Bu ne nasipsizlik; hele bir düşün?!
Beden için, ruhsuz kalmak olur mu?
Hayâtını, engin engin yaşarken;
Gemiyi rotasız salmak olur mu?
Her olan şeylerin hepsine bir bak;
Hiç, “kendi kendine” olmak olur mu?
İlkbaharlar yeşil, güzler hep sarı;
Çiçeksiz, meyvesiz, solmak olur mu?...
İnançlı, ahlâklı yaşamak varken;
Kendini anlamsız kılmak olur mu?
Çağdaşlık,özgürlük, bağsızlık deyip
Şeytanla savaştan yılmak olur mu?
Hevânın-hevesin kölesi olmak;
Nefsin davulunu çalmak olur mu?
Yüce Hakk’ın Cennet deryâsı varken;
Gayyâ kuyusuna dalmak olur mu?
Bir çer-çöp misâli çürüyüp gitmek
Bir meçhul çukura dolmak olur mu?
Âh ey insan, kibir savurur seni
Kıyâmette saç-baş yolmak olur mu?
Allâh ne güzel dost, ne güzel vekil
Başka Rabb aramak, bulmak olur mu?
Âlemlere rahmet, Peygâmber varken
Başka kapıları çalmak olur mu?...
Resûlden başka bir önder tanımak
Kendini bâtıla çelmek olur mu?
Bayraklaştırarak kefereleri;
Şeriate karşı gelmek olur mu?!...
Trumplar, Putinler, Nemrut Sisiler
PKK, YPG, Farslar, Hûsîler
İzimler, azımlar neyin nesiler?
Âkıbet, yalnızca ölmek olur mu?
Topraktan sonrası “yok!” olsa eğer
Kötülerin başı göklere değer!...
Böyle düşünene sormalı, meğer!
Dâim ağlatıp da, gülmek olur mu?!
Sığar mı ey insan, hiç vicdânına?
Kâr kalsın, zâlimin zulmü yanına?
Girsin de binlerce canın kanına!?
Sorgusuz, hesâbı silmek olur mu?
Nûrânî diyor ki; hey gâfil insan!
Ömürler geçiyor; Şubat, Mart, Nîsan!
Nereye savurur seni bu nisyân
Örümcek ağından ilmek olur mu?
Teslim ol, yol’a gel, yetsin gurûrun
Yeri cehennemdir, putçu gürûhun
Tâğuta kulluktan kurtulsun rûhun
Hakk’ı tanımadan gülmek olur mu?