Abdullah Yılmaz
Köşe Yazarı
Abdullah Yılmaz
 

(CUMA SELAMLIĞI) KAĞIT HAVLU KULLANMA ADABI

“Ey Âdemoğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allâh israf edenleri sevmez.” El-A’raf, 31 İnsanları değerlendirebilmenize yardımcı olabilecek birçok kriter bulabilirsiniz. Bence bunlardan birisi de başlıkta belirttiğim kağıt havlu gibi gündelik hayatta pek de önemsenmeyen ürünlerin nasıl kullanıldığı olabilir. Bundan on yıl, on beş yıl öncesine kadar medeniyet seviyesinin bir göstergesi olan tuvalet meselesinde sınıfta kalacak seviyede idik. Ortak kullanım yerlerinde rezil görüntülerle karşılaşıyorduk. Esasında bu konuda iyi bir görüntü beklentimiz bile yoktu, öğrenilmiş çaresizlik yaşıyorduk. Hatta tuvaletten çıktıktan sonra sabun bulunca kendimizi şanslı sayardık. Bendeniz cüzdanımda kağıt şeklindeki sabunlardan bulunduruyordum. Zaman geçtikçe, iyi örnekler çoğaldı ve artık ülkemizin her yerinde bu meseleler büyük ölçüde çözüldü ve seviye çok yukarılara çıktı. Sabunların yanı sıra kağıt havlu hizmeti de görüyoruz. Temizlik meselesi çözüldü diyelim ama şimdi de aşmamız gereken israf gibi başka konular olduğunu görmekteyiz. İsraf hayatımızın her alanını kuşatmış durumda. İmkanlar, nimetler ve olanaklar arttıkça türlü türlü israf çeşitleriyle karşılaşıyoruz. Sokaklara konulan çöp konteynerleri ekmeklerle ve diğer yiyeceklerle doluyor. Ülkemizin otellerindeki, yemekhanelerindeki, lokantalarındaki israfla belki orta büyüklükteki bir ülkeyi doyurabilirsiniz. Bu tarz fiili israfın yanında ömür israfı, insan israfı, teknoloji israfı, zamanın israfı gibi birçok israf çeşidi sayabiliriz. Hepsini kendi mecrasında ele almakta fayda var. Örneğin, teknolojik ürünlerin hayatımıza girdiği bu dönemlerde, işimizi gayet iyi bir şekilde gören bir cihaza sahipken yenisi çıktığı için en pahalı olanından gidip almak israf oğlu israftır. Bendeniz yaklaşık 5 sene evvel aldığım orta halli bir telefonu halen keyifle kullanabilmekteyim. Uzun bir süre daha kullanacağımı düşünüyorum. Aynı işlevi sunan bir cihaz varken iki kat, üç kat fazla para ödeyerek pahalı cihaz almayı bu kapsamda düşünebilirsiniz. Bazen israf meselesi kişiden kişiye değişebilir. Bir kişiye israf olan şey bir başkası için ihtiyaç olabilir. Bunun da muhasebesini islam ve vicdan penceresinden bakarak her kişi kendisi yapabilir, biz daha fazla uzatmayalım. Derdimi daha iyi anlatmak için bu aşamada israfı ikiye ayırmak istiyorum. -Birincisi kendi malımızı israf, -İkincisi ise başkasının veya kamunun malını israf Kendi malımızı da öyle istediğimiz gibi saçıp savuramayız. Mesela su, parasını verip istediğimiz kadar kullanabildiğimiz bir ihtiyaç ürünüdür ama boşa akıtamayız. Sınırlıdır ve o suda milyonlarca insanın hakkı vardır. Mesela üç kuruşluk adamsın ama beş kuruşluk olman da bir şey değiştirmez sırf paran var diye diş fırçalarken çeşmeyi açık bırakarak beş litre su harcayamazsın! Duş alacaksın diye 15 dakika boyunca suyu açık bırakamazsın! Sorumlu davranmayı herkesin öğrenmesi gerekiyor. Örnekleri çoğaltabiliriz. Bu aşamada hizmetimize sunulmuş başkasının veya kamunun malını israf meselesini de biraz açalım. İnsanımız bedava sunulmuş şeyleri daha sorumsuzca kullanabiliyor. Belki kendi evinde dikkat ettiği birçok şeye kamusal alanda dikkat etmiyor, evinde sayıyla kullandığı kağıt peçeteyi kamu kurumunda bulunca hunharca kullanabiliyor. Hassas olduğumdan mıdır bilmiyorum bu konuda her gün kötü örneklerle karşılaşıyorum ve acayip sinirim bozuluyor. Uyardığınız insanların bir kısmı anlayışla karşılıyor ama önemli bir kısmı da bön bön bakmayı tercih ediyor. Elini yıkamış bir kişi bakıyorum ihtiyacının beş katı peçeteyle ellerini kuruluyor. Sensörlü makinaya asılarak aldığı metrelerce kağıt havluyla kurulanınca; daha iyi kurulanmış olmuyor, kul hakkına da girmiş oluyorsun! Hele bunu abdest aldıktan sonra yapıyorsan sorumluluğun daha da artıyor. Abdestinin sevabı falan da artmıyor! Elimde yetki olsa herhangi bir yerde veya devlet kademesinde görev vermeyi düşündüğüm kişilerin bu tip davranışlarını izlemek isterim. Elini kurularken ihtiyacından fazla havlu kullanıyor mu, kullanmıyor mu bakarım. Kızım olsa damat adayına da bakarım bu konularda hassasiyeti var mıdır diye. Yine kendi malını ile kamu malını nasıl kullanıyor bunun da mukayesesini yapmak isterim. Biliyorum, “hacım bu devirde uğraştığın şeye bak” diye konuyu küçümseyenler var ama bendeniz önemli olduğunu düşünüyorum. Yine kendi hayatında görmediği şeyleri kamu görevinde iken görüp dibine kadar zevkle kullanmanın da bir vebal olduğunu vurgulayalım. Bunları; okuyanlar için değil, aynı zamanda kendim için de yazıyorum yanlış anlaşılmasın hepimizin sorunudur bu. Bu konuda en güzel ölçü Adalet timsali Hz. Ömer’dir (R.A). ve onun hayatından örnekleri kendi hayatımıza tatbik etmeliyiz.  Bizler Kuluz, vatandaşız, komşuyuz, hemşehriyiz. Birey olmamızın dışında bir çok vasıflarla hayatımızı yaşamaktayız ve her vasfımızın bizlere yüklediği sorumluluklar bulunmakta. Bahsettiğimiz bu sorumluluklardan biri de ortak kullanımda olan şeyleri hakkımızdan fazla talan etmemektir. Kısa vadede edindiğimiz kazanım, uzun vadede ziyana dönüşür. Herkesin kendisini bir şekilde terbiye etmesi gerektiğini düşünmekteyim, vesselam… 
Ekleme Tarihi: 27 Eylül 2024 - Cuma

(CUMA SELAMLIĞI) KAĞIT HAVLU KULLANMA ADABI

“Ey Âdemoğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allâh israf edenleri sevmez.” El-A’raf, 31

İnsanları değerlendirebilmenize yardımcı olabilecek birçok kriter bulabilirsiniz. Bence bunlardan birisi de başlıkta belirttiğim kağıt havlu gibi gündelik hayatta pek de önemsenmeyen ürünlerin nasıl kullanıldığı olabilir.

Bundan on yıl, on beş yıl öncesine kadar medeniyet seviyesinin bir göstergesi olan tuvalet meselesinde sınıfta kalacak seviyede idik. Ortak kullanım yerlerinde rezil görüntülerle karşılaşıyorduk. Esasında bu konuda iyi bir görüntü beklentimiz bile yoktu, öğrenilmiş çaresizlik yaşıyorduk. Hatta tuvaletten çıktıktan sonra sabun bulunca kendimizi şanslı sayardık. Bendeniz cüzdanımda kağıt şeklindeki sabunlardan bulunduruyordum.

Zaman geçtikçe, iyi örnekler çoğaldı ve artık ülkemizin her yerinde bu meseleler büyük ölçüde çözüldü ve seviye çok yukarılara çıktı. Sabunların yanı sıra kağıt havlu hizmeti de görüyoruz.
Temizlik meselesi çözüldü diyelim ama şimdi de aşmamız gereken israf gibi başka konular olduğunu görmekteyiz.

İsraf hayatımızın her alanını kuşatmış durumda. İmkanlar, nimetler ve olanaklar arttıkça türlü türlü israf çeşitleriyle karşılaşıyoruz. Sokaklara konulan çöp konteynerleri ekmeklerle ve diğer yiyeceklerle doluyor. Ülkemizin otellerindeki, yemekhanelerindeki, lokantalarındaki israfla belki orta büyüklükteki bir ülkeyi doyurabilirsiniz.

Bu tarz fiili israfın yanında ömür israfı, insan israfı, teknoloji israfı, zamanın israfı gibi birçok israf çeşidi sayabiliriz. Hepsini kendi mecrasında ele almakta fayda var.

Örneğin, teknolojik ürünlerin hayatımıza girdiği bu dönemlerde, işimizi gayet iyi bir şekilde gören bir cihaza sahipken yenisi çıktığı için en pahalı olanından gidip almak israf oğlu israftır. Bendeniz yaklaşık 5 sene evvel aldığım orta halli bir telefonu halen keyifle kullanabilmekteyim. Uzun bir süre daha kullanacağımı düşünüyorum. Aynı işlevi sunan bir cihaz varken iki kat, üç kat fazla para ödeyerek pahalı cihaz almayı bu kapsamda düşünebilirsiniz. Bazen israf meselesi kişiden kişiye değişebilir. Bir kişiye israf olan şey bir başkası için ihtiyaç olabilir. Bunun da muhasebesini islam ve vicdan penceresinden bakarak her kişi kendisi yapabilir, biz daha fazla uzatmayalım.

Derdimi daha iyi anlatmak için bu aşamada israfı ikiye ayırmak istiyorum.
-Birincisi kendi malımızı israf,
-İkincisi ise başkasının veya kamunun malını israf

Kendi malımızı da öyle istediğimiz gibi saçıp savuramayız. Mesela su, parasını verip istediğimiz kadar kullanabildiğimiz bir ihtiyaç ürünüdür ama boşa akıtamayız. Sınırlıdır ve o suda milyonlarca insanın hakkı vardır. Mesela üç kuruşluk adamsın ama beş kuruşluk olman da bir şey değiştirmez sırf paran var diye diş fırçalarken çeşmeyi açık bırakarak beş litre su harcayamazsın! Duş alacaksın diye 15 dakika boyunca suyu açık bırakamazsın! Sorumlu davranmayı herkesin öğrenmesi gerekiyor. Örnekleri çoğaltabiliriz.

Bu aşamada hizmetimize sunulmuş başkasının veya kamunun malını israf meselesini de biraz açalım.
İnsanımız bedava sunulmuş şeyleri daha sorumsuzca kullanabiliyor. Belki kendi evinde dikkat ettiği birçok şeye kamusal alanda dikkat etmiyor, evinde sayıyla kullandığı kağıt peçeteyi kamu kurumunda bulunca hunharca kullanabiliyor. Hassas olduğumdan mıdır bilmiyorum bu konuda her gün kötü örneklerle karşılaşıyorum ve acayip sinirim bozuluyor. Uyardığınız insanların bir kısmı anlayışla karşılıyor ama önemli bir kısmı da bön bön bakmayı tercih ediyor. Elini yıkamış bir kişi bakıyorum ihtiyacının beş katı peçeteyle ellerini kuruluyor. Sensörlü makinaya asılarak aldığı metrelerce kağıt havluyla kurulanınca; daha iyi kurulanmış olmuyor, kul hakkına da girmiş oluyorsun! Hele bunu abdest aldıktan sonra yapıyorsan sorumluluğun daha da artıyor. Abdestinin sevabı falan da artmıyor!

Elimde yetki olsa herhangi bir yerde veya devlet kademesinde görev vermeyi düşündüğüm kişilerin bu tip davranışlarını izlemek isterim. Elini kurularken ihtiyacından fazla havlu kullanıyor mu, kullanmıyor mu bakarım. Kızım olsa damat adayına da bakarım bu konularda hassasiyeti var mıdır diye. Yine kendi malını ile kamu malını nasıl kullanıyor bunun da mukayesesini yapmak isterim. Biliyorum, “hacım bu devirde uğraştığın şeye bak” diye konuyu küçümseyenler var ama bendeniz önemli olduğunu düşünüyorum.

Yine kendi hayatında görmediği şeyleri kamu görevinde iken görüp dibine kadar zevkle kullanmanın da bir vebal olduğunu vurgulayalım. Bunları; okuyanlar için değil, aynı zamanda kendim için de yazıyorum yanlış anlaşılmasın hepimizin sorunudur bu. Bu konuda en güzel ölçü Adalet timsali Hz. Ömer’dir (R.A). ve onun hayatından örnekleri kendi hayatımıza tatbik etmeliyiz. 

Bizler Kuluz, vatandaşız, komşuyuz, hemşehriyiz. Birey olmamızın dışında bir çok vasıflarla hayatımızı yaşamaktayız ve her vasfımızın bizlere yüklediği sorumluluklar bulunmakta. Bahsettiğimiz bu sorumluluklardan biri de ortak kullanımda olan şeyleri hakkımızdan fazla talan etmemektir.

Kısa vadede edindiğimiz kazanım, uzun vadede ziyana dönüşür. Herkesin kendisini bir şekilde terbiye etmesi gerektiğini düşünmekteyim, vesselam… 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.