Erdoğan DEMİR
Köşe Yazarı
Erdoğan DEMİR
 

ETİK HAFTASI (!)

Şu son yıllarda yani hatırladığım kadarıyla son 15 yıldır bir etik mevzuatıdır aldı başını gidiyor. Nedir bu Etik. Acık ve net söylemek gerekirse yani sözü uzatıp bükmeden söylenirse Ahlak demektir. Etik kuralları Ahlak Kuralları demek oluyor. İş ahlakı, Toplum ahlakı, Ticaret Ahlakı vs… Ve şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerindesin.” (Kalem, 68/4) “Şüphesiz ki Allah’a, ahiret gününe iman edenlerle Allah’ı çok anan kimseler için Allah’ın elçisinde güzel bir örnek vardır.” Bilindiği gibi, her peygamber (a.s.) kendi ümmetine güzel ahlâk dersi vermiş, onları Allah’ın râzı olacağı ahlâk modeline göre yetiştirmeye çalışmıştı. Peygamberimiz (asm.) ise, bu güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildi. Yâni, Âdem aleyhisselam ile başlayan bir dersin, en mükemmel tarzını göstermek, en ileri seviyesini vermek için vazifelendirildi. Zira en büyük ilâhi ferman Ona (a.s.m.) nazil olmuştu. Hadis-i şerifteki “tamamlama” kelimesi üzerinde dikkatle durmak gerekiyor. Bilindiği gibi yarım olan, eksik olan şey tamamlanır. Hiç varlığından söz edilmeyen bir şeyin tamamlanması da bahis konusu olmaz. O halde, ortada güzel ahlâkın bazı esasları mevcut, ama noksan demektir. Semavî dinlerin tesiriyle, birçok cemiyette yalan ayıplanır, zina yasaklanır, hırsızlık cezayı gerektirir, dedikodu hoş görülmez. Bütün bunlar İlâhî iradeye uygundur ve bütün bunlar Kur’an ahlâkından bazı şubelerdir. Ama bu kadarı kâfi değil. Kur’an-ı Kerim’deki bütün emir ve yasakları, bütün teşvik ve tehditleri birlikte nazara almamız ve güzel ahlâkın ancak bütün emirlere uyma ve bütün yasaklardan sakınma ile tahakkuk edebileceğini kabul etmemiz gerekiyor. Osmanlı ordusu sefere çıkmıştır. Uzun ve meşakkatli bir yürüyüş sonrasında askerler bir üzüm bağının yakınından geçmektedirler. Susuzluğa dayanamayan askerlerden bir tanesi  bağdan bir salkım üzüm kopararak bir nebze de olsa susuzluğunu giderdi .sonrada asma ağacına yediği üzümün kat kat fazlasını bir kese ile ağaca bağlayarak yoluna devam etti. Askerler gittikten sonra keseyi gören bağ sahibi  kan ter içinde koşarak Kanuni Sultan Süleyman’ın yanına gelerek şöyle dedi: -Siz de böyle güzel ahlaklı askerler olduğu sürece sırtınız kolay kolay yere gelmez. Ne oldu bize de bizden olmayan Etik ile uğraşıyoruz? Manevi Ahlaki kuralları hiçe sayarak son yüz yılda ve hatta son yüzeli seneye kadar uzar bu, Avrupalı olacağız diye tamamen Ahlak yoksunu bir toplum yetiştirdik desem bana sakın gücenmeyin. Temeli Ahlak olun bu inançlı topluma ne oldu da her sene etik haftası kutlamaya başladı. Senenin üçyüz atmış beş günü etik dışı, bir günü için Etik, senenin elli bir haftası Etik dışı, Bir haftası Etik. Yıl boyu annenizi horlarsınız, ona yapmadığınız zulüm ve işkence bırakmazsınız, ama senenin bir günü anneler günü diye onlara hediye almaya çalışırsınız. Sanki onları çok memnun ettiniz yani. Senenin bir günü veya bir haftası Etik Gün veya Hafta sonra kalanları ile nazarı dikkate alma.  çok özür diliyorum, bir gün ahlaklı, diğer günler ise …   mı olacağız? 25 Mayıs tarihi bütün dünyada etik günü olarak kutlanmaktadır. Bizim kültürümüze kavram ve çerçeve olarak farklı olan bu terim son yıllarda ülkemizde de önem kazanmış bulunmaktadır. Yanlışı doğrudan ayırt edebilmek amacıyla ahlâk kavramının doğasını anlamaya çalışmaktadır. Bu yönüyle, kendine ait kuralları olsa da, halen de tartışılarak gelişen bir daldır etik. Bizim kültürümüzde ise daha çok ‘ahlak’ kavramı merkezli bir etik alanı vardır. Ancak tarihsel süreçte uygulama bakımından sistemli etik uygulamalarının Selçuklu Medeniyetinin unsurlarından olan Ahilik örgütünde görüldüğünü belirtmek gerekir.  Bilindiği gibi Ahilik, 13. yüzyılda Anadolu'da yaşayan Türklerin, esnaf ve sanatkârlarının birliğini, çalışma ilkeleri ve usullerini oluşturan, çok yönlü bir sosyo-ekonomik Türk kurumudur. Ahi Örgütüne üye olan esnaf ve sanatkarların uymaları gereken bir dizi ahlak ve iş kuralları vardı. Uyulmaması durumunda ağır cezalar da öngörülmüştü. Hukuki cezalar ise son derece edilgen, karmaşık ve her zaman kamu vicdanını tam tamir edici değildir. Zaman içerisinde Etik Değerlerin, bir tür Etik Yasalar haline dönüştürülmesi de sanırım bundan kaynaklanmaktadır. Fakat bu durumda da Yasaları koyan ve uygulayanların ahlaki davranmaları ihtiyacı yok mudur? Şöyle bir anektot anlatılır Su, Ateş ve Ahlak ile ilgili. Su, ateş ve ahlak dostluk kurmuşlar; dolaşırlarken birbirlerini  merak etmeye  başlamışlar. Suya sormuşlar; “kaybolursan seni nasıl bulacağız?" Yanıt: “nerde bir şırıltı, çağıltı duyarsanız ben ordayım. Ateşe; “seni yitirirsek ne yapalım?" Ateş, “bir duman gördüğünüz yerde ben varım." Sıra ahlaka gelince yanıt şu olmuş: “Beni kaybederseniz bir daha asla bulamazsınız.!" Evet biz maalesef biraz ağır olacak amma, Ahlakı kaybettik ve bir türlü bulamıyoruz. Bulmak için ise Avrupa”nın ve Yunanistan”ın eski kültürlerinde dolaşan Etik kavramlarıyla uğraşıyoruz. Benim için yılın her günü Etik Günü, her haftası Etik Haftasıdır.
Ekleme Tarihi: 28 Mayıs 2016 - Cumartesi

ETİK HAFTASI (!)

Şu son yıllarda yani hatırladığım kadarıyla son 15 yıldır bir etik mevzuatıdır aldı başını gidiyor. Nedir bu Etik. Acık ve net söylemek gerekirse yani sözü uzatıp bükmeden söylenirse Ahlak demektir. Etik kuralları Ahlak Kuralları demek oluyor. İş ahlakı, Toplum ahlakı, Ticaret Ahlakı vs…

Ve şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerindesin.” (Kalem, 68/4)

“Şüphesiz ki Allah’a, ahiret gününe iman edenlerle Allah’ı çok anan kimseler için Allah’ın elçisinde güzel bir örnek vardır.”

Bilindiği gibi, her peygamber (a.s.) kendi ümmetine güzel ahlâk dersi vermiş, onları Allah’ın râzı olacağı ahlâk modeline göre yetiştirmeye çalışmıştı. Peygamberimiz (asm.) ise, bu güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildi. Yâni, Âdem aleyhisselam ile başlayan bir dersin, en mükemmel tarzını göstermek, en ileri seviyesini vermek için vazifelendirildi. Zira en büyük ilâhi ferman Ona (a.s.m.) nazil olmuştu.

Hadis-i şerifteki “tamamlama” kelimesi üzerinde dikkatle durmak gerekiyor. Bilindiği gibi yarım olan, eksik olan şey tamamlanır. Hiç varlığından söz edilmeyen bir şeyin tamamlanması da bahis konusu olmaz. O halde, ortada güzel ahlâkın bazı esasları mevcut, ama noksan demektir.

Semavî dinlerin tesiriyle, birçok cemiyette yalan ayıplanır, zina yasaklanır, hırsızlık cezayı gerektirir, dedikodu hoş görülmez. Bütün bunlar İlâhî iradeye uygundur ve bütün bunlar Kur’an ahlâkından bazı şubelerdir. Ama bu kadarı kâfi değil. Kur’an-ı Kerim’deki bütün emir ve yasakları, bütün teşvik ve tehditleri birlikte nazara almamız ve güzel ahlâkın ancak bütün emirlere uyma ve bütün yasaklardan sakınma ile tahakkuk edebileceğini kabul etmemiz gerekiyor.

Osmanlı ordusu sefere çıkmıştır. Uzun ve meşakkatli bir yürüyüş sonrasında askerler bir üzüm bağının yakınından geçmektedirler. Susuzluğa dayanamayan askerlerden bir tanesi  bağdan bir salkım üzüm kopararak bir nebze de olsa susuzluğunu giderdi .sonrada asma ağacına yediği üzümün kat kat fazlasını bir kese ile ağaca bağlayarak yoluna devam etti.

Askerler gittikten sonra keseyi gören bağ sahibi  kan ter içinde koşarak Kanuni Sultan Süleyman’ın yanına gelerek şöyle dedi:

-Siz de böyle güzel ahlaklı askerler olduğu sürece sırtınız kolay kolay yere gelmez. Ne oldu bize de bizden olmayan Etik ile uğraşıyoruz?

Manevi Ahlaki kuralları hiçe sayarak son yüz yılda ve hatta son yüzeli seneye kadar uzar bu, Avrupalı olacağız diye tamamen Ahlak yoksunu bir toplum yetiştirdik desem bana sakın gücenmeyin.

Temeli Ahlak olun bu inançlı topluma ne oldu da her sene etik haftası kutlamaya başladı. Senenin üçyüz atmış beş günü etik dışı, bir günü için Etik, senenin elli bir haftası Etik dışı, Bir haftası Etik.

Yıl boyu annenizi horlarsınız, ona yapmadığınız zulüm ve işkence bırakmazsınız, ama senenin bir günü anneler günü diye onlara hediye almaya çalışırsınız. Sanki onları çok memnun ettiniz yani.

Senenin bir günü veya bir haftası Etik Gün veya Hafta sonra kalanları ile nazarı dikkate alma.  çok özür diliyorum, bir gün ahlaklı, diğer günler ise …   mı olacağız?

25 Mayıs tarihi bütün dünyada etik günü olarak kutlanmaktadır. Bizim kültürümüze kavram ve çerçeve olarak farklı olan bu terim son yıllarda ülkemizde de önem kazanmış bulunmaktadır.

Yanlışı doğrudan ayırt edebilmek amacıyla ahlâk kavramının doğasını anlamaya çalışmaktadır. Bu yönüyle, kendine ait kuralları olsa da, halen de tartışılarak gelişen bir daldır etik.

Bizim kültürümüzde ise daha çok ‘ahlak’ kavramı merkezli bir etik alanı vardır. Ancak tarihsel süreçte uygulama bakımından sistemli etik uygulamalarının Selçuklu Medeniyetinin unsurlarından olan Ahilik örgütünde görüldüğünü belirtmek gerekir.

 Bilindiği gibi Ahilik, 13. yüzyılda Anadolu'da yaşayan Türklerin, esnaf ve sanatkârlarının birliğini, çalışma ilkeleri ve usullerini oluşturan, çok yönlü bir sosyo-ekonomik Türk kurumudur. Ahi Örgütüne üye olan esnaf ve sanatkarların uymaları gereken bir dizi ahlak ve iş kuralları vardı. Uyulmaması durumunda ağır cezalar da öngörülmüştü.

Hukuki cezalar ise son derece edilgen, karmaşık ve her zaman kamu vicdanını tam tamir edici değildir.

Zaman içerisinde Etik Değerlerin, bir tür Etik Yasalar haline dönüştürülmesi de sanırım bundan kaynaklanmaktadır.

Fakat bu durumda da Yasaları koyan ve uygulayanların ahlaki davranmaları ihtiyacı yok mudur?

Şöyle bir anektot anlatılır Su, Ateş ve Ahlak ile ilgili.

Su, ateş ve ahlak dostluk kurmuşlar; dolaşırlarken birbirlerini  merak etmeye  başlamışlar.

Suya sormuşlar; “kaybolursan seni nasıl bulacağız?"

Yanıt: “nerde bir şırıltı, çağıltı duyarsanız ben ordayım.

Ateşe; “seni yitirirsek ne yapalım?"

Ateş, “bir duman gördüğünüz yerde ben varım." Sıra ahlaka gelince yanıt şu olmuş:

“Beni kaybederseniz bir daha asla bulamazsınız.!"

Evet biz maalesef biraz ağır olacak amma, Ahlakı kaybettik ve bir türlü bulamıyoruz. Bulmak için ise Avrupa”nın ve Yunanistan”ın eski kültürlerinde dolaşan Etik kavramlarıyla uğraşıyoruz.

Benim için yılın her günü Etik Günü, her haftası Etik Haftasıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.