Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

MEŞAYIH'IN YILDIZI, HEPİMİZİN HOCASIYDI...

Ulubey Belediyemiz’den emekli Zekeriya Yılmaz ve ilçe Eğitim Müdürlüğümüz memurlarından Salih Yılmaz Beylerin babaları, yöremizin mânevî çınarlarından emekli İmam-Hatip Ali YILMAZ Hocamız geçirmiş olduğu kâlp krizi sonucu vefat etmiş olup cenazesi 15. 03. 2021 ikindi namazı öncesi Aydınlar (Meşâyıh) Köyü’nde kılınan cenaze namazının ardından âile kabristanlığında toprağa verilmiştir. Mekânı cennet olsun.   Öteden beri, görenlere İslâm ahlâk ve faziletini hatırlatan vakur kişiliği, mütebessim çehresi ve halim-selim karakteriyle, örnek bir hoca olarak saygı duyduğumuz Ali Hocamızın cenazesine katılmak, bize de nasip oldu çok şükür. Bu anlamda, 2 aya yakındır köyde ikâmetimiz bir şans oldu.   Mâlum, pandemi şartları sebebiyle sâdece en yakın câmide selâ verildiği için civar köylerin bile duyması özel iletişimlere bağlı oluyor. Bize de komşumuz Öner MELİKOĞLU Ağabey haber verdi. Birlikte katıldık.    İMÂMET, KIRAAT, DUÂ, İŞTİRÂK... Namazını oğlu Zekeriya Bey kıldırdı. Mezar üstü kıraatlerini de yine oğulları Sâlih ve Zekeriya Beylerle, köyün eski görevlilerinden Sinan GÜRSOY ve (duâ da kendisine tevdî edilen) Hamza ÖZDEMİR Hocalar yaptılar.   Hocalarımızın ağzına sağlık. Her şey güzeldi. Konuşmalar, duâ, ayrıca havalar, katılım, merhum hakkında konuşulanlar. Ne zamandır göremediklerimizi görmeler, selâmlaşmalar; hepsi.   Başlığımız da güzel oldu gibi; böylesi onun müsbet, mütebessim, mütevâzı şahsiyetiyle mütenâsip olmak üzere çok denk düştü bize göre. "Yıldız kaydı" deseydik de uyardı; çünkü, şöyle çevreye bir bakalım, yaşıyla-başıyla, tecrübe ve birikimiyle, kimlik ve kişiliğiyle, tavrı, tarzı, hatt-ı hareketi ve ilk anda uyandırdığı saygı hissi ve mânevî mehâbetiyle bir "Meşâyıh İmamı" tâbir ve tedâîsiyle yerine koyabileceğiniz bir başka isim gösterebilir miyiz? O, bu anlamda, âdetâ bir kutup yıldızı mesâbesindeydi.   Daha çok şeyler söylenebilir. Ağaç devrilmeyince yeri belli olmazmış. Bu sözdeki haklılığımızı o günkü manzara gösteriyordu zâten. Çünkü, şartların onca elverişsizliğine rağmen cenazeye başta Ulubey ve Ordu’dan bürokrat ağırlıklı olmak üzere, iş adamları, esnaf, çevre köylerden, özellikle Diyânet ve Millî Eğitim Câmiası’ndan, Belediyelerden katılımlar oldukça çoktu.   ALİ HOCA, ŞUÂYİP, EYMÜR, ÇONGARA... Ali YILMAZ Hoca’nın 88 yaşında olduğunu öğreniyoruz. Kendisi Emekli Müftü Mehmet ÇELENK, Vâiz Mehmet Hulûsî MURTAZAOĞLU, Şuayip’ten Fikri YÜKSEL ve Âdil YEŞİLBAŞ, Çongara’dan Hâlit ESEN Hoca merhumlar gibi niceleriyle berâber okumuş, 50’li, 60’lı yılların müderris hocası, Tokat Medreselerinde yetişmiş Gacaroğlu Ahmet Efendi(1876-1962)’nin talebesi.   Hattâ, babam merhum da orada okuduğu için kendisini bu vesîleyle de tanıyor ve bu meyânda aralarında ayrıca bir muhabbet, karşılıklı sevgi-saygıya dayanan bir dostluk söz konusuydu. Babam hem yaş, hem de hocalık îtibârıyla kendisine hürmet eder, karşılaştıklarında birbirleriyle hal-hatır etmeden geçmezlerdi. Bizim hocayla muârefemiz de biraz buna dayanıyor.     Yüce Mevlâ o zor günlerin, hassas zamanların, kritik, elverişsiz şartların müderris hocasının, çoğunun elinde-ayağında, sırtında olmadığı hâlde, Allâh için uzak köylerden, ıssız derelerden, çamurlu, karanlık, ürkütücü yollardan gelip dînini öğrenmek için her türlü tehlikeyi göze alan,  çilekeş cümle talebelerini, hocalarıyla berâber Efendimiz(SAV)in komşuluğunda buluştursun inşâllâh… Âmin…   HATİP DEDE, KUTUP HOCA... Kendisi 1956’da askerden gelince, dedeleri Kocahasanoğlu Hatip Hoca’dan boşalan câmi imamlığı vazifesini üstlenmiş. 1966’da kadro açılana kadar 10 sene bu görevi fahrî olarak yapmış. 1975-76 döneminde de İmam-Hatip Okulu bitirme imtihanlarına girerek diploma almış. Aşağı-yukarı, talebelik, emeklilik dönemlerini de katarsak fahrî ya da resmî yarım asır diyebileceğimiz kadar kendi köyünde hizmet vermiş.   Allâh (CC) râzı olsun. Tabiî, o günün imkânlarında nasıl okudu, ne şartlarda Meşâyıh’tan tâ Şuayip Köyü’ne her gün yürüme, karda-kışta gitti-geldi, neler yaşadı? Mektep günleri nasıldı? Eğitim şartları niceydi? Binâ nasıldı? Nasıl barınıyorlardı? Burası resmî bir yer miydi? Diploma ya da icâzet diye bir şey var mıydı? Eğer yoksa nasıl ve neye göre ve de en önemlisi bu belirsizlik ve de bâdirelere rağmen bunca çileyi, onca tehlikeyi göze alarak niye çekiyorlardı?   Y. ZİYÂ HOCA, D. ALİ BEY, TEZ, ÜNİVERSİTE... Bunlar çeşitli vesîlelerle elbette söz konusu olmuştur. Çevrelerinden sorup araştırmak mümkün. Ama, bunlar zikre, yazıya geçirmeye değer çok kıymetli şeyler. Bir gün bunları tez konusu yapanlar çıkacaktır. Artık üniversitemiz de var. Buralarda Târih bölümlerimiz, müstakil İlâhiyât Fakültemiz dahî var. Târihe not düşmek, dolayısıyla bu mübârek insanlar için kıyâmete kadar duâlara vesîle olmak adına bunu yapmak için tez konusunda tez davranılmalıdır diye düşünüyoruz. Zîrâ, gün geçtikçe canlı şâhitler azalıyor ve de “hâfıza-i beşer nisyân ile mâlüldür” mâlum.    Nitekim, Ali Hocamızın akranı, Müderris Gacaroğlu’dan mektep arkadaşı, Eymür Köyümüzün emeklisi Yusuf Ziyâ ÖZTÜRK Hocamız vücut olarak iyi ama, hâfıza kaybı var. Şu an ondan ne medrese günleri ne de her hangi bir başka konuda sağlıklı bilgi alma şansınız yok. Şu açıdan müsterihiz ki, oğlu Eğitimci-Yazar Durmuş Ali Bey, geçen yıllarda babasını konuşturup anlattıklarını kaleme almış. Bu bir teselli bizim için köyümüz adına.    ÖLENLERE RAHMET, KALANLARA İBRET... Her neyse, işte biz bundan dolayı diyoruz ki, gidenler için duâya vesîle, kalanlara da ibret olması için en azından kayda değer olan ne varsa derlenmeli. Bu meyânda, meselâ Ali Hocamızla ilgili elde edilecek yeni bilgiler, anlatılacak hâtıralar vs. olur da bize ulaşırsa bunları değerlendirmeye hazırız.   Bu duygu ve düşüncelerle Ali Hocamız’a Yüce Mevlâ’dan sonsuz rahmetler niyâz ederken, yakınlarına sabr-ı cemîller diliyor, özellikle duruşu olan hocalarımızın hep bulunması, bu mukaddes dâvânın her zaman, her yerde, her beldede böyle örnek şahsiyetlerden hâlî kalmaması temennisiyle cümleye sevgiler, saygılar sunuyoruz wes’selâm…
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2021 - Perşembe

MEŞAYIH'IN YILDIZI, HEPİMİZİN HOCASIYDI...

Ulubey Belediyemiz’den emekli Zekeriya Yılmaz ve ilçe Eğitim Müdürlüğümüz memurlarından Salih Yılmaz Beylerin babaları, yöremizin mânevî çınarlarından emekli İmam-Hatip Ali YILMAZ Hocamız geçirmiş olduğu kâlp krizi sonucu vefat etmiş olup cenazesi 15. 03. 2021 ikindi namazı öncesi Aydınlar (Meşâyıh) Köyü’nde kılınan cenaze namazının ardından âile kabristanlığında toprağa verilmiştir. Mekânı cennet olsun.

 

Öteden beri, görenlere İslâm ahlâk ve faziletini hatırlatan vakur kişiliği, mütebessim çehresi ve halim-selim karakteriyle, örnek bir hoca olarak saygı duyduğumuz Ali Hocamızın cenazesine katılmak, bize de nasip oldu çok şükür. Bu anlamda, 2 aya yakındır köyde ikâmetimiz bir şans oldu.

 

Mâlum, pandemi şartları sebebiyle sâdece en yakın câmide selâ verildiği için civar köylerin bile duyması özel iletişimlere bağlı oluyor. Bize de komşumuz Öner MELİKOĞLU Ağabey haber verdi. Birlikte katıldık. 

 

İMÂMET, KIRAAT, DUÂ, İŞTİRÂK...

Namazını oğlu Zekeriya Bey kıldırdı. Mezar üstü kıraatlerini de yine oğulları Sâlih ve Zekeriya Beylerle, köyün eski görevlilerinden Sinan GÜRSOY ve (duâ da kendisine tevdî edilen) Hamza ÖZDEMİR Hocalar yaptılar.

 

Hocalarımızın ağzına sağlık. Her şey güzeldi. Konuşmalar, duâ, ayrıca havalar, katılım, merhum hakkında konuşulanlar. Ne zamandır göremediklerimizi görmeler, selâmlaşmalar; hepsi.

 

Başlığımız da güzel oldu gibi; böylesi onun müsbet, mütebessim, mütevâzı şahsiyetiyle mütenâsip olmak üzere çok denk düştü bize göre. "Yıldız kaydı" deseydik de uyardı; çünkü, şöyle çevreye bir bakalım, yaşıyla-başıyla, tecrübe ve birikimiyle, kimlik ve kişiliğiyle, tavrı, tarzı, hatt-ı hareketi ve ilk anda uyandırdığı saygı hissi ve mânevî mehâbetiyle bir "Meşâyıh İmamı" tâbir ve tedâîsiyle yerine koyabileceğiniz bir başka isim gösterebilir miyiz? O, bu anlamda, âdetâ bir kutup yıldızı mesâbesindeydi.

 

Daha çok şeyler söylenebilir. Ağaç devrilmeyince yeri belli olmazmış. Bu sözdeki haklılığımızı o günkü manzara gösteriyordu zâten. Çünkü, şartların onca elverişsizliğine rağmen cenazeye başta Ulubey ve Ordu’dan bürokrat ağırlıklı olmak üzere, iş adamları, esnaf, çevre köylerden, özellikle Diyânet ve Millî Eğitim Câmiası’ndan, Belediyelerden katılımlar oldukça çoktu.

 

ALİ HOCA, ŞUÂYİP, EYMÜR, ÇONGARA...

Ali YILMAZ Hoca’nın 88 yaşında olduğunu öğreniyoruz. Kendisi Emekli Müftü Mehmet ÇELENK, Vâiz Mehmet Hulûsî MURTAZAOĞLU, Şuayip’ten Fikri YÜKSEL ve Âdil YEŞİLBAŞ, Çongara’dan Hâlit ESEN Hoca merhumlar gibi niceleriyle berâber okumuş, 50’li, 60’lı yılların müderris hocası, Tokat Medreselerinde yetişmiş Gacaroğlu Ahmet Efendi(1876-1962)’nin talebesi.

 

Hattâ, babam merhum da orada okuduğu için kendisini bu vesîleyle de tanıyor ve bu meyânda aralarında ayrıca bir muhabbet, karşılıklı sevgi-saygıya dayanan bir dostluk söz konusuydu. Babam hem yaş, hem de hocalık îtibârıyla kendisine hürmet eder, karşılaştıklarında birbirleriyle hal-hatır etmeden geçmezlerdi. Bizim hocayla muârefemiz de biraz buna dayanıyor.  

 

Yüce Mevlâ o zor günlerin, hassas zamanların, kritik, elverişsiz şartların müderris hocasının, çoğunun elinde-ayağında, sırtında olmadığı hâlde, Allâh için uzak köylerden, ıssız derelerden, çamurlu, karanlık, ürkütücü yollardan gelip dînini öğrenmek için her türlü tehlikeyi göze alan,  çilekeş cümle talebelerini, hocalarıyla berâber Efendimiz(SAV)in komşuluğunda buluştursun inşâllâh… Âmin…

 

HATİP DEDE, KUTUP HOCA...

Kendisi 1956’da askerden gelince, dedeleri Kocahasanoğlu Hatip Hoca’dan boşalan câmi imamlığı vazifesini üstlenmiş. 1966’da kadro açılana kadar 10 sene bu görevi fahrî olarak yapmış. 1975-76 döneminde de İmam-Hatip Okulu bitirme imtihanlarına girerek diploma almış. Aşağı-yukarı, talebelik, emeklilik dönemlerini de katarsak fahrî ya da resmî yarım asır diyebileceğimiz kadar kendi köyünde hizmet vermiş.

 

Allâh (CC) râzı olsun. Tabiî, o günün imkânlarında nasıl okudu, ne şartlarda Meşâyıh’tan tâ Şuayip Köyü’ne her gün yürüme, karda-kışta gitti-geldi, neler yaşadı? Mektep günleri nasıldı? Eğitim şartları niceydi? Binâ nasıldı? Nasıl barınıyorlardı? Burası resmî bir yer miydi? Diploma ya da icâzet diye bir şey var mıydı? Eğer yoksa nasıl ve neye göre ve de en önemlisi bu belirsizlik ve de bâdirelere rağmen bunca çileyi, onca tehlikeyi göze alarak niye çekiyorlardı?

 

Y. ZİYÂ HOCA, D. ALİ BEY, TEZ, ÜNİVERSİTE...

Bunlar çeşitli vesîlelerle elbette söz konusu olmuştur. Çevrelerinden sorup araştırmak mümkün. Ama, bunlar zikre, yazıya geçirmeye değer çok kıymetli şeyler. Bir gün bunları tez konusu yapanlar çıkacaktır. Artık üniversitemiz de var. Buralarda Târih bölümlerimiz, müstakil İlâhiyât Fakültemiz dahî var. Târihe not düşmek, dolayısıyla bu mübârek insanlar için kıyâmete kadar duâlara vesîle olmak adına bunu yapmak için tez konusunda tez davranılmalıdır diye düşünüyoruz. Zîrâ, gün geçtikçe canlı şâhitler azalıyor ve de “hâfıza-i beşer nisyân ile mâlüldür” mâlum. 

 

Nitekim, Ali Hocamızın akranı, Müderris Gacaroğlu’dan mektep arkadaşı, Eymür Köyümüzün emeklisi Yusuf Ziyâ ÖZTÜRK Hocamız vücut olarak iyi ama, hâfıza kaybı var. Şu an ondan ne medrese günleri ne de her hangi bir başka konuda sağlıklı bilgi alma şansınız yok. Şu açıdan müsterihiz ki, oğlu Eğitimci-Yazar Durmuş Ali Bey, geçen yıllarda babasını konuşturup anlattıklarını kaleme almış. Bu bir teselli bizim için köyümüz adına. 

 

ÖLENLERE RAHMET, KALANLARA İBRET...

Her neyse, işte biz bundan dolayı diyoruz ki, gidenler için duâya vesîle, kalanlara da ibret olması için en azından kayda değer olan ne varsa derlenmeli. Bu meyânda, meselâ Ali Hocamızla ilgili elde edilecek yeni bilgiler, anlatılacak hâtıralar vs. olur da bize ulaşırsa bunları değerlendirmeye hazırız.

 

Bu duygu ve düşüncelerle Ali Hocamız’a Yüce Mevlâ’dan sonsuz rahmetler niyâz ederken, yakınlarına sabr-ı cemîller diliyor, özellikle duruşu olan hocalarımızın hep bulunması, bu mukaddes dâvânın her zaman, her yerde, her beldede böyle örnek şahsiyetlerden hâlî kalmaması temennisiyle cümleye sevgiler, saygılar sunuyoruz wes’selâm…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.