Enflasyonla mücadele, hayat pahalılığı ve israfın önüne geçmek için sizlerin söylemleriniz toplumda yerini bulması ve revaç görmesi için;
İlk önce devlet yetkilileri tasarrufa, kemer sıkmaya gittiğini halka göstermelidir. İlk önce yetkililer çok belirgin gözle görülür adımlar atmalıdır ki halkı da bu meş"aleyi ateşlesin ve o zaman kenetlenme çok daha kolay olsun.
Sadece iktidar değil tüm 81 il ve tüm ilçe belediyeleri gözle görülen şu israf ve savurganlıktan bir an önce kurtulmalıdır.
Siz yetkililer olarak belediyelerde ki kiralık araç saltanatına, israfa, daire başkanına, müdüre kadar altlarına verdiğin araba, koruma, özel kalemine kadar, belediyelerde ki eften püften konserdi etkinlikti,çiçekti böcekti masraflarına kadar, Ankara’da vekillerde kısıtlamaya kadar adımlar atarsanız yani önden buyurursanız o yastık altındaki kefen paralarının çıkması çok daha kolay olacaktır.Bu vatandaş ilk önce yetkililere bu konuda güvenmesi şarttır. Halk ilk önce siyasetçilerden iş adamlarından adım bekliyor. Siyasetçiler bankalarda ki dolarlarını bozdursun, iş adamları dolarla ticaretini sonlandırsın. Hele diyanetin hac ve umre ziyaretinde kullandığı doları kaldırsın, bu euro ve dolar illetini devletin hiçbir kurumuna sokmazsanız emin olun her şey çok daha kısa zamanda rayına oturacak ve enflasyon belasından da kurtulmuş olacağız.
Başlığımızda dediğimiz gibi, halka tasarruf için tavsiyede bulunan yetkiler ve ilk önce devlet büyüklerimiz tasarruf edecek, israftan kaçacak sonrası halkımıza sıra gelecek.
Özel araç tahsisleri, özel şoför ve kiralık araç gereçleri haydin yetkililerim ve büyüklerim sizler önden buyurun.
Yoksa yapmadığınız şeyleri mi söylüyorsunuz.
Bu millet artık yirmi sene önceki gibi düşünmüyor. Şu son yıllarda fazlaca ciddiyete önem vermektedirler.
Kendileriyle alay edilmesini içlerine sindirememektedirler.
Savaşacaksak hep birlikte savaşalım, öleceksek hep birlikte ölelim. Fakir fukara ölsün, zenginler ayakta kalsın olmaz.
Birlikten kuvvet doğacağını bu aziz millet çok iyi biliyor.
Göz boyanmasını da çok iyi biliyor.
Yakın geçmişte görüldüğü gibi. Söz değil icraat istiyorlar. Ama kendilerini de beş senede bir hatırlanmasını istemiyorlar.
Zor zamanlarda hatırlanmasını istemiyor bu insanlar.
Bu insanlar et bulamaz pancar yerler, kabak yerler yine yaşamayı sürdürürler. Ama bazıları var ki, et ve balık hatta havyar yemeden övün geçirmezler, bunu da biliyor bu insanlar.
Vatandaş hizmet isterken, imkanımız yok, paramız yok, ödeneğimiz yok vs. gibi söylemlere karınları tok bu milletin.
Duyuyoruz bazı yetkililerin özel aracı bulunmadığından yolcu veya servis araçlarıyla işlerine gidiyorlar. Ya çevremizde kaç tane resmi araç çalışan taşıyor.
Değerli büyüklerimiz, benden söylemesi.
Yoksa bu insanları ikna etmek çok zor olacak gibi....
Gökyüzünün başka rengi de varmış! / Geç fark ettim taşın sert olduğunu. / Su insanı boğar, ateş yakarmış! / Her doğan günün bir dert olduğunu, / İnsan bu yaşa gelince anlarmış”
Diyen Sıtkı Tarancı’nın dizelerini sakın geç olarak anımsamayın.
Yoksa “Battı balık yan gider”, düşüncesine mi kapıldınız.
Önce, başkalarının yanında gülümsemeyi öğrenin, Şikayet etmeyin, kimi kime şikayet edeceksiniz ki. Yardım isteyenlere surat asmayın artık. İnsanların karşısına alnınızın akıyla dimdik çıkın.
Cenazelere dahi kendi araçlarınızla gidin. Yoksa bu milletin ahından kurtulamazsınız.
Telefon numaranızı gizlemeyin. Sizleri iki defa arayanların telefonlarını reddedilen listesine almayın.
Yoksa eski dostların gitmediği camilere gitmeye başlarsınız.
Değişik kulvarlarda yol aramaya başlarsınız. Sonra gitmeyi de bırakırsınız.
Büyükler hep meşguldür, çevresinde hep korumaları var zaten…
Bizler maalesef ulaşamıyoruz…