İnsanoğlu yaratılmışların en şereflisi olma özelliğiyle bilinir. Ters tarafından bakarsak işlediği cürümler sebebiyle en aşağılıklar sınıfını da oluşturur. Ve insan, hangi sınıfta olacağını tamamen kendi iradesi ile kendisi belirler. Ne mutlu Eşref-i Mahluk sınıfında olanlara…
Sevgililer Sevgilisi Efendimiz (SAV) kendisine insanların en hayırlısı, en şereflisi kimlerdir şeklindeki soruya; “ Allah’tan (CC) en çok korkanlardır” buyurmuşlardır. Demek ki insanoğlu içinde Allah korkusu barındırdığı kadarıyla da şeref kazanır. O halde Müslüman bir toplumda ölçümüzün Allah korkusu olması gerekiyor, ama böyle bir şeyin varlığından haberdar olan insan sayısı da giderek azalmakta.
Efendim, Allah korkusunu kaybettikçe çoğu zaman 3. sayfalardan manşetlere geçiş yapan haberlerle karşılaşıyoruz. Akla hayale gelmeyen olaylar görüyoruz. Tv ekranlarında asla olmaması gereken gündüz kuşağı programlarında da türlü olaylar gün yüzüne çıkıyor ve bazen oradaki olaylar da gündemi meşgul edebiliyor.
Bendeniz maganda ve müptezel tiplerin haberlerini gördüğümde yetişebildiğim kadarıyla ilgili Bakan ve Bakanlıkları da etiketleyerek, “magandalık ciddi suç kapsamına alınmalı” şeklinde tweet paylaşıyorum. Elimden gelen bu ve daha fazlasını yapamam. Yine yanımda yakınımda bir hadise olduğunda kendimce müdahalede bulunmaya gayret ediyorum, kayıtsız kalmıyorum. Ancak, o kadar türlü hadiseler duyduk ve gördük ki insanlar müdahil olma konusunda da haklı olarak tereddüt yaşayabiliyorlar.
Yakın zamanda ahlaksızlıkla biraraya gelmiş bir magandalık olayı üzerine bu yazıyı kaleme aldım. Zaman zaman bu konuyu farklı açılardan ele alırım, zira moralimizi bozacak çok hadise ile karşılaşıyoruz.
İstanbul’da Anadolu Yakasında bir pide salonunun kuryesi teslimat yaptığı evdeki hanıma ahlaksız mesajlar gönderiyor ve konu hanımın kocasına intikal ediyor. Adam pide salonuna meselenin hesabını sormaya, ya da ilgili elemanı şikayet etmeye gidiyor. Normal şartlarda işletme sahibinin ve işletmedeki diğer insanların utanıp bu konuda hassasiyet gösterip hareket etmeleri gerekir ama öyle olmuyor. İşletmede kim varsa adama tekme tokat dalıyorlar, öldüresiye dövüyorlar.
Şimdi soralım, bu toplum namusuna düşkün bir toplum. Bu adam eline silah alıp namusumu temizlemeye geldim deyip oradakilerin hepsini kurşuna dizse bunun hesabını kim verecek? Yeterince ceza olmayınca insanlar kendi haklarını kendisi aramaya başlayabiliyor. Adalet, hak edene hak ettiğini vermektir ve adaletin caydırıcı olması gerekir.
Küçük cezalarla çözülebilecek problemler halı altına süpürülünce büyük olaylara dönüşüyor. Her yerde kol gezen maganda tiplerden de gerçekten bıktık usandık. Trafikte, hastanede, mahallede, şurada burada, her yerde. Uyarıda bulunsanız canınız tehlikeye girer.
Örneğin, uçaktaki yerini beğenmeyip uçuş ekibine ağza alınmayacak küfürlerle ve tehditlerle saldıran tipin görüntülerini hep beraber izledik. On tane fabrikasının olduğunu söyleyen o adam ucuz bilet almış birinin yanına nasıl oturabilirmiş! Bereket ki polisler gelip götürdüler, ve kelepçeyle gözaltına alındı. Ancak bu olay uçakta değil de başka yerde yaşansaydı kesinlikle böyle bir son olmaz, yaptığı yanına kar kalırdı.
Maalesef hakkını küfürlerle, hakaretlerle, kaba kuvvetle aramaya çalışan, milleti canından usandıran, hakkı olmadığı şeye zorbalıkla ulaşmaya çalışan, kısacası hakkına razı olmayan ve hat bilmeyen nice insana maruz kalıyoruz ve bunu istemiyoruz. Asayiş işinden sorumlu polisler de bu tip hadiselere kesinlikle müdahale etmiyor. Gidip şikayet etseniz; polis, savcı, hakim artık kim varsa sizinle dalga geçebilir.
Peki magandalar hep erkeklerden mi oluşur? Hayır efendim, erkekler magandalık yapar da kadınlar geri durur mu?
Yine uçakta yaşanan bir hadiseye sosyal medya vesilesiyle şahit olduk. İbdahim Tatlıses’in kızı Dilan Çıtak kendisini kedisinden dolayı uyaran kabin memuruna hakaretler savurarak fiziki salsırı boyutuna da geçmiş. Gözündeki lensleri oydurtma bana diyerek muhatabına ekstra korku salmayı da ihmal etmemiş! Kimse Dilan’ın kedisine karışamaz, o kedi her yerde durabilir, tuvaletini istediği yere yapabilir, kısacası ona yan gözle dahi bakamazsınız!
Bu örneklerden de anladığımız üzere magandanın; fakiri, zengini, eğitimlisi, eğitimsizi diye bir ayrım yapamıyoruz. Hatta küçüklerde bile görülmekte. Bunu da akran zorbalığı şeklinde isimlendirmişler ve eğitimciler, aileler ve psikologlar bu konuyla yoğun mücadele içindeler. Kısacası elimizde her kesimden türlü türlü magandalar bulunmakta ve tekrar edelim bıktık bunlardan!
Genelde gülüp geçilen bu konunun önemli çok olduğunu düşünmekteyim. Bu tip hadiselere göz yumdukça başka sorunlara da davetiye çıkartıyoruz. Belki süreçler kötü sonuçlarla veya cinayetlerle sonuçlanmakta. Temiz ve huzurlu bir toplum istiyoruz, vesselam…