Şu meşhur Yunan asıllı İngiliz vatandaşı Yusuf İslam ne diyor:
Müslümanları tanımadan önce Kur'an'ı tanıdım. Eğer önce Müslümanları tanımış olsaydım asla Müslüman olamazdım...!
Ne acı söz değil mi? Biz Müslümanların olması gerektiğini Gayrimüslimlerden öğreniyoruz.
Necip Fazıl’ın da: “Müslümanlığı tanımadan önce Müslümanları tanısaydım, Müslüman olmazdım” şeklinde bir değerlendirmesini hatırlarsınız.
Peki soruyorum size, Müslüman aleminin gıpta edilecek, imrenilecek, sempati duyulacak hali var mı?
Tahminen İslam ülkesi sayısı 63 deniyor ve bunlar da 1 milyar 600 milyon nüfustan oluşuyor, peki bu Müslüman alemi, 80 milyon nüfusa sahip bir Almanya kadar bile üretim yapabiliyor mu?
Hal böyle iken Müslüman alemi ne yapıyor? Ne yaptıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Müslüman alemi habire birbirini yiyip tüketiyor.
Hani kürsülerde, camilerde, salonlarda konferanslarda sürekli “Müslümanlar kardeştir” diye vaazlar veriliyor, konferanslar veriliyor, sohbetler veriliyor.
Kardeşlik haklarından ve hukukundan bahsediliyor sürekli.peki ya Müslümanlar ne yapıyor?
Müslümanlar sadece birbirlerini boğazlıyor. Birbirlerinin kuyusunu kazıyorlar. Birbirlerini küfür ile itham ediyorlar. Bırakın şu kürsülerden bolca nara atmayı. Sizler söylediklerinize inanıyormusunuz ki sizleri dinleyenler sizlere inanacaklar.
Hadi geçmişte Müslümanların birbirlerini boğazlamalarını, birbirlerini öldürmelerini geçtik,; bugün de Müslümanlar birbirlerini boğazlamıyorlar mı? Nasıl mı?
Afganistan da olduğu gibi. Suriye’de olduğu gibi. Pakistan da olduğu gibi Mesela Yemen’de olduğu gibi.
Bunları daha çoğaltabilirsiniz, Mısır, Libya, Cezayir, Somalı, vs tüm İslam ülkelerinde bu maalesef mevcut. Başka örnekler de vermek mümkün; ama bu kadarı yeterli.
Yemen’de Müslüman’ın Müslüman’ı boğazlaması sürerken, ölümden kaçan insanlar bu sefer açlıktan ölme noktasına geldi.
Birleşmiş Milletler yetkilisi “Ülkenin her yerinde çocuklar açlıktan ölüyor” diye demeç verebiliyor.
Peki ya Suriye’deki boğazlaşma sonucunda süt içmesi gereken bebekler kan kustu. PYD Müslümanım diyor, Daiş Müslümanım diyor, diğer guruplar Müslümanım diyor, yeri geldiğinde Suriye yönetimi de Müslümanım diyor. Ne biçim Müslümanlık bu, yamyamlar gibi birbirlerinin etini yemekte olan insanlar nasıl Müslüman oluyor yahu.
Müslüman elinden ve dilinden başkalarının selamette kaldığı kişilerdir.
Suriye”de narkozsuz ameliyat edilen minicik çocukların feryatlarını sağır sultan bile duydu.
Son asırda Müslüman’ın Müslüman’a yaptığı zulme, vahşete, neredeyse dünyanın en vahşi hayvanları bile gözyaşı dökmektedir. Ah onların dilinen bir anlayabilsek.
Yakın zamanda, Suriye’de, Irak’ta birbirlerinin kalbini, ciğerini söküp kanlı kanlı yiyen Müslümanım diyen insanlar bile görüldü.
Bu zulmü, bu işkenceyi niçin yapıyorsunuz. Müslüman Müslüman’a neden böyle zalimce işkence yapıyor, diye sorunca her Müslüman kendine göre bir gerekçe söylüyor.
Sözde Sunnilik adı altında, Kimi “Onlar Şii” deyip Şiileri suçluyor. Sözde Şiilik adı altında, Kimi “Onlar Sünni” deyip Sünnileri suçluyor. Hatta işin ilginci, Müslümanlar Müslümanları Müslüman olmamakla suçluyor!
Şu İran İslam Cumhuriyeti diyorsun; bazıları, Onların ki İslam değil diyor. Suudi Arabistan şeriatla yönetiliyor diyorsun; bazıları da Onların ki şeriat değil diyor.
Taliban medreselerde eğitim görmüş öğrencilere, bazıları Onların öğrendikleri Müslümanlık değil diyebiliyor.
Yani vesselam, Müslüman’ım diyenler, kendi dışındakileri Müslüman’dan saymıyooor.
İslam ülkelerindeki İslam alimleri, ilahiyat profesörleri bile böyle davranmakta. Yani birbirlerini İslam dışı veya Müslümanlık dışı yaşamakla suçluyorlar.
Sözde o İslam alimlerinin anlattığı İslamı, Müslümanlığı karşılaştırın birinin anlattığı diğerinin anlattığına uymuyor.
Sanki her konuşan kendi yaşam tarzına göre bir İslam, bir Müslümanlık anlatıyor, o da pek yapıcı olmuyor. Çünkü kendisi de yaşandığına inanıyor, inandığını yaşamıyor da ondan.
Yanı nasıl yaşıyorsanız, öyle inanırsınız. Evinin geçimini hırsızlıkla temin eden bir Müslüman hırsızlığı yasak olarak görmez, helaldir der. Başkasının sırtından geçinen kişi, sömürünün helal olduğunu savunur.
Yaşadığımız dünyada bin bir çeşit İslam, bin bir çeşit Müslümanlık ortaya çıkmış da haberimiz yok. Beş vakit namaz kılıyorsunuz, abdestsiz geçmiyorsunuz, ama başkalarının hakkına tecavüzü helal sayıyorsunuz. Size emanet edilen bir mal veya mevkiye hıyanetlik yapabiliyorsunuz. Hani Kuranın hükmü, emaneti ehline verecektik. Ehil değilseniz, yaptığınız en ufak haksızlıktan sorumluyuz demektir.
Müslümanlar Müslümanlara sanki düşmanmış gözüyle bakıyor. Ne oldu bize. Hani din kardeşi idik. Hani benim derdim senin derdin olacaktı. Hani senin üzüntün benim üzüntüm olacaktı. Hepsi faso fiso, badece MENFAAT KARDEŞLİĞİ var dünyada.
İslam alemi bu durumda ya biz ne durumdayız işte gördünüz. Her yerde, camii, kürsü, toplantılarda Müslümanlar Kardeştir diye vaaz ver, nasihat ver, kardeşlik hukukundan bahset, ama görünen o ki, Müslümanlar kardeş değil, maalesef Menfaatler kardeştir.
Toplumumuzda kardeşlik hukuku değil de, menfaatçilik hukuku geçerlidir. İkametini ile veya ilçeye alırsan sana hizmet getiririm ne demek, menfaat değil de nedir.
Müslüman menfaatine göre hareket etmektedir.
Çevremizde adeta; menfaat söz konusuysa kardeşlik teferruatdır denmektedir.
Allaha emanet olun. Sürçü lisan ettik ise affola…