Abdullah Yılmaz
Köşe Yazarı
Abdullah Yılmaz
 

MADEM MÜSLÜMANIZ

Bir büyüğümüz bir beldenin Müslüman olup olmadığını 3 şeye bakarak anlayabileceğimizi söylemişti. Onlar ise; sokaktaki kadınların kıyafetleri, Ezan sesi ve Cuma vakti sokaktaki hareketlilik.   Şöyle yaşadığımız şehirlere bakalım bu konuda kararı kendimiz verelim. Elhamdülillah camilerimiz en güzel şekilde hizmet veriyor, ezanlarımız okunuyor ama Müslümanlar vakit Namazlarında bu kutlu çağrıya kulak verip camilere koşmuyorlar, koşmuyoruz. Büyük bir coşkuyla her vakit camilerimizi doldurarak hep beraber Rabbimizin rızasına erişmemizi diliyorum…   Sözde modern olan çağda dünyalık peşinde koşarken birçok şeyi arka plana atıyoruz. Oysa ki yaşama gayemiz Rabbimize kulluktan ibaret değil midir? Rabbimiz C.C, ‘Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım’ buyurmuyor mu? Eksiklerimiz, kusurlarımız çok ama bazı eksik ve kusurlar toplumun ahengine de zarar veriyor. Böyle bir şeye sebep olmak bizi farklı açılardan da vebal sahibi yapar.   Örneğin, Mü’minlerin bayramı olan Cuma günü işimizi gücümüzü, her türlü meşgalemizi bırakıp Cuma Namazına koşmamak bunlardan birisidir. Cuma Namazı hür ve mukîm olan her Müslüman’a Farz’dır. Rabbimiz C.C, Cuma suresinin 9,10 ve11. Ayet-i Kerimelerinde; Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz. (Durum böyle iken) onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona koştular ve seni ayakta bıraktılar. De ki: "Allah'ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır." buyurmaktadır.   Peki Ayetler bizleri açık ve seçik bir şekilde Cuma Namazına davet ederken neden dünyalık hırslar sebebiyle koşmayanlarımız var? Veya bazı koşanlarımız da iş yerinde ya aileden birisini ya da elemanını bırakıp koşar. Ne olur yani 2 saat ara verip yanımızda çalışan işçimizle beraber Rabbimizin çağrısına kulak versek!   Pandemiden dolayı camiler çabucak dolduğundan Cuma Namazı için genelde dışarıda saf tutar olduk. Bu sırada özellikle büyük şehirlerimizde görüyoruz ki normal hayatın akışında bir değişiklik yok. Trafik yoğunluğu neredeyse normal zamanlarla aynı. Dükkânların ekserisi açık. Cumaya gelmiş olanların bir kısmının da gözü kapıda. İmam Efendi Hutbeyi birazcık uzatıverse kızılca kıyameti koparacak agresif tipler de yok değil hani! Anadolu şehirlerimizin ekserisinde bu konuda güzel durumda olduğumuzu belirteyim unutmadan.   Eeee peki soruyorum, madem bir beldenin Müslüman olduğunu anlamak için Cuma vaktindeki sokak hareketliliğine bakacaktık. Baktığımızda ise bu görüntünün bir Müslüman ülkede olması sizce de abes değil mi? Cuma Namazlarında Türkiye’nin her bir köşesinde elhamdülillah Camilerimiz doluyor, milletimiz Camilerimizi bu saatte garip bırakmıyor. Burada hayatın durması gerektiğini vurgulamaktır niyetim.   Selam Olsun Cuma Nedeniyle Kapalıyız Yazıp Camiye Koşanlara Zaman zaman güzel örneklere de şahit olmuyor değiliz. Örneğin basına yansıya iki farklı işletmeden bahsedip yazımı bitireyim. İstanbul genelinde birçok şubesi bulunan bir lokanta zincirinin Kadıköy’deki şubesinde Cuma Namazında müşteri almadıkları için arbede yaşanmıştı. Sonrasında Sosyal Medyadan bu lokantayı linç etmeye kalkışmışlardı. Yine ünlü bir bebek ürünleri markası aynı sebeple lince maruz kalmıştı. Bu iki işletmenin sahipleri de lafı eğip bükmeden inancımız gereği Cuma saatinde ticaretle meşgul olmuyoruz, o yüzden kapalıyız diye açıklama yapmışlardı. Allah hem böyle güzel bir duruş ortaya koydukları için, hem de güzel örnek oldukları için onlardan ebeden razı olsun. Bu örnekler ülkemizde hiç mi yok? Var tabiî ki. Ülkemizin dört yanında Cuma saatinde aynı şekilde dükkanını işyerini kapatıp camiye koşanlarımız çoğunlukta. Bu örnekler basına yansıdığı için buraya taşımak istedim. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda kamu çalışanları için Cuma saatinde idari izin uygulamasına geçilmesi de çok şahane bir karar oldu.   Safları Sık Tutalım, Allah’ın Rahmeti Bereketi Üzerinize Olsun Yeri gelmişken bir iki notumu daha aktarayım. Sahabe-i Kiram’ın elbiseleri ya dizlerinden ya da omuzlarından yıpranırmış. Dizlerinden yıpranıyor çünkü, secdeye eğiliyor. Omuzlarından yıpranıyor çünkü, safları sık tuttukları için. Peki şimdiki durumumuz nasıl? Birazcık safları sıkıştırmaya kalkışsanız ters ters bakan mı ararsınız, veya öndeki safı doldurmamak için türlü türlü hallere girenleri mi ararsınız hepsi var! Be kardeşim ne olur yani bir saf önde olsan da çıkarken iki adım fazla yürüsen. Niye inatlaşırsın ki? Neden Farz biter bitmez kapıya koşarız ki? En azından son Sünneti kılsak, hatta güzel geleneğimiz olan Zühri Âhir ve vaktin sünnetini kılıp öyle çıksak ne kaybederiz? Uzunca bir süredir saflarımızı sık tutamıyorduk ama yeni genelgeyle maskeleri takmamız şartıyla Namazlarımızı omuz omuza kılmaya başladık elhamdülillah. Bunları bir nimet olarak görüp bu nimetlere sahip çıkalım. Yoksa elimizden gidince ah vah ediyoruz, bu ah ve vahların faydası olmuyor. Vesselam…
Ekleme Tarihi: 19 Kasım 2021 - Cuma

MADEM MÜSLÜMANIZ

Bir büyüğümüz bir beldenin Müslüman olup olmadığını 3 şeye bakarak anlayabileceğimizi söylemişti. Onlar ise; sokaktaki kadınların kıyafetleri, Ezan sesi ve Cuma vakti sokaktaki hareketlilik.

 

Şöyle yaşadığımız şehirlere bakalım bu konuda kararı kendimiz verelim. Elhamdülillah camilerimiz en güzel şekilde hizmet veriyor, ezanlarımız okunuyor ama Müslümanlar vakit Namazlarında bu kutlu çağrıya kulak verip camilere koşmuyorlar, koşmuyoruz. Büyük bir coşkuyla her vakit camilerimizi doldurarak hep beraber Rabbimizin rızasına erişmemizi diliyorum…

 

Sözde modern olan çağda dünyalık peşinde koşarken birçok şeyi arka plana atıyoruz. Oysa ki yaşama gayemiz Rabbimize kulluktan ibaret değil midir? Rabbimiz C.C, ‘Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım’ buyurmuyor mu? Eksiklerimiz, kusurlarımız çok ama bazı eksik ve kusurlar toplumun ahengine de zarar veriyor. Böyle bir şeye sebep olmak bizi farklı açılardan da vebal sahibi yapar.

 

Örneğin, Mü’minlerin bayramı olan Cuma günü işimizi gücümüzü, her türlü meşgalemizi bırakıp Cuma Namazına koşmamak bunlardan birisidir. Cuma Namazı hür ve mukîm olan her Müslüman’a Farz’dır. Rabbimiz C.C, Cuma suresinin 9,10 ve11. Ayet-i Kerimelerinde; Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz. (Durum böyle iken) onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona koştular ve seni ayakta bıraktılar. De ki: "Allah'ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır." buyurmaktadır.

 

Peki Ayetler bizleri açık ve seçik bir şekilde Cuma Namazına davet ederken neden dünyalık hırslar sebebiyle koşmayanlarımız var? Veya bazı koşanlarımız da iş yerinde ya aileden birisini ya da elemanını bırakıp koşar. Ne olur yani 2 saat ara verip yanımızda çalışan işçimizle beraber Rabbimizin çağrısına kulak versek!

 

Pandemiden dolayı camiler çabucak dolduğundan Cuma Namazı için genelde dışarıda saf tutar olduk. Bu sırada özellikle büyük şehirlerimizde görüyoruz ki normal hayatın akışında bir değişiklik yok. Trafik yoğunluğu neredeyse normal zamanlarla aynı. Dükkânların ekserisi açık. Cumaya gelmiş olanların bir kısmının da gözü kapıda. İmam Efendi Hutbeyi birazcık uzatıverse kızılca kıyameti koparacak agresif tipler de yok değil hani! Anadolu şehirlerimizin ekserisinde bu konuda güzel durumda olduğumuzu belirteyim unutmadan.

 

Eeee peki soruyorum, madem bir beldenin Müslüman olduğunu anlamak için Cuma vaktindeki sokak hareketliliğine bakacaktık. Baktığımızda ise bu görüntünün bir Müslüman ülkede olması sizce de abes değil mi? Cuma Namazlarında Türkiye’nin her bir köşesinde elhamdülillah Camilerimiz doluyor, milletimiz Camilerimizi bu saatte garip bırakmıyor. Burada hayatın durması gerektiğini vurgulamaktır niyetim.

 

Selam Olsun Cuma Nedeniyle Kapalıyız Yazıp Camiye Koşanlara

Zaman zaman güzel örneklere de şahit olmuyor değiliz. Örneğin basına yansıya iki farklı işletmeden bahsedip yazımı bitireyim. İstanbul genelinde birçok şubesi bulunan bir lokanta zincirinin Kadıköy’deki şubesinde Cuma Namazında müşteri almadıkları için arbede yaşanmıştı. Sonrasında Sosyal Medyadan bu lokantayı linç etmeye kalkışmışlardı. Yine ünlü bir bebek ürünleri markası aynı sebeple lince maruz kalmıştı. Bu iki işletmenin sahipleri de lafı eğip bükmeden inancımız gereği Cuma saatinde ticaretle meşgul olmuyoruz, o yüzden kapalıyız diye açıklama yapmışlardı. Allah hem böyle güzel bir duruş ortaya koydukları için, hem de güzel örnek oldukları için onlardan ebeden razı olsun. Bu örnekler ülkemizde hiç mi yok? Var tabiî ki. Ülkemizin dört yanında Cuma saatinde aynı şekilde dükkanını işyerini kapatıp camiye koşanlarımız çoğunlukta. Bu örnekler basına yansıdığı için buraya taşımak istedim. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda kamu çalışanları için Cuma saatinde idari izin uygulamasına geçilmesi de çok şahane bir karar oldu.

 

Safları Sık Tutalım, Allah’ın Rahmeti Bereketi Üzerinize Olsun

Yeri gelmişken bir iki notumu daha aktarayım. Sahabe-i Kiram’ın elbiseleri ya dizlerinden ya da omuzlarından yıpranırmış. Dizlerinden yıpranıyor çünkü, secdeye eğiliyor. Omuzlarından yıpranıyor çünkü, safları sık tuttukları için. Peki şimdiki durumumuz nasıl? Birazcık safları sıkıştırmaya kalkışsanız ters ters bakan mı ararsınız, veya öndeki safı doldurmamak için türlü türlü hallere girenleri mi ararsınız hepsi var! Be kardeşim ne olur yani bir saf önde olsan da çıkarken iki adım fazla yürüsen. Niye inatlaşırsın ki? Neden Farz biter bitmez kapıya koşarız ki? En azından son Sünneti kılsak, hatta güzel geleneğimiz olan Zühri Âhir ve vaktin sünnetini kılıp öyle çıksak ne kaybederiz? Uzunca bir süredir saflarımızı sık tutamıyorduk ama yeni genelgeyle maskeleri takmamız şartıyla Namazlarımızı omuz omuza kılmaya başladık elhamdülillah. Bunları bir nimet olarak görüp bu nimetlere sahip çıkalım. Yoksa elimizden gidince ah vah ediyoruz, bu ah ve vahların faydası olmuyor. Vesselam…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.