Yıllardır bitmek bilmeyen terör belası yine canımızı yaktı. İstanbul Beşiktaş’ta meydana gelen patlamanın görüntülerini izledim. Kahraman polislerimizin bomba taşıyan haini fark eder etmez, hiç tereddüt etmeden, ölümüne koşmalarını izledim. Diğer yanda polislerimizin ortasında bomba yüklü aracı sinsice patlatan hain… O gece polislerimiz, maç sonrası görevlerini bitirmiş, evlerine döneceklerdi ve siviller; onlarda sıcak yuvalarına gitmek için yola koyulmuşlardı. Gencecik insanlar, kalleşçe bir pusunun kurbanı olup, yitip gittiler.
Bu yapılan tamamen korkaklığın eseridir. Yiğitlik öyle kahpece planlar yaparak olmaz. Siz hiç, bir Türk evladının böyle kahpece eylemler yaptığını duydunuz mu? Bizi er meydanında yenemediler, Çanakkale’de kirli emellerine ulaşamadılar ve 15 Temmuz gecesi içimizdeki Çanakkale ruhunun ölmediğini gördüler. Bu yüzden böyle kalleş planlarla bizleri korkutmaya çalışıyorlar. Ama bilmeliler ki; bizim Yavuzlarımız, Fatihlerimiz bitmez. Bizim Mustafa Kemallerimiz, Seyit Onbaşılarımız bitmez. Bizim Nene Hatunlarımız, Safiye Bayatlarımız bitmez. Biz kadın erkek, genç yaşlı, çoluk çocuk demeden er meydanına koşarız. Masum insanların canını almak ne demek? Daha 19 yaşında yaşında Tıp Fakültesi öğrencisinin oradan sadece geçiyor olması, Ordulu İşletme Fakültesi öğrencisi delikanlımızın maçtan çıkarken hayatını kaybetmesi ve diğerleri… İnsanlıktan çıkmış bunu yapanlar ve yaptıranlar. Bunlar her kimse, cezalarını çekmeliler. Gözü yaşlı anneler, eşler, çocuklar… için hesabını verip, cezasını çekmeliler. Bizleri, hepimizi hedef alan bu menfur saldırıyı kınıyorum.
Gülüp konuşmaktan, yiyip içmekten utanır olduk. Evlatlarını kaybeden, eşlerini kaybeden insanları düşündükçe evdeki huzurumuzdan utanır olduk. Çocuklarımıza sarılırken, gelecekteki hayatlarından endişe eder olduk. “Barış içinde yaşamak dururken bu kavga neden” diye haykırmak istiyorum. Bitmiyor acılar, hiç bitmiyor.
Dört bir yanı cennet vatanım, Suriye, Halep, Arakan, Filistin’deki Müslümanların umudu vatanım, İslâmın miheng taşı Müslüman Türk Milleti, güzel Türkiyem, zaman birlik ve beraberlik zamanıdır. Hangi görüşte olursak olalım, birbirimize daima destek olmalı ve birbirimize sarılmalıyız. Türküyle, kürdüyle, lazıyla, çerkeziyle, o mezhepten ya da bu mezhepten farketmez, hepimiz kardeşiz. Bu vatan bizim, bu vatan hepimizin. Demokrasinin hakim olduğu aziz vatanım bir bütündür, bölünemez.
Şehitlerimizin ailelerine sabır, gazilerimize acil şifalar diliyorum. İnşallah bu son acımız olsun!
Ahhhh Halep!!! Yürek yarası Halep, mazlum Halep, orada yaşananları izlerken, göz yaşlarımı tutamıyor “yer yarılsa da yerin dibine girsek” diyorum. Yavrularımın dizi yaralansa yüreğim ağzıma geliyor, Halep’teki anneleri düşününce beynim patlayacak gibi oluyor. O minik yavrucaklar, çaresiz, hiç bilemedikleri, anlayamadıkları bir vahşetin içindeler. Peygamberimiz savaşlarda kadınlara, yaşlılara, çocuklara, hayvanlara, ağaçlara dahi dokunmayı yasaklamış. Böyle bir savaş olamaz, bu bir soykırımdır ve tamamen masum halkı
hedef almaktadır. Bu haksızlıkları her şeyden önce Allah görüyor, O’nun hesabını biz bilemeyiz elbette, ama dilerim bunu yapanlar kendi kanlarında boğulsun! Kalbimdesin Halep, aklımda ve de avuç içimdesin.
Barış ve huzur dolu bir Dünyaya…