiniz, hukuka güvenmeyeceksiniz, işte en son varılan nokta hukuk normlarını eğerek bükerek bir takım sonuçlar elde etmeye çalışırsınız. Fatma Yılmaz: Mecliste HSYK düzenlemesi görüşülürken oldukça çok tartışıldı. Düzenlemelerin Anayasaya aykırı olduğu, Bakanın yetkilerinin arttırıldığı uzun tartışmalara yol açtı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yasa ile ilgili karar vermesinde 15 günü var. Peki sizce Cumhurbaşkanından yasanın dönüp tekrardan meclise gelme ihtimali var mı? Bu ihtimal, üyesi bulunduğunuz Anayasa komisyonu tarafından nasıl bir süreci doğurur? Hamarat: Teorik olarak geri dönme olasılığı vardır ama bizim böyle bir beklentimiz yok. Anayasamız gereği Cumhurbaşkanımız zaten yürütmenin başıdır. Yürütme bütünlüğü içerisinde kontrollerini ve uyarılarını yapmaktadır ve yapacaktır da. Ancak yasa Anayasaya aykırı değildir. Çünkü Anayasamızın 159. Maddesinde çok açık bir şekilde HSYK mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esasına göre kurulur ve görev yapar diyor. Burada mahkemelerin bağımsızlığını koruma, bağımsızlığını sağlama görevi zaten 1. Fıkrasında hatırlatılıyor. Mahkemeleri reform yaparak Hükümet'ten ve meclisten etkilenmeyecek bir şekilde bağımsızlaştırdığınızda bu mahkemelerin hakimlerin başka paralel yapılara bağımlı hale geldiğini gördüğünüzde aslında tamda Anayasanın bu maddesini tekrar hayata geçirmek için bu adımlar atılıyor. Anayasa aykırı olduğunu iddia edenler şunu görmeleri gerekiyor. Asıl, yargı Hükümet'ten bağımsız, yasamadan bağımsız, devlet içerisinde yargı görevini yaparken kimseden etkilenmesin diye, tam adil çalışsın diye sağladığımız ayrıcalıklar, başkaları tarafından kötüye kullanıldığını görüyorsunuz ve bunun için yasa üzerindeki değişiklikleri yapıyorsunuz. Sayın cumhurbaşkanımız Anayasa değişikliğini öngörmüştü. Ancak Partiler buna yanaşmadılar. Şimdi ise aynı Anayasa maddesi çerçevesinde ona aykırı olmayacak şekilde yasadaki ekstra sağlanan ve kötüye kullanılan bazı konuları tekrar düzeltiyoruz. Anayasamızın 159. Maddesinin örneğin 8. Fıkrası aynen şöyle: “kurulun yönetimi ve temsili kurul başkanına aittir.” 3. Fıkrasında kurul başkanının Adalet Bakanı olduğu yazıyor. Yani kurul başkanı Adalet Bakanı ve kurulun yönetimi Adalet Bakanına aittir diyor. Çıkardığımız yasa ile biz Adalet Bakanı sembolik olsun, kurullara çok karışmasın demişiz. Bizim bu yaklaşımımız kötüye kullanılmış. Şimdide diyoruz ki Anayasanın tam da gereğini yapıyoruz. Bu maddenin Son fıkrasında kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu, işbölümü, kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ve genel sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir. Anayasa kendisi bu konuyu kanunla düzenleme alanına bırakmış. Biz de kanunla düzenlemişiz ancak kanunla düzenlerken Anayasanın öngördüğü özgürlüğü bir adım daha ileri götürmüştük, Türkiye’de daha çok demokrasi olsun demişiz, ancak; Kimsenin bu yetkileri kötüye kullanacağını düşünmemişiz. İyi niyetle adım atmışız, bugün görmüşüz ki; yani daha adil olsun diye verdiğimiz yetkiler, kontrolsüz şeklinde yorumlanmış ve Adalet Bakanı yokmuş gibi, sanki iktidar partisi adalet konusunda millete hesap vermiyormuşçasına bir tutum sergilenmiş ve biz herkesten üstünüz gerekirse herkesi sigaya çekeriz, gerekirse milli iradeyi bile takmayız görüntüsü içerisine girilmiş ve hükümette ister istemez bu konuyu tekrar gözden geçirerek Anayasamızın kanun düzenlemesi alanına bıraktığı sınırlar içerisinde HSYK'ya aykırı olmayacak bir şekilde bu konuyu yeniden düzenlemiştir. Konu Cumhurbaşkanımızın önündedir. Bizim geri çevrilme gibi bir beklentimiz de yoktur. Düzenleme açık ve nettir. Toplumunda beklentileri bu yöndedir. HSYK düzenlemesi 20 saatlik aralıksız bir çalışmanın sonucunda çıktıktan sonra kamuoyunda ve ekonomi dünyasında hemen olumlu tesirlerini göstermiştir. Bu konuda toplumun beklentisi siyasi iradenin gereğini yapması ve Adaletin başkalarının kontrolüne girmesini engellemesi anlamında atılan bir adım yönündedir. Milletimizin de önümüzdeki seçimlerde bu adımımızı takdir edeceğini düşünüyoruz ve yasanın geri döneceğine ihtimal vermiyoruz. Fatma Yılmaz: Son günlerin en tartışılan konularından biri de malumunuz İnternet yasası. Yasa onaylandı. İnternetin kötü kullanımının önüne geçilmesi için yapılan bir çalışma doğrusu. Cumhurbaşkanımız internetin iyi yönlerinin hiç konuşulmadığını, tartışılmadığını ifade etti. Sansür iddiaları var. Yasa ile ilgili gelen eleştiriler var bu eleştirilere nasıl bakıyorsunuz? Cumhurbaşkanımız değiştirilmesi gereken bazı hususlar olduğunu söyledi. Belki de bu bir ilktir. İçinde bulunduğumuz yerel seçim sürecinde de her gün bir ses kaydı malum yayınlanmakta. Başbakan Erdoğan da grup toplantısında değindi. Paralel yapılanmanın bu yasaya şiddetle karşı çıkması da akılları karıştırıyor. Peki burada seçim sürecini sabote etme gibi bir düşünce olabilir mi? Hamarat: Onun emarelerini görüyoruz. İnternet dünyasının ülkemizde alabildiğine özgür hatta yönetilmeyen bir alan olduğunu biliyorduk. Zaten bu da söyleniyordu. Muhalefet partilerinden arkadaşlarında bu konularda önerileri vardı. İnternet alanına bir düzenleme gelmeli diye muhalefetin de bir sürü açıklamaları var. İnternet dünyasında alenen bu özgürlükler öyle kötüye kullanılıyor ki başka insanların özel hayatları mahvediliyor, kişilik haklarına dokunuluyor, yani adeta bir toplulukta veya bir yerde bir insanın yüzüne karşı hakaret etsen suçu ve cezası var. İnternet üzerinden böyle bir eylem yapılsa kişiyi bulamıyorsunuz, ceza veremiyorsunuz. Yani internet aleminde itibar hırsızlığı yapılıyor bireylerin kişilikleri zarar görüyor. Böyle bir alanın yönetilmesi artık bir ihtiyaç haline geldi. İnternet üzerindeki bu kontrolsüzlüğün yönetilmesi gerekiyor. Bir özgürlüğün en büyük düşmanı başka bir kontrolsüz özgürlüktür. İnternet alanındaki iletişim özgürlüğü öyle pervasızca kullanıldı ki seçim öncesi adeta siyasi operasyonlara, milletin iradesinin tersine sonuçlar doğuracak şekilde milletin seçtiği kişilerin kişilikleri de çiğnenecek hatta milletin iradesi bertaraf edilecek şekilde kötüye kullanılmaktadır. Kontrolsüz internet Demokrasiye saldırılarda, kurumların itibarını zedelemek için, özel kişilerin kişilik haklarını yıpratmakta kullanılmaya başlandı. Manevi varlıkların yok edilmesinde, çocukların, gençlerin gelişimini engelleyecek alanlarda sınırsızca kullanılmaktadır. Tüm bu ve buna benzer problemler iktidarlara anayasal bir yükümlülük yükleyerek bundan doğan sıkıntılara çözüm sunmayı gerektiriyor. Bu yasayla kontrolsüz bir alanın daha faydalı bir şekilde toplum ve insanlık yararına yönetilmesi için düzenlemeler var. İnternet yasasında yönetme var koruma var. Aslında internetin daha faydalı kullanılmasının zeminini hazırlama var. Siz bu düzenlemeleri yapmadığınız zaman interneti kötü emellerimiz doğrultusunda kullanarak topuma ve insanlığa zarar vermiş oluyoruz. İlimde, fende, okullarda, sağlıklı iletişimde ve yerli yerinde kullandığınız zaman çok iyi neticelere ulaşabildiğiniz gibi sınırları belirlenmemiş bir internet iletişimi çok kötü emellerde de kullanılabilmekte. Örneğin çocuklarımız kahvehaneye, oyun salonlarına girebiliyorlar mı giremiyorlar. Ama sanal dünya da bir çocuk,genç siz sınırlama getirmediğiniz zaman her türlü kumar sitelerine, oyun sitelerine girebiliyor; bu da onun dünyasının her türlü şekillenmesine katkı sağlıyor. Bu hükümetimizin duyarsız kalamayacağı konulardan biri. Muhalefetin de bu konuya neden muhalefet ettiğini doğrusu anlamakta zorlanıyoruz. Fatma Yılmaz: Bir hukukçu olarak Kabataş’taki olaya da değinmenizi istiyorum. Ortada linç edilen bir kadın ve darp edilen bir çocuk var. Ama şimdilerde olayın gerçek olup olmadığı tartışılıyor. Hukuksuz ses kayıtlarıyla veya görüntüleriyle. Tacize uğrayan kadın hakkında da halkı tahrik etmek ve iftira atmak gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. Darp edildiğine dair ortada raporlarda mevcutken bu durumu nasıl okumalıyız, bu durumun hukuktaki yeri nedir? Hamarat: Aslında maddi bir vakıanın tespiti yapılmış. Burada bir olayın yaşandığı raporlarda sabit. Bunu siyaset alanına çekipte bunun ortaya koyduğu simgesel değeri baz alarak o kişinin kişilik haklarını yok sayarak, başörtülü bir bayan olması, çocuğunun olması, anne olması bunun ortaya koyduğu mesajı bertaraf etmek için siyasi hırsla maalesef gözü dönmüş bir şekilde adeta Yavuz hırsız ev sahibini bastırır sözünde olduğu gibi olayı birileri tersyüz etmeye çalışmakta. Maalesef bu da toplum nezdinde gerçek algıları değiştiremeyecektir diye düşünüyorum. Sayın Başbakanımız olayın hakikatini açıkladı. Bir de bilinen bir aile. Bu topluma hizmet eden bir Belediye Başkanımızın gelini. Maalesef acımasızca bazı gazetelerin olayı 28 şubattaki bazı kişilere benzeterek, bunu bir kurguymuş gibi lanse edenlerin ne kadar acımasız olduğunu gösteriyor. Olayın hukuki kısmı mahkemelerdedir. Bağımsız yargı bunu inceleyecektir. Ama biraz önce de bahsettiğimiz gibi yani bu kadar işi ileri götürüpte adeta olay yokmuşçasına olayı tersine döndürüp mizansenmiş gibi tersine dava açılması başka çağrışımlar yapıyor. İlk başta bahsettiğimiz konuyla bağlantılı bir durum. Bir yerlerde paralel yapılanmalar olur da mahkemeler adalet dışında başka yerlere bağlanırsa böyle olayların gerçek olduğunun tam tersi bir şekilde dava konusu yapmaya cesaret edilebiliyor. İşte HSYK yasasının da ne kadar önemli olduğunu açıkça bu olay bile bize göstermektedir.
AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, ülke gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. İnternet yasasıyla ilgili konuşan Hamarat, “internette itibar hırsızlığı yapılıyor bireylerin kişilikleri zarar görüyor. Böyle bir alanın yönetilmesi artık bir ihtiyaç haline geldi.” dedi.

Fatma Yılmaz: Sayın Hamarat, Türkiye önemli bir süreçten geçiyor. Malumunuz gündem çok yoğun. HSYK düzenlemesiyle başlamak istiyorum müsaadenizle. CHP bu gün bir ilke imza atarak Cumhurbaşkanının onayına sunulan HSYK düzenlemesi ile ilgili Anayasa Mahkemesine bir başvuru yaptı. Yürürlüğe girmeyen bir yasa ilk defa Anayasa Mahkemesine götürüldü. Bu hukuki mi? Bir hukukçu olarak hukukta böyle bir başvuru mümkün mü?

Hamarat: 2010 Anayasa Reformunda değiştirdiğimiz bir madde bu. Daha özgür daha adil bir Türkiye için attığımız adımlar maalesef suistimal edildi. O zaman da muhalefet buna canla başla karşı çıkmıştı. Anayasa Mahkemesine böyle alelacele bir başvuru yapmalarının hukuki bir dayanağı yok. Anayasanın 151. Maddesi çok açık bunu ifade etmektedir. Yasa, Cumhurbaşkanlığı makamında iken, daha yasa onanmadan, yasanın onanıp onanmaması belli olmadan ve resmi gazetede yayınlanmadan Anamuhalefet Partisinin Anayasa Mahkemesine yasanın iptali için başvurmasının bir hukuki dayanağı yoktur. Anamuhalefet partisi daha yasalaşmamış bir yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Bu da muhalefetin olaylara ne düzeyde yaklaşım gösterdiğinin bir örneğidir. Bu muhalefetin gayri ciddi bir çalışma içerisinde olduğunu göstermektedir.

Fatma Yılmaz: Bu durumda Anayasa Mahkemesinin Yapması gereken nedir?

Hamarat: Anayasa mahkemesine bir dilekçe verilmiş. Dilekçeyi alan her kurum dilekçenin usulüne uygun olup olmadığına bakar. Bir dilekçe şartları gerçekleşmemiş bir şekilde verilmişse bunun şekli bir eksikliği vardır. Bir hukukçu olarak benim görüşüm şeklen henüz şartları doğmamış bir talebin içeriğine girilip inceleme yapılması hukuken mümkün değildir. Geçmişte bu tip uygulamalar denendi. Buna hukuk dilinde normlara işkence etmek deniyor. Siz iyi niyetle konulmuş olan Anayasa normlarını tersinden, düzünden okuyarak, kelimeleri başka yerlere çekerek, enteresan kimsenin öngörmediği böyle cin fikirlilikle birtakım sonuçlar çıkararak ortaya konan bütün hukuki yorumlar sosyal ve siyasi alanlar gibi başka alanlarda sancılara yol açıyor. Hukuk, iyi niyetle yorumlanması gereken bir doktrindir. Burada meclisten çıkan bir yasa var. Bu yasa henüz resmi gazetede yayınlanmamış. Yasa hukuk dünyasında henüz kişiliğine kavuşmamış. Siz varlığını ortaya koymamış bir şeyin yokluğunu ispat etmeye çalışıyorsunuz. Bu da hukuku oyuncağa çevirmek gibi bir şey. Ya da siyaset alanındaki eksikliklerini, beceriksizliklerini hukuk alanını eğerek bükerek tamamlamaya çalışmanın tezahürü. CHP'nin sürekli yaptığı ve milletimizin de alıştığı şeyler bunlar. CHP hangi konu olursa olsun o konuda siyaset üretmek yerine, yapılan bir çalışmayla alakalı hemen bir dosya hazırlayıp o dosyayı koltuklarının altına alıp koşa koşa Anayasa mahkemesine başvuruyor. CHP mızıkçılık yapmaktan öteye bir şey yapmıyor. Türkiye'de siyasette iddialı iseniz, yapılan işlem konusunda itirazlarınızı milletin huzurunda açıkça ortaya koyarsınız. Şayet savunduklarınız doğruysa bu millet doğruyu savunanı sandıkta ödüllendirir, yanlışsa millet bunu seçimde cezalandırır. Ama millete güvenmeyeceksiniz, hükümete güvenmeyeceksiniz, meclise güvenmeyeceksiniz, hukuka güvenmeyeceksiniz, işte en son varılan nokta hukuk normlarını eğerek bükerek bir takım sonuçlar elde etmeye çalışırsınız.

Fatma Yılmaz: Mecliste HSYK düzenlemesi görüşülürken oldukça çok tartışıldı. Düzenlemelerin Anayasaya aykırı olduğu, Bakanın yetkilerinin arttırıldığı uzun tartışmalara yol açtı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yasa ile ilgili karar vermesinde 15 günü var. Peki sizce Cumhurbaşkanından yasanın dönüp tekrardan meclise gelme ihtimali var mı? Bu ihtimal, üyesi bulunduğunuz Anayasa komisyonu tarafından nasıl bir süreci doğurur?

Hamarat: Teorik olarak geri dönme olasılığı vardır ama bizim böyle bir beklentimiz yok. Anayasamız gereği Cumhurbaşkanımız zaten yürütmenin başıdır. Yürütme bütünlüğü içerisinde kontrollerini ve uyarılarını yapmaktadır ve yapacaktır da. Ancak yasa Anayasaya aykırı değildir. Çünkü Anayasamızın 159. Maddesinde çok açık bir şekilde HSYK mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esasına göre kurulur ve görev yapar diyor. Burada mahkemelerin bağımsızlığını koruma, bağımsızlığını sağlama görevi zaten 1. Fıkrasında hatırlatılıyor. Mahkemeleri reform yaparak Hükümet'ten ve meclisten etkilenmeyecek bir şekilde bağımsızlaştırdığınızda bu mahkemelerin hakimlerin başka paralel yapılara bağımlı hale geldiğini gördüğünüzde aslında tamda Anayasanın bu maddesini tekrar hayata geçirmek için bu adımlar atılıyor. Anayasa aykırı olduğunu iddia edenler şunu görmeleri gerekiyor.

Asıl, yargı Hükümet'ten bağımsız, yasamadan bağımsız, devlet
içerisinde yargı görevini yaparken kimseden etkilenmesin diye, tam adil çalışsın diye sağladığımız ayrıcalıklar, başkaları tarafından kötüye kullanıldığını görüyorsunuz ve bunun için yasa üzerindeki değişiklikleri yapıyorsunuz. Sayın cumhurbaşkanımız Anayasa değişikliğini öngörmüştü. Ancak Partiler buna yanaşmadılar. Şimdi ise aynı Anayasa maddesi çerçevesinde ona aykırı olmayacak şekilde yasadaki ekstra sağlanan ve kötüye kullanılan bazı konuları tekrar düzeltiyoruz. Anayasamızın 159. Maddesinin örneğin 8. Fıkrası aynen şöyle: “kurulun yönetimi ve temsili kurul başkanına aittir.” 3. Fıkrasında kurul başkanının Adalet Bakanı olduğu yazıyor. Yani kurul başkanı Adalet Bakanı ve kurulun yönetimi Adalet Bakanına aittir diyor. Çıkardığımız yasa ile biz Adalet Bakanı sembolik olsun, kurullara çok karışmasın demişiz. Bizim bu yaklaşımımız kötüye kullanılmış. Şimdide diyoruz ki Anayasanın tam da gereğini yapıyoruz. Bu maddenin Son fıkrasında kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu, işbölümü, kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ve genel sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir. Anayasa kendisi bu konuyu kanunla düzenleme alanına bırakmış. Biz de kanunla düzenlemişiz ancak kanunla düzenlerken Anayasanın öngördüğü özgürlüğü bir adım daha ileri götürmüştük, Türkiye’de daha çok demokrasi olsun demişiz, ancak; Kimsenin bu yetkileri kötüye kullanacağını düşünmemişiz. İyi niyetle adım atmışız, bugün görmüşüz ki; yani daha adil olsun diye verdiğimiz yetkiler, kontrolsüz şeklinde yorumlanmış ve Adalet Bakanı yokmuş gibi, sanki iktidar partisi adalet konusunda millete hesap vermiyormuşçasına bir tutum sergilenmiş ve biz herkesten üstünüz gerekirse herkesi sigaya çekeriz, gerekirse milli iradeyi bile takmayız görüntüsü içerisine girilmiş ve hükümette ister istemez bu konuyu tekrar gözden geçirerek Anayasamızın kanun düzenlemesi alanına bıraktığı sınırlar içerisinde HSYK'ya aykırı olmayacak bir şekilde bu konuyu yeniden düzenlemiştir. Konu Cumhurbaşkanımızın önündedir. Bizim geri çevrilme gibi bir beklentimiz de yoktur. Düzenleme açık ve nettir. Toplumunda beklentileri bu yöndedir. HSYK düzenlemesi 20 saatlik aralıksız bir çalışmanın sonucunda çıktıktan sonra kamuoyunda ve ekonomi dünyasında hemen olumlu tesirlerini göstermiştir. Bu konuda toplumun beklentisi siyasi iradenin gereğini yapması ve Adaletin başkalarının kontrolüne girmesini engellemesi anlamında atılan bir adım yönündedir. Milletimizin de önümüzdeki seçimlerde bu adımımızı takdir edeceğini düşünüyoruz ve yasanın geri döneceğine ihtimal vermiyoruz.

Fatma Yılmaz: Son günlerin en tartışılan konularından biri de malumunuz İnternet yasası. Yasa onaylandı. İnternetin kötü kullanımının önüne geçilmesi için yapılan bir çalışma doğrusu. Cumhurbaşkanımız internetin iyi yönlerinin hiç konuşulmadığını, tartışılmadığını ifade etti. Sansür iddiaları var. Yasa ile ilgili gelen eleştiriler var bu eleştirilere nasıl bakıyorsunuz? Cumhurbaşkanımız değiştirilmesi gereken bazı hususlar olduğunu söyledi. Belki de bu bir ilktir. İçinde bulunduğumuz yerel seçim sürecinde de her gün bir ses kaydı malum yayınlanmakta. Başbakan Erdoğan da grup toplantısında değindi. Paralel yapılanmanın bu yasaya şiddetle karşı çıkması da akılları karıştırıyor. Peki burada seçim sürecini sabote etme gibi bir düşünce olabilir mi?

Hamarat: Onun emarelerini görüyoruz. İnternet dünyasının ülkemizde alabildiğine özgür hatta yönetilmeyen bir alan olduğunu biliyorduk. Zaten bu da söyleniyordu. Muhalefet partilerinden arkadaşlarında bu konularda önerileri vardı. İnternet alanına bir düzenleme gelmeli diye muhalefetin de bir sürü açıklamaları var. İnternet dünyasında alenen bu özgürlükler öyle kötüye kullanılıyor ki başka insanların özel hayatları mahvediliyor, kişilik haklarına dokunuluyor, yani adeta bir toplulukta veya bir yerde bir insanın yüzüne karşı hakaret etsen suçu ve cezası var. İnternet üzerinden böyle bir eylem yapılsa kişiyi bulamıyorsunuz, ceza veremiyorsunuz. Yani internet aleminde itibar hırsızlığı yapılıyor bireylerin kişilikleri zarar görüyor. Böyle bir alanın yönetilmesi artık bir ihtiyaç haline geldi. İnternet üzerindeki bu kontrolsüzlüğün yönetilmesi gerekiyor. Bir özgürlüğün en büyük düşmanı başka bir kontrolsüz özgürlüktür. İnternet alanındaki iletişim özgürlüğü öyle pervasızca kullanıldı ki seçim öncesi adeta siyasi operasyonlara, milletin iradesinin tersine sonuçlar doğuracak şekilde milletin seçtiği kişilerin kişilikleri de çiğnenecek hatta milletin iradesi bertaraf edilecek şekilde kötüye kullanılmaktadır. Kontrolsüz internet Demokrasiye saldırılarda, kurumların itibarını zedelemek için, özel kişilerin kişilik haklarını yıpratmakta kullanılmaya başlandı. Manevi varlıkların yok edilmesinde, çocukların, gençlerin gelişimini engelleyecek alanlarda sınırsızca kullanılmaktadır. Tüm bu ve buna benzer problemler iktidarlara anayasal bir yükümlülük yükleyerek bundan doğan sıkıntılara çözüm sunmayı gerektiriyor. Bu yasayla kontrolsüz bir alanın daha faydalı bir şekilde toplum ve insanlık yararına yönetilmesi için düzenlemeler var. İnternet yasasında yönetme var koruma var. Aslında internetin daha faydalı kullanılmasının zeminini hazırlama var. Siz bu düzenlemeleri yapmadığınız zaman interneti kötü emellerimiz doğrultusunda kullanarak topuma ve insanlığa zarar vermiş oluyoruz. İlimde, fende, okullarda, sağlıklı iletişimde ve yerli yerinde kullandığınız zaman çok iyi neticelere ulaşabildiğiniz gibi sınırları belirlenmemiş bir internet iletişimi çok kötü emellerde de kullanılabilmekte. Örneğin çocuklarımız kahvehaneye, oyun salonlarına girebiliyorlar mı giremiyorlar. Ama sanal dünya da bir çocuk,genç siz sınırlama getirmediğiniz zaman her türlü kumar sitelerine, oyun sitelerine girebiliyor; bu da onun dünyasının her türlü şekillenmesine katkı sağlıyor. Bu hükümetimizin duyarsız kalamayacağı konulardan biri. Muhalefetin de bu konuya neden muhalefet ettiğini doğrusu anlamakta zorlanıyoruz.

Fatma Yılmaz: Bir hukukçu olarak Kabataş’taki olaya da değinmenizi istiyorum. Ortada linç edilen bir kadın ve darp edilen bir çocuk var. Ama şimdilerde olayın gerçek olup olmadığı tartışılıyor. Hukuksuz ses kayıtlarıyla veya görüntüleriyle. Tacize uğrayan kadın hakkında da halkı tahrik etmek ve iftira atmak gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. Darp edildiğine dair ortada raporlarda mevcutken bu durumu nasıl okumalıyız, bu durumun hukuktaki yeri nedir?

Hamarat: Aslında maddi bir vakıanın tespiti yapılmış. Burada bir olayın yaşandığı raporlarda sabit. Bunu siyaset alanına çekipte bunun ortaya koyduğu simgesel değeri baz alarak o kişinin kişilik haklarını yok sayarak, başörtülü bir bayan olması, çocuğunun olması, anne olması bunun ortaya koyduğu mesajı bertaraf etmek için siyasi hırsla maalesef gözü dönmüş bir şekilde adeta Yavuz hırsız ev sahibini bastırır sözünde olduğu gibi olayı birileri tersyüz etmeye çalışmakta. Maalesef bu da toplum nezdinde gerçek algıları değiştiremeyecektir diye düşünüyorum. Sayın Başbakanımız olayın hakikatini açıkladı. Bir de bilinen bir aile. Bu topluma hizmet eden bir Belediye Başkanımızın gelini. Maalesef acımasızca bazı gazetelerin olayı 28 şubattaki bazı kişilere benzeterek, bunu bir kurguymuş gibi lanse edenlerin ne kadar acımasız olduğunu gösteriyor. Olayın hukuki kısmı mahkemelerdedir. Bağımsız yargı bunu inceleyecektir. Ama biraz önce de bahsettiğimiz gibi yani bu kadar işi ileri götürüpte adeta olay yokmuşçasına olayı tersine döndürüp mizansenmiş gibi tersine dava açılması başka çağrışımlar yapıyor. İlk başta bahsettiğimiz konuyla bağlantılı bir durum. Bir yerlerde paralel yapılanmalar olur da mahkemeler adalet dışında başka yerlere bağlanırsa böyle olayların gerçek olduğunun tam tersi bir şekilde dava konusu yapmaya cesaret edilebiliyor. İşte HSYK yasasının da ne kadar önemli olduğunu açıkça bu olay bile bize göstermektedir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.