Erdoğan DEMİR
Köşe Yazarı
Erdoğan DEMİR
 

KUTLU DOĞUM KUTLAMALARI

12 Eylül-17 Ekim 1989 tarihinden bu yana kutlanılan Peygamber Efendimizin doğum yıldönümleri, 20 Nisan -26 Nisan 1994 tarihinden bu yana Nisan ayında kutlanmaya başladı. Bazı eleştirilerden sonra 2008 yılında 14-20 Nisan tarihine alındı. Eğer geçmiş tarihe bir bakarsanız, ilk kutlamalar Rebiul-evvel ayına rastlayan günlerde kutlanmaya başlanılan Kutlu doğum, beş sene sonra Nisan ayına alınıyor. Sizce bu tarihlerde sorgulanması gereken bir durum yok mu? İlk uygulama ile igili yaptığım bir araştırmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye”de ve dünyada kutlanılan gün ve haftalar sayısı tam 114 dür. Bunların çoğunu biliyorsunuz. Cumhuriyet'in kuruluşundan başlamak üzere bir düzine bayram ve bayramları kutlama geleneğinin icad edildiğini biliyoruz. 29 Ekim, 23 Nisan, 30 Ağustos, 5 Ekim İstanbul'un Kurtuluşu, 19 Mayıs. Yakın zamanlara kadar 1960 askeri ihtilali dahi her sene 27 Mayıs'ta kutlanırdı. Daha laik çerçevede anneler günü, babalar günü, herkesin doğum günü, sevgililer günü vs. Buna çeşitli haftaları da ekleyebiliriz. Öteden beri mukaddes geceler, kandiller kutlanıyordu. Ancak 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra buna bir de Hz. Peygamber'in doğum günü olarak kutlanan "Kutlu Doğum Haftası" eklendi. 27 Nisan 2007 e muhtırasında haftaya atıfta bulunuldu, Genelkurmay Başkanlığı bildirisinde (o yıl Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde 11 binin üzerinde etkinlik düzenlenince) Kutlu Doğum Haftası'nın 23 Nisan'a alternatif olarak tasarlandığı söylendi.  Umur Karatepe bu olayı şöyle anlatır: "Dini bayramlar ve kandiller hicri takvime göre belirlendiği için miladi takvim kullanan Türkiye'de bu dini günlerin zamanı her sene değişmekteydi. Hz. Peygamberin doğduğu güne denk geldiği söylenen Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri de 1989'da başladı ve hicri takvime göre, Mevlit Kandili'nin peşi sıra düzenlendi.  Ancak 1994 yılından başlamak üzere diğer dini günlerin aksine miladi takvime göre kutlanmaya başladı. Başlangıçta sembolik etkinlikler düzenlense de Kutlu Doğum Haftası mevcut iktidar tarafından hızla kurumsallaştırıldı ve neredeyse resmi bir bayrama dönüştü. Okullardan, işveren örgütlerine ve odalarına, işyerlerinden meydanlara kadar genişledi.  Diyanet 2008 yılında "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na alternatif kutlama olarak gösterilmesi gibi hiç de doğru olmayan bazı değerlendirmelere yol açması" gerekçesiyle haftayı yedi gün öne aldı ve 14-20 Nisan ilan ediverdi. Peygamber'in doğum günü resmi bir "genelge" ile bir kez daha değiştirilmiş oldu. Resmi Gazete'nin 13 Şubat 2010 tarihli sayısında yayımlanan bir genelgede belirlendi. Bu genelgede Kutlu Doğum Haftası'nın kutlanmasına ilişkin usul ve esaslar tek tek sıralanıyor.  2011 yılından buyana Milli Eğitim Bakanlığı'nın genelgesiyle okullarda Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri düzenlenmesi sağlanıyor. Bazı basın ve yayın organlarında kim ve kimler tarafından ön plana atıldığı hakkında bilgileri duymuşsunuzdur. Bu daha kesinleştirmek için ; Biz "Kutlu Doğum Haftası"nın devlet sistemine nasıl dahil edildiğine (Fetö”den Tutuklu) Mümtaz'er Türköne'den öğrenelim: (demek ki bazı basın organlarının dediği gibi F…. nün bu işte de eli olduğu kanaatindeyim.) 1989 yılında, doktora tezimi yazmakla meşgul olduğum zamanlardı.Türkiye Diyanet Vakfı'nda Yayın Kurulu üyesi olarak görev yapmaya başlamıştım. Kurul başkanımız Profesör Süleyman Hayri Bolay'dı. Süleyman Hayri Bolay Hocamın üzerimde hakkı çoktur. Allah sağlıklı-uzun ömürler versin. İkinci isim ise üç yıl önce aramızdan ayrılan Ayvaz Gökdemir'di. Ayvaz Bey, benim Lüleburgaz Lisesi'nden Edebiyat hocamdı. Türk milliyetçiliği yoluna, onun güçlü telkinleri ile adım attığım için hayatımda etkisi fazladır. Kurul, milliyetçi düşünce geleneğinden gelen toplam altı ilim ve fikir adamından meydana geliyordu. Kutlu Doğum Haftası', işe başlar başlamaz bu kurulun aldığı bir kararla ortaya çıktı. Teklif Süleyman Hayri Bey'den gelmiş, 'Kutlu Doğum' ismini de rahmetli Ayvaz Bey bulmuştu. Kararlaştırdığımız projenin temel esprisi, Peygamberimizin doğumunu, camilerin dışına taşan, modern hayatın içine giren etkinliklerle kutlamaktı. Konferanslar, sergiler, yarışmalar, tasavvuf musikisi konserleri ilk akla gelenlerdi. Bir havai fişek gösterisi bile düşünmüş, çok pahalıya mal olduğunu öğrenince vazgeçmiştik. Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti bu projeyi hemen kabul etti. O zaman genel müdür rahmetli Kemal Güran'dı. İntikali kuvvetli, dürüst, yeniliğe açık ve öngörü sahibi alim ve fazıl bir insandı. İlerleyen yıllarda, Mevlid Kandili kış aylarına tesadüf edince, Kutlu Doğum'u sabitlemeye karar verdik. Miladî takvime göre nisan ayında bu hafta, Diyanet'in önayak olmasıyla "Kutlu Doğum Haftası" olarak ilan edildi. Başlarda epeyce itiraz geldi. Bidat olarak görüldü. Ama, sanıyorum toplumdan aldığı canlı karşılıklarla yerleşti ve genel kabul gördü. Ne kadar hayırlı bir bidat olduğu zaman içinde ortaya çıktı. Bugün, modern hayatın her alanına giren zengin kutlamaları takip ederken o kararın verildiği gün orada bulunmaktan dolayı gurur duyuyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı, çok orijinal kutlama vesileleri buluyor. Kutlu Doğum geleneği artık bütünüyle kültürümüzün bir parçası haline geldi. Dini ibadetler ve kutlamalar, kutsal geceler, ramazan ayı ve bayramı ile kurban bayramı kutlamaları ve Hac mevsimi sadece Nicri ( Kameri) yıla göre düzenlenir ve yapılırlar. Bu kutsal gecelerin içerisinde Mevlit kandili olarak kutladığımız Doğum günü kutsal gecelerin başlangıcıdır. Kutlu doğumun kutlanması, programı ve yapılan hizmetler fevkalade mükemmel. Çok güzel mesajlar veriliyor Müslümanlara. Bunun sadece kutlanma zamanı konusu tartışmalıdır. Bu kutlamayı Hicri ay olan Rebiul-Evvel ayı içerisine alsanız, bu kutlamayı ister bir hafta yapalım ister bir ay. Bu kutlamayı çaprazdan veya paralelden kurtarmak için yetkililer bir an önce daha etkili ve yetkili bir zaman ve mekan belirlemesi gerekir düşüncesindeyim. Bir hocamız vardı Allah Rahmet etsin şöyle bir söz söylemişti okulda okurken; Bazı gerçekler boş gürültüler arasında yok olur gider.
Ekleme Tarihi: 23 Nisan 2017 - Pazar

KUTLU DOĞUM KUTLAMALARI

12 Eylül-17 Ekim 1989 tarihinden bu yana kutlanılan Peygamber Efendimizin doğum yıldönümleri, 20 Nisan -26 Nisan 1994 tarihinden bu yana Nisan ayında kutlanmaya başladı.

Bazı eleştirilerden sonra 2008 yılında 14-20 Nisan tarihine alındı. Eğer geçmiş tarihe bir bakarsanız, ilk kutlamalar Rebiul-evvel ayına rastlayan günlerde kutlanmaya başlanılan Kutlu doğum, beş sene sonra Nisan ayına alınıyor. Sizce bu tarihlerde sorgulanması gereken bir durum yok mu?

İlk uygulama ile igili yaptığım bir araştırmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Türkiye”de ve dünyada kutlanılan gün ve haftalar sayısı tam 114 dür. Bunların çoğunu biliyorsunuz.

Cumhuriyet'in kuruluşundan başlamak üzere bir düzine bayram ve bayramları kutlama geleneğinin icad edildiğini biliyoruz. 29 Ekim, 23 Nisan, 30 Ağustos, 5 Ekim İstanbul'un Kurtuluşu, 19 Mayıs. Yakın zamanlara kadar 1960 askeri ihtilali dahi her sene 27 Mayıs'ta kutlanırdı. Daha laik çerçevede anneler günü, babalar günü, herkesin doğum günü, sevgililer günü vs. Buna çeşitli haftaları da ekleyebiliriz.

Öteden beri mukaddes geceler, kandiller kutlanıyordu. Ancak 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra buna bir de Hz. Peygamber'in doğum günü olarak kutlanan "Kutlu Doğum Haftası" eklendi. 27 Nisan 2007 e muhtırasında haftaya atıfta bulunuldu, Genelkurmay Başkanlığı bildirisinde (o yıl Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde 11 binin üzerinde etkinlik düzenlenince) Kutlu Doğum Haftası'nın 23 Nisan'a alternatif olarak tasarlandığı söylendi.

 Umur Karatepe bu olayı şöyle anlatır: "Dini bayramlar ve kandiller hicri takvime göre belirlendiği için miladi takvim kullanan Türkiye'de bu dini günlerin zamanı her sene değişmekteydi. Hz. Peygamberin doğduğu güne denk geldiği söylenen Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri de 1989'da başladı ve hicri takvime göre, Mevlit Kandili'nin peşi sıra düzenlendi.

 Ancak 1994 yılından başlamak üzere diğer dini günlerin aksine miladi takvime göre kutlanmaya başladı. Başlangıçta sembolik etkinlikler düzenlense de Kutlu Doğum Haftası mevcut iktidar tarafından hızla kurumsallaştırıldı ve neredeyse resmi bir bayrama dönüştü. Okullardan, işveren örgütlerine ve odalarına, işyerlerinden meydanlara kadar genişledi.

 Diyanet 2008 yılında "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na alternatif kutlama olarak gösterilmesi gibi hiç de doğru olmayan bazı değerlendirmelere yol açması" gerekçesiyle haftayı yedi gün öne aldı ve 14-20 Nisan ilan ediverdi.

Peygamber'in doğum günü resmi bir "genelge" ile bir kez daha değiştirilmiş oldu. Resmi Gazete'nin 13 Şubat 2010 tarihli sayısında yayımlanan bir genelgede belirlendi. Bu genelgede Kutlu Doğum Haftası'nın kutlanmasına ilişkin usul ve esaslar tek tek sıralanıyor.

 2011 yılından buyana Milli Eğitim Bakanlığı'nın genelgesiyle okullarda Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri düzenlenmesi sağlanıyor.

Bazı basın ve yayın organlarında kim ve kimler tarafından ön plana atıldığı hakkında bilgileri duymuşsunuzdur. Bu daha kesinleştirmek için ; Biz "Kutlu Doğum Haftası"nın devlet sistemine nasıl dahil edildiğine (Fetö”den Tutuklu) Mümtaz'er Türköne'den öğrenelim: (demek ki bazı basın organlarının dediği gibi F…. nün bu işte de eli olduğu kanaatindeyim.)

1989 yılında, doktora tezimi yazmakla meşgul olduğum zamanlardı.Türkiye Diyanet Vakfı'nda Yayın Kurulu üyesi olarak görev yapmaya başlamıştım. Kurul başkanımız Profesör Süleyman Hayri Bolay'dı. Süleyman Hayri Bolay Hocamın üzerimde hakkı çoktur. Allah sağlıklı-uzun ömürler versin. İkinci isim ise üç yıl önce aramızdan ayrılan Ayvaz Gökdemir'di. Ayvaz Bey, benim Lüleburgaz Lisesi'nden Edebiyat hocamdı. Türk milliyetçiliği yoluna, onun güçlü telkinleri ile adım attığım için hayatımda etkisi fazladır. Kurul, milliyetçi düşünce geleneğinden gelen toplam altı ilim ve fikir adamından meydana geliyordu.

Kutlu Doğum Haftası', işe başlar başlamaz bu kurulun aldığı bir kararla ortaya çıktı. Teklif Süleyman Hayri Bey'den gelmiş, 'Kutlu Doğum' ismini de rahmetli Ayvaz Bey bulmuştu. Kararlaştırdığımız projenin temel esprisi, Peygamberimizin doğumunu, camilerin dışına taşan, modern hayatın içine giren etkinliklerle kutlamaktı. Konferanslar, sergiler, yarışmalar, tasavvuf musikisi konserleri ilk akla gelenlerdi. Bir havai fişek gösterisi bile düşünmüş, çok pahalıya mal olduğunu öğrenince vazgeçmiştik. Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti bu projeyi hemen kabul etti. O zaman genel müdür rahmetli Kemal Güran'dı. İntikali kuvvetli, dürüst, yeniliğe açık ve öngörü sahibi alim ve fazıl bir insandı.

İlerleyen yıllarda, Mevlid Kandili kış aylarına tesadüf edince, Kutlu Doğum'u sabitlemeye karar verdik. Miladî takvime göre nisan ayında bu hafta, Diyanet'in önayak olmasıyla "Kutlu Doğum Haftası" olarak ilan edildi. Başlarda epeyce itiraz geldi. Bidat olarak görüldü. Ama, sanıyorum toplumdan aldığı canlı karşılıklarla yerleşti ve genel kabul gördü. Ne kadar hayırlı bir bidat olduğu zaman içinde ortaya çıktı. Bugün, modern hayatın her alanına giren zengin kutlamaları takip ederken o kararın verildiği gün orada bulunmaktan dolayı gurur duyuyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı, çok orijinal kutlama vesileleri buluyor. Kutlu Doğum geleneği artık bütünüyle kültürümüzün bir parçası haline geldi.

Dini ibadetler ve kutlamalar, kutsal geceler, ramazan ayı ve bayramı ile kurban bayramı kutlamaları ve Hac mevsimi sadece Nicri ( Kameri) yıla göre düzenlenir ve yapılırlar. Bu kutsal gecelerin içerisinde Mevlit kandili olarak kutladığımız Doğum günü kutsal gecelerin başlangıcıdır.

Kutlu doğumun kutlanması, programı ve yapılan hizmetler fevkalade mükemmel. Çok güzel mesajlar veriliyor Müslümanlara.

Bunun sadece kutlanma zamanı konusu tartışmalıdır. Bu kutlamayı Hicri ay olan Rebiul-Evvel ayı içerisine alsanız, bu kutlamayı ister bir hafta yapalım ister bir ay.

Bu kutlamayı çaprazdan veya paralelden kurtarmak için yetkililer bir an önce daha etkili ve yetkili bir zaman ve mekan belirlemesi gerekir düşüncesindeyim.

Bir hocamız vardı Allah Rahmet etsin şöyle bir söz söylemişti okulda okurken;

Bazı gerçekler boş gürültüler arasında yok olur gider.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.