Abdullah Yılmaz
Köşe Yazarı
Abdullah Yılmaz
 

KÖFTECİ YUSUF’UN ŞAİBELİ KÖFTELERİ!

“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.” (Nisâ, 29) Yaşamımızı sürdürebilmemiz için yemek ve su gibi gıdaları tüketmemiz gerekiyor. Rabbimizin bizlere lütfettiği bu gıdaların da imanımızın gereği helal ve temiz olması olmazsa olmazımızdır. Elhamdülillah Müslüman bir ülkede ve Müslüman bir ailede dünyaya geldik. Bu sayede hem devletimizin koyduğu kurallar, hem de doğal oluşan otokontrol sayesinde Müslümana uygun yiyecek bulma konusunda çok büyük sorun yaşamıyoruz. Bunun ne güzel bir nimet olduğunu yurtdışına çıktığımızda daha iyi anlayabiliyoruz. Ancak, daha fazla para kazanma hırsı ve sorumsuzluk duygusuyla gıda ürünlerimizle oynandığını sıkça görüyoruz. Bu da güven duygumuzun zedelenmesine sebep olmakta. Tarım Bakanlığımız, periyodik olarak yapmış olduğu denetimlerde karşılaştığı tağşiş gibi olumsuzlukları ve ilgili firmaları kamuoyu ile paylaşıyor; bazı firmalara ceza yazıyor, bazılarını da ticaretten men edebiliyor. Ama ne kadar denetim yaparsanız yapın bu konuda insanların insafına kalabiliyoruz. Köfteci Yusuf isimli firma da bu rutin denetimlere tabi olmuş ve bu denetimler sonucunda vatandaşa domuz eti yedirdiği ortaya çıkmış. Gerekli itirazlar yapılmış ve bir hukuki süreç işlemiş. Hukuki süreç sonunda firmanın hatalı olduğu anlaşılınca da sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmış. Bendeniz gördüğüm bazı hijyen sorunları nedeniyle zaten sıkça ziyaret etmiyordum. En son gittiğimde de bir daha Köfteci Yusuf’ta yemek yemem diye kendi kendime karar almıştım. Ayrıca Köfteci Yusuf’u tercih eden insanımızın kendilerinden boykot beklentisi vardı. Bu konuda aksiyon alacakları konusunda söz verdikleri halde bırakın boykota katılmayı bunu daha farklı bir boyuta taşımışlardı. Müşterilerine yerli marka suyu bile çok gören bir işletmeye milli markamız muamelesi yapmamızı da kimse beklemesin! Bizler Müslümanız ve Hadisi Şerif’lerde şüpheli şeylerden kaçınmamız bizlere tavsiye edilmiştir. Şu durumda; Yusuf bey çok duygusal bir konuşma yaptı, köfteyi ucuz satıyordu, köftenin yanında salata veriyordu diye Müslüman duruşumu bozamam. Köfteci Yusuf’un kendisinden beklediğimiz hassasiyetleri taşımadığını bu süreçte gördük. Belki bunu bilerek yapmamıştır ama o zaman da tedarik zincirinde problem olduğu sonucu çıkar ki, o da onu sorumluluktan kurtarmaz. Hormonlu şekilde büyüyüp bunu kontrol edemiyorsa bunun bedelini de ödemelidir! Ödemelidir de ülkemizdeki alaturka tuhaflıklara mükemmel bir örnek niteliğinde bir süreç yaşadık son bir haftadır. Denetlemeyi bakanlık yaptığı için hükümetin her şeyine muhalefet yaklaşımıyla Köfteci Yusuf’u yedirmeyiz kampanyası başladı. Milli duyguları depreştirecek değişik analizler gördük. Sonuçta bir süre sinek avlayan şubeler bir anda dolmaya başladı. Gerçekten sosyologların incelemesi gereken enteresan bir süreç. Çözüm: Ahlaki Gelişim ve Ağır Ceza Maalesef açıklanan listelerden görüyoruz ki, gıda ile ilgili büyük bir sıkıntı var. Et ürünlerinde süt ürünlerinde ve diğer gıda işlerinde türlü sahtekarlıklar duyuyoruz görüyoruz. İnsanların ahlakı ve vicdani sorumluluğu gelişmemişse istediğiniz kadar denetim yapın tam anlamıyla sonuç alamayız. Öte yandan bu hataları yapanların hayatını karartacak boyutta ağır ceza uygulanması gerekiyor. Ayrıca bu konuda usta çırak ilişkisinin de zayıfladığını üzülerek müşahede ediyoruz. Gün geçmiyor ki sosyal medyada bir gıda üretimi firmasında çekilmiş olumsuz görüntülerle karşılaşmayalım. En lüks restoranların bile mutfaklarından acayip görüntüler paylaşılıyor. İnsanoğlu utanma duygusunu ve Allah korkusunu unutursa sonuç böyle oluyor! Devletimizin yaptığı denetimleri destekliyoruz. Bu denetimlerin sıklaşmasını ve insanların gıdasıyla oynayanlara ağır cezaların verilmesini talep ediyoruz. Bu ülkenin en merkezi yerinde de, en ücra noktasında da güvenilir gıdaya ulaşmak istiyoruz. Son söz, Efendimiz, (SAV.) “Aldatan bizden değildir." buyurmuş. İnsanları aldatmanın dini açıdan da sıkıntılı olduğunu hatırlatalım. Bu mesele çok önemli. Fiili ve manevi hastalıklarımızın önemli bir kısmı bundan kaynaklanıyor. Yemeği yapanın Besmele çekip çekmemesi, o anki ruh hali bile çok büyük önem taşımakta. Dolaysıyla bu işlerle uğraşanlar bu konulara da dikkat etmeliler. Herkesin birbirinden hakkını alacağı gün, kimsenin mahcup olmasını istemeyiz, vesselam… -------------------------------------------------------------------------------------------------- KAHRAMAN YAHYA SİNWAR’IN ŞEHADETİ MÜBAREK OLSUN Katil İsrail’in Gazze’de başlattığı soykırımın birinci yılını geride bıraktık. Gözü dönmüş Siyonistler taş üstünde taş bırakmayarak orayı adeta bir hayalet şehire çevirdi. Bu süreçte Kassam Tugaylarının verdiği kahramanca mücadeleyi de gurur ve gıpta ile izledik. Peki “Biz ne yaptık” diye sorarsak hiçbir şey yapmadığımızı söyleyebilirim. Şöyle esaslı eylemler, boykot veya yardım gibi yapabileceklerimiz bile eksik kaldı, meseleyi umursamadık. İyi niyetlileri tenzih edelim ama STK’larımız “acaba ismimi nasıl duyurabilirim” motivasyonuyla hareket ettiler. Böyle bir konuda bile birlik olamadık ve anlamsız rekabetimizin derdine düştük. Müslümanlar olarak ne çok vebal taşıdığımızın farkına bile varmadık, varsak da umursamadık. Yuh olsun bize, yazık olsun bize! Bir senedir çoluk çocuk, genç ihtiyar 10 binlerce Gazze’li en vahşi şekilde katledilirken alacağımız ibreti almamız gerekiyor. Hikayelerde ve destanlarda duyduğumuz kahramanların günümüzde de yaşadıklarını gördük. Yaratıcıya (CC.) tam teslimiyet içinde olan Şehit Heniyye gibi liderler gördük. Aslanlar gibi çarpışarak şehadete kavuşmuş Yahya Sinwar’lar gördük. Ebu Ubeyde gibi karizma komutanları tanıdık. Çoluk çocuğumuza bu isimleri tanıtalım da en azından onlara örneklikleri kazancımız olsun. Elhamdülillah Yahya Sinwar’ın yerine geçebilecek birçok isim var, bir Yahya Sinwar gider bin tanesi gelir. Rabbimiz bu Kahraman Komutanımızın şehadetini kabul eylesin. Hamas ve Kassam Tugayları’nı muzaffer eylesin. İsrail’den bütün bunların hesabını sorabilmeyi onlara ve bizlere nasip eylesin. Amin.  
Ekleme Tarihi: 18 Ekim 2024 - Cuma

KÖFTECİ YUSUF’UN ŞAİBELİ KÖFTELERİ!

“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.” (Nisâ, 29)

Yaşamımızı sürdürebilmemiz için yemek ve su gibi gıdaları tüketmemiz gerekiyor. Rabbimizin bizlere lütfettiği bu gıdaların da imanımızın gereği helal ve temiz olması olmazsa olmazımızdır.

Elhamdülillah Müslüman bir ülkede ve Müslüman bir ailede dünyaya geldik. Bu sayede hem devletimizin koyduğu kurallar, hem de doğal oluşan otokontrol sayesinde Müslümana uygun yiyecek bulma konusunda çok büyük sorun yaşamıyoruz. Bunun ne güzel bir nimet olduğunu yurtdışına çıktığımızda daha iyi anlayabiliyoruz.

Ancak, daha fazla para kazanma hırsı ve sorumsuzluk duygusuyla gıda ürünlerimizle oynandığını sıkça görüyoruz. Bu da güven duygumuzun zedelenmesine sebep olmakta. Tarım Bakanlığımız, periyodik olarak yapmış olduğu denetimlerde karşılaştığı tağşiş gibi olumsuzlukları ve ilgili firmaları kamuoyu ile paylaşıyor; bazı firmalara ceza yazıyor, bazılarını da ticaretten men edebiliyor. Ama ne kadar denetim yaparsanız yapın bu konuda insanların insafına kalabiliyoruz.

Köfteci Yusuf isimli firma da bu rutin denetimlere tabi olmuş ve bu denetimler sonucunda vatandaşa domuz eti yedirdiği ortaya çıkmış. Gerekli itirazlar yapılmış ve bir hukuki süreç işlemiş. Hukuki süreç sonunda firmanın hatalı olduğu anlaşılınca da sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmış.

Bendeniz gördüğüm bazı hijyen sorunları nedeniyle zaten sıkça ziyaret etmiyordum. En son gittiğimde de bir daha Köfteci Yusuf’ta yemek yemem diye kendi kendime karar almıştım.

Ayrıca Köfteci Yusuf’u tercih eden insanımızın kendilerinden boykot beklentisi vardı. Bu konuda aksiyon alacakları konusunda söz verdikleri halde bırakın boykota katılmayı bunu daha farklı bir boyuta taşımışlardı. Müşterilerine yerli marka suyu bile çok gören bir işletmeye milli markamız muamelesi yapmamızı da kimse beklemesin!

Bizler Müslümanız ve Hadisi Şerif’lerde şüpheli şeylerden kaçınmamız bizlere tavsiye edilmiştir. Şu durumda; Yusuf bey çok duygusal bir konuşma yaptı, köfteyi ucuz satıyordu, köftenin yanında salata veriyordu diye Müslüman duruşumu bozamam. Köfteci Yusuf’un kendisinden beklediğimiz hassasiyetleri taşımadığını bu süreçte gördük. Belki bunu bilerek yapmamıştır ama o zaman da tedarik zincirinde problem olduğu sonucu çıkar ki, o da onu sorumluluktan kurtarmaz. Hormonlu şekilde büyüyüp bunu kontrol edemiyorsa bunun bedelini de ödemelidir!

Ödemelidir de ülkemizdeki alaturka tuhaflıklara mükemmel bir örnek niteliğinde bir süreç yaşadık son bir haftadır. Denetlemeyi bakanlık yaptığı için hükümetin her şeyine muhalefet yaklaşımıyla Köfteci Yusuf’u yedirmeyiz kampanyası başladı. Milli duyguları depreştirecek değişik analizler gördük. Sonuçta bir süre sinek avlayan şubeler bir anda dolmaya başladı. Gerçekten sosyologların incelemesi gereken enteresan bir süreç.

Çözüm: Ahlaki Gelişim ve Ağır Ceza

Maalesef açıklanan listelerden görüyoruz ki, gıda ile ilgili büyük bir sıkıntı var. Et ürünlerinde süt ürünlerinde ve diğer gıda işlerinde türlü sahtekarlıklar duyuyoruz görüyoruz. İnsanların ahlakı ve vicdani sorumluluğu gelişmemişse istediğiniz kadar denetim yapın tam anlamıyla sonuç alamayız. Öte yandan bu hataları yapanların hayatını karartacak boyutta ağır ceza uygulanması gerekiyor.

Ayrıca bu konuda usta çırak ilişkisinin de zayıfladığını üzülerek müşahede ediyoruz. Gün geçmiyor ki sosyal medyada bir gıda üretimi firmasında çekilmiş olumsuz görüntülerle karşılaşmayalım. En lüks restoranların bile mutfaklarından acayip görüntüler paylaşılıyor. İnsanoğlu utanma duygusunu ve Allah korkusunu unutursa sonuç böyle oluyor!

Devletimizin yaptığı denetimleri destekliyoruz. Bu denetimlerin sıklaşmasını ve insanların gıdasıyla oynayanlara ağır cezaların verilmesini talep ediyoruz. Bu ülkenin en merkezi yerinde de, en ücra noktasında da güvenilir gıdaya ulaşmak istiyoruz.

Son söz, Efendimiz, (SAV.) “Aldatan bizden değildir." buyurmuş. İnsanları aldatmanın dini açıdan da sıkıntılı olduğunu hatırlatalım. Bu mesele çok önemli. Fiili ve manevi hastalıklarımızın önemli bir kısmı bundan kaynaklanıyor. Yemeği yapanın Besmele çekip çekmemesi, o anki ruh hali bile çok büyük önem taşımakta. Dolaysıyla bu işlerle uğraşanlar bu konulara da dikkat etmeliler. Herkesin birbirinden hakkını alacağı gün, kimsenin mahcup olmasını istemeyiz, vesselam…

--------------------------------------------------------------------------------------------------

KAHRAMAN YAHYA SİNWAR’IN ŞEHADETİ MÜBAREK OLSUN

Katil İsrail’in Gazze’de başlattığı soykırımın birinci yılını geride bıraktık. Gözü dönmüş Siyonistler taş üstünde taş bırakmayarak orayı adeta bir hayalet şehire çevirdi. Bu süreçte Kassam Tugaylarının verdiği kahramanca mücadeleyi de gurur ve gıpta ile izledik. Peki “Biz ne yaptık” diye sorarsak hiçbir şey yapmadığımızı söyleyebilirim. Şöyle esaslı eylemler, boykot veya yardım gibi yapabileceklerimiz bile eksik kaldı, meseleyi umursamadık. İyi niyetlileri tenzih edelim ama STK’larımız “acaba ismimi nasıl duyurabilirim” motivasyonuyla hareket ettiler. Böyle bir konuda bile birlik olamadık ve anlamsız rekabetimizin derdine düştük. Müslümanlar olarak ne çok vebal taşıdığımızın farkına bile varmadık, varsak da umursamadık. Yuh olsun bize, yazık olsun bize!

Bir senedir çoluk çocuk, genç ihtiyar 10 binlerce Gazze’li en vahşi şekilde katledilirken alacağımız ibreti almamız gerekiyor. Hikayelerde ve destanlarda duyduğumuz kahramanların günümüzde de yaşadıklarını gördük. Yaratıcıya (CC.) tam teslimiyet içinde olan Şehit Heniyye gibi liderler gördük. Aslanlar gibi çarpışarak şehadete kavuşmuş Yahya Sinwar’lar gördük. Ebu Ubeyde gibi karizma komutanları tanıdık. Çoluk çocuğumuza bu isimleri tanıtalım da en azından onlara örneklikleri kazancımız olsun. Elhamdülillah Yahya Sinwar’ın yerine geçebilecek birçok isim var, bir Yahya Sinwar gider bin tanesi gelir.
Rabbimiz bu Kahraman Komutanımızın şehadetini kabul eylesin. Hamas ve Kassam Tugayları’nı muzaffer eylesin. İsrail’den bütün bunların hesabını sorabilmeyi onlara ve bizlere nasip eylesin. Amin.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.