Bu hafta sizlerle Cengiz Numanoğlu”nun bir şiirini paylaşmak istiyorum. Bu şiir tam da bu günümüzü o kadar güzel aydınlatıyor ki; işte şiir:
Sana “yobaz” dediler, “adam olmaz” dediler; / Uygarlık mîrâsını, senden çalıp yediler. Düzmece masallarla, uyuttular neslini; / “Çağdaş” denen çöplükte, beslediler nefsini. Sana döndü namlular, bütün dünya toz-duman; /Daha ne bekliyorsun, KENDİNE GEL MÜSLÜMAN!
Gör ki; İslâm’a karşı, küfür yine tek millet; /Birleşmiş Milletlerin, kanındadır bu zillet. Adâleti katleden siyonist uşakları; /Beş kıtada boğuyor, o mazlum kuşakları. Gâfilleri, hüsrâna savuruyor bu harman;/ Seni de savurmasın, KENDİNE GEL MÜSLÜMAN !
“Diyalog” cambazları, seni hep aldattılar; / Bosna’da, Filistin’de, Vatikan’da sattılar. Bil ki; şeref, haysiyet, bunlar için paradır; / Bunlar; pansuman değil, neşterlik bir yaradır. Bir kıvılcımla yanar, bil ki koskoca orman; / Fitneler kol geziyor, KENDİNE GEL MÜSLÜMAN !
Kaç asır, kukla gibi oynadılar seninle; / O iffet âbidesi, bedeninle, teninle. “Leydi” tâcı taktılar, Batı’nın yosmasına; / Seni mahkûm ettiler, kölelik tasmasına. Oysa, Kur’ân’da sana, “üstünsün” dedi Rahmân;/Bu ne büyük bir şeref, KENDİNE GEL MÜSLÜMAN!
Mezhep savaşlarıyla, ümmetini böldüler; / Milyonlarca müslüman, bu girdapta öldüler. Cinnetin böylesine, insan aklı duruyor,/ Müslüman, müslümanın mâbedini vuruyor. Olamaz bu vahşete, hiçbir kalem tercüman; /Aç artık gözlerini, KENDİNE GEL MÜSLÜMAN !
Karşında kenetlenmiş, Kur’ân’a kin kusanlar; /Zulümler karşısında, şeytan gibi susanlar. Karşında kenetlenmiş, küresel münâfıklar,/ Baronlara satılmış, yerli malı fâsıklar. Seni bitirmek için, çoktan verildi ferman;/Fazla vaktin kalmadı, KENDİNE GEL MÜSLÜMAN!
Bir yanda, anti-ahlâk, haramzâde züppeler; / Bir yanda, tehditlerin gölgesinde cüppeler. Şantajlarla boğulmuş, nice insan hakları; / Her köşeye kurulmuş, “paralel” tuzakları. Bunlar devlet içinde, takiyede bir uzman; / Son kale tehlikede, KENDİNE GEL MÜSLÜMAN !
Kaldır artık üstünden, şu ölü toprağını; / Milyonlarca fidanın, soldurma yaprağını. Kara günler görsen de, karamsar olma sakın, / Ne zaman ki zordasın, bil ki fetih çok yakın. Hak-bâtıl savaşından, gâlip çıktın her zaman; / Zafer seni bekliyor, KENDİNE GEL MÜSLÜMAN !
Evet dostlar dört bir yanımız ateş çemberi içerisinde. Bu ateşi söndürmek de tabi ki önce bizlere, sonra da komşularımızla birlikte olup hep birlikte söndürmeye bakıyor.
Başka ülkenin basını ve muhalefeti hep kendi devletinin yanında. En ufak bir olumsuzluğu bile kesinlikle dile getirmiyorlar. Bunun en basit örneği, geçen haftaki Fransa”da olan patlamayla görüldü.
Adamlar tüm yasakları uygulamaya başlıyor, basının medyanın ve muhalefetin en ufak bir tepkisi olmuyor. Bizde ise birkaç ay önce Ankara”da bir patlama oluyor, tüm bu saydıklarımız bir günah keçisi bulup hemen boynunu kesmeye çalışıyor.
Adam bizim sınırımızı ihlal ediyor, bu ihlal hatırlarsanız birkaç defa olmuştu, biz bize düşeni yapıyoruz. Karşımızda sanki Ali Kıran Baş Kesen bir toplum var. Biz basınıyla ve muhalefetiyle hemen hatayı kendi görevlilerimizde bulduk. (Hani bir hikaye vardı ya; Müslümanlar Bu Çeşmeden Su İçemez.) Tıpkısının aynısı….
Bizler birliğimizi beraberliğimizi hiçbir zaman bozmazsak, bizlere değil bir Rusya, yedi düvel gelse vız gelir.
Ama önce birlik ve beraberlik gerekir bizlere. Önce kendimize gelmemiz gerekir. Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır.
Hubbul vatan, minel iman.