Merhaba Kıymetli Okurlarım; Bu yazımızda güncel veya güncel olması gereken bazı konularla ilgili notlarımı sizlerle paylaşmak istedim. Bazı maddelerle ilgili başlı başına yazılar, hatta birkaç yazı yazmak da gerekir. Ona da nasip diyelim. Beğenerek okumanız temennisiyle…   - Konuşurken her kelimenin, her cümlenin peşine küfür ekleyenler ne kadar çirkin gözüktüklerinin farkında olaydılar utancından sokağa çıkamazlardı. Hatta bu halleri kameraya alıp daha sonra kendilerine izletmeli.   - Son yılların en çok konuşulanları arasında olan kuşak çatışmalarıyla ilgili birçok uzmanın da değerlendirmeleri var. Aslında bu çatışma, her dönem yaşandı ama bu seferki biraz daha yıkıcı oldu. Kimimiz yeni nesil gençlerin hallerinden rahatsız ki bir kısmı haksız da sayılmaz. Fakat bunun suçlusu sadece gençler olamaz. Bu arada yeni nesil bu gençlerin önemli bir kısmı öyle cevvaller ki onlardan çok umutluyum bunu da ifade etmeden geçmeyeyim. Gençlerin sağlıklı şekilde hayata karışabilmesi için maddi imkanların yanında daha bir sürü şeye ihtiyaç var. Örneğin, Gençlerin yetişmesine katkı sağlayacak sağlıklı ortamlar kişiler önemlerini kaybetti. Bizi biz yapan değerlerin önemi neredeyse yok oldu. Mahalle kültürü, Cami Cemaat adabı falan zaten hak getire. Dizini kırıp bir hocaefendi karşısında oturmayı kabullenememiş çocuktan, ilerleyen yaşlarında kimseye saygı duymasını bekleyemeyiz. Benim bu konudaki önerim; her gencin hayatını şekillendiren yanına gidip geldiği, gerekirse hizmetinde bulunduğu, örnek aldığı, hikmet ehli, Namaz ehli kişiler olmalı. Bu kişilerin herhangi bir meslek grubundan olup olmamaları da önemli değil, saydığım özellikleri taşısın yeter. Mesela internette, bir ürünü tartarken hak geçmesin diye terazide ağırlığın bulunduğu yere de kese kağıdı koyan bir esnaf amcanın videosunu izlemiştim. İşte bu amcanın yanında onun gibi yetişen bir genç, benim gözümde 50 tane diploma almış ahlaksız kişiden daha makbuldür. Zaman zaman bu konuya değinelim inşaAllah.   - Sözün senetten daha kıymetli olduğu dönemlerden, senedin bile güven vermediği bir dönemlere eriştik. Bu durumun değişmesi için topyekün bir çabaya, Ahlâk seferberliğine ihtiyaç var.   - Allah nasip etmiş evlenip yuva kurmuş kadın erkek artık birbirinin tamamlayıcısıdır. İyi günde, kötü günde beraberlerdir artık. Üç kuruş etmeyen meseleler yüzünden birbirine üstünlük taslama halleri maalesef bilinçli şekilde özendiriliyor. Sonra bir kısım boşanmayı özgürlük sanıyor ama hiç öyle değil. Allah her yarattığına bir fıtrat vermiş, biz de o fıtrata göre hayat yaşasak olmaz mı?   - Malum dijital çağdayız. Elimizde akıllı telefonlar… Dünyanın öbür ucundan bile bireysel canlı yayın yapabiliyor, görüntülü konuşabiliyoruz. Videolar çekip paylaşıyoruz. Buna hadi güzel diyelim. Fakat, bu çağ bizi insanlığımızdan Müslümanlığımızdan etmesin. Bakıyorsunuz Anadolu insanı dediğimiz kişilerden bile abuk subuk video çekip paylaşanlar var. Zıvanadan çıkmayalım, etmeyelim. Ne olursunuz çocuklarımıza sağlıklı ortam bırakalım. (Bu arada hiç paylaşım yapmayana veya abuk subuk paylaşım yapmayana demiyorum bunları onlar alınmasınlar)   - Peki bazı geçler! Sosyal Medya’da like alacağım diye babasının, annesinin, ninesinin, dedesinin ev hallerini, özel hallerini çekip paylaşıyorlar. Öyle kötü örnekler var ki insan utanıyor. Bu şekilde istenmeyen paylaşımlar şaklabanlıktır ve bu şaklabanlığa pirim vermeyelim.   - Ebeveynler çocuklarının ne dinlediğini ne okuduğunu kimlerle arkadaşlık yaptığını usulünce takip etsinler. Zira siz; ‘çocuğum ne güzel kitap okuyor diye düşünürken, okuduğu kitapların onu nereye götürdüğünü anlayamazsınız. Gençlere sunulan ama Müslüman Türk aile yapısına uygun olmayan bolca yayın satış rekorları kırıyor. Dinlediği müziğin altında ne olduğunu bilemezsiniz anlamazsının çocuğunuz elinizden kayıp gider. Bu konuda çok örnek var ama güncel olması hasebiyle tamamen cinsiyetsizliği veya daha birçok olumsuz şeyi içinde barındıran Kore Müziği K-Pop u söyleyelim şimdilik. Çocuğum kendi halinde ne güzel müzik dinliyor dersiniz sonra bakarsınız ki başınıza neler gelmiş. Bu arada bazı internet oyunları yüzünden intihar eden gençleri ve çocukları da hatırlatalım. Öyle, ‘saldım çayıra mevlam kayıra’ olmaz. Çocuklarımızın her şeyiyle ilgileneceğiz. Gerekirse uzman desteği alacağız, öğretmeni ile irtibatta olacağız vs. (K-Pop la alakalı daha birçok önemli koyla alakalı, Uluslararası Sosyal Medya Derneği Başkanı Said Ercan Ağabey ciddi bilgilendirmeler yapıyor. Allah ondan razı olsun. Kendisini takip edip faydalanalım. Said Bey’in Sosyal Medya hesapları şu şekilde: https://www.instagram.com/saidercan/?hl=tr - https://twitter.com/saidercan - https://www.youtube.com/saidercan?app=desktop - https://www.usmed.org.tr/baskan/ )   - Tüm dünyayı etkileyen bir pandemi yaşıyoruz. Bu günler gelip geçecek inşaAllah. Geçtiğinde birbirimizin yüzüne bakamayacağımız şeyler yapmayalım. Devletimiz bazı kararlar aldı. Örneğin, maske takılacak. Israrla takmayana ceza var ve zaten olsun. Ama spesifik durumlar da oluyor. Örneğin, kişi maskeyi o an unutmuş olabilir veya farklı şey de olabilir. Eskiden babacan polisler vardı bir art niyet yoksa ‘hadi görmemiş olalım, bir daha olmasın’ derlerdi. Şimdi sanki bunu biraz kaybettik gibi geliyor bana. Sayın Bakan Süleyman Soylu benzer konuyla alakalı, ‘maksadımız işlem yapmak değil’ demişti. Asıl maksadın caydırmak olması lazım. Israr edene, ciddiye almayana tabiî ki ceza uygulansın.   Sadece kolluk kuvvetinden bahsetmiyorum, kimi vatandaşlar da yersiz tepkiler verebiliyor. Birbirimize saygıyı kaybetmeyelim, kaş yaparken göz çıkarmayalım. Umarım yanlış anlaşılmam.   - Utanma duyusunu geliştirmeye yönelmeliyiz. Utanan insan Allah korkusunu da içinde barındırır. Utanma duyusunu kaybetmiş insana da laf anlatılmaz. Bu önemli yani. Konuyla ilgili meşhur bir Hadis-i Şerif’i paylaşalım: إِذَا لَمْ تَسْتَحْىِ فَافْعَلْ مَا شِئْتَ Utanmıyorsan dilediğini yap! Vesselam…