Abdullah Yılmaz
Köşe Yazarı
Abdullah Yılmaz
 

KONSER Mİ HİZMET Mİ? KONSER HİZMET Mİ?

Değerli Okurlarım, Yerel Yönetimler dediğimiz belediye yapıları, malumunuz beş yılda bir seçilen başkan ve meclis tarafından yönetilmekte. Belediye Başkanı seçilen kişi meclis üyesi ve bürokratlardan oluşturduğu ekibiyle ve devlet eliyle atanan memur ve kendi yöntemleriyle oluşturduğu işçi kadrosuyla birlikte hizmetleri deruhte eder. Fonksiyonel yapıları sayesinde belediyelerde güzel örnekler olduğu gibi son derece kötü örneklerle de karşılaşabiliyoruz. Mevzuat, Belediye başkanı ve meclis üyelerinin bağımsız isimlerden seçilmesine olanak sağlamakta, ancak genellikle siyasi partilerin gösterdiği adaylardan seçilmekte. İşin içine siyasetin girmesi konuya nereden yaklaşacağımız hususunu zorlaştırıyor. Yerelde hizmetleri koordine eden devletin yetiştirip görevlendirdiği Vali ve Kaymakamlar bulunmakta. Bu görevlere atanan kişilerin eğitim süreçleri ve bu göreve atanmadan önce geçirdiği evreler, kanun ve mevzuat konusundaki hassasiyet, görevlerini belediye yöneticilerine göre disiplin ve devlet ciddiyetiyle yapmalarına vesile oluyor. Her iki tarafın olumlu olumsuz istisnaları bulunmakta. Konuya objektif yaklaşmaya gayret ediyorum. Derdim devletimizin hayrına bir yaklaşım ortaya koyup, tarihe not düşmektir. Diğer bir taraftan bu yapıların siyaset tarafından yönetilmesi, uygulamaların sivilleşmesi, vatandaşın kendisine daha yakın kişilerle muhatap olup derdini daha kolay çözmesi bakımından oldukça verimli. Ama terazinin diğer tarafı sürekli sorunlara sebep olduğundan kaş yapılırken gözümüz çıkabiliyor. İdeal yerel yönetimler uygulaması nasıl olmalıdır sorusunu samimi niyetlerle tartışmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Buna verilebilecek çok cevap var muhakkak. Burada böyle bir tartışma oluşturmak istemiyorum. Biz güncel meselemize dönelim. İstisna olan ve son derece güzel ve yerinde belediyecilik uygulamalarının var olduğunu biliyorum. Özellikle 1994 yılında Milli Görüş belediyelerindeki hizmet seferberliği vatandaşın teveccühü ile karşılık buldu ve Ak Parti iktidarlarına da altlık oluşturdu. Bu belediyeler Ak Parti dönemlerinde de hizmet yolculuğuna daha profesyonel şekilde devam ettiler. Sosyal belediyecilik uygulamaları ile ön plana çıkan bu yapılar, vatandaşın en zor zamanında yanında olarak çözümler ortaya koydular. Değişik sebeplerle bu durum 2019 ve 2024 seçilerinde başka bir tarafa evrildi. Hizmet belediyeciliği konusunda kendini ispat etmiş Ak Parti kadroları gözden düştü ve hizmet etmeden goygoyla günün geçiştirildiği yeni bir döneme girmiş olduk! Artık hizmetten başka şeylerin konuşulduğu bir dönemdeyiz. İmamoğlu böyle yaptı Mansur Yavaş şöyle yaptı polemiğine dahil olmak istemiyorum. Burada açık olan kapıların kapanması ve devletin gerçek denetiminin devreye girmesi gerekiyor. Bu konuda ancak siyasi partilerin, belediye başkan ve yöneticilerinin, vatandaşın, STK’ların, kısaca herkesin çok samimi ve bilinçli olması işi değiştirebilir. Şarkı Dinlemek İsteyen İnternetten Dinlesin, Konser İsteyen Parasını Verip Gitsin! Peki sorunları konuşuyoruz da, çözüm önerileriniz nedir diye soracaksınız. Evvela Belediyeleri yolunacak kaz gibi görmekten herkesin vazgeçmesi gerekiyor. Başkanların veya belediyelerin dağıttıkları herhangi bir şeyin, düzenledikleri konserlerin, yaptıkları reklamların parası başkanların kendi ceplerinden çıkmıyor. Hepsi hizmet için kullanılması gereken bütçelerden harcanıyor. Ucuz işlerden dolayı memnun olup oy tercihlerimizi buna göre belirlediğimiz müddetçe milyonlarımız havaya saçılır. Konser düzenleyen başkan en iyi başkan değildir. O konser seni oraya toplamak ve sana siyasi mesaj vermek için yapıldı. Başkanların siyasi kariyerlerine katkı olsun diye yapıldı. Ya da Ankara’da olduğu gibi muhtemelen bir takım gayri resmi ödemeleri halledebilmek için göstermelik olarak düzenlendi! Şimdi vatandaşlar olarak şapkamızı önümüze koyup tefekkür edip, hizmetten başka bir şey istemediğimiz konusunda karar vermeliyiz. Düzenlenen konsere saatler öncesinden gidip çılgınlar gibi memnun olmamalıyız. Konser veya havai fişek gösterisi yapana “hayırdır?” demeliyiz. Konser veya reklam işlerini çok fazla tercih eden belediyeler, bilin ki hizmetteki kusurunu kapatıyordur. O sebeple vatandaşlar olarak bu olgunluk seviyesine ulaşmamız hizmetlerin artmasına ve kaynakların verimli kullanılmasına vesile olur. Şarkı türkü dinleyecek olan gitsin internetten dinlesin, konsere gitmek isteyen parasını verip gitsin. Kamu kaynaklarıyla konser olmaz! Kamu kaynaklarıyla ancak kendi öz kültürümüzü yaşatmak için, vatandaşların kişisel gelişimlerine katkı sağlayacak kültürel etkinlikler düzenlenebilir. Belediyeler uygun gördüğü organizasyonlara yer tahsisi yapabilir ama 5 milyon parayı verip sanatçı getiremez! Bu bütçeleri uyduruk reklam faaliyetleri için kullanamaz! Bu fukara milletin paralarını bu şekilde sorumsuzca harcayamaz! Devletimizin otokontrolüyle acilen bu savurganlıktan herkesin bir an önce vazgeçmesi gerekiyor, hatta belli yasalar getirilmesi gerekiyor. Unutmayalım ki; yaptıklarımızdan, yapmadıklarımızdan, eksik yaptıklarımızdan, yanlış yaptıklarımızdan, çarçur ettiğimiz kamu kaynaklarından, açığımızı kusurumuzu kapatmak ve kendi reklamımız için harcadığımız paralardan hesaba çekileceğiz. Hesap gününü de hesaba katalım, vesselam…
Ekleme Tarihi: 18 Kasım 2024 - Pazartesi

KONSER Mİ HİZMET Mİ? KONSER HİZMET Mİ?

Değerli Okurlarım,

Yerel Yönetimler dediğimiz belediye yapıları, malumunuz beş yılda bir seçilen başkan ve meclis tarafından yönetilmekte. Belediye Başkanı seçilen kişi meclis üyesi ve bürokratlardan oluşturduğu ekibiyle ve devlet eliyle atanan memur ve kendi yöntemleriyle oluşturduğu işçi kadrosuyla birlikte hizmetleri deruhte eder. Fonksiyonel yapıları sayesinde belediyelerde güzel örnekler olduğu gibi son derece kötü örneklerle de karşılaşabiliyoruz.

Mevzuat, Belediye başkanı ve meclis üyelerinin bağımsız isimlerden seçilmesine olanak sağlamakta, ancak genellikle siyasi partilerin gösterdiği adaylardan seçilmekte. İşin içine siyasetin girmesi konuya nereden yaklaşacağımız hususunu zorlaştırıyor.

Yerelde hizmetleri koordine eden devletin yetiştirip görevlendirdiği Vali ve Kaymakamlar bulunmakta. Bu görevlere atanan kişilerin eğitim süreçleri ve bu göreve atanmadan önce geçirdiği evreler, kanun ve mevzuat konusundaki hassasiyet, görevlerini belediye yöneticilerine göre disiplin ve devlet ciddiyetiyle yapmalarına vesile oluyor.

Her iki tarafın olumlu olumsuz istisnaları bulunmakta. Konuya objektif yaklaşmaya gayret ediyorum. Derdim devletimizin hayrına bir yaklaşım ortaya koyup, tarihe not düşmektir.

Diğer bir taraftan bu yapıların siyaset tarafından yönetilmesi, uygulamaların sivilleşmesi, vatandaşın kendisine daha yakın kişilerle muhatap olup derdini daha kolay çözmesi bakımından oldukça verimli. Ama terazinin diğer tarafı sürekli sorunlara sebep olduğundan kaş yapılırken gözümüz çıkabiliyor.

İdeal yerel yönetimler uygulaması nasıl olmalıdır sorusunu samimi niyetlerle tartışmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Buna verilebilecek çok cevap var muhakkak. Burada böyle bir tartışma oluşturmak istemiyorum. Biz güncel meselemize dönelim.

İstisna olan ve son derece güzel ve yerinde belediyecilik uygulamalarının var olduğunu biliyorum. Özellikle 1994 yılında Milli Görüş belediyelerindeki hizmet seferberliği vatandaşın teveccühü ile karşılık buldu ve Ak Parti iktidarlarına da altlık oluşturdu. Bu belediyeler Ak Parti dönemlerinde de hizmet yolculuğuna daha profesyonel şekilde devam ettiler. Sosyal belediyecilik uygulamaları ile ön plana çıkan bu yapılar, vatandaşın en zor zamanında yanında olarak çözümler ortaya koydular. Değişik sebeplerle bu durum 2019 ve 2024 seçilerinde başka bir tarafa evrildi. Hizmet belediyeciliği konusunda kendini ispat etmiş Ak Parti kadroları gözden düştü ve hizmet etmeden goygoyla günün geçiştirildiği yeni bir döneme girmiş olduk!

Artık hizmetten başka şeylerin konuşulduğu bir dönemdeyiz. İmamoğlu böyle yaptı Mansur Yavaş şöyle yaptı polemiğine dahil olmak istemiyorum. Burada açık olan kapıların kapanması ve devletin gerçek denetiminin devreye girmesi gerekiyor. Bu konuda ancak siyasi partilerin, belediye başkan ve yöneticilerinin, vatandaşın, STK’ların, kısaca herkesin çok samimi ve bilinçli olması işi değiştirebilir.

Şarkı Dinlemek İsteyen İnternetten Dinlesin, Konser İsteyen Parasını Verip Gitsin!

Peki sorunları konuşuyoruz da, çözüm önerileriniz nedir diye soracaksınız. Evvela Belediyeleri yolunacak kaz gibi görmekten herkesin vazgeçmesi gerekiyor. Başkanların veya belediyelerin dağıttıkları herhangi bir şeyin, düzenledikleri konserlerin, yaptıkları reklamların parası başkanların kendi ceplerinden çıkmıyor. Hepsi hizmet için kullanılması gereken bütçelerden harcanıyor. Ucuz işlerden dolayı memnun olup oy tercihlerimizi buna göre belirlediğimiz müddetçe milyonlarımız havaya saçılır. Konser düzenleyen başkan en iyi başkan değildir. O konser seni oraya toplamak ve sana siyasi mesaj vermek için yapıldı. Başkanların siyasi kariyerlerine katkı olsun diye yapıldı. Ya da Ankara’da olduğu gibi muhtemelen bir takım gayri resmi ödemeleri halledebilmek için göstermelik olarak düzenlendi!

Şimdi vatandaşlar olarak şapkamızı önümüze koyup tefekkür edip, hizmetten başka bir şey istemediğimiz konusunda karar vermeliyiz. Düzenlenen konsere saatler öncesinden gidip çılgınlar gibi memnun olmamalıyız. Konser veya havai fişek gösterisi yapana “hayırdır?” demeliyiz. Konser veya reklam işlerini çok fazla tercih eden belediyeler, bilin ki hizmetteki kusurunu kapatıyordur. O sebeple vatandaşlar olarak bu olgunluk seviyesine ulaşmamız hizmetlerin artmasına ve kaynakların verimli kullanılmasına vesile olur. Şarkı türkü dinleyecek olan gitsin internetten dinlesin, konsere gitmek isteyen parasını verip gitsin. Kamu kaynaklarıyla konser olmaz!

Kamu kaynaklarıyla ancak kendi öz kültürümüzü yaşatmak için, vatandaşların kişisel gelişimlerine katkı sağlayacak kültürel etkinlikler düzenlenebilir. Belediyeler uygun gördüğü organizasyonlara yer tahsisi yapabilir ama 5 milyon parayı verip sanatçı getiremez! Bu bütçeleri uyduruk reklam faaliyetleri için kullanamaz! Bu fukara milletin paralarını bu şekilde sorumsuzca harcayamaz! Devletimizin otokontrolüyle acilen bu savurganlıktan herkesin bir an önce vazgeçmesi gerekiyor, hatta belli yasalar getirilmesi gerekiyor.

Unutmayalım ki; yaptıklarımızdan, yapmadıklarımızdan, eksik yaptıklarımızdan, yanlış yaptıklarımızdan, çarçur ettiğimiz kamu kaynaklarından, açığımızı kusurumuzu kapatmak ve kendi reklamımız için harcadığımız paralardan hesaba çekileceğiz. Hesap gününü de hesaba katalım, vesselam…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Tek başına
(18.11.2024 20:19 - #271)
Ellerinize sağlık tespitler tam yerinde olmuş.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Tek başına
(18.11.2024 20:19 - #272)
Ellerinize sağlık tespitler tam yerinde olmuş.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ramazan Güven
(19.11.2024 10:46 - #273)
Ellerinize sağlık Allah razı olsun yazmış olduğunuz yerde mükemmel olmuş gerçekten uygulanması gereken dikkate alınması gereken yazılardır
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.