Bugün anneler günü ve benim annemsiz geçen üçüncü anneler günüm. Ben inanım annemsiz geçen her günümde annemi daha çok arıyorum ve özlüyorum. Annemin yoğun bakımda beni gördüğünde akan gözyaşlarını ömrümün son nefesine kadar unutamam.
Yeryüzünde sizi karşılıksız, çıkarsızca hiçbir hesap yapmadan sevebilen tek varlıktır annelerimiz. Siz ne yaparsanız yapın onlar sizi hep sever, hem de hiçbir karşılık beklemeden. Siz ister eli kanlı bir katil olun, ister en azılı dolandırıcı, isterseniz bu dünyanın en berbat kişisi olun anneniz sizi yine sever. Kızar ama yinede sever. Yanına gittiğinizde sizi yine kucağına alır sarar kollar sizi.
Annedir, evladı için gecenin bir saatinde sıcacık yatağından kalkıp karnını doyuran. Annedir, siz hastalandığınızda sabahlara kadar başucunuzda bekleyen. Kız arkadaşınızla mı kavga ettiniz? Hemen soluğu annemizin yanında alırız. Babalarımızdan parayı bizim için alması için annelerimizi devreye sokarız. Gece eve geç mi geleceğiz bizi annelerimiz idare eder.
Bizi yaratan ve bu dünyaya gönderen Cenab-ı Allah, bizi annelerimize emanet eder. Annelerimizde, ona Allah’ın emaneti olan bizleri her şeyden koruyabilmek, bizi yetiştirip kendi ayaklarımız üzerinde durabilmemiz için çırpınıp dururlar. Bunu yapabilmek için kendi hayatlarını yok sayarlar. Sağlıklarını, mutluluklarını bizler için en ufak bir tereddüt etmeden hiçe sayarlar.
Şimdiki şartlar eskiye göre çok ilerlese de benim çocukluk yıllarımda imkansızlıklar nedeniyle annem gece bize süt içirmek için koynunda ısıtırmış süt şişesini. Tüplü ocak nerde?, gece kalkıp sobayı yakmaya da imkan olmayınca koynunda ısıtıp öyle doyururmuş bizi. Çok kereler beni doktora götürebilmek için özellikle kışın karları yararak sırtında kilometrelerce yol gittiğini çok iyi biliyorum. Ama bir günde şikayet ettiğini duymadım.
Eve az geciktiğinizde sizi arayıp nerde kaldığını sorar. Bunu sadece sizi merak ettiği için yapar. Siz çünkü kaç yaşına gelirseniz gelin onun gözünde hala kundaktaki bebeksiniz. Bu tavrına çoğu zaman kızarız annelerimizin. ‘Off anne ben çocuk muyum?’ deriz çoğu kez. Ama aslında kaç yaşına gelirsek gelelim bizlerde çocuk kalmayı bazen o kadar çok isteriz ki. Annelerimizin kucağına yatmayı başlarımızı okşamasını ne kadar da çok isteriz.
Ama bu zamanda duyuyorum. Bazıları annelerine babalarına bakmaktan kaçınıyorlarmış. Hatta kardeşler arasında, ‘ben bakmam, sen bak’ kavgası dahi oluyormuş. Veya eğer emekliyse ‘bakarım ama maaşını ben alırım’ dendiğini duymak hakikaten çok acı. Anne baba evlatları için ömürlerini tereddüt etmeden feda etsinler, sizi iş güç sahibi yapsınlar, ev bark kursunlar, sağlıklarından, hayatta yapacakları birçok idealden sırf sizler için vazgeçsinler. Ama siz onlar yaşlanınca bakmaktan kaçının. Yanınıza geldiklerinde burnunuzu kıvırın, ‘off nerden geldiler şimdi’ diye geçirin içinizden. İnsan eti ağırdır diye atasözü varda anne, baba etide mi ağır geliyor artık?
Peygamber Efendimiz hadis-i şerifinde buyuruyor ki ‘cennet annelerin ayakların altında’ evet gerçektende öyle.
Hakikaten öyle. Cennet annelerin ayaklarının altında. Ama unutmayın ki Cenabı Hak’ta, Lokman Suresi’nde “Biz insana, anne-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü annesi onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. Önce bana, sonra da anne-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.” diyor.
Evet, cennet gerçekten annelerin ayaklarının altında unutulmasın ki cehennemde annelerin ayaklarının altında.
Bu benim üçüncü anneler günüm annemsiz geçirdiğim. Duygularımı nasıl anlatabilirim diye çok düşünüyorum ama annesizlik inanın çok acı bir duygu. Bunu ancak annesini kaybetmiş olanlar anlayabilirler.
Ben annemsiz geçen her gün onu çok arıyorum ve özlüyorum. Artık benim nazımın geçeceği kimsem yok. Ve beni merak edip arayan ‘oğlum nerde kaldın diyecek bir ses yok artık hayatımda. Şuna eminim ki, annelerin hakkını ne yaparsak yapalım ödeyemeyiz.
Benim annemle ilgili unutamadığım bir an (çok varda) annem hastalığı ağırlaşınca yoğun bakıma aldılar. Ben o zaman köydeydim. Haberi alır almaz hastaneye geldim. O gece göremedik. Ertesi sabah ablam yanına girdiğinde annem ablama ‘Zeki nerde’ diye sormuş. Ablamda ‘burada anne’ demiş. Ben yanına girdiğimde anam beni gördü, başını bana çevirdi, makinelere bağlı şekilde gözünden yaşlar süzüldü. Anama tek diyebildiğim şey ‘ANAM iyi olacaksın’ demek oldu.
Ben o anı ömrümün son anına kadar unutmayacağım, unutamayacağım. Yine hastanede yattığı döneme bir şeyler istemişti annem onları alıp ablamla gönderdiğimde, annem ablama, ‘oğlumun tuttuğu altın olsun’ demiş. Ablam bunu bana anlatınca o an bana dünyaları önüme serseler o kadar mutlu olmazdım inanın. İşte zenginlik servet bu dedim kendime o an.
İnşallah annemin de babamın da rızasını almışımdır. Benim Allah’ıma tek duam, ahrette annemle babamla buluşmak ve tekrar onlara sıkı sıkı sarılıp en çokta anamın dizine yatıp başımı okşamasıdır.
Tüm annelerin anneler gününü kutluyorum. Rabbim rahmetine kavuşturduklarına şefkatiyle muamele etsin. Hayatta olanlara sağlıklı ömürler nasip etsin. Benden size tavsiye annelerinize sıkı sıkı sarılın. Yarın çok geç olabilir.