Erdoğan DEMİR
Köşe Yazarı
Erdoğan DEMİR
 

SİYASETE VURULMUŞ MÜHÜR

Peygamber efendimizin şöyle bir sözü vardır; Bir gün gelecek bu riyasete, siyasete çok hırs göstereceksiniz. Hepiniz de kıyamet günü pişman olacaksınız. Çünkü ümmeti Muhammet idare etmek, Müslümanların malını yönetmek, Müslümanların siyasetine yön vermek bir sorumluluktur.   Bunu da ancak teheccüte kalkan  insanlar yapmalıdırlar. Pazartesi Perşembe orucunu tutan insanlar yapmalıdırlar ki, fakir fukara ezilmesin. Zulüm görmesin. Çocukla yaşlı aynı hakkı kullansınlar. Fakirle zengin aynı adaletten istifade etsinler. Bunu yapmak size zor gelecek, kıyamet günü bu idarecilikten pişman olacağınız bir sorumluluk haline gelecek; buyuruyor. Ebu Zer diyor ki; Bir gün Resulüllah (a.s.) a yanaştım. Bana valilik bir şey ayarlasanız ya Resülallah, eskilerden ya şimdi. Arkadaşlarından kimisi iktidara gelmiş, Resulüllah”ın yanına yaklaşıyor bir şeyler ayarlasana bana diyor. Şöyle buyurmuş Allah Resulü; Ebu Zer; elini omzuna koymuş. Ebu Zer, sen zayıf bir adamsın. Bu idarecilik ağır bir yüktür. Girme bu işin altına. Buyuruyor. Abdrrahman İbni Semure (r.a) isimli sahabi Allah Resulünün yanına yaklaşmış aynı ricada bulunmuş. Varsa Ya Rasulallah biz de bir hizmette bulunmak isteriz, bir hizmette bulunalım, gibi ricada bulunmuş. Demiş ki Resulullah: Abdurrahman sana vasiyetim olsun. Siyasetten, idareden görev isteme. Sana gelip görev teklif etsinler. Sen gelip bana görev verin diye dilekçe verirsen Allah seni yalnız bırakır. Ama onlar gelip sana rica ederse, başımıza gel, buraya müdür ol, yardım eder sana Allah.demek istemiş. Dalkavuk siyasetçi Allahın yardımını görmeyen siyasetçidir. Kapısını günlerce heyet gelip şu görevi al Allah rızası için diye teklif edilen kişi meleklerin yardımıyla iş görendir. Yine bir sahabi diyor ki; Resulüllüh (SAV) e akrabalarımla ziyarete gitmiştim. Oradaki gençlerden biri dedi ki, Ya Resulallah bir sürü yeni atamalar yapılacak. Bizim aileden de bir kişiyi bu atamaya dahil etsen olmaz mı? Diye ricada bulunur. Aleyhissalatü Vesselam Efendimiz Siyasete vurduğu mühürlerden birisini orda vurmuş, ve buyurmuş ki: Biz Allahın Peygamberi Muhammet (AS) olarak biz, bana görev ver diyene görev vermeyiz. Dalkavukluk yok. Seşim yatırımı yapmak yok. Ehliyetin ve emanetin güçlü olacak. İnni hafizun Aliym. Güçüyüm, ehliyetim var buyuruyor Yusuf As. Güçlü kuvvetli olacaksınız . gücünüz emanet gücü, güvenilir gücü olacak ve ehliyetiniz ve liyakatiniz olacak. İnsanlar sizlerin bu göreve gelmenizi arzu edecekler. Öyle siz beklerseniz bu sıfatlara sahip olmadan emekliliğiniz gelir kimse çağırmaz sizleri. Kimsenin çağırmadığı bir yerde de sana, bana gerek yok demektir. Bir toplumu nasıl halde ise ne şekilde idare edilmesin istiyorsa  öyle idare edilir. Liyakatınızı ispat edin, dünyanın öbür ucunda bile olsanız sizi arar bulurlar merak etmeyin. Kıymetlinin kıymetinin bilinmediği yerde de eğer tanınmıyorsanız, hiç işiniz yok demektir,  üzülmeyin. Bu ehliyetsizlikle,  bu liyakatinizle, bu kapasitenizle oraya gideceksiniz ondan sonra da seni memur gibi kullanacaklar ,  sen de gittin ümidin  de gitti. Bunlar siyasete vurulmuş mühürlerdir. Siyasetin kanı: servet,  hayatı:Satvettir. (Satvet; sindirici güç, zorlu ezici kuvvet) Zebun-kuş Avrupa bir hak tanır ki: Kuvvettir. Diyor şair. Bunu unutmamak gerekir. Tahsilin, liyakatin, ehliyetin ve de kapasiten de olsa şu sistemde ensen kalın, cebin kaba değilse hiç kimsenin yanında değerin yoktur. O kulvarda at koşturmak parası olan kişilere mahsustur. O gücü elinize aldığınızda ise kim olursa olsun karşınızda ezip geçersiniz. Siyaset en yakınları birbirlerine yok ettiren bir sistemdir. Kimse kimseye acımaz. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz. O koltuk o kadar değerlidir ki, bırakmak o kadar da zordur. Birisini arkasına alıp yükselen kişiyi bir başkası o koltuktan indirirse hemen o kişilerin rakibi tarafına geçer. Tüm kirli çamaşırları meydana dökülür. Dün emanet sende iken iyiydin, emanet elinden alınınca herkes kötü… Emanet kayıp olunca kıyamet geldi demektir. Bir iş ehil olmayana teslim edilirse emanet gitti demektir. Emanet gidince de kıyamet geldi demektir. Siyaset demokrasi için değil, kul hakkı için yapılmalıdır. Dünyadaki iki yüz civarındaki ülkelerin hiç birinde hukuk dalında en ileri tahsil yapmış, Ordünaryüs kademesine yükselmiş bir kişinin yönetime geldiği görülmüş mü? Bizde biz zaman ekonomi profesörü geldi ama… Hani demokrasi ilimdi. Gerçek bir bilim adamı seçimde harcayacak onca miktar parası bulunmadığı için halkın seçeceği bir tip olamaz. Güçlü güzeldir. Güçlü haklıdır bu sistemde. Seçim zamanı bol soğan yiyip gözleri yaşaran kişiler halka ne kadar faydalı olabilir ki. Bunu halk da biliyor zaten.  Bunların tamamı idarede ve yönetimde temel kavramlardır. Siyasete vurulmuş mühürdür.
Ekleme Tarihi: 26 Kasım 2018 - Pazartesi

SİYASETE VURULMUŞ MÜHÜR

Peygamber efendimizin şöyle bir sözü vardır; Bir gün gelecek bu riyasete, siyasete çok hırs göstereceksiniz.

Hepiniz de kıyamet günü pişman olacaksınız. Çünkü ümmeti Muhammet idare etmek, Müslümanların malını yönetmek, Müslümanların siyasetine yön vermek bir sorumluluktur.  

Bunu da ancak teheccüte kalkan  insanlar yapmalıdırlar.

Pazartesi Perşembe orucunu tutan insanlar yapmalıdırlar ki, fakir fukara ezilmesin. Zulüm görmesin.

Çocukla yaşlı aynı hakkı kullansınlar.

Fakirle zengin aynı adaletten istifade etsinler.

Bunu yapmak size zor gelecek, kıyamet günü bu idarecilikten pişman olacağınız bir sorumluluk haline gelecek; buyuruyor.

Ebu Zer diyor ki; Bir gün Resulüllah (a.s.) a yanaştım. Bana valilik bir şey ayarlasanız ya Resülallah, eskilerden ya şimdi. Arkadaşlarından kimisi iktidara gelmiş, Resulüllah”ın yanına yaklaşıyor bir şeyler ayarlasana bana diyor. Şöyle buyurmuş Allah Resulü;

Ebu Zer; elini omzuna koymuş. Ebu Zer, sen zayıf bir adamsın. Bu idarecilik ağır bir yüktür. Girme bu işin altına. Buyuruyor.

Abdrrahman İbni Semure (r.a) isimli sahabi Allah Resulünün yanına yaklaşmış aynı ricada bulunmuş.

Varsa Ya Rasulallah biz de bir hizmette bulunmak isteriz, bir hizmette bulunalım, gibi ricada bulunmuş. Demiş ki Resulullah:

Abdurrahman sana vasiyetim olsun. Siyasetten, idareden görev isteme. Sana gelip görev teklif etsinler. Sen gelip bana görev verin diye dilekçe verirsen Allah seni yalnız bırakır. Ama onlar gelip sana rica ederse, başımıza gel, buraya müdür ol, yardım eder sana Allah.demek istemiş.

Dalkavuk siyasetçi Allahın yardımını görmeyen siyasetçidir.

Kapısını günlerce heyet gelip şu görevi al Allah rızası için diye teklif edilen kişi meleklerin yardımıyla iş görendir.

Yine bir sahabi diyor ki;

Resulüllüh (SAV) e akrabalarımla ziyarete gitmiştim. Oradaki gençlerden biri dedi ki,

Ya Resulallah bir sürü yeni atamalar yapılacak. Bizim aileden de bir kişiyi bu atamaya dahil etsen olmaz mı? Diye ricada bulunur. Aleyhissalatü Vesselam Efendimiz Siyasete vurduğu mühürlerden birisini orda vurmuş, ve buyurmuş ki:

Biz Allahın Peygamberi Muhammet (AS) olarak biz, bana görev ver diyene görev vermeyiz.

Dalkavukluk yok. Seşim yatırımı yapmak yok. Ehliyetin ve emanetin güçlü olacak. İnni hafizun Aliym. Güçüyüm, ehliyetim var buyuruyor Yusuf As.

Güçlü kuvvetli olacaksınız . gücünüz emanet gücü, güvenilir gücü olacak ve ehliyetiniz ve liyakatiniz olacak. İnsanlar sizlerin bu göreve gelmenizi arzu edecekler. Öyle siz beklerseniz bu sıfatlara sahip olmadan emekliliğiniz gelir kimse çağırmaz sizleri.

Kimsenin çağırmadığı bir yerde de sana, bana gerek yok demektir. Bir toplumu nasıl halde ise ne şekilde idare edilmesin istiyorsa  öyle idare edilir.

Liyakatınızı ispat edin, dünyanın öbür ucunda bile olsanız sizi arar bulurlar merak etmeyin.

Kıymetlinin kıymetinin bilinmediği yerde de eğer tanınmıyorsanız, hiç işiniz yok demektir,  üzülmeyin.

Bu ehliyetsizlikle,  bu liyakatinizle, bu kapasitenizle oraya gideceksiniz ondan sonra da seni memur gibi kullanacaklar ,  sen de gittin ümidin  de gitti.

Bunlar siyasete vurulmuş mühürlerdir.

Siyasetin kanı: servet,  hayatı:Satvettir. (Satvet; sindirici güç, zorlu ezici kuvvet)

Zebun-kuş Avrupa bir hak tanır ki: Kuvvettir. Diyor şair. Bunu unutmamak gerekir. Tahsilin, liyakatin, ehliyetin ve de kapasiten de olsa şu sistemde ensen kalın, cebin kaba değilse hiç kimsenin yanında değerin yoktur.

O kulvarda at koşturmak parası olan kişilere mahsustur.

O gücü elinize aldığınızda ise kim olursa olsun karşınızda ezip geçersiniz. Siyaset en yakınları birbirlerine yok ettiren bir sistemdir.

Kimse kimseye acımaz.

Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz.

O koltuk o kadar değerlidir ki, bırakmak o kadar da zordur.

Birisini arkasına alıp yükselen kişiyi bir başkası o koltuktan indirirse hemen o kişilerin rakibi tarafına geçer.

Tüm kirli çamaşırları meydana dökülür.

Dün emanet sende iken iyiydin, emanet elinden alınınca herkes kötü…

Emanet kayıp olunca kıyamet geldi demektir.

Bir iş ehil olmayana teslim edilirse emanet gitti demektir. Emanet gidince de kıyamet geldi demektir.

Siyaset demokrasi için değil, kul hakkı için yapılmalıdır.

Dünyadaki iki yüz civarındaki ülkelerin hiç birinde hukuk dalında en ileri tahsil yapmış, Ordünaryüs kademesine yükselmiş bir kişinin yönetime geldiği görülmüş mü? Bizde biz zaman ekonomi profesörü geldi ama…

Hani demokrasi ilimdi.

Gerçek bir bilim adamı seçimde harcayacak onca miktar parası bulunmadığı için halkın seçeceği bir tip olamaz.

Güçlü güzeldir.

Güçlü haklıdır bu sistemde.

Seçim zamanı bol soğan yiyip gözleri yaşaran kişiler halka ne kadar faydalı olabilir ki.

Bunu halk da biliyor zaten. 

Bunların tamamı idarede ve yönetimde temel kavramlardır.

Siyasete vurulmuş mühürdür.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.