Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

TAKA-NAME!

Kifâyetsiz muhterisler; İster hep, dâimâ ister! Lâyık olsun, olmasınlar Sen, yine de aday göster!...     Eskimişse de yüzleri Hırs bürümüştür gözleri Dâim bükülür, kıvranır Yalakalık her sözleri!...     Aman, n’âpıyorsun kanki?! Hani, adam mı var sanki? Sâdece yetişen odur; Kentte, başka yok inan ki!...     Hem, adamda dâvâ büyük! El öpüyor büyük-küçük! Bırak açık olsun yolu; Kaldırıyorsa sırtı yük!     Bu işin vebâli ağır; Demek ki yanıyor bağır! Israrları hoş gör gitsin; Başarılar dile; çağır!...     Köy, kasaba, ilçe, ilde Dağda, bayırda, sâhilde Hizmet aşkıyla yanan çok! Manzara bu son tahlilde!...     Sen hiç böyle olamazsın Uykusuz, aç kalamazsın! Çer-çöp sevdâlar uğruna; Paspas gardı alamazsın!...     SÜLÜ(KLER)-NÂME Demirel’i herkes bilir 6 gider, 7 gelir İslâmköylü Çoban Sülü Yapışkanların pîridir…     Ona uymak isteyen çok STK’da, partilerde Bir şekilde başa gelen; Kalmak ister hep ilerde!     Dernek böyle, sâir böyle Hiç farkı yok kentin köyle Yıllanmış muhtar, başkan çok Yalan mıdır, haydi söyle?!     Ya sendikalar, odalar?! Hep aynı zatlar kovalar! Her yerde her şey değişir; Burda değişmez modalar!     Özellikle siyâsette Daha çoktur bu elbette İşi değil de, dişiyle; Hep, yer almak ister sette!     Sırıtır, güler, yılışır Hep baş olmaya çalışır Onun için her yol mübah Zil için, züle alışır!…     Öyle ya, makamda ziller Çalar, dolu gelir eller! İzzet-ikrâm, çay, muhabbet Açılır goncalar güller!...     Cennet bahçesidir her yan Hizmetkârlar o yan, bu yan Onlar varken öne çıkma; Ey densiz, gafletten uyan!...     Beyler, işte böyle bunlar Her dönem onlar olsunlar Hak tanımazlar kimseye Allâhlarından bulsunlar!     YAKA-NÂME   Kurtuluş yok takalardan Bir düşmezler yakalardan! Çok ciddîler bu hususta Hazz’etmezler şakalardan!     Çok az, lâyığına bakan Varsa, tadında bırakan Önce dâvâyı düşünüp Şeref madalyası takan!     Yalnız millet, vatan diyen Hak edip te helâl yiyen Görevi Hak emâneti Bilip, efkârdan eriyen!...     Neylersin, elde olan bu Siyâsetteki gerçek şu: TEYEMMÜM tercih edilir; Elde ne çok, olsa da SU!...     Nûrânî, yeter; çek vedâ! Hep uzatma; daha, daha! Niyet, hem âkıbet hayır; Dostlar şimdilik elvedâ!...
Ekleme Tarihi: 17 Ocak 2019 - Perşembe

TAKA-NAME!

Kifâyetsiz muhterisler;

İster hep, dâimâ ister!

Lâyık olsun, olmasınlar

Sen, yine de aday göster!...

 

 

Eskimişse de yüzleri

Hırs bürümüştür gözleri

Dâim bükülür, kıvranır

Yalakalık her sözleri!...

 

 

Aman, n’âpıyorsun kanki?!

Hani, adam mı var sanki?

Sâdece yetişen odur;

Kentte, başka yok inan ki!...

 

 

Hem, adamda dâvâ büyük!

El öpüyor büyük-küçük!

Bırak açık olsun yolu;

Kaldırıyorsa sırtı yük!

 

 

Bu işin vebâli ağır;

Demek ki yanıyor bağır!

Israrları hoş gör gitsin;

Başarılar dile; çağır!...

 

 

Köy, kasaba, ilçe, ilde

Dağda, bayırda, sâhilde

Hizmet aşkıyla yanan çok!

Manzara bu son tahlilde!...

 

 

Sen hiç böyle olamazsın

Uykusuz, aç kalamazsın!

Çer-çöp sevdâlar uğruna;

Paspas gardı alamazsın!...

 

 

SÜLÜ(KLER)-NÂME

Demirel’i herkes bilir

6 gider, 7 gelir

İslâmköylü Çoban Sülü

Yapışkanların pîridir…

 

 

Ona uymak isteyen çok

STK’da, partilerde

Bir şekilde başa gelen;

Kalmak ister hep ilerde!

 

 

Dernek böyle, sâir böyle

Hiç farkı yok kentin köyle

Yıllanmış muhtar, başkan çok

Yalan mıdır, haydi söyle?!

 

 

Ya sendikalar, odalar?!

Hep aynı zatlar kovalar!

Her yerde her şey değişir;

Burda değişmez modalar!

 

 

Özellikle siyâsette

Daha çoktur bu elbette

İşi değil de, dişiyle;

Hep, yer almak ister sette!

 

 

Sırıtır, güler, yılışır

Hep baş olmaya çalışır

Onun için her yol mübah

Zil için, züle alışır!…

 

 

Öyle ya, makamda ziller

Çalar, dolu gelir eller!

İzzet-ikrâm, çay, muhabbet

Açılır goncalar güller!...

 

 

Cennet bahçesidir her yan

Hizmetkârlar o yan, bu yan

Onlar varken öne çıkma;

Ey densiz, gafletten uyan!...

 

 

Beyler, işte böyle bunlar

Her dönem onlar olsunlar

Hak tanımazlar kimseye

Allâhlarından bulsunlar!

 

 

YAKA-NÂME

 

Kurtuluş yok takalardan

Bir düşmezler yakalardan!

Çok ciddîler bu hususta

Hazz’etmezler şakalardan!

 

 

Çok az, lâyığına bakan

Varsa, tadında bırakan

Önce dâvâyı düşünüp

Şeref madalyası takan!

 

 

Yalnız millet, vatan diyen

Hak edip te helâl yiyen

Görevi Hak emâneti

Bilip, efkârdan eriyen!...

 

 

Neylersin, elde olan bu

Siyâsetteki gerçek şu:

TEYEMMÜM tercih edilir;

Elde ne çok, olsa da SU!...

 

 

Nûrânî, yeter; çek vedâ!

Hep uzatma; daha, daha!

Niyet, hem âkıbet hayır;

Dostlar şimdilik elvedâ!...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.