Bilginin kaynağı okumaktır. Okumak, yaşanmışlıkların içinde kendini bulmak, farklı dünyalardan kendine bir ders çıkarmaktır. İnsanın çok derin düşüncelere dalması, maviliklere açılması, yeşilliklere uzanmasıdır. İnternetten veya telefondan okumak yerine dokunarak, kitaptan okunurken alınan saman kokusu, sayfaları çevirirken hissedilen, kütüphane veya kırtasiyeye girerken hissedilen, başka hiçbir şeyde olmayan o güzel koku, bilgiye nasıl da aç olduğumuzun ta kendisidir bence. Okumaya ara verdiğimizde kitabın arasına sıkıştırdığımız ayraç, sona ne kadar yaklaştığımızı gösterdiğinde bir sevinç alır içimizi. Kimileri okumayı okulla sınırlandırıp, sanki okul bitince okumak da bitiyormuş gibi yıllarını boşa geçirmekte. Oysa asıl okul bittikten sonra, ders kitaplarını rafa kaldırdıktan sonra okunur en güzel kitaplar. Çünkü yazarın düşüncelerini tartıp, kendine uygun olup olmadığını çok daha iyi ayırt etme yaşına gelinmiştir.
Okumak anne karnında başlamalı. Bilinçli anne adayları çocuklarına daha hamileyken kitap okumalı. Dünyaya gelen bebeğe de her gece bir masal okuyarak, dinlemeyi öğretmeli. Dinlemeyi öğrenen bebek büyüdükçe anne babasının okuduğu masalları kavramaya, hatta anladıklarını anlatmaya başlar. Okuma yazmayı öğrendiğinde ise kendisi her gece bir masal okuyarak, bir süre sonra alışkanlık kazanır. Böylece bu güzel döngü devam eder. Ancak burada mühim bir nokta var ki: Eğer bu alışkanlık anne babada yoksa çocuktan da bunu beklemek çok yanlış olur. Bu yüzden de ilk olarak kendimiz çocuklarımıza örnek teşkil etmeliyiz. Mesela “haydi kitabını al, odana geç” demek yerine, “haydi hep beraber kitaplarımızı alalım ve okuma saatimizi başlatalım” diyerek aynı odada okumak için zaman ayırmalıyız. Bu zaman, öyle saatlerce sürmese de olur, hemen gözünüz korkmasın. Bunun bir sınırlamasını yapamayız. Her aile kendine uygun saatlerde kısa bir zaman da olsa, hep birlikte, teknolojik aletlerden uzak ve sessiz bir ortamda kitap okumanın verdiği o muhteşem hazzı yaşayabilir. Bunu yapmayanlar için zaman geçmiş değil, hala yapabilirsiniz. Kitap okumak istiyorum ama biraz okusam uykum geliyor, ama ne okuyacağımı bilmiyorum, ama hiç vaktim yok ve çok yoğunum, ama okurken sıkılıyorum gibi bir çok “ama”larınız, mazeretiniz olabilir. Bu yüzden de doğru kitap seçimi yapmak çok önemli. İlgi alanınıza göre, seveceğiniz konuları işleyen bir kitap seçmek çok faydalı olacaktır. Özellikle kişisel gelişim kitapları hayatınıza yön vermenizi sağlayacaktır. Ortak noktalarınızın olduğu arkadaşlarınızın okuduğu kitapları tavsiye etmeleri size çok yardımcı olabilir. Eğer doğru kitabı seçerseniz, ona mutlaka zaman ayırırsınız, çünkü bir okumaya başlayınca olaylar sizi içine çekecek ve merak edeceksiniz. Mazeretleri bir yana bırakıp okumanın bir yolunu bulmak için gereken çabayı göstermek gerek. İnternette ve kütüphanelerimizde her türlü kitabı bulmak mümkün. Kütüphanelerde kitapların sayfalarını karıştırarak, şöyle bir göz atarak seçim yapmak daha da güzeldir. Ordumuzda Atatürk Kültür Merkezinde çocuklarımızı küçük yaşta kütüphaneye alıştırarak, okumayı sevdirmek için çok güzel bir olanak var. Kütüphanenin bir bölümünde çocuklar için oyun alanı yapılmış, burada her çeşit oyuncak bulunmakta. Çocuğunuzla birlikte gidip güzel vakit geçirmesini sağlayarak, üye olabilir ve her on beş günde bir üç kitap alabilirsiniz. Bunu özellikle kahvehanelerde vakit harcayan insanlara tavsiye ediyorum. Kısacık ömrümüzü boş işlerle heba etmeyelim.
Geçtiğimiz Mart ayının son haftası kütüphane haftası idi. Bu vesile ile internette Giresun Endüstri Meslek Lisesinde çalışmakta olan Değerli Öğretmenimiz Mustafa Kaya ve arkadaşlarının çalışmalarını gördüm. Beş yıllık titiz bir çalışma sonucu bir çok 1.basım, 80-100 yıllık kitap ve kaynakları koruma altına aldıklarını okudum. Kütüphane haftasında da okulun kütüphanesinde bu serveti öğrencilerin de yardımlarıyla sergilediklerini öğrendim. Hepsini çok tebrik ediyorum. Çalışmalarının ve başarılarının devamını diliyorum.
Okuyan insanın bakış açısı farklıdır. Genel kültürü çok iyidir. Kelime dağarcığı çok geniştir. Zihni hep açık, düşünceleri olgunlaşmıştır. Olaylar karşısında kolay karar verebilir. Okul hayatında ve çalışma hayatında başarılıdır. İnsan ilişkilerinde ve sosyal yaşamında etkilidir. Hayal gücü geniştir. Günümüzün önemli hastalıklarından alzheimerı önlemek için en etkili ilaçtır. Çünkü sürekli fikir jimnastiği yapan beyin pasif kalmaz, hep zindedir.
Okumanın önemini anlatarak ya da yazarak değil, ancak yaşayarak anlarız. Hayatımıza okuma alışkanlığını tam anlamıyla geçirebilirsek ne mutlu. Güneş gibi parlayan nesiller için kitap okuyalım, okuduğumuzu önerelim, kitap hediye edelim. Şunu da unutmayalım ki Yüce Rabbimizin Peygamber Efendimize (S.A.V.) vahyettiği ilk emir Alak Suresinde geçen “OKU!” emridir.