Erdoğan DEMİR
Köşe Yazarı
Erdoğan DEMİR
 

GÜMRÜKSÜZ İTHAL EDİYORUZ

Hollanda başkanı bizzat kendisi açıkladı. Şu an Hollanda”da 220.000 şirket var, işsizlik yüzünden kapanmak üzürü. 220.000 şirketin sahibinin çoluk çocuğu olmadığı için kapanmak üzere. Tabii bu arada, köpekleri de şirket yönetemediği için gelin bizi kurtarın diye yalvarıyorlar, kendi halkına ve biz Türklere.. Gazete manşetlerinde Hollandalı bir iş adamı köpeğine 16 milyon dolar miras bırakmış.. Adamlın bırakacak başka kimsesi yok ki kime bırakacak. Amsterdam da bir kişiye soruluyor; Hollanda da yılda kaç tane çocuk dünyaya geliyor diye. Sen kafayı mı üşüttün, burada yılda birkaç tane çocuk olmaz, diyor. Hollanda hükümeti paket üstüne paket açıklıyor. Sevgili vatandaşlarım, çocuk yapın, hesabınıza her ay 1.000 Yüro para yatırayım.  Çocuk 20 yaşında 240.000 yüro eder, al bir iş kur değil mi? İkibin yüroya da hayır diyorlar. Ayda üç bin yüro da versen yine de olmaz. Der ama her hane ikişer üçer köpek beslemesini çok iyi biliyor. Bizim memlekette çocuk başı ayda 50 yüro vereceksin yemin olsun nüfus patlaması olur dostlar. 50 yürodan 10 çocuk 500  yüro eder. Allah bereket versin çalışmada neymiş ki. Almanya hastanesinin arka kapısında Türkçesi- çocuk papısı- diye bir yer yani kapının üzerinde böyle bir yazı var. Bu nedir biliyor musunuz? Alman hükümeti meşru veya gayrimeşri çocuk yapın, buraya getirin. Kimin veya kimden olduğunu sormayacağız. Biz onları devlet eliyle yetiştireceğiz. Diyor. Yani çocuk bırakılan yer. Almanya yetkilileri; bizim gençliğimiz yok, var olanlar da uyuşturucu bağımlısı diyor. Bizim gençlerimizi ise Almanya veya Avrupa ülkeleri genelde istemiyor. Niçin biliyor musunuz? Bu gençler bizim memleketimize gelirse onlar Viyanadan dönenler gibi dönmezler. Bizim sülalemizi bellerler. Onun için biz Anadolu insanının maneviyatını bozalım ve bozmaya da devam edelim. İstanbul, Ankara, Konya, Erzurum, Kayseri, Hakkari, Şırnak ta gezen gençler ile Avrupa da gezen gençler arasında fark var mı bir düşünün? Bir fark var bizimkiler bir adım önde :Rezillikte… Türkiye”de olan rezillikler Avrupa”da yok. Bulunmuyor. Bulamazsınız. Avrupa”nın amacı ne biliyor musunuz? Bu ülkenin pırıl pırıl gençlerini kimliksiz, kişiliksiz, amaçsız, şahsiyetsiz, geçmişini tarihini ve kültürümü bilmeyen, gelecekten de habersiz, nerede akşam orda sabah kültürü ile yetişen, televole kültüründe hayvanlar gibi yeyip içen, gezip tozan, eğlenmekten başka bir işe yaramayan, sanki pislik makinesi olarak yaratılmış gibi bir nesil yetiştirmemiz isteniyor. Yani; bu saydığım ahlaksızlığı gümrüksüz, bedava olarak ithal ediyoruz.  Evet dostlar, becerebildiler mi dersiniz? Maalesef gençliğimizin hali ve tavrı ortada, ne saygı var, ne sevgi var; Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.  Denilen kültürden geldiğimiz halde öğretmenlerine de saygıyı tamamen atmış bir gençlik. Küçük çocuk annesine; saçmalama anne, manyak mısın anne, bıktım anne, gıcıksın anne, öf anne, öff anne, anne katili mi edeceksin beni, diyor, demiyor mu yoksa. Hepsini demiyorsa birkaçını mutlaka diyordur. Cennetin annelerin ayaklarının altında olan anne ve manyak kelimesi. Hiç tahayyul edebiliyor musunuz? Şunu çok iyi kafamıza yerleştirelim: Cumhurbaşkanı da olsak, Başbakan da olsak, belediye başkanı da olsak, fabrikatör de olsak, hiç birimizin annemiz üzerinde en ufak bir hakkımız yoktur, bulunmamaktadır. Onlara öf bile demeyeceğiz, yani öf son yani en düşük limit ha. Bunun altında başka bir söz aramayın. Ve de zaten yoktur… Lütfen biraz gümrük ödeyelim, biraz masraflı da olsa , gençliğimize ve kendimize sahip çıkalım…
Ekleme Tarihi: 14 Ekim 2015 - Çarşamba

GÜMRÜKSÜZ İTHAL EDİYORUZ

Hollanda başkanı bizzat kendisi açıkladı. Şu an Hollanda”da 220.000 şirket var, işsizlik yüzünden kapanmak üzürü.

220.000 şirketin sahibinin çoluk çocuğu olmadığı için kapanmak üzere.

Tabii bu arada, köpekleri de şirket yönetemediği için gelin bizi kurtarın diye yalvarıyorlar, kendi halkına ve biz Türklere..

Gazete manşetlerinde Hollandalı bir iş adamı köpeğine 16 milyon dolar miras bırakmış..

Adamlın bırakacak başka kimsesi yok ki kime bırakacak.

Amsterdam da bir kişiye soruluyor; Hollanda da yılda kaç tane çocuk dünyaya geliyor diye.

Sen kafayı mı üşüttün, burada yılda birkaç tane çocuk olmaz, diyor.

Hollanda hükümeti paket üstüne paket açıklıyor.

Sevgili vatandaşlarım, çocuk yapın, hesabınıza her ay 1.000 Yüro para yatırayım.  Çocuk 20 yaşında 240.000 yüro eder, al bir iş kur değil mi?

İkibin yüroya da hayır diyorlar. Ayda üç bin yüro da versen yine de olmaz. Der ama her hane ikişer üçer köpek beslemesini çok iyi biliyor.

Bizim memlekette çocuk başı ayda 50 yüro vereceksin yemin olsun nüfus patlaması olur dostlar.

50 yürodan 10 çocuk 500  yüro eder. Allah bereket versin çalışmada neymiş ki.

Almanya hastanesinin arka kapısında Türkçesi- çocuk papısı- diye bir yer yani kapının üzerinde böyle bir yazı var.

Bu nedir biliyor musunuz? Alman hükümeti meşru veya gayrimeşri çocuk yapın, buraya getirin. Kimin veya kimden olduğunu sormayacağız. Biz onları devlet eliyle yetiştireceğiz. Diyor. Yani çocuk bırakılan yer.

Almanya yetkilileri; bizim gençliğimiz yok, var olanlar da uyuşturucu bağımlısı diyor.

Bizim gençlerimizi ise Almanya veya Avrupa ülkeleri genelde istemiyor. Niçin biliyor musunuz? Bu gençler bizim memleketimize gelirse onlar Viyanadan dönenler gibi dönmezler. Bizim sülalemizi bellerler. Onun için biz Anadolu insanının maneviyatını bozalım ve bozmaya da devam edelim.

İstanbul, Ankara, Konya, Erzurum, Kayseri, Hakkari, Şırnak ta gezen gençler ile Avrupa da gezen gençler arasında fark var mı bir düşünün? Bir fark var bizimkiler bir adım önde :Rezillikte…

Türkiye”de olan rezillikler Avrupa”da yok. Bulunmuyor. Bulamazsınız.

Avrupa”nın amacı ne biliyor musunuz? Bu ülkenin pırıl pırıl gençlerini kimliksiz, kişiliksiz, amaçsız, şahsiyetsiz, geçmişini tarihini ve kültürümü bilmeyen, gelecekten de habersiz, nerede akşam orda sabah kültürü ile yetişen, televole kültüründe hayvanlar gibi yeyip içen, gezip tozan, eğlenmekten başka bir işe yaramayan, sanki pislik makinesi olarak yaratılmış gibi bir nesil yetiştirmemiz isteniyor.

Yani; bu saydığım ahlaksızlığı gümrüksüz, bedava olarak ithal ediyoruz. 

Evet dostlar, becerebildiler mi dersiniz?

Maalesef gençliğimizin hali ve tavrı ortada, ne saygı var, ne sevgi var;

Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.  Denilen kültürden geldiğimiz halde öğretmenlerine de saygıyı tamamen atmış bir gençlik.

Küçük çocuk annesine; saçmalama anne, manyak mısın anne, bıktım anne, gıcıksın anne, öf anne, öff anne, anne katili mi edeceksin beni, diyor, demiyor mu yoksa. Hepsini demiyorsa birkaçını mutlaka diyordur.

Cennetin annelerin ayaklarının altında olan anne ve manyak kelimesi. Hiç tahayyul edebiliyor musunuz?

Şunu çok iyi kafamıza yerleştirelim: Cumhurbaşkanı da olsak, Başbakan da olsak, belediye başkanı da olsak, fabrikatör de olsak, hiç birimizin annemiz üzerinde en ufak bir hakkımız yoktur, bulunmamaktadır.

Onlara öf bile demeyeceğiz, yani öf son yani en düşük limit ha. Bunun altında başka bir söz aramayın.

Ve de zaten yoktur…

Lütfen biraz gümrük ödeyelim, biraz masraflı da olsa , gençliğimize ve kendimize sahip çıkalım…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.