Erdoğan DEMİR
Köşe Yazarı
Erdoğan DEMİR
 

FAZLA ERDİRDİK GALİBA

Kültürümüzün üç mizah ustalarından birisi olan İncili Çavuş, Padişahla saatlerce sohbet eder, padişah onun yanından ayrılmasını hiç istemezmiş. Yalnız abdest bozmak haceti ile İncili”den ayrılır, bu süre içinde sohbetinden mahrum kalırmış. Kendisi bu iş için uzun süre harcadığı halde İncili”nin çok kısa süre içinde geri dönmesi dikkatini çekmiş. Yine bir gün İncili heladan çabucak dönünce sormaktan kendini alamamış; -İnvcili, sen hacet için gittiğinde çabukça geri dönüyorsun. Halbuki ben uzun süre helada oturuyorum. Sen bu işi nasıl yapıyorsun? İncili buna şu cevabı vermiş; -Erdiriyorum Sultanım! Padişah bu tetbiri beğenmiş, kendisi de erdirmeye karar vermiş. Bir gün abdesti geldiği halde erdirmek için beklemiş, iyice sıkışınca kalkmış ama helaya yetişemeden zabtedememiş, büyük abdestini yolda bırakıvermiş. Üstü başı ve sarayın merdivenleri berbat olup müşkül ve gülünç hale düşünce Padişah gazaba gelmiş; -Cellaat! Diye haykırmış. Bunu görüp duyan İncili, kellenin gideceğini anlayınca, hemen koşmuş, merdivenlere dökülenlerden bir parmak alıp tatmış ve; -Vaktini geçirmişsiniz padişahım! Demiş. Bunu gören Padişahın kızgınlığı derhal merhamete dönüşmüş ve gülümseyerek affettiğini duyurmuş. Bizler de galiba şu güzelim memlekette siyaseti, hukuku, demokrasiyi, insan haklarını, birbirimize karşı sevgi ve saygıyı, ana babaya olan saygıyı, dostluğu, arkadaşlığı vs. biraz fazla erdirdik galiba. Vaktini de geçirdik zannedersem. Siyaseti fazla erdirdik, inanın seçimlerin gelmesini istemez hale geldim ben, sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz bilemem tabii.. Siyasetin seviyesi, sevgisi ve saygısı kalmadı. Aydın kişiler dediğimiz yönetici kadrolarında olan o büyük insanlar, kendilerine saygı duymamız gereken o insanlar birbirlerine karşı sevgi, saygı, nezaket kuralları içerisinde değiller maalesef. Sanki birbirlerini çekemiyorlar, birbirlerinin derisini yüzecekler gibi tavır ve sözler sarf ediyorlar. Ağızlarından çıkan kelimelerden ben dinleyince utanıyorum, siyasetin cılkını çıkardılar galiba. Hukukçulara bakıyorsunuz, birbirlerinin verdiği kararları hiçe sayıp, hükümsüz kılabiliyorlar. Mesela Redd-i Hakim  ne demek, ben senin verdiğin karara güvenmiyorum, benim dünya görüşüme uygun hakim istiyorum demek değil mi? Vs. Demokrasiyi ise adamına göre uyguluyoruz. Herkese ve her düşünceye demokrasi, herkese insan hakları yok bizim memlekette. Eğer cebin kaba ensen kalın ise biraz da boy  yerinde ise senin hakkın benim gibi çeyrek porsiyon insanların yanında daha fazladır. İstersen iki üniversite bitir, hiç fark etmez. Kapitalist sistemde cebi kapital dolu kişilere haddinden fazla saygı duyarız. Onların hakkı ve hukuku daha fazladır gariban vatandaşlardan. İtibarı da daha yüksektedir toplumumuzda. Birbirimize karşı sevgi ve saygıyı unuttuk. Menfaatim varsa seninle iyi geçinir sana saygı duyarım ve seni severim. Senden bir menfaatim yoksa sana selam bile vermem. Sevgi ve saygıda da biraz fazla olgunlaştık galiba. Anasını kesen evlat bizim memlekette, babasının kafasını gözünü patlatan evlat bizim memlekette. Komşusunun karısına ve kızına tecavüz eden kişi bizim memlekette. Buradan söyleyemediğim her türlü ahlaksızlığı yapan evlat, baba-oğul bizim memlekette. Bizler maneviyatta ta çok fazla olgunlaştık galiba ne dersiniz. Bunları yapanlar öldükleri zaman ima gibi, müftü gibi ve sair Müslüman gibi camiye gelir camiden kalkar cenazeleri, hatalıysam uyarınız… Dostluklar, arkadaşlıklar, hatta ve hatta bir ailede eşler arasındaki duygusal ilişkilerde de çok ilerideyiz bir Avrupalıya göre. Kadın uykuda iken kocasını kesip öldürebiliyor, hep kadınlar mı ezilecek biraz da erkekler ezilsin diye öldürdüm diyebilen eşi bizim toplumumuz yetiştirmedi mi? Eğer insanın insana secde etmesini isteseydim, kadını kocasına secde etmesini emrederdim denilen bir inançtan gelmiyor muyuz yoksa? Cennet annelerin ayaklarının altındadır düsturundan yoksun mu kaldık.  İnançta da biraz fazlaca olgunlaştık  zannederim. Allah sonumuzu hayırlı etsin. Şu sözü unutmayın dostlar: Küfür ile bir millet uzun süre ayakta kalabilir, fakat zulüm ile uzun süre ayakta kalamaz. Her türlü zulüm bizde; ana baba ve eşlere karşı işkence bizlerde. Toplum yavaş yavaş ahlaksızlığın uçurumunun başına kadar ilerliyor,  dur diyecek yok mu? Firene basacak şoför, kaptan veya pilot yok mu, aranıyor…… Allahın musibeti ve belası bizim başımızdan eksik olur mu bölme giderse acaba? Bir beldede zina ile faiz gözle görülür bir hal alırsa, o beldenin halkı Allahın zulmünü hak etmiştir. Sokakta her türlü zinaya götüren sebepler işleniyor, bizlerin gıkı bile çıkmıyor, çıkamıyor. Faiz yiyen bizde, faizden ev alan, araba alan ve ev eşyası alan bizlerde, bunlara bulaşmayan kimse kalmadı. Hacısı, hocası ve Müslümanıyla.  Hepimiz faizle haşır neşiriz. Faizle benim alakam yok diyene bile faizin tozu isabet ediyor. İşte biz bu musibetlerden, belalardan neden kurtulamıyoruz anlayabiliyor musunuz? Belasız, musibetsiz nice güzel günlere… Erdirilmekte Avrupa”yı bile solladık.
Ekleme Tarihi: 21 Mayıs 2016 - Cumartesi

FAZLA ERDİRDİK GALİBA

Kültürümüzün üç mizah ustalarından birisi olan İncili Çavuş, Padişahla saatlerce sohbet eder, padişah onun yanından ayrılmasını hiç istemezmiş. Yalnız abdest bozmak haceti ile İncili”den ayrılır, bu süre içinde sohbetinden mahrum kalırmış.

Kendisi bu iş için uzun süre harcadığı halde İncili”nin çok kısa süre içinde geri dönmesi dikkatini çekmiş. Yine bir gün İncili heladan çabucak dönünce sormaktan kendini alamamış;

-İnvcili, sen hacet için gittiğinde çabukça geri dönüyorsun. Halbuki ben uzun süre helada oturuyorum. Sen bu işi nasıl yapıyorsun?

İncili buna şu cevabı vermiş;

-Erdiriyorum Sultanım!

Padişah bu tetbiri beğenmiş, kendisi de erdirmeye karar vermiş. Bir gün abdesti geldiği halde erdirmek için beklemiş, iyice sıkışınca kalkmış ama helaya yetişemeden zabtedememiş, büyük abdestini yolda bırakıvermiş.

Üstü başı ve sarayın merdivenleri berbat olup müşkül ve gülünç hale düşünce Padişah gazaba gelmiş;

-Cellaat! Diye haykırmış. Bunu görüp duyan İncili, kellenin gideceğini anlayınca, hemen koşmuş, merdivenlere dökülenlerden bir parmak alıp tatmış ve;

-Vaktini geçirmişsiniz padişahım! Demiş.

Bunu gören Padişahın kızgınlığı derhal merhamete dönüşmüş ve gülümseyerek affettiğini duyurmuş.

Bizler de galiba şu güzelim memlekette siyaseti, hukuku, demokrasiyi, insan haklarını, birbirimize karşı sevgi ve saygıyı, ana babaya olan saygıyı, dostluğu, arkadaşlığı vs. biraz fazla erdirdik galiba. Vaktini de geçirdik zannedersem.

Siyaseti fazla erdirdik, inanın seçimlerin gelmesini istemez hale geldim ben, sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz bilemem tabii..

Siyasetin seviyesi, sevgisi ve saygısı kalmadı. Aydın kişiler dediğimiz yönetici kadrolarında olan o büyük insanlar, kendilerine saygı duymamız gereken o insanlar birbirlerine karşı sevgi, saygı, nezaket kuralları içerisinde değiller maalesef. Sanki birbirlerini çekemiyorlar, birbirlerinin derisini yüzecekler gibi tavır ve sözler sarf ediyorlar.

Ağızlarından çıkan kelimelerden ben dinleyince utanıyorum, siyasetin cılkını çıkardılar galiba.

Hukukçulara bakıyorsunuz, birbirlerinin verdiği kararları hiçe sayıp, hükümsüz kılabiliyorlar. Mesela Redd-i Hakim  ne demek, ben senin verdiğin karara güvenmiyorum, benim dünya görüşüme uygun hakim istiyorum demek değil mi? Vs.

Demokrasiyi ise adamına göre uyguluyoruz. Herkese ve her düşünceye demokrasi, herkese insan hakları yok bizim memlekette.

Eğer cebin kaba ensen kalın ise biraz da boy  yerinde ise senin hakkın benim gibi çeyrek porsiyon insanların yanında daha fazladır. İstersen iki üniversite bitir, hiç fark etmez. Kapitalist sistemde cebi kapital dolu kişilere haddinden fazla saygı duyarız. Onların hakkı ve hukuku daha fazladır gariban vatandaşlardan. İtibarı da daha yüksektedir toplumumuzda.

Birbirimize karşı sevgi ve saygıyı unuttuk. Menfaatim varsa seninle iyi geçinir sana saygı duyarım ve seni severim. Senden bir menfaatim yoksa sana selam bile vermem. Sevgi ve saygıda da biraz fazla olgunlaştık galiba.

Anasını kesen evlat bizim memlekette, babasının kafasını gözünü patlatan evlat bizim memlekette. Komşusunun karısına ve kızına tecavüz eden kişi bizim memlekette. Buradan söyleyemediğim her türlü ahlaksızlığı yapan evlat, baba-oğul bizim memlekette. Bizler maneviyatta ta çok fazla olgunlaştık galiba ne dersiniz. Bunları yapanlar öldükleri zaman ima gibi, müftü gibi ve sair Müslüman gibi camiye gelir camiden kalkar cenazeleri, hatalıysam uyarınız…

Dostluklar, arkadaşlıklar, hatta ve hatta bir ailede eşler arasındaki duygusal ilişkilerde de çok ilerideyiz bir Avrupalıya göre.

Kadın uykuda iken kocasını kesip öldürebiliyor, hep kadınlar mı ezilecek biraz da erkekler ezilsin diye öldürdüm diyebilen eşi bizim toplumumuz yetiştirmedi mi?

Eğer insanın insana secde etmesini isteseydim, kadını kocasına secde etmesini emrederdim denilen bir inançtan gelmiyor muyuz yoksa?

Cennet annelerin ayaklarının altındadır düsturundan yoksun mu kaldık.  İnançta da biraz fazlaca olgunlaştık  zannederim. Allah sonumuzu hayırlı etsin. Şu sözü unutmayın dostlar:

Küfür ile bir millet uzun süre ayakta kalabilir, fakat zulüm ile uzun süre ayakta kalamaz.

Her türlü zulüm bizde; ana baba ve eşlere karşı işkence bizlerde. Toplum yavaş yavaş ahlaksızlığın uçurumunun başına kadar ilerliyor,  dur diyecek yok mu? Firene basacak şoför, kaptan veya pilot yok mu, aranıyor……

Allahın musibeti ve belası bizim başımızdan eksik olur mu bölme giderse acaba?

Bir beldede zina ile faiz gözle görülür bir hal alırsa, o beldenin halkı Allahın zulmünü hak etmiştir.

Sokakta her türlü zinaya götüren sebepler işleniyor, bizlerin gıkı bile çıkmıyor, çıkamıyor.

Faiz yiyen bizde, faizden ev alan, araba alan ve ev eşyası alan bizlerde, bunlara bulaşmayan kimse kalmadı. Hacısı, hocası ve Müslümanıyla.  Hepimiz faizle haşır neşiriz. Faizle benim alakam yok diyene bile faizin tozu isabet ediyor.

İşte biz bu musibetlerden, belalardan neden kurtulamıyoruz anlayabiliyor musunuz?

Belasız, musibetsiz nice güzel günlere…

Erdirilmekte Avrupa”yı bile solladık.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.