Yakın tarihimizde dini ve milli şuurun gelişmesine planlı bir şekilde engel olunduğuna bizzat yaşayarak da şahit olduk.
Dertleri İslam'ı ve hükümlerini bu topraklardan kazımaktı ama Allah fırsat vermedi. Milletimiz bütün engellemelere rağmen her dönem bir yolunu buldu ve İslam'ı öğrenmeye, anlamaya ve yaşamaya gayret etti. Ancak bu saldırı ve engellemelerin tahribata yol açtığı da üzücü bir gerçek.
Hayatını idame ettirecek kadar dini bilgiye sahip olmak her Müslümana farz-ı ayn'dır. Kur'an-ı Kerim'i tecvitli şekilde öğrenmek; Abdest, Namaz, İtikad gibi konuları bilmeden dini vecibeleri de yerine getirmek mümkün değildir. Bunların da aşama aşama ilkokul ve ortaöğretim süreçlerinde tamamlanması elzemdir. Müslüman her anne babanın çocuğuna bu eğitimleri bir fırsatını bulup vermesi gerekiyor. Aksi halde bunun bir hesabının da olacağını açıkça belirtmek istiyorum.
Yeri gelmişken ifade edeyim ki, maalesef ilerlemiş yaşına ve aklı başına gelip dini vecibeleri yerine getirmek istemesine rağmen bilmediği için bunu yerine getiremeyen ıstırap içinde olan nice insan olduğunu da görüyoruz.
Kur'an Kursları ve İmam Hatipler haricinde eğitim sistemimiz içerisinde mümkün olmayan dini eğitim yeterli olmasa da yaz dönemlerinde camilerimizde verilmekte. Bunun asla yeterli olmadığını tekrar vurgulayalım, zira bunun için yeterli vakit olmuyor. Tam Kur'an'a geçecekken yaz kursu bitiyor ve cüzler rafa kalkıyor. Zaten çocuk 8 ay boyunca yorgun düşüyor ve kursa da enerjisi düşük şekilde geliyor ve biraz da bu mesleyi angarya görüyor. Bu da verimin istenilen seviyede olmamasına sebep oluyor. Diyanet teşkilatımızdan Allah razı olsun, büyük bir gayretle bu hizmeti sürdürüyorlar.
Alternatif olarak bazı vakıf dernekler de bu süreçlerde sorumluluk alıp Kur'an hizmetlerine katkı sunuyorlar. Bunlardan bir tanesi de ülke genelinde Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol kapsamında yaz okulları faaliyetleri yapan Türkiye Gençlik Vakfı, kısa adıyla TÜGVA'dır.
Tügva zaman zaman bilinçli şekilde gündeme getiriliyor, çünkü milli ve manevi değerlere hizmet etmesi ve yoğun teveccüh görmesi birilerini acayip şekilde rahatsız ediyor. Yaz döneminde çocukların sıkılmadan eğitim almaları için eğlence ve eğitimi birleştiren bir eğitim programı sunması, bakanlıkla müşterek yapılması ve memnuniyet oranının yüksek olması bu ilgiyi artırıyor. Yaz okulları ortaokul seviyesine hitap ederken lise öğrencileri de doğa kamplarında farklı bir eğitimden geçiyor. Bu tedrisattan geçen nice genç kardeşimiz her alanda ülkesine hizmet etmeye de başladılar elhamdülillah.
Yularıda da belirttiğim gibi bunlardan rahatsız olanlar olacak. Bu hak ile batılın savaşıdır. Hakkın karşısında batılın olması bizim için normal!
Geçtiğimiz günlerde bahsettiğimiz batılın sözcülüğü kapsamında Chp Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, bir grup ile beraber Ordu'daki yaz okulunu hedef alarak açıklamalar yapmış. Tabi yaptığı açıklamalar karalama kampanyasına da dönüşmüş. Bakanlığın ortak olduğu bir çalışmadan dolayı okulun işgal edildiğinden falan bahsetmiş. Kusura bakmayın Mustafa bey eski çamlar bardak oldu, insanımız artık sizin ve sizin gibilerin bu hezeyanlarına prim vermiyor. Yaptığınız bu açıklamalar beyhude bir çabadan ibarettir.
Ak Parti Milletvekilleri Nerede?
Mustafa Adıgüzel ve onun gibiler bu faaliyetleri açıkça hedef gösterirken hakkın yanında olmasını beklediğimiz onun mevkidaşı konumundaki Ak Partili Ordu Milletvekillerimiz neden suskun? Tügva Ordu İl Temsilciliği konuyla alakalı bir açıklama yapmış, Milletvekillerimiz asla yeterli değil ama en azından bu açıklamayı sosyal medya hesaplarından paylaşıp destek olamazlar mıydı?
Meydanın bu şekilde boş olması karşı tarafın pervasızlığa alışmasına sebep olmaz mı? Konfor alanında bulunmak, etliye sütlüye karışmadan siyaset yapmak, sorumluluk almamak kabul ediyorum kolay ama bunun kime ne faydası olur?
Biz Milletvekillerimizi böyle zamanlarda sorumluluk alsınlar, Hakkın yanında dursunlar diye seçtik. Sessiz sedasız dursunlar, meydanı boş bıraksınlar diye seçmedik! Lütfen görevlerinizin gereğini yapınız!
Konuyla alakalı değil ama aylardır Gazze'de 10 binlerce Müslüman kardeşlerimiz şehit oldu. Milletvekilerimizin hesaplarına baktım doğru dürüst bir destek veya kınama mesajı bile yok. Halbuki binlerce takipçileri olan vekillerimiz veya diğer siyasilerimiz bu meselenin halkın gündeminde olmasına katkı sunabilirler.
Bu vurdumduymazlığı da kabul etmiyoruz!
Unutmayalım ki tarih, vakti geldiğinde konuşanları da konuşmayanları da yazacaktır. Hoş sada ve iz bırakmak gerekir.
Son söz, Tügva Ordu ekibini bu bazılarını rahatsız eden güzel faaliyetleri için tebrik ediyorum. Başarılı çalışmalarının devamını diliyorum. Her zaman kendilerine destek olduğumuzu da buradan açıkça ilan ediyorum. Vesselam...