Kötülük deyince, aklına hemen onun zıt anlamı olan iyilik gelir. Ama iyilik değil, kötülüğü seçersin. Çünkü kötü olmak en kolayıdır. Sırtını dönmek yerine, var mısın zoru başarmaya? Herkesi olduğu gibi kabullenip, konuştuklarınla davranışların örtüşünce, bunu yapmak çok da zor değil aslında. Kötülüğün birçok çeşidi var, hepsini ayrı ayrı ele alamıyorum, ama varoluş sebebini hatırlayıp, içindeki kötü duygu ve düşüncelerden sıyrılmanı sağlamak istiyorum. Çoğu zaman şöyle düşünüyorsun: Neden uğraşıp başımı ağrıtayım ki, iyilik yaptım da ne oldu, onca iyiliğin karşılığı bu muydu, kendimi üzmeye değmez, bu kaçıncı darbe, artık çok yoruldum, insanlara yaranılmaz, amaan sende!
Yaptığın bir iyiliği karşılık beklediğin için değil, Allah rızası için yapmalısın. Amacın bu olmadıktan sonra o iyiliğin bir değeri kalmaz. Sıcak bir tebessüm etmedikten sonra neye yarar insanlığın? Elinden geleni yapmalı, kimin ne düşüneceğini değil, Allah’ın huzurundaki mükafatını düşünmelisin.
Yakın akrabaların, aile fertlerin ya da arkadaşlarınla aranda geçen sorunları konuşarak çözüme kavuşturabilirsin. Dinle bakalım, mesele senin anladığın gibi miymiş, yahut onun anladığı gibi mi? Her insan aynı fikirlere ve aynı anlayış kabiliyetine sahip değildir. Senin baktığın pencereden diğeri bakmayı bilemeyebilir ya da sen her şeyi ince eleyip sık dokuyarak ilişkilerini yıpratıyor olmayasın? Kimseyi kendine benzetemezsin, kimse senin gibi olmak zorunda değil, empati kurmalısın. En ufak bir anlaşmazlık olduğunda küser, görüşmeyi kesersen, aradaki bağlar incelir ve çok yakında kopar.
Sosyal medyada dönüp dolaşan egoistce hazırlanmış yalnızlık mesajlarını boşver, onları görmezden gel, o mesajların hayata bakış açını değiştirmesine izin verme. Bir çiçek kokla, kuşlara yem ver, balık tut, bir çocuğun saçını okşa, bayram şekeri ye. Ailen, akrabaların, arkadaşların, dostlarından oluşan yaşam çerçeveni daima renkli tut, soldurma. Hayat çok kısa, yarın ne ile karşılaşacağını bilemezsin; hastalık, kaza vs. Her şey insanlar için, bu kısa ömründe kötülüğe değil, içindeki iyiliğe sarıl. Birtakım menfaatlerin uğruna kalbini karartma. Bir bankada, çok başarılı bir çalışan olabilirsin. Ancak kasadan gizliden gizliye üç beş lira cebe atarsın. Bunu kimseler görmez. Etrafındakilere çok iyi davranır, evde hayat arkadaşına eziyet edersin. Komşular seslerinizden rahatsız olur, bunu herkes duyar ve insanlar arasında konuşulursun. İşte, insanlar tarafından bilinen ya da bilinmeyen, açıktan ya da gizliden yaptığın her kötülük için bir tutanak tutulduğunu bilirsin. Ama kendini bu kötülüğü yapmaktan alıkoyamazsın. Peki, bunun hesabını seni daima izleyen Yüce Allah’a nasıl vereceksin? İradene hakim olmak senin elinde. Yaradan nefsinin sana fısıldadıklarını bilir ve unutma ki sana şah damarından daha yakındır.
Bu güzel Ramazan Bayramı vesilesi ile küçük büyük herkes ile kucaklaşmalı, kalbini, ruhunu sevgiyle ve iyilikle beslemelisin. Haydi! “İYİ” Bayramlar.