Erdoğan DEMİR
Köşe Yazarı
Erdoğan DEMİR
 

HALKA GÖREVİNİ YAPMAYAN ONLARA ZULMETMİŞ OLUR.

Utanacağınız hiçbir söz söylemeyin, işi yapmayın Genelde nerede olursak olalım hep dindarlığımızla veya büyüklerimizin dindarlığı ile övünürüz. Gerçek bir olay anlatılır; oysa önemli olan bizzat kendi ibadetimiz ve tüm yaşantımızda uygulamamız gerekir.  Hacının biri bankada hesabını kontrol amacıyla ilgili memurun karşısındadır. Bayan memure sol eli ile simit yer diğer eli ile bilgisayarda işlem yapar. Hacı: Sol elle yemek haramdır, sağ elinle ye kızım dediğinde bayan memure; Sağ elimle senin faizi hesaplıyorum hacı amca. Der. Ne acı…. Dindarlığımızı Allah'a gösterelim, birbirimize karşı insanlığımız lazım. Dindarlığın emrettiği şekilde ki insanlık. Zira dinin hakkındaki hükmü Allah verecek. Dostuna, arkadaşına namaz satma,  oruç satma,  yaptığın ibadetlerini satma. İnsanlığınla hareket et. Allahın boyasıyla boyan.   Bizlere ibadetlerinizi satmayın, ibadetlerinizi satmaya başladığın an;  ibadetlerini Allah için değil kul için yaptığın anlaşılır. Fe vey lüllil musalliyn. Ellezine hüm an salatihim sahun.. Ellezine hüm rürauu ne ve yamnaun el maun..  hepimiz biliyoruz bu sureyi. Bir manasına bakın. Vay o namaz kılanların haline…. Namaz insanı kötülükten, fuhşiyattan korur. Onu gereği gibi yaparsan. Allah için yaparsan.. Bizlere insanlığınızı gösterin, bizimle insani ilişkiler kuruyorsun, senin insanlığına muhtacız bizler. Eğer insanlığını bize göstermiyorsan, eğer insan olarak senden emin değil isek, insan olarak senin bakışından, senin kulağından, senin gözünden, senin gönlünden emin değilsek bizlere ibadet satıyorsun sen… Komşun senin elinden ve dilinden rahatsız oluyorsa, sarığı ve cübbeyi de üzerinden eksik etmiyorsan ibadet satıyorsun sen demektir. Beni dinliyorsun ama söylemediğimi söylüyorsun.  Benim hakkım var senin söylemediğim sözleri söylediğinde… Beni yıllardır görüyorsun, tanıyorsun, fakat beni hiç görmeyen başkasının söylediklerine inanıyorsun. Mesulsün arkadaş, sorumlusun. Komşunun ve arkadaşının hakkına tecavüz ediyorsun. Senin namus düşkünü gerçek ahlaksızlardan ne farkın kalır ki… sadece fiiliyat farklı.. biri yüz kızartıcı, birisi de sanki suç değilmiş sanırsınız, ama o da kul hakkıdır… Hakkında bilgi ve ilim sahibi olmadığın hiçbir şey hakkında sakın konuşma diyor Allah. Çünkü söylediklerinden kulak, göz ve kalp sorumludur. Kulak sorumludur, çünkü bir başkasından duyduğunu yalan yanlış aktarıyorsun. Göz sorumludur, çünkü gördüğün gerçek olmayan şeyi gerçekmiş gibi anlatıyorsun. Kalp sorumludur, çünkü bu gördüğün ve duyduğun şeylerin tamamına inanıyorsun ve inandığın gibi konuşuyorsun. Allah adaleti emrediyor, sen tam tersi adaletsizce davranıyorsun. Yalın şahitlik yapmak, yalan konuşmak, olmayan bir şeyi varmış gibi söylemek hep senin dilinde var. Nasıl Müslümansın anlayabilmiş değiliz. Allah zinaya yaklaşmayın diyor, karşı yoldan geçen tanıdığın veya tanımadığın kadınların giyim ve kuşamlarını eleştiriyorsun, ince kalın giydiklerinden söz ediyorsun, belki de onların düzgün ahlak sahibi olmadıklarından bahsediyorsun. Bakamazsın, konuşamazsın, gıybet edemezsin. Çünkü Allah gıybet edenleri ölü kardeşinin etini yemiş gibi addediyor. Ben olanı söylüyorum, olmayanı söylemiyorum ki. Dersen, eğer olmayanı söylesen bu gıybet değil daha kötüsü olan iftiradır, bunu iyi belleyin. Allah adil olunuz , takvaya en yakın olan budur. Diyor, biz ise adamına göre muamele yapmaktan hiç sakınmıyoruz. Fakir fukaranın hakkını bilerek veya bilmeyerek ihtiyacı olmayanlara veya zenginlere veriyoruz. Nerede kaldı adalet. Yetkililerin ağzından düşmez hiç; Hz. Ömer adaleti var bende diye. Hz. Ömer kendi oğluna bile cezayı hükmetmiş ve uygulamıştır. Ya sizler sizden güçlü birisinin haksızlığına karşı dur diyebiliyor musunuz. Hayır. İnsanların arasında hakim ve hakem olduğunuz zaman adaletle hükmedin diyor, biz ise deminki dediğimiz gibi hep güçlünün yanında oluyoruz. Babanız dahi olsa kesinlikle yalan konuşmayın, adil olun diyor, hani derler ya evin hanımı kırarsa kaza, hizmetçi kırarsa suçtur, biz Allah korusun aynısını uyguluyoruz. Çalışanın hakkını bile veremeyecek kadar aciziz. Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin denildiği halde, benimle arası biraz limoni olan yetkilinin yanına beni tanıyan veya yakınım gitse ön yargı ile davranıp onun işini yapmaz veya tehir edersiniz. Adamına göre muamele eder, gerçek hizmete ihtiyacı olanlara bir türlü o hizmeti götüremezsiniz. Nerde kaldı adalet ve Ömer hizmeti. Allah adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emrederken, bizler tam tersine sizlere yan bakana değil iyilik yapmak, yüzünüzü ekşitiyorsunuz, neye gelmiş diye. Dememişler mi; keser döner sap döner, bir gün gelir hesap döner diye.  Makam ve tüm mevkilerin sahibi Yüce Allah’tır. Bir gün o makamlar sizlere kalmayacak, bir gün gücünüz zayıflayacak, hiç yüzüne bakmadığınız kişilere muhtaç olacaksınız kim bilir. Onun için yarın utanacağınız hiç bir sözü söylemeyin. Utanacağınız hiçbir fiili işlemeyin. Utanacağınız kimselere yüksekten bakmayın.  Halka karşı görevlerini tam ve adilane olarak yapmayan onlara zulmetmiş olur. Dinimizde ise zulüm hiçbir zaman korunamaz. Bir devlet hangi hallerde çöker diye sorana; Dünya dört şeyle ayakta durur; Alimlerin ilmi, Salihlerin ibadeti, Cömertlerin sehaveti ( el açıklığı),   Devlet adamlarının adaleti….
Ekleme Tarihi: 11 Eylül 2017 - Pazartesi

HALKA GÖREVİNİ YAPMAYAN ONLARA ZULMETMİŞ OLUR.

Utanacağınız hiçbir söz söylemeyin, işi yapmayın

Genelde nerede olursak olalım hep dindarlığımızla veya büyüklerimizin dindarlığı ile övünürüz. Gerçek bir olay anlatılır; oysa önemli olan bizzat kendi ibadetimiz ve tüm yaşantımızda uygulamamız gerekir. 

Hacının biri bankada hesabını kontrol amacıyla ilgili memurun karşısındadır. Bayan memure sol eli ile simit yer diğer eli ile bilgisayarda işlem yapar. Hacı:

Sol elle yemek haramdır, sağ elinle ye kızım dediğinde bayan memure;

Sağ elimle senin faizi hesaplıyorum hacı amca. Der. Ne acı….

Dindarlığımızı Allah'a gösterelim, birbirimize karşı insanlığımız lazım. Dindarlığın emrettiği şekilde ki insanlık.

Zira dinin hakkındaki hükmü Allah verecek. Dostuna, arkadaşına namaz satma,  oruç satma,  yaptığın ibadetlerini satma. İnsanlığınla hareket et. Allahın boyasıyla boyan.  

Bizlere ibadetlerinizi satmayın, ibadetlerinizi satmaya başladığın an;  ibadetlerini Allah için değil kul için yaptığın anlaşılır. Fe vey lüllil musalliyn. Ellezine hüm an salatihim sahun.. Ellezine hüm rürauu ne ve yamnaun el maun..  hepimiz biliyoruz bu sureyi. Bir manasına bakın.

Vay o namaz kılanların haline….

Namaz insanı kötülükten, fuhşiyattan korur. Onu gereği gibi yaparsan. Allah için yaparsan..

Bizlere insanlığınızı gösterin, bizimle insani ilişkiler kuruyorsun, senin insanlığına muhtacız bizler. Eğer insanlığını bize göstermiyorsan, eğer insan olarak senden emin değil isek, insan olarak senin bakışından, senin kulağından, senin gözünden, senin gönlünden emin değilsek bizlere ibadet satıyorsun sen… Komşun senin elinden ve dilinden rahatsız oluyorsa, sarığı ve cübbeyi de üzerinden eksik etmiyorsan ibadet satıyorsun sen demektir.

Beni dinliyorsun ama söylemediğimi söylüyorsun.  Benim hakkım var senin söylemediğim sözleri söylediğinde…

Beni yıllardır görüyorsun, tanıyorsun, fakat beni hiç görmeyen başkasının söylediklerine inanıyorsun. Mesulsün arkadaş, sorumlusun. Komşunun ve arkadaşının hakkına tecavüz ediyorsun. Senin namus düşkünü gerçek ahlaksızlardan ne farkın kalır ki… sadece fiiliyat farklı.. biri yüz kızartıcı, birisi de sanki suç değilmiş sanırsınız, ama o da kul hakkıdır…

Hakkında bilgi ve ilim sahibi olmadığın hiçbir şey hakkında sakın konuşma diyor Allah. Çünkü söylediklerinden kulak, göz ve kalp sorumludur.

Kulak sorumludur, çünkü bir başkasından duyduğunu yalan yanlış aktarıyorsun.

Göz sorumludur, çünkü gördüğün gerçek olmayan şeyi gerçekmiş gibi anlatıyorsun.

Kalp sorumludur, çünkü bu gördüğün ve duyduğun şeylerin tamamına inanıyorsun ve inandığın gibi konuşuyorsun.

Allah adaleti emrediyor, sen tam tersi adaletsizce davranıyorsun. Yalın şahitlik yapmak, yalan konuşmak, olmayan bir şeyi varmış gibi söylemek hep senin dilinde var. Nasıl Müslümansın anlayabilmiş değiliz.

Allah zinaya yaklaşmayın diyor, karşı yoldan geçen tanıdığın veya tanımadığın kadınların giyim ve kuşamlarını eleştiriyorsun, ince kalın giydiklerinden söz ediyorsun, belki de onların düzgün ahlak sahibi olmadıklarından bahsediyorsun.

Bakamazsın, konuşamazsın, gıybet edemezsin. Çünkü Allah gıybet edenleri ölü kardeşinin etini yemiş gibi addediyor.

Ben olanı söylüyorum, olmayanı söylemiyorum ki. Dersen, eğer olmayanı söylesen bu gıybet değil daha kötüsü olan iftiradır, bunu iyi belleyin.

Allah adil olunuz , takvaya en yakın olan budur. Diyor, biz ise adamına göre muamele yapmaktan hiç sakınmıyoruz. Fakir fukaranın hakkını bilerek veya bilmeyerek ihtiyacı olmayanlara veya zenginlere veriyoruz.

Nerede kaldı adalet. Yetkililerin ağzından düşmez hiç; Hz. Ömer adaleti var bende diye.

Hz. Ömer kendi oğluna bile cezayı hükmetmiş ve uygulamıştır. Ya sizler sizden güçlü birisinin haksızlığına karşı dur diyebiliyor musunuz. Hayır.

İnsanların arasında hakim ve hakem olduğunuz zaman adaletle hükmedin diyor, biz ise deminki dediğimiz gibi hep güçlünün yanında oluyoruz. Babanız dahi olsa kesinlikle yalan konuşmayın, adil olun diyor, hani derler ya evin hanımı kırarsa kaza, hizmetçi kırarsa suçtur, biz Allah korusun aynısını uyguluyoruz. Çalışanın hakkını bile veremeyecek kadar aciziz.

Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin denildiği halde, benimle arası biraz limoni olan yetkilinin yanına beni tanıyan veya yakınım gitse ön yargı ile davranıp onun işini yapmaz veya tehir edersiniz.

Adamına göre muamele eder, gerçek hizmete ihtiyacı olanlara bir türlü o hizmeti götüremezsiniz.

Nerde kaldı adalet ve Ömer hizmeti.

Allah adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emrederken, bizler tam tersine sizlere yan bakana değil iyilik yapmak, yüzünüzü ekşitiyorsunuz, neye gelmiş diye. Dememişler mi; keser döner sap döner, bir gün gelir hesap döner diye. 

Makam ve tüm mevkilerin sahibi Yüce Allah’tır. Bir gün o makamlar sizlere kalmayacak, bir gün gücünüz zayıflayacak, hiç yüzüne bakmadığınız kişilere muhtaç olacaksınız kim bilir. Onun için yarın utanacağınız hiç bir sözü söylemeyin.

Utanacağınız hiçbir fiili işlemeyin. Utanacağınız kimselere yüksekten bakmayın.  Halka karşı görevlerini tam ve adilane olarak yapmayan onlara zulmetmiş olur.

Dinimizde ise zulüm hiçbir zaman korunamaz.

Bir devlet hangi hallerde çöker diye sorana;

Dünya dört şeyle ayakta durur;

Alimlerin ilmi,

Salihlerin ibadeti,

Cömertlerin sehaveti ( el açıklığı),

 

Devlet adamlarının adaleti….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.