Abdullah Yılmaz
Köşe Yazarı
Abdullah Yılmaz
 

ALKIŞLAR ZİNCİR MARKETLERE KAPATMA CEZASI UYGULAYAN ŞAHİNBEY BELEDİYESİ’NE…

Birçok alanda “halk ne istiyorsa onu mu yapmalı, yoksa görev ve doğru ne ise onu mu yapmalı” sorusu tartışılır. Belediyelerde de bilinçaltında bu sorular her zaman sorulur ama seçim motivasyonuyla ne kadar abuk subuk iş varsa onlara enerji ve kaynak harcanır. Ne mutlu bu çarkın dışında kalabilen belediyelere… Efendim zaman zaman Gaziantep’in merkez ilçelerinden ve Türkiye’nin en kalabalık ikinci ilçesi olan Şahinbey Belediyesi’nin güzel işlerini zaman zaman duyuyoruz. Çoğu zaman belediye başkanının öncülüğünde kah Pazar denetimi, kah fırın denetimi veya kaldırım işgali denetimi gibi icraatları medyaya yansıyor. Gördüğümüz bu haberlerin tamamını takdirle karşılıyoruz ve alkışlıyoruz. Yine Şahinbey Belediyesi gibi işini en güzel şekilde yapan belediyelerimizi de aynı şekilde alkışlıyorum ama büyük çoğunluğu asli görevlerini maalesef unutmuş durumdalar. Şahinbey Belediyesi’nin yapılan bu icraatları şovdan uzak, gayet devlet ciddiyeti içerisinde sadece görevini yapma düşüncesiyle yapmaları takdir toplamalarındaki en büyük etkiyi oluşturuyor. Zulüm veya intikam olsun diye yapılan işler zaten infiale sebep olur. Canı yanan, ceza yiyen kişiler de verilen kararların adaletle verildiğini bildiğinden olsa gerek, herhangi bir olumsuz sonuç duymuyoruz. Adaletin kestiği parmak acımaz! Belediyeler; eş, dost, akraba, teşkilat, seçim ve laftan anlamaz zorba tiplerin baskısıyla birçok görevini hakkıyla icra edemiyor. Son yıllarda bu konuda olumsuz örnekler daha da çoğaldı. Kaldırım işgallerini, hijyen sorunu olan gıda işletmelerini, imar konularında kurallara uymamayı, tabela ve cephelerdeki sıkıntıları bu olumsuzluklara örnek olarak sayabiliriz. Büyükşehirlerde kurumsallık açısından belli bir kalite varken Anadolu’daki belediyelerin içinde fecaat diyebileceğimiz yapılar daha fazla. Tavsiyemiz, baskı oluşturan konuları tamamını elinin tersiyle itip vatandaşın hayrına olacak işlere imza atılmasıdır. Çarşı Pazarda Denetim Ve Ceza Şart! Ülkemizde zam yapmak için her türlü fırsatı değerlendirme hastalığı var. Bunun dışında müşteriyi kandırmak için alaverenin her türlüsünü çeviren tiplerin varlığını görüyoruz. Alışverişi gönül huzuruyla yapmak imkansız hale geldi. Bakıyorsunuz en güvenli markalarda bile pürüzler çıkıyor. Et ürünlerinde, süt ürünlerinde, unlu mamullerde film fırıldak bitmiyor. Tarım Bakanlığı da zaman zaman bu firmaları ilan ediyor ve bazen “bu firma da bunu nasıl yapabilir” diye şok yaşıyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde Danone firmasının ürettiği ve A101 markası olan Birşah Süt kutularından süt yerine su çıktığını gördük. O su sütün içine nasıl karışmış anlayamadık! Çeşmeden doldurdukları suyu zemzem diye satan merdiven altı işlemeyi gördük. Adam bu işten kısa sürede 90 milyon kazandığını ifade ediyor. Yine şu günlerde sahte alkol faciası haberleri de gündemden düşmüyor. Eskiden ahilik teşkilatı gibi otokontrol mekanizması varmış ama şimdi o da yok! Yaşanan sıkıntıyı Sayın Cumhurbaşkanımız da görmüş olacak ki, geçtiğimiz günlerde boykot çağrısı yaptı. Bu noktada güven problemi artmış durumdaysa ceza-i müeyyidenin devreye girmesi gerekiyor. Yukarıda saydığım ve sayamadığım örneklerle ancak bu şekilde mücadele edilebilir. Aksi halde nasıl olsa cezası yok düşüncesiyle vatandaşı aldatmaya devam edenlerin sayısı artarda artar. Uzun zamandır devletin ilgili birimlerinden zincir marketlere yönelik denetim ve etkili ceza verilmesi bekleniyordu. Verilen para cezaları bu marketlerin kazançları yanında devede kulak kalıyordu. Şahinbey Belediyesi’nin verdiği kapatma cezasının bu noktada etkili olacağını düşünüyorum. Vatandaşa göz göre göre tarihi geçmiş ürünleri kimsenin satamaması gerekiyor. Ayrıca bakıyorsunuz ürünün raftaki fiyatıyla kasadaki fiyatı farklılık gösteriyor. Buna da müdahale edilmeli. Pandemi döneminde piyasayı belirlemek için bu marketlerin aralarında anlaşma olduğunu da görmüştük. Daha yazamadığımız veya bilmediğimiz sahtekarlıkların olduğunu da hesaba katmamız lazım. Milletin gıdasıyla ve cebiyle oynayan kişilere (İşletme sahiplerine) gerektiğinde hapis gibi ağır cezaların verilmesi gerekir. Hijyen sorunu olan kural ihlali yapan işletmelere de kapatma cezaları uygulanmalı. Binaen aleyh Belediyelerimizin Beytülmâl dediğimiz bütçelerini har vurup harman savurması, küçük ama etkili kitlenin hoşuna gidecek işlerle uğraşmaları bir hastalık boyutuna ulaştı. Bu konuda ölçülerin güncellenerek yeni bir belediyecilik anlayışının oluşması gerekiyor. Kolaycılık hastalığından, şov içeren işlerden, pr ve reklam harcamalarından, belediyeleri arpalık görme düşüncesinden bir an önce el birliğiyle kurtulmamız lazım. Burada masanın her iki tarafında da sorun var zira. Vatandaşın da doğru işi takdir edip gereksiz işleri eleştirmesi doğru olacaktır.   Son söz, belediyelerimizin asli görevlerini; alt yapı, üst yapı, temizlik ve denetim olarak sıralayabiliriz. Bunlarla beraber kentsel dönüşüm ve otopark gibi önemli işler de var. Bu önemli işler dururken başka işlere kaynak ve enerji harcamak doğru olmayacaktır. Konuyu çok dağılmadan toparlayacak olursak, Şahinbey Belediyesi’ni ve başkanını yaptıkları uygulamalardan dolayı tebrik ediyor, diğer belediyelere de örnek olmasını temenni ediyorum, vesselam… ******************************************** MEHMET ÇELENK HOCAMIZIN ARDINDAN… Aklımın erdiği günlerden itibaren ailemizde ve sosyal çevremizde Mehmet Çelenk ismini hep duyardım ve çok defa elini öpmek de nasip olmuştu. O, birçok önemli görevlerde bulunmuş olmasına rağmen halkın içinden biriydi. Ulubey ilçemize değer katan müstesna bir isimdi. Müslümanın veya Hocanın emeklisi olmaz rahmetlisi olur ilkesine uygun yaşadığına, yani İrşad faaliyetlerine ömrünün sonuna kadar devam ettiğine şahidiz. Yeri dolar mı? Sanmıyorum. Bir taraftan böyle önemli değerlerimizi kaybettiğimize üzülürken, diğer taraftan da yerlerinin dolmayacak olması içimizi burkuyor. Bendeniz biraz da gurbette olduğumuzdandır Ulubey’de pek yeni isimler tanıma şansım olmadı. Burada tanıdığım bildiğim ve Ulubey denilince aklıma gelen nadir isimlerden birisi de Mehmet Çelenk Hocamızdı. Ulubey’deki Eski Camiye ve hemen yanındaki çay ocağına gittiğimizde gözümüz onu hep arayacak ama artık göremeyeceğiz. Böyle değerlerimizden hayatları devam ederken daha fazla istifade edebilmemiz gerekir. Rabbimiz mekanını cennet eylesin, menzili mübarek makamı âli olsun. Ailesine ve sevenlerine sabırlar dilerim.
Ekleme Tarihi: 17 Ocak 2025 - Cuma

ALKIŞLAR ZİNCİR MARKETLERE KAPATMA CEZASI UYGULAYAN ŞAHİNBEY BELEDİYESİ’NE…

Birçok alanda “halk ne istiyorsa onu mu yapmalı, yoksa görev ve doğru ne ise onu mu yapmalı” sorusu tartışılır. Belediyelerde de bilinçaltında bu sorular her zaman sorulur ama seçim motivasyonuyla ne kadar abuk subuk iş varsa onlara enerji ve kaynak harcanır. Ne mutlu bu çarkın dışında kalabilen belediyelere…

Efendim zaman zaman Gaziantep’in merkez ilçelerinden ve Türkiye’nin en kalabalık ikinci ilçesi olan Şahinbey Belediyesi’nin güzel işlerini zaman zaman duyuyoruz. Çoğu zaman belediye başkanının öncülüğünde kah Pazar denetimi, kah fırın denetimi veya kaldırım işgali denetimi gibi icraatları medyaya yansıyor. Gördüğümüz bu haberlerin tamamını takdirle karşılıyoruz ve alkışlıyoruz. Yine Şahinbey Belediyesi gibi işini en güzel şekilde yapan belediyelerimizi de aynı şekilde alkışlıyorum ama büyük çoğunluğu asli görevlerini maalesef unutmuş durumdalar.

Şahinbey Belediyesi’nin yapılan bu icraatları şovdan uzak, gayet devlet ciddiyeti içerisinde sadece görevini yapma düşüncesiyle yapmaları takdir toplamalarındaki en büyük etkiyi oluşturuyor. Zulüm veya intikam olsun diye yapılan işler zaten infiale sebep olur. Canı yanan, ceza yiyen kişiler de verilen kararların adaletle verildiğini bildiğinden olsa gerek, herhangi bir olumsuz sonuç duymuyoruz. Adaletin kestiği parmak acımaz!

Belediyeler; eş, dost, akraba, teşkilat, seçim ve laftan anlamaz zorba tiplerin baskısıyla birçok görevini hakkıyla icra edemiyor. Son yıllarda bu konuda olumsuz örnekler daha da çoğaldı. Kaldırım işgallerini, hijyen sorunu olan gıda işletmelerini, imar konularında kurallara uymamayı, tabela ve cephelerdeki sıkıntıları bu olumsuzluklara örnek olarak sayabiliriz. Büyükşehirlerde kurumsallık açısından belli bir kalite varken Anadolu’daki belediyelerin içinde fecaat diyebileceğimiz yapılar daha fazla. Tavsiyemiz, baskı oluşturan konuları tamamını elinin tersiyle itip vatandaşın hayrına olacak işlere imza atılmasıdır.

Çarşı Pazarda Denetim Ve Ceza Şart!

Ülkemizde zam yapmak için her türlü fırsatı değerlendirme hastalığı var. Bunun dışında müşteriyi kandırmak için alaverenin her türlüsünü çeviren tiplerin varlığını görüyoruz. Alışverişi gönül huzuruyla yapmak imkansız hale geldi. Bakıyorsunuz en güvenli markalarda bile pürüzler çıkıyor. Et ürünlerinde, süt ürünlerinde, unlu mamullerde film fırıldak bitmiyor. Tarım Bakanlığı da zaman zaman bu firmaları ilan ediyor ve bazen “bu firma da bunu nasıl yapabilir” diye şok yaşıyorsunuz.
Geçtiğimiz günlerde Danone firmasının ürettiği ve A101 markası olan Birşah Süt kutularından süt yerine su çıktığını gördük. O su sütün içine nasıl karışmış anlayamadık! Çeşmeden doldurdukları suyu zemzem diye satan merdiven altı işlemeyi gördük. Adam bu işten kısa sürede 90 milyon kazandığını ifade ediyor. Yine şu günlerde sahte alkol faciası haberleri de gündemden düşmüyor.
Eskiden ahilik teşkilatı gibi otokontrol mekanizması varmış ama şimdi o da yok! Yaşanan sıkıntıyı Sayın Cumhurbaşkanımız da görmüş olacak ki, geçtiğimiz günlerde boykot çağrısı yaptı.
Bu noktada güven problemi artmış durumdaysa ceza-i müeyyidenin devreye girmesi gerekiyor. Yukarıda saydığım ve sayamadığım örneklerle ancak bu şekilde mücadele edilebilir. Aksi halde nasıl olsa cezası yok düşüncesiyle vatandaşı aldatmaya devam edenlerin sayısı artarda artar.

Uzun zamandır devletin ilgili birimlerinden zincir marketlere yönelik denetim ve etkili ceza verilmesi bekleniyordu. Verilen para cezaları bu marketlerin kazançları yanında devede kulak kalıyordu. Şahinbey Belediyesi’nin verdiği kapatma cezasının bu noktada etkili olacağını düşünüyorum. Vatandaşa göz göre göre tarihi geçmiş ürünleri kimsenin satamaması gerekiyor.
Ayrıca bakıyorsunuz ürünün raftaki fiyatıyla kasadaki fiyatı farklılık gösteriyor. Buna da müdahale edilmeli. Pandemi döneminde piyasayı belirlemek için bu marketlerin aralarında anlaşma olduğunu da görmüştük. Daha yazamadığımız veya bilmediğimiz sahtekarlıkların olduğunu da hesaba katmamız lazım. Milletin gıdasıyla ve cebiyle oynayan kişilere (İşletme sahiplerine) gerektiğinde hapis gibi ağır cezaların verilmesi gerekir. Hijyen sorunu olan kural ihlali yapan işletmelere de kapatma cezaları uygulanmalı.

Binaen aleyh Belediyelerimizin Beytülmâl dediğimiz bütçelerini har vurup harman savurması, küçük ama etkili kitlenin hoşuna gidecek işlerle uğraşmaları bir hastalık boyutuna ulaştı. Bu konuda ölçülerin güncellenerek yeni bir belediyecilik anlayışının oluşması gerekiyor. Kolaycılık hastalığından, şov içeren işlerden, pr ve reklam harcamalarından, belediyeleri arpalık görme düşüncesinden bir an önce el birliğiyle kurtulmamız lazım. Burada masanın her iki tarafında da sorun var zira. Vatandaşın da doğru işi takdir edip gereksiz işleri eleştirmesi doğru olacaktır.

 

Son söz, belediyelerimizin asli görevlerini; alt yapı, üst yapı, temizlik ve denetim olarak sıralayabiliriz. Bunlarla beraber kentsel dönüşüm ve otopark gibi önemli işler de var. Bu önemli işler dururken başka işlere kaynak ve enerji harcamak doğru olmayacaktır. Konuyu çok dağılmadan toparlayacak olursak, Şahinbey Belediyesi’ni ve başkanını yaptıkları uygulamalardan dolayı tebrik ediyor, diğer belediyelere de örnek olmasını temenni ediyorum, vesselam…

********************************************

MEHMET ÇELENK HOCAMIZIN ARDINDAN…

Aklımın erdiği günlerden itibaren ailemizde ve sosyal çevremizde Mehmet Çelenk ismini hep duyardım ve çok defa elini öpmek de nasip olmuştu. O, birçok önemli görevlerde bulunmuş olmasına rağmen halkın içinden biriydi. Ulubey ilçemize değer katan müstesna bir isimdi. Müslümanın veya Hocanın emeklisi olmaz rahmetlisi olur ilkesine uygun yaşadığına, yani İrşad faaliyetlerine ömrünün sonuna kadar devam ettiğine şahidiz. Yeri dolar mı? Sanmıyorum. Bir taraftan böyle önemli değerlerimizi kaybettiğimize üzülürken, diğer taraftan da yerlerinin dolmayacak olması içimizi burkuyor.

Bendeniz biraz da gurbette olduğumuzdandır Ulubey’de pek yeni isimler tanıma şansım olmadı. Burada tanıdığım bildiğim ve Ulubey denilince aklıma gelen nadir isimlerden birisi de Mehmet Çelenk Hocamızdı.
Ulubey’deki Eski Camiye ve hemen yanındaki çay ocağına gittiğimizde gözümüz onu hep arayacak ama artık göremeyeceğiz. Böyle değerlerimizden hayatları devam ederken daha fazla istifade edebilmemiz gerekir.

Rabbimiz mekanını cennet eylesin, menzili mübarek makamı âli olsun. Ailesine ve sevenlerine sabırlar dilerim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.