Erdoğan DEMİR
Köşe Yazarı
Erdoğan DEMİR
 

ALLAH'IN SOPASI

Aziz dostlar, adamın biri sahibinden izin almadan bağa girer. Ağacın tepesine çıkar, ağacı silkeleyip, meyvelerini döker. Tam o sırada sahibi çıkagelir ve. -Hey, alçak adam, benim bunca zahmetlerle yetiştirdiğim meyvelerini nasıl çalarsın ha? Senin bu yaptığına hırsızlık denir. Kuldan utanmaz, Allah’tan korkmaz seni… diye bağırmaya başlar. Hırsız, gayet sakin: -Asıl senin yaptığın ayıp yahu! Allah’ın bağından Allah’ın kulu, Allah’ın cömertçe verdiği hurmayı yerse hiç suç olur mu? Böylece delicesine bağırıp çağırıyor, Allah’ın ihsanını kullarından sakınıyorsun. Senin yaptığın ayıp, ayıp… der. Bağ sahibi, hizmetçisine: -Aybek, çabuk bir iple sopa getir. der. Hizmetçi ipi getirince, hırsızı ağaçtan indirip, ağacın birine bir güzel bağlar. Arkasına, ayaklarına vurarak onu adam akıllı dövmeye başlar. Hırsız: -Yahu Allah’tan kork! Bu suçsuz günahsız kulu nasıl döversin, bu yaptığın çok günah. Bağ sahibi hem vuruyor hem de: - Allah’ın bir kulu, Allah’ın başka bir kulunu yine Allah’ın sopasıyla güzelce dövüyor. Sopa da O’nun, sen de, ben de. Ben ancak O’nun sopasıyla, O’nun buyruğunu yerine getiriyorum. Bunun günah neresinde? Bu konuda herhangi bir yorum yapmayacağım yorum sizlerin. Dostlar, terazinin bir kefesine deve olmakla yük taşımak, diğer kefesine de insan olmakla ibadet etmek konulsa ve seçme hakkı bize bırakılmış olsa bizler hangisini seçecektik? Elbette ki insanlığı seçecektik ve seçmemiz gerekir... O halde deve yükünü taşırken, biz niçin insanlığımızın gereği, ( Ey insanlar, sizleri ve sizden öncekileri yaradan Allaha ibadet ediniz. Bakara:21) ibadetlerimizi yapmıyoruz. Peki , aynı şekilde terazinin bir kefesine hayvanlar gibi yemeğimizi eğilerek yerden toplamak, diğer kefesine de insan olmakla secdeye varmak konulsa, tabi ki ben yine yaratana secde etmek için insanlığı seçerdim.... Mademki insanız o halde niçin secdeye varmıyoruz. Niçin sadece O’nun huzurunda el peçle divan durmuyoruz da, O’nun yarattıkları karşısında el pençe divan duruyoruz. Bizim rızkımızı yaratılanlar vermiyor ki, bizzat yaradan veriyor.kimin aracılığı ile, tabi ki yaratılan aracılığı ile. Allahın sopası çok kuvvetlidir dostlar. Tabii bizler iyilik olunca kendimizden, kötülük olunca da Yaratandan der savuştururuz. Oysa ki hepimiz biliyoruz ki: (hayrihi ve şerrihi minallahi Teala) hayır da Allahtan, şer de Allahtan amenna…    Vaktiyle bir derviş,  bir Ramazan akşamı iftara davetlidir. Derviş, yatsıya yakın, evine döner ve karısından mümkünse kendisi için sofra hazırlamasını ister. Karısı: -Sen davette değil miydin? Ne yemeği? deyince, derviş: -Sorma.  der. Çok yersem, arkamdan ‘Halis derviş değilmiş’ diye konuşmalarından korktum, pek bir şey yiyemedim. Bunun üzerine, karısı: -Tamam.  der. Sen şu akşam namazını kıl da, ben o arada sofrayı hazırlayayım. Derviş: -Ama.  der, ben akşam namazını orada kılmıştım. Karısı cevap verir: -Sen arkamdan kötü konuşurlar diye pek yemek yiyemediğine göre, arkamdan iyi konuşsunlar diye de namazı uzatmışsındır. der. Hadi, akşam namazını bir daha kılıver de, o arada sofrayı hazır edeyim. Rivayet edilir ki, hanımının bu ikazından sonra dervişin aklı başına geldi ve riya derdinden kurtulup halis bir derviş oldu. Devamlı namazlarda okuduğumuz sure var; Maun seresi. 4-5-6 ayetlerinde ; Feveylün-lil musalliyn ellezine hüm ansalatihim sahun. Ellezine hüm yüraune…) Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar. Namazlarıyla gösteriş yaparlar.( DİB.) Bu ve daha nicelerini dervişin hanımı bildiği için Akşam namazını tekrar kıldırdı, ya bilmeyen bizler tüm namazlarımızı yeniden mi kılacağız. Allah inşaallah kabul buyurur.  Söz namazdan açılmışken Ankebut Suresi 45 ayettete… namazı dosdoğru kıl, muhakkak ki namaz insanı hayasızlıktan ve kötülükten alı kor…(DİB) Adamın birisi hocaya: -Hocam, bizim köyde bir hacı var, bizlere huzur vermiyor;  komşunun hakkına tecavüz ediyor, sınır geçiyor, kalp kırıyor, meyvesini taşlıyor, aldığı emaneti vermiyor  vs. daha neler, bunların hepsini işliyor. Ne yapalım, bize bir çözüm söyle , akıl ver. Dediğinde, hoca ne diyebilir ki. Hoca:   -Bu adam hem hacı hem de namaz kıldığı halde bu kötülükleri yapıyor mu? -Evet yapıyor.,. Dediklerinde; -Bu adam hacca gitmeseydi ve namaz da kılmasa idi sizlerin belki de ……… bellerdi. Onu bu kadar kötülüklerden hacı olması ve namaz kılması engelliyor. Der. Toplumda yapılmaması gereken kötülükleri alnı secdeye gelenler ve kutsal yerleri ziyaret edenler yapınca insanın zoruna gidiyor. Yapmış olduğu ibadetlerin zevkini alamıyor demek ki. Veyahut ta gereği gibi kulluk vazifesini yerine getiremiyor. Kardeşler, yapmayacağımız şeyi niçin söylüyoruz. Hem yaradana söz veriyoruz, on dakika sonra verdiğimiz sözleri unutuyoruz. Ondan sonra da yaptığımız ibadetlerden ve dualardan hiç fayda göremiyoruz. Şunu iyi bilin ki, tüm ibadetlerin karşılığı hemen hemen dünyada verilir, sadece orucun karşılığını bu dünyada alamazsınız.  Allahın sopası çok sert olur, bunu aklımıza yerleştirelim.
Ekleme Tarihi: 17 Şubat 2015 - Salı

ALLAH'IN SOPASI

Aziz dostlar, adamın biri sahibinden izin almadan bağa girer. Ağacın tepesine çıkar, ağacı silkeleyip, meyvelerini döker. Tam o sırada sahibi çıkagelir ve.

-Hey, alçak adam, benim bunca zahmetlerle yetiştirdiğim meyvelerini nasıl çalarsın ha? Senin bu yaptığına hırsızlık denir. Kuldan utanmaz, Allah’tan korkmaz seni… diye bağırmaya başlar. Hırsız, gayet sakin:

-Asıl senin yaptığın ayıp yahu! Allah’ın bağından Allah’ın kulu, Allah’ın cömertçe verdiği hurmayı yerse hiç suç olur mu? Böylece delicesine bağırıp çağırıyor, Allah’ın ihsanını kullarından sakınıyorsun. Senin yaptığın ayıp, ayıp… der.

Bağ sahibi, hizmetçisine:

-Aybek, çabuk bir iple sopa getir. der.

Hizmetçi ipi getirince, hırsızı ağaçtan indirip, ağacın birine bir güzel bağlar. Arkasına, ayaklarına vurarak onu adam akıllı dövmeye başlar. Hırsız:

-Yahu Allah’tan kork! Bu suçsuz günahsız kulu nasıl döversin, bu yaptığın çok günah.

Bağ sahibi hem vuruyor hem de:

- Allah’ın bir kulu, Allah’ın başka bir kulunu yine Allah’ın sopasıyla güzelce dövüyor.

Sopa da O’nun, sen de, ben de. Ben ancak O’nun sopasıyla, O’nun buyruğunu yerine getiriyorum. Bunun günah neresinde?

Bu konuda herhangi bir yorum yapmayacağım yorum sizlerin.

Dostlar, terazinin bir kefesine deve olmakla yük taşımak, diğer kefesine de insan olmakla ibadet etmek konulsa ve seçme hakkı bize bırakılmış olsa bizler hangisini seçecektik? Elbette ki insanlığı seçecektik ve seçmemiz gerekir... O halde deve yükünü taşırken, biz niçin insanlığımızın gereği, ( Ey insanlar, sizleri ve sizden öncekileri yaradan Allaha ibadet ediniz. Bakara:21) ibadetlerimizi yapmıyoruz.

Peki , aynı şekilde terazinin bir kefesine hayvanlar gibi yemeğimizi eğilerek yerden toplamak, diğer kefesine de insan olmakla secdeye varmak konulsa, tabi ki ben yine yaratana secde etmek için insanlığı seçerdim.... Mademki insanız o halde niçin secdeye varmıyoruz. Niçin sadece O’nun huzurunda el peçle divan durmuyoruz da, O’nun yarattıkları karşısında el pençe divan duruyoruz. Bizim rızkımızı yaratılanlar vermiyor ki, bizzat yaradan veriyor.kimin aracılığı ile, tabi ki yaratılan aracılığı ile.

Allahın sopası çok kuvvetlidir dostlar. Tabii bizler iyilik olunca kendimizden, kötülük olunca da Yaratandan der savuştururuz. Oysa ki hepimiz biliyoruz ki: (hayrihi ve şerrihi minallahi Teala) hayır da Allahtan, şer de Allahtan amenna…   

Vaktiyle bir derviş,  bir Ramazan akşamı iftara davetlidir. Derviş, yatsıya yakın, evine döner ve karısından mümkünse kendisi için sofra hazırlamasını ister. Karısı:

-Sen davette değil miydin? Ne yemeği? deyince, derviş:

-Sorma.  der. Çok yersem, arkamdan ‘Halis derviş değilmiş’ diye konuşmalarından korktum, pek bir şey yiyemedim. Bunun üzerine, karısı:

-Tamam.  der. Sen şu akşam namazını kıl da, ben o arada sofrayı hazırlayayım. Derviş:

-Ama.  der, ben akşam namazını orada kılmıştım. Karısı cevap verir:

-Sen arkamdan kötü konuşurlar diye pek yemek yiyemediğine göre, arkamdan iyi konuşsunlar diye de namazı uzatmışsındır. der. Hadi, akşam namazını bir daha kılıver de, o arada sofrayı hazır edeyim.

Rivayet edilir ki, hanımının bu ikazından sonra dervişin aklı başına geldi ve riya derdinden kurtulup halis bir derviş oldu.

Devamlı namazlarda okuduğumuz sure var; Maun seresi. 4-5-6 ayetlerinde ; Feveylün-lil musalliyn ellezine hüm ansalatihim sahun. Ellezine hüm yüraune…) Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar. Namazlarıyla gösteriş yaparlar.( DİB.) Bu ve daha nicelerini dervişin hanımı bildiği için Akşam namazını tekrar kıldırdı, ya bilmeyen bizler tüm namazlarımızı yeniden mi kılacağız. Allah inşaallah kabul buyurur. 

Söz namazdan açılmışken Ankebut Suresi 45 ayettete… namazı dosdoğru kıl, muhakkak ki namaz insanı hayasızlıktan ve kötülükten alı kor…(DİB)

Adamın birisi hocaya:

-Hocam, bizim köyde bir hacı var, bizlere huzur vermiyor;  komşunun hakkına tecavüz ediyor, sınır geçiyor, kalp kırıyor, meyvesini taşlıyor, aldığı emaneti vermiyor  vs. daha neler, bunların hepsini işliyor. Ne yapalım, bize bir çözüm söyle , akıl ver. Dediğinde, hoca ne diyebilir ki. Hoca:  

-Bu adam hem hacı hem de namaz kıldığı halde bu kötülükleri yapıyor mu?

-Evet yapıyor.,. Dediklerinde;

-Bu adam hacca gitmeseydi ve namaz da kılmasa idi sizlerin belki de ……… bellerdi. Onu bu kadar kötülüklerden hacı olması ve namaz kılması engelliyor. Der.

Toplumda yapılmaması gereken kötülükleri alnı secdeye gelenler ve kutsal yerleri ziyaret edenler yapınca insanın zoruna gidiyor. Yapmış olduğu ibadetlerin zevkini alamıyor demek ki. Veyahut ta gereği gibi kulluk vazifesini yerine getiremiyor. Kardeşler, yapmayacağımız şeyi niçin söylüyoruz. Hem yaradana söz veriyoruz, on dakika sonra verdiğimiz sözleri unutuyoruz. Ondan sonra da yaptığımız ibadetlerden ve dualardan hiç fayda göremiyoruz. Şunu iyi bilin ki, tüm ibadetlerin karşılığı hemen hemen dünyada verilir, sadece orucun karşılığını bu dünyada alamazsınız. 

Allahın sopası çok sert olur, bunu aklımıza yerleştirelim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.