Şu yağan kar taneleri nasıl da saf ve temiz. Keşke her şey kar taneleri gibi olabilse, beyazlığı, temizliği ile doldursa yüreklerimizi. Kötülükler olmasa, aydınlık ve ferah içinde bir yaşam olsa.
Günlerdir Özgecan için yas tutuyoruz. Aslında söylenecek çok şey olmasına rağmen, böyle bir vahşet karşısında duygularımı nasıl ifade edebileceğimi bilemiyorum. Yanıp kavruluyor yüreğim. 20 yaşında körpe bir can; hayatın ne kadar farkında olabilir ki, o yaşlarda her şey tozpembedir insana, her şey tertemiz. Düşünceler kar tanesi kadar beyaz, kalpler saftır. Yazık ki; o tozpembe hayaller, umutlar bir anda son buldu. Ben, bu elim olayı duyunca kendi çocuklarımı ve yeğenlerimi düşündüm. Hepimizin başına gelebilir, Rabbim herkesi korusun böyle kirli zihniyetlerden, ailesine sabır versin ve bu işkenceyi gerçekleştirenler, cezalarını çeksinler. Bu acı olayı kısa sürede ortaya çıkaran jandarma ekibine çok teşekkür ediyorum.
Kadın ile erkek iki ayrı cinstir. Amacım iki ayrı cins arasında karşılaştırma yapmak değil. Çünkü; aynı özelliğe sahip iki şey arasında kıyaslama yapılabilir. Ancak kadının ne kadar değerli olduğunu unutanlar için bir vurgulama yapmak istiyorum:
Allah, doğum yapma özelliğini kadına bahşetmiştir. Bu ulvi duygu, kadını baş tacı yapmak için en büyük sebeptir bence. Yeni nesillerin ilerlemesi, yetiştirilmesi kadınlarımız sayesinde gerçekleşir. Dinimizde kadın, sultandır. Önyargıların tam tersi, kadın asla ikinci sınıfta tutulmaz. Sadece bir ev hanımı değildir kadın, toplumun bilinçlenme ve kalkınmasındaki temel unsurdur. Kadın nefsine çok iyi hakimdir, ailesine karşı sorumluluklarını bilir. Fiziki olarak zayıf olması, güçsüz olduğu anlamına gelmez. Zorluklara göğüs gerip, ayakta kalmak için elinden geleni yapar. Fedakârdır kadın, kendinden önce etrafındakileri düşünür. Evini, eşini, çocuklarını, annesini, babasını, kardeşlerini idare eder. Ailesini bir arada tutar. Kadın olmak öyle kolay değildir. Kadınların kıymetini bilmek gerekir. Her kadın, bir evlat, bir kardeş, bir annedir. Kendi evladının, kızkardeşinin, annenin, teyzenin, halanın zarar görmesini ister misin? Çuvaldızı önce kendine batır.
Maalesef şiddet sadece bizim ülkemizde değil, yeryüzünün her yerinde mevcut. Dünyanın oluşumundan bugüne kadar insanoğlu, içinde beslediği canavarca duygularını bastıramamış, şeytana alet olmuştur. Telaffuz bile edemediğim şekilde birçok haber duyuyoruz, duymadığımız da kim bilir ne çoktur. Şu ya da bu, okumuş ya da okumamış diye bir ayrım da yapılamıyor. Küçücük kızlarımızı, oğullarımızı, çocuklarımızı istismar eden karanlık beyinler yaşatılmasın.
Her insanın içinde hem iyilik, hem de kötülük vardır: Kin, nefret, kıskançlık; sevgi, şefkat, hoşgörü… Düşün, şeytan gün içinde neler fısıldar kulağına, neler yapmaya teşvik eder seni. Ama önemli olan, senin neyi tercih ettiğindir. Karar verir, iyi ya da kötüyü seçersin. İşte buradaki ince nokta, tam da budur: Seçmek. Rabbim bizlere akıl ihsan etmiş. Başka hiçbir canlıda olmayan akıl, fikir vermiş. Nefsine söz geçirmeyi bilip iyiyi, güzeli, doğruyu seçmelisin.
Peygamber Efendimiz (S.A.V): Kadın, erkeğin gelincik çiçeğidir buyurmuşlardır. Gelincik çiçeğinin ne kadar narin ve hassas olduğunu bilirsiniz. İtina ister. Bütün kadınlar bir çiçektir, onları soldurmayın. Layık olduğu değeri göstererek renk renk açmasını sağlayın.