Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

ÇANAKKALE HATIRINA, LÜTFEN OKU!

Mâlum, Lüleburgaz hürfikir.com’da bir köşe arkadaşımız var, İlyas ŞEN. Onun ilginç yazılarını bâzen sizlerle paylaşıyoruz. Son yazısı da Çanakkale konulu olduğu, ayrıca farklı ve de önemli bir iddiayı gündeme getirdiği için bu gün kendisini konuk ediyoruz. Umarız, siz de yazısını ilginç bulacak, ibret alacaksınız. Bu vesîleyle şunu da belirtmek gerekir ve de belki de, bu da aynı eksenli bir oyunun parçası olmalı ki, Filistin’de Osmanlı’yı arkadan vurduğu söylenen Araplar, özellikle o aşîret ve de kabîleler, bu gün de, diğer dindaş ve ırkdaşlarının rağmına, karşı cephede, yâni yahûdî yanlısı olarak faaliyet ve de hayâtiyetlerini sürdürüyorlarmış. Kardeş komşulardan, 500’e yakın göçmen misâfirlerimizin bu günlerde yeni öğrendiğimiz bu husus da oldukça ilginç. Dolayısıyla bu gibi, her milletin içinde bulunabilecek bu türden aykırı kişiler yüzünden bütün bir Müslüman kavmi töhmet altında tutmamak gerekir. Tıpkı, insan hak ve hürriyetlerini hiçe sayan mevcut zâlim politikaları onaylamayan, hattâ karşı gösteriler yapan yahûdîleri de şedid anlamda kâtil olarak değerlendirmemek gerektiği gibi. Her neyse, îmanla küfrün, iyiyle kötünün savaşı kıyâmete kadar hep sürecek. O noktada, tarafımızın net olması ve de nereye gittiğimizi, gideceğimizi, nerede olmamız, ne yapmamız gerektiğini bilmemiz adına, misâfir arkadaşımızın mezkur yazısıyla sizleri baş başa bırakıyor, her türlü hayırlı işlerinizde üstün başarılar dileğiyle, hepinize hâlisâne sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz ves’selâm: ÇANAKKALE SAVAŞLARINDA SİYONİZMİN ETKİSİ  -İlyas Şen Bu mevzu savaşın en az bilinen, fakat  en çok bilinmesi ve de konuşulması gereken kısmıdır.  Çanakkale savaşlarını ve birinci  cihan savaşını çıkaran, planlayan, sonunda da planladığı gibi bitmesini sağlayan  Siyonistlerdir. Çanakkale cephesinde sadece nakliye işlerinde kullanılmak üzere katır birlikleriyle bulunmuşlardır ama öbür taraftan kimliklerini gizlemek suretiyle, casus olarak savaşın her bölgesinde etki sahibi olmuşlardır.   Deniliyor ki, bizatihi Çanakkale savaşının Türk tarafını idare eden komutan Liman Von Senders Paşa aslen bir Alman Yahudisi’ymiş. Yine deniliyor ki, kimseden izin almadan gidip Rus sahillerini bombalayan Yavuz Gemisinin komutanı da bir Alman Yahudi’siymiş. Her iki durum da çok iyi incelenmeli ve milletimizce bilinmelidir. Çünkü bu çok dehşet bir iddia. Tamam, bu korkunç bilgi bir iddiadır ama çok iyi bilinen şeyler de var, mesela Filistin cephesi. Biz savaşı esas orada kaybettik.  Çanakkale’de kaybetmedik ki. Öncelikle şunu iyi bilelim, Yahudi hiçbir zaman Alman değildir, İngiliz değildir, Yahudi asla bir Türk değildir. Yahudi nerede olursa olsun her zaman bir Yahudi’dir. Birinci Dünya Harbi’nde de Yahudi’nin menfaatleri İngiliz Emperyalistleriyle çakışıyordu. İngilizler Osmanlı’nın petrol bölgelerine sulanırken, Yahudiler de Filistin de bir devlet kurma hayalindeydiler. İşte bu plana uygun işbirlikleri bütün savaş boyunca göze çarpıyor. Meclisimizin sonraları milis generali rütbesini verdiği savaş yıllarında da yüzbaşı olan Cevat Rıfat Atilhan Filistin cephesinde üç yüzden fazla Yahudi ajanını yakaladıklarını yazıyor. Hatta şunu da ilave ediyor. “Öyle ki İngiliz Genelkurmay’ı Yahudi ajanları sayesinde bizim ordumuzun durumunu bizden daha iyi biliyorlardı.” Filistin orduları Başkomutanı Cemal Paşa’nın özel sekreteri Sara adında bir Yahudi kızı hem de Cemal Paşa’nın metresi ve İngiliz casusuydu. Savaş sonunda İngiliz Genelkurmayının itirafı “Eğer Yahudi ajanlarının yardımları olmasaydı bu savaşı kazanamazdık.” Olmuştur. Birinci dünya harbi 1914’te başlamıştır. Oysa Yahudi ajanları daha 1909’da Abdülhamit’i tahttan indirerek, yerine de İttihat ve Terakki Partisi’ni getirerek, genç, çaylak, tecrübesiz aptalları iş başına getirerek bizi savaşa sokmaya hem de yenilmesi mutlak olan Almanların yanına itmeye muvaffak olmuşlardır. Dediğim gibi bu savaş bütün sonuçlarıyla beraber ta baştan planlanmış, bu planı da Siyonist ajanlar yapmışlardır. Alman, İngiliz ve Türk Mason ve Yahudileri olarak bu savaşta bizim yenilgimiz tamamen Siyonist ajanlar sayesinde olduğu kesin.   Öbür taraftan Almanya’da aynen bizim gibidir, onların da yenilmesine Siyonistler sebep oldular. Nasıl mı? Anlatayım. Alman diktatörü Adolf Hitler anlatıyor: “Birinci Dünya Harbi’nin en hareketli günlerinde Doğu Cephesi’nde Rusya çöktü. Bizler Doğu Cephesi’nden marşlar söyleyerek batıya Fransa cephesine akıyorduk. Diyorduk ki; artık en güçlü düşmanımız Rusya saf dışı kaldı. Şimdi Fransa’yı elimizden kimse kurtaramaz. Fakat ne oldu biliyor musunuz? Tam Fransa’yı ezmek için hücum etmeye başladık ki bizim demir yolu işçilerimiz greve gittiler, nakliye durdu, lojistik destek sağlanamadı ve Almanya teslim oldu. Almanya’nın teslim olduğunu duyduğumda üç gün ağladım. Kendi kendime soruyordum. Bir parça daha fazla ekmek kazanmak nasıl bir vatandan daha kıymetli olabilir? Bunun sebeplerinin araştıracağım. Araştırdım. Bir de ne göreyim. Biz cephelerde vatan için ölürken alçak Yahudiler cephe gerisinde bütün sendikaları ele geçirmişler, işçilerimizi greve sokmuşlar. Bizi savaş ortasında arkamızdan vurmuşlar…” Hitlerin söyledikleri doğru mu acaba? Siyonist’i araştırmaya kimse cesaret edemiyor. Her kim ki onların ihanetlerini ortaya çıkarmaya çalışırsa başına gelmedik kalmıyor. Yukarıda adını yazdığım Cevat Rıfat Atilhan da öldüğünde cebinden 35 kuruş çıkmış. Siyonistlerin milletimize ettiklerini anlatan yetmiş küsür kitap yazmıştı. Bayaa da zengin idi. Ama Yahudiler canına okudular; iflas ettirdiler. Tamam, Yahudi’den, Siyonist’ten, Mason’dan korkalım. Onların şakası yok da peki biz tarihimizi nasıl anlayacağız? Onların ihanetlerini anlamadan geçmişimizle, şimdiki halimizle ve de geleceğimizle ilgili bir karar veremeyiz ki. Yahudi ve Siyonist’i anlamadan ne birinci ne ikinci ne İstiklal Harplerini, ne Cumhuriyet’i, ne ihtilalleri, ne iftiraları anlayabiliriz. Siyonist’i anlamadan hiçbir şey yerine oturmuyor. Saygılarımla…
Ekleme Tarihi: 03 Nisan 2015 - Cuma

ÇANAKKALE HATIRINA, LÜTFEN OKU!

Mâlum, Lüleburgaz hürfikir.com’da bir köşe arkadaşımız var, İlyas ŞEN. Onun ilginç yazılarını bâzen sizlerle paylaşıyoruz. Son yazısı da Çanakkale konulu olduğu, ayrıca farklı ve de önemli bir iddiayı gündeme getirdiği için bu gün kendisini konuk ediyoruz. Umarız, siz de yazısını ilginç bulacak, ibret alacaksınız.

Bu vesîleyle şunu da belirtmek gerekir ve de belki de, bu da aynı eksenli bir oyunun parçası olmalı ki, Filistin’de Osmanlı’yı arkadan vurduğu söylenen Araplar, özellikle o aşîret ve de kabîleler, bu gün de, diğer dindaş ve ırkdaşlarının rağmına, karşı cephede, yâni yahûdî yanlısı olarak faaliyet ve de hayâtiyetlerini sürdürüyorlarmış.

Kardeş komşulardan, 500’e yakın göçmen misâfirlerimizin bu günlerde yeni öğrendiğimiz bu husus da oldukça ilginç. Dolayısıyla bu gibi, her milletin içinde bulunabilecek bu türden aykırı kişiler yüzünden bütün bir Müslüman kavmi töhmet altında tutmamak gerekir. Tıpkı, insan hak ve hürriyetlerini hiçe sayan mevcut zâlim politikaları onaylamayan, hattâ karşı gösteriler yapan yahûdîleri de şedid anlamda kâtil olarak değerlendirmemek gerektiği gibi.

Her neyse, îmanla küfrün, iyiyle kötünün savaşı kıyâmete kadar hep sürecek. O noktada, tarafımızın net olması ve de nereye gittiğimizi, gideceğimizi, nerede olmamız, ne yapmamız gerektiğini bilmemiz adına, misâfir arkadaşımızın mezkur yazısıyla sizleri baş başa bırakıyor, her türlü hayırlı işlerinizde üstün başarılar dileğiyle, hepinize hâlisâne sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz ves’selâm:

ÇANAKKALE SAVAŞLARINDA SİYONİZMİN ETKİSİ  -İlyas Şen

Bu mevzu savaşın en az bilinen, fakat  en çok bilinmesi ve de konuşulması gereken kısmıdır.  Çanakkale savaşlarını ve birinci  cihan savaşını çıkaran, planlayan, sonunda da planladığı gibi bitmesini sağlayan  Siyonistlerdir. Çanakkale cephesinde sadece nakliye işlerinde kullanılmak üzere katır birlikleriyle bulunmuşlardır ama öbür taraftan kimliklerini gizlemek suretiyle, casus olarak savaşın her bölgesinde etki sahibi olmuşlardır.  

Deniliyor ki, bizatihi Çanakkale savaşının Türk tarafını idare eden komutan Liman Von Senders Paşa aslen bir Alman Yahudisi’ymiş. Yine deniliyor ki, kimseden izin almadan gidip Rus sahillerini bombalayan Yavuz Gemisinin komutanı da bir Alman Yahudi’siymiş. Her iki durum da çok iyi incelenmeli ve milletimizce bilinmelidir. Çünkü bu çok dehşet bir iddia.

Tamam, bu korkunç bilgi bir iddiadır ama çok iyi bilinen şeyler de var, mesela Filistin cephesi. Biz savaşı esas orada kaybettik.  Çanakkale’de kaybetmedik ki. Öncelikle şunu iyi bilelim, Yahudi hiçbir zaman Alman değildir, İngiliz değildir, Yahudi asla bir Türk değildir. Yahudi nerede olursa olsun her zaman bir Yahudi’dir. Birinci Dünya Harbi’nde de Yahudi’nin menfaatleri İngiliz Emperyalistleriyle çakışıyordu. İngilizler Osmanlı’nın petrol bölgelerine sulanırken, Yahudiler de Filistin de bir devlet kurma hayalindeydiler. İşte bu plana uygun işbirlikleri bütün savaş boyunca göze çarpıyor.

Meclisimizin sonraları milis generali rütbesini verdiği savaş yıllarında da yüzbaşı olan Cevat Rıfat Atilhan Filistin cephesinde üç yüzden fazla Yahudi ajanını yakaladıklarını yazıyor. Hatta şunu da ilave ediyor. “Öyle ki İngiliz Genelkurmay’ı Yahudi ajanları sayesinde bizim ordumuzun durumunu bizden daha iyi biliyorlardı.”

Filistin orduları Başkomutanı Cemal Paşa’nın özel sekreteri Sara adında bir Yahudi kızı hem de Cemal Paşa’nın metresi ve İngiliz casusuydu. Savaş sonunda İngiliz Genelkurmayının itirafı “Eğer Yahudi ajanlarının yardımları olmasaydı bu savaşı kazanamazdık.” Olmuştur. Birinci dünya harbi 1914’te başlamıştır. Oysa Yahudi ajanları daha 1909’da Abdülhamit’i tahttan indirerek, yerine de İttihat ve Terakki Partisi’ni getirerek, genç, çaylak, tecrübesiz aptalları iş başına getirerek bizi savaşa sokmaya hem de yenilmesi mutlak olan Almanların yanına itmeye muvaffak olmuşlardır.

Dediğim gibi bu savaş bütün sonuçlarıyla beraber ta baştan planlanmış, bu planı da Siyonist ajanlar yapmışlardır. Alman, İngiliz ve Türk Mason ve Yahudileri olarak bu savaşta bizim yenilgimiz tamamen Siyonist ajanlar sayesinde olduğu kesin.  

Öbür taraftan Almanya’da aynen bizim gibidir, onların da yenilmesine Siyonistler sebep oldular. Nasıl mı? Anlatayım. Alman diktatörü Adolf Hitler anlatıyor:

“Birinci Dünya Harbi’nin en hareketli günlerinde Doğu Cephesi’nde Rusya çöktü. Bizler Doğu Cephesi’nden marşlar söyleyerek batıya Fransa cephesine akıyorduk. Diyorduk ki; artık en güçlü düşmanımız Rusya saf dışı kaldı. Şimdi Fransa’yı elimizden kimse kurtaramaz. Fakat ne oldu biliyor musunuz? Tam Fransa’yı ezmek için hücum etmeye başladık ki bizim demir yolu işçilerimiz greve gittiler, nakliye durdu, lojistik destek sağlanamadı ve Almanya teslim oldu. Almanya’nın teslim olduğunu duyduğumda üç gün ağladım. Kendi kendime soruyordum. Bir parça daha fazla ekmek kazanmak nasıl bir vatandan daha kıymetli olabilir? Bunun sebeplerinin araştıracağım.

Araştırdım. Bir de ne göreyim. Biz cephelerde vatan için ölürken alçak Yahudiler cephe gerisinde bütün sendikaları ele geçirmişler, işçilerimizi greve sokmuşlar. Bizi savaş ortasında arkamızdan vurmuşlar…”

Hitlerin söyledikleri doğru mu acaba? Siyonist’i araştırmaya kimse cesaret edemiyor. Her kim ki onların ihanetlerini ortaya çıkarmaya çalışırsa başına gelmedik kalmıyor. Yukarıda adını yazdığım Cevat Rıfat Atilhan da öldüğünde cebinden 35 kuruş çıkmış. Siyonistlerin milletimize ettiklerini anlatan yetmiş küsür kitap yazmıştı. Bayaa da zengin idi. Ama Yahudiler canına okudular; iflas ettirdiler.

Tamam, Yahudi’den, Siyonist’ten, Mason’dan korkalım. Onların şakası yok da peki biz tarihimizi nasıl anlayacağız? Onların ihanetlerini anlamadan geçmişimizle, şimdiki halimizle ve de geleceğimizle ilgili bir karar veremeyiz ki. Yahudi ve Siyonist’i anlamadan ne birinci ne ikinci ne İstiklal Harplerini, ne Cumhuriyet’i, ne ihtilalleri, ne iftiraları anlayabiliriz. Siyonist’i anlamadan hiçbir şey yerine oturmuyor.

Saygılarımla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.