Rahmet okunduğunu mu sanıyorsunuz kar
Yada yağmur yağınca ? Artık karlar siyah,
Yağmurlar ise çamurlu yağıyor artık.
Merhamet duygusunu yitirmiş Şimşekler,
Her aydınlatışı bir azabın habercisi şimdi.
Hocası veya büyüğü dese ki, evladım Hayırsız,
İki değnekle beraber yürü ayaksız kal sen Hayırsız.
Takla atar Hocası veya büyüğü Takla at derse,
Her çamura yatar olmadı namusu da satar Hadi sat derse.
Sanki Dağlar yüce bir emri bekler gibi tetikte,
Yıkılmak için bir bir zulmedenlerin üzerine.
Zulmedenler sadece kafirler yada değil münafıklar.
Sakın kandırmayın kendinizi bu işte yokuz biz de,
Sözde Müslüman’ın zulmüne sesini çıkarmayan,
Bu vahşice zalimane insanlık dışı zulme ortak olan,
Allahın emrini akıl etmeyip harama dalan,
Gelir dağlar o Müslüman’ın da üzerine çöker.
Kendine münasip köle gibi öğretmen seçer,
Açar tekkesini dershanede sözde İrşada geçer.
Dalkavuk Hoca böyle verir aptallara semere,
Bundan sonra Hoca kılıklı biner atsız semere.
Artık bir bedir mi bekliyorsunuz uyurken gaflet içinde!
Peki kendinizden emin misiniz olduğunuza hangi tarafta,
Gerçekten emin misiniz bulunduğunuz o safta,
O halde neden ümit ediyorsunuz o kutlu Bedri,
Neden bir hendek kurnazlığında düşüncedesiniz.
Ey miminler; Peygamber eşi misali Aişe annemiz,
Ayet gelecek kadar üstünüze temiz mi kalbiniz!
Amel yok, iman zayıf yoksa kalbiniz mi temiz,
Sınırını size koyduğu kadar mı nefsinizin.
Peki bu kadar soru varken hala neden uykudasınız?
Dünyada bu rahatlıkta soruların cevabını veremeyecekseniz,
Mahşerde o dehşet içinde nasıl kımıldayacak dudaklarınız?
Yani, ”La ilahe illallah, Muhammeden Rasulullah”
Diyen diller; Madem öyle ise: ”Fe eyne tezhebun ”
Peki bu Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?