Ülkemde yaşanan, yeryüzünde yaşanan acılar ciğerimi yakıyor. Dağlara çıksam, haykırsam, sesimin yettiği kadar avaz avaz… İçimdeki sızıyı nasıl atsam bilemiyorum. Savaşlar, işkenceler, eziyetler… Şehit olan polisler, askerler ve geride kalan enkaz halindeki aileler. İnsanlara, insanlığa yapılan, tüm canlılara yapılan her türlü suç karşısında üzüntüm katlanarak artıyor.
Bugünlerde bütün anne babalar, yavrularına daha bir sıkı, daha bir şevkatli sarılıyordur eminim. Sarılın, öpün, sevin, sonsuz sevgi ve merhametle okşayın evlatlarınızın saçlarını. Kayseri’deki insan kılığına bürünmüş o şeytanı ne ağzıma almak, ne de kalemime dökmek isterim. Yayınlanmasını ve de paylaşılmasını kesinlikle tasvip etmediğim korkunç video, kapalı kapılar arkasında yaşananlardan sadece biri, maalesef sadece biri. Evler, çok sayıda evler, yurtlar, yetimhaneler, huzur evleri, hasta bakım yerleri vs. yardıma muhtaç çocuk ve yaşlılarla dolu. Aciz, masum çocuk ve yaşlılarla… Özlük, üveylik meselesi değil bu, nice eli öpülesi üvey anneler var. Çocuklar bize Allah’ın emanetidir, onlar bizim geleceğimizdir. Allah’ın emanetini koruyup kollamak, onlara gereken ilgiyi göstermek en önemli görevimizdir. Yüce Allah ibadetimizi bile, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra yapmaya müsaade etmiştir. Bu elim olay, gizli kamerayla kaydedildiği için ortaya çıktı. Gücü savunmasız, garibanlara yetebilen ucubelere sesleniyorum: Yüce Allah yaptığınız her kötülükten haberdar, her hareketiniz kayıt altında, İlâhi Adalet sizin cezanızı elbette verecek. Kim bilir daha ne çok zor durumda olan, acı çeken yavrucaklar vardır?
Bu dünya bir sınav dünyasıdır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) hadis-i şeriflerinde buyuruyorlar ki: “Eğer süt emen çocuklar, beli bükük yaşlılar, otlayan hayvanlar olmasaydı, üzerinize azâb sel gibi gelirdi.” Bizim dinimiz, sevgi dinidir. Her türlü canlıyı koruyup kollayan, acize yardımı emreden, hoşgörü dinidir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) savaşlarda “Kadınlara dokunmayın, çocuklara kılıç kaldırmayın, mabetteki insanlara ilişmeyin, yaşlılara zarar vermeyin, ağaçlar ve hayvanlara zarar vermeyin” diye buyuruyorlar. Böyle ince düşünceli bir Peygamberin ümmeti olarak yaşananlardan utanıyorum. Böyle bir insanlık ayıbının bir daha yaşanmamasını can-ı gönülden diliyorum. Kayseri’deki dünya tatlısı yavrucak ve diğer yardıma ihtiyacı olan çocuklarımız için; aile içi şiddete maruz kalan genç kızlarımız ve kadınlarımız için gerekli kurum ve kuruluşların destek vermelerini rica ediyorum.
Yaşlanınca elden ayaktan düşen anne ve babalarımıza, bizleri büyütüp hayata kazandırdıkları zamanları düşünerek yardımcı olalım. Çocuklara ne verirsek onu alırız, sevgi ve şevkat dolu bir nesil oluşturmak bizlerin elinde. Doğduğu ilk anda, itinayla kucağımıza alıp tutarken gösterdiğimiz çabayı hayat boyu gösterelim. Onları incitmeyelim. Hayvanlarımızı koruyalım, bitkilerimize gereken bakımı yapalım, yeşile ve çevremize karşı duyarlı olalım. Şu üç günlük dünyada ne ekersek, onu biçeriz unutmayalım!
Bugün Ordu, bembeyaz bir gelin gibi. Yeni yıla, huzur dolu kar taneleriyle giriyoruz. Kar taneleri kadar saf ve ak günlerimiz olsun. Sağlığımız yerinde, barış ve mutluluk içinde, yeni yılda her şey gönlümüzce olsun inşallah.