Gökdelenler süngüdür hey, AVM’ler miğfer;
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber!
Ey zamâne evlâdı, hadi kendini göster;
İnsanlar çok süründü, göklere çıkmak ister!
Kaldılar çadırlarda, bulamazlar ekmek, tuz!
Binâları dikmekte aman çabuk olunuz!
Aha da kar günleri, kış dayandı kapıya
Daha daha hız verin, süper modern yapıya!
Aman çok ayıp olur; gelirse misis, mister
Ey hızır oğlu başkan, hadi kendini göster!
Fâş etme sefâleti, milletteki hâleti;
Görürlerse elinden alırlar emâneti!...
Onun için çok âcil, bir ihâle acele;
Halk acından ölecek, ramak kaldı ecele!
Bakkal, market yetmiyor; ızdıraplar bitmiyor
Kafalara takıldı, akıllardan gitmiyor!…
Meraktan çıldıracak, beklemekten ölecek
Bu gidişle korkarız kendini tüketecek
Nerde olsa kılınır, ölü-diri namazı;
Câmi-cumâ diyerek yükseltmeyin avazı!
Adı üstünde, parktır; Kent Park ile Melet Park!
Kubbenin ne işi var, orda dönen başka çark!
Eskiden minâreydi, şimdi tower’lar moda
Sağcılık solculuk ne, tüm mesele parada?!...
NÛMAN KÜLTÜR; BAŞKAN TURİZM!
Ne kent park projesi, ne melet, ne başkası
Buraya kültür girmez, o Nûman’ın markası!
Kültür mü, turizm mi; kim önü, kim arkası?
İkisi de ayrılmaz, birbirinin kankası!...
Ama, burası Ordu; ayrılmazlar ayrılır
Bir arada duramaz, biri hemen sıyrılır
Onun için olamaz câmiyle park iç içe
Park havası bozulur, netîce varır hiçe!
Bu işler büyük işler, büyük(!) düşünmek lâzım;
Aynı şeyleri yapar, mezardan kalksa Kâzım!
Aklın yolu bir derler; işte “bir” benim aklım;
En şeffaf yönetimiz; olmaz hiç gizlim-saklım!
Bunu herkes biliyor, duvarlar cam; görüyor
Kimileri ürüyor, işler tıkır yürüyor!...
Biraz ayıpça gibi, kurt, çakal, it sözleri
Tenzih ederim elbet, bu teşbihten sizleri!
KÜLLİYE, CÜZ’İYYE; İCÂZET!
Bizler hep buradayız, Bakan Bey Ankara’da
Bizlere bir şey olmaz; ne deniz ne karada!
Külliye bizden yana; cüz’iyye mühim değil
İşimizi biliriz, bizden başka yok ehil!...
Rahatlığımız bundan; korku yok şeker, undan
Büyütmeyelim işi, gerçekte olduğundan
Biz bu güne bakalım; inançlıyız, güçlüyüz!
Hedefe kilitlenmiş; ikiliyiz, üçlüyüz!...
İcâzetimiz tamam, Ordu bizden sorulur;
Yolumuza çıkanlar, netîcede yorulur!...
Bizden başka sevdâlı olamaz hiç bu kadar
Gökdelenlerden yüksek, plâzadan havadar!
Ey güp-güzel halkım; isteme benden külliye
Zîrâ ki yaşım, daha, gelmiş değil elliye!...
Ve de ey aziz millet, deyip durma hep câmi;
Sana âğûşun açmış, gazelhân Kasap Sâmi!..