Erdoğan DEMİR
Köşe Yazarı
Erdoğan DEMİR
 

ZENGİN ETMEK Mİ ZENGİN OLMAK MI?

Yüce Mevlamız yaratmış olduğu biz insanlara kendi sıfatlarının tamamından belirli bir seviyede vermiştir. Bunlardan el- muğni (Zenginlik Veren) anlamına gelen, bir sıfattır. Zenginliğinden başkasına da verip onları zengin kılan anlamına  da gelir. İslam ekonomisini yönlendiren ve kapitalist ekonomiden temel farklılığını belirleyen tutumlardan biri bu isimle ifade edilmektedir.  Batı inancının temel motor gücü zengin olma isteği ve zengin olma arzusudur. İşyerleri, ofisler, fabrikalar, işletmeler zengin olmak için kurulur, insanlar zengin olmak için çalışır. Çok para kazanmak, çok mal sahibi olmak, çok varlıklı olmanın çok güçlü sayıldığı şu sistemde, aslında çok güçlülük itikatla ve sağlam bir imanla mümkündür. Tüm varlıklar en ufak bir sarsındı karşısında yok olup gider amma, güçlü bir iman ufak tefek esintilere karşı hiçbir zaman boyun eğmez. On yıldır dünyada kol gezen ekonomik dalgalanmalar, yıkımlar, sarsıntılar son zamanlarda bizlere de uğramaya başladı. Sağlam ve güçlü bir imanımızın olmaması nedeniyle hep tedirginiz. Geleciğimize hep şüpheyle bakıyoruz. Mülkün ve tüm varlığın sahibi olan tek Allah”tır. Biz insanlar ise birer emanetçiyiz. Bu gün bende olan mülk, bakmışsınız ki yarın sizin kontrolünüzdedir. Bu gün sende olan makam ve mevki, yarın bir bakmışsınız ki, başkalarına geçmiş.  Kimse makam ve mevkiim var diye övünmesin. Kimseye de güvenip beni şu makamlara getirecek diye güvenmesin. Eğer Allah nasip ederse güvendiğin hiç kimsenin sana yardımı olmadan Allahın yardımı ve inayeti ile o makamlara ve mevkilere gelirsin. Amacınız hizmet ise Allah nasip eder, eğer mutlaka zengin olmak ise Allah yine nasip eder. Ama…. İslamın iş hayatına önerdiği teme felsefe ise başkalarına faydalı olmak, zekat vermek, çalıştırdığı kimseleri ihtiyaçtan kurtarmak ve zengin etmektir. Bu konu Ashab-ı Kiram tarafından ifade edilmiştir: Asr-ı Saadette insanlar zekat verme için çalışırlardı. Kendileri asgari hayat şartları içinde yaşarlar, kazandıkları malları ihtiyaç sahiplerine dağıtırlardı. Hazreti Ömer  devlet başkanlığı sırasında maaşların tespiti için kendi geçim seviyesini geçim standardı olarak benimserdi. Devlet başkanı olmasına rağmen asgari ücreti kendisi alırdı.  Diğer  devlet memurlarına ise daha fazla maaş verirdi. En yüksek makamdaki yöneticini bir aylık maaşının onda biri kadar çalışanın maaşı var mı? Asgari ücreti siz hesaplayın. Müslüman bir yönetici ve iş adamının iş hayatındaki temel felsefesi bu olmalıdır. Allah”ın Muğni isminin yöneticideki tecellisi bu olmalıdır. Bu temel yaklaşım sanıldığı gibi insanın mal varlığının artmasına engel olmaz ve olamaz. Çalışanları zenginleştirme isteği, bu istek ile çalışan işvereni de zengin eder. Çalışanlarını kazandıran iş anlayışı, çalışanların patronuna, iş yerlerine sahip çıkmalarını sağlar. Patron personel için, personel de patron için çalışır. Bu karşılıklı öz veri verimliliğe ciddi bir katkı sağlar. Tartışma, yarışma ve kıskançlığın yerini dayanışma, sevgi ve fedakarlık alır.  Yeri geldiği zaman sahabenin hayatından örnek veririz, amma maaş almayan bir din görevlisi kardeşim bir gün camide namaz kıldırmaz ücretimi alamadım diye. Beklide bunların bilindiği için yetkililer ek göstergeyi yükseltmeye çalışıyorlar, çok para çok hizmet için mi??..... Yöneticinin, yönetim çalışmalarını sağlıklı olarak sürdürebilmesi, onun gücüne denk bir başka gücün bulunmamasıyla mümkündür.  İyi veya kötü, haklı veya haksız söz tek ağızdan çıkmalı, karar tek kişiden alınmalıdır. Çift başlılıktan kurtulduk Elhamdülillah da, danışmanlarımız bizleri başarısızlığa sürükletmesin inşaallah… Bir kurumun başına gelebilecek en tehlikeli durum çok başlılıktır. Bu çok başlılık patronaj kademesinde olabileceği gibi daha alt kademelerde de söz konusu olabilmektedir. Başarı öncelikle Allah”tan dır. Başarıya sebep olanlar ise biz insanlarız. Allah”tan önce zengin olmayı, sonra da zengin etmeyi niyaz edelim. Yoksa kapitalistlerden bir farkımız kalmaz…
Ekleme Tarihi: 11 Ekim 2018 - Perşembe

ZENGİN ETMEK Mİ ZENGİN OLMAK MI?

Yüce Mevlamız yaratmış olduğu biz insanlara kendi sıfatlarının tamamından belirli bir seviyede vermiştir. Bunlardan el- muğni (Zenginlik Veren) anlamına gelen, bir sıfattır. Zenginliğinden başkasına da verip onları zengin kılan anlamına  da gelir.

İslam ekonomisini yönlendiren ve kapitalist ekonomiden temel farklılığını belirleyen tutumlardan biri bu isimle ifade edilmektedir.

 Batı inancının temel motor gücü zengin olma isteği ve zengin olma arzusudur.

İşyerleri, ofisler, fabrikalar, işletmeler zengin olmak için kurulur, insanlar zengin olmak için çalışır.

Çok para kazanmak, çok mal sahibi olmak, çok varlıklı olmanın çok güçlü sayıldığı şu sistemde, aslında çok güçlülük itikatla ve sağlam bir imanla mümkündür.

Tüm varlıklar en ufak bir sarsındı karşısında yok olup gider amma, güçlü bir iman ufak tefek esintilere karşı hiçbir zaman boyun eğmez.

On yıldır dünyada kol gezen ekonomik dalgalanmalar, yıkımlar, sarsıntılar son zamanlarda bizlere de uğramaya başladı. Sağlam ve güçlü bir imanımızın olmaması nedeniyle hep tedirginiz. Geleciğimize hep şüpheyle bakıyoruz.

Mülkün ve tüm varlığın sahibi olan tek Allah”tır. Biz insanlar ise birer emanetçiyiz. Bu gün bende olan mülk, bakmışsınız ki yarın sizin kontrolünüzdedir.

Bu gün sende olan makam ve mevki, yarın bir bakmışsınız ki, başkalarına geçmiş.  Kimse makam ve mevkiim var diye övünmesin. Kimseye de güvenip beni şu makamlara getirecek diye güvenmesin. Eğer Allah nasip ederse güvendiğin hiç kimsenin sana yardımı olmadan Allahın yardımı ve inayeti ile o makamlara ve mevkilere gelirsin.

Amacınız hizmet ise Allah nasip eder, eğer mutlaka zengin olmak ise Allah yine nasip eder. Ama….

İslamın iş hayatına önerdiği teme felsefe ise başkalarına faydalı olmak, zekat vermek, çalıştırdığı kimseleri ihtiyaçtan kurtarmak ve zengin etmektir.

Bu konu Ashab-ı Kiram tarafından ifade edilmiştir:

Asr-ı Saadette insanlar zekat verme için çalışırlardı. Kendileri asgari hayat şartları içinde yaşarlar, kazandıkları malları ihtiyaç sahiplerine dağıtırlardı.

Hazreti Ömer  devlet başkanlığı sırasında maaşların tespiti için kendi geçim seviyesini geçim standardı olarak benimserdi.

Devlet başkanı olmasına rağmen asgari ücreti kendisi alırdı.  Diğer  devlet memurlarına ise daha fazla maaş verirdi. En yüksek makamdaki yöneticini bir aylık maaşının onda biri kadar çalışanın maaşı var mı? Asgari ücreti siz hesaplayın.

Müslüman bir yönetici ve iş adamının iş hayatındaki temel felsefesi bu olmalıdır.

Allah”ın Muğni isminin yöneticideki tecellisi bu olmalıdır. Bu temel yaklaşım sanıldığı gibi insanın mal varlığının artmasına engel olmaz ve olamaz.

Çalışanları zenginleştirme isteği, bu istek ile çalışan işvereni de zengin eder. Çalışanlarını kazandıran iş anlayışı, çalışanların patronuna, iş yerlerine sahip çıkmalarını sağlar.

Patron personel için, personel de patron için çalışır. Bu karşılıklı öz veri verimliliğe ciddi bir katkı sağlar.

Tartışma, yarışma ve kıskançlığın yerini dayanışma, sevgi ve fedakarlık alır.  Yeri geldiği zaman sahabenin hayatından örnek veririz, amma maaş almayan bir din görevlisi kardeşim bir gün camide namaz kıldırmaz ücretimi alamadım diye. Beklide bunların bilindiği için yetkililer ek göstergeyi yükseltmeye çalışıyorlar, çok para çok hizmet için mi??.....

Yöneticinin, yönetim çalışmalarını sağlıklı olarak sürdürebilmesi, onun gücüne denk bir başka gücün bulunmamasıyla mümkündür.  İyi veya kötü, haklı veya haksız söz tek ağızdan çıkmalı, karar tek kişiden alınmalıdır. Çift başlılıktan kurtulduk Elhamdülillah da, danışmanlarımız bizleri başarısızlığa sürükletmesin inşaallah…

Bir kurumun başına gelebilecek en tehlikeli durum çok başlılıktır. Bu çok başlılık patronaj kademesinde olabileceği gibi daha alt kademelerde de söz konusu olabilmektedir.

Başarı öncelikle Allah”tan dır. Başarıya sebep olanlar ise biz insanlarız.

Allah”tan önce zengin olmayı, sonra da zengin etmeyi niyaz edelim.

Yoksa kapitalistlerden bir farkımız kalmaz…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.