Toplumumuzda o denli kişiler var ki, kendini bilmez, kendine de başkasına da saygı göstermez, karakteri bozuk. Bazen gündeme alıp yazıp çiziyoruz şu trafikteki canavarları.
Ne kendisine saygıları var, ne de diğerlerine saygıları var. Yeni bir yasa çıkıyor, trafiği tehlikeye sokanlara hapis cezası meselesi. Ne kadar güzel değil mi?
Kişilere karşı yapılan bu tür suçlara cezai müeyyide uygulanıyor da, Ah şu vergisini ödemeyenlere de hürriyeti kısıtlayıcı bir ceza gelse de, devlete karşı sağlam ve dürüst olan vatandaşların hakkı korunsa. Tıpkı Avrupa da olduğu gibi.
Tüyü bitmemiş yetim hakkı diyoruz ya….
Çocuğunuzu eğitmek ve öğretmek için okula gönderiyorsunuz. Bir bakıyorsunuz, haberleri izliyorsunuz, gazeteleri okuyorsunuz, kendini bilmez, ahlaksız, seviyesiz öğretmen bozuntusu o sabi çocuklara tacizde bulunmuş.
Ne demek bu şimdi, çocuklarımızı okula göndermeyelim mi?
Bu tacız olayı ta ilkokullara kadar inmiş ise, bu eğitimsizlikten mi acaba karaktersizlikten mi?
İşte size net bir hikâye. Bunun üzerine fazlaca yorum yapmaya gerek var mı siz düşünün.
Padişah vezire sormuş:
Vezir!
-Eğitim mi önemli karakter mi?
Vezir düşünmeden cevap vermiş:
-Karakter padişahım.
Padişah memleketin her yerine tellallar çağırtmış.
-Duyduk duymadık demeyin en iyi hayvan eğiticisine yüz kese altın.
Tabii en iyi hayvan eğiticisi padişahın huzuruna çıkarılmış. Padişah hayvan eğiticisine sormuş:
-Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretebilirsin?
-Altı ayda öğretirim padişahım.
Altı ay dolmuş, huzura alınmış. Padişah:
-Öğrettin mi?
-Öğrettim padişahım.
Saray erkânı toplanmış, kedi elinde tepsi servis yapmaya başlamış, tam vezirin önüne gelmiş; padişah yine vezire sormuş:
Vezir! Demiş. Eğitim mi önemlidir karakter mi?
Vezir padişahın sorusuna cevap vermeden önce cebinde hazır tuttuğu fareyi yere bırakmış.
Kedi tepsiyi attığı gibi farenin peşinde koşmaya başlamış. Tabi altı aylık eğitimde boşa gitmiş.
Vezir cevap vermiş.
-Karakter padişahım.
Önüne bir fare düştüğünde, eline bir fırsat geçtiğinde, çıkarı için vatanını satmaktan, halkını harcamaktan tereddüt etmeyecek yüksek eğitimli kedilerden, Rabbimiz bizi muhafaza kılsın.
Bizlere örnek olacak aydın kişilerden sanatçılar ve siyasetçilerin konuşmaları ve hareketlerini bir düşünün. Bazen o kadar seviyesiz oluyorlar ki, acaba bunların tahsili nedir diye sorasınız geliyor.
Sanatçıların hepsi de üniversite mezunu, eğitimli kişilerdir.
Siyasetçilerin tamamı yine eğimli üniversite mezunu, bazıları da birden gazla diploması olan kişilerdir.
Söyledikleri sözlere ve hareketlerine bir bakın, inanın insan utanıyor, bunlar nasıl buralara gelmişler diye.
Şu işi doğru yapmadın desen hemen senin marşına geçer sana hakaretleri savurmaya başlar.
Kendileri bir makama gelince onlardan daha büyük yokmuşçasına insanlara tepeden bakar. Allah’ın bir tek selamını dahi vermeye aciz kalırlar. Belki de sizleri ve bizleri insan yerine koymadıkları için bu tavrı gösterirler, bilemeyiz.
Kendini bilmez insanların karşısına rakip olarak bir çıkın, o zaman anlarsınız ne karakterde olduğunu.
Özür dileyerek söyleyeyim, Mevlana’nın şu sözünü hatırladım, köpeklerin kardeşliği aralarına kemik atılana kadardır…
Biz insanız tüm arkadaş ve dostları bu kelimeden tenzih ederim.
Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, birde güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.
Allah’a emanet olun. Sürçü lisan ettik ise affola….