Milyonlarca Karadenizli’nin temel geçim ürünü fındık,bu gün(15 Kasım) tek haneli rakama düşerek,9.75 lira’dan işlem gördü.Bunun adı bal gibi REKOR DÜŞÜŞ’tür.
Türkiye’nin en önemli ihraç kalemlerinden olduğu gibi aynı zamanda yıllık 3 milyar dolar gibi yüksek döviz girdisi sağlaması itibarı ile de fındık tabii ki stratejik bir ürün olarak öne çıkmaktadır. Buna rağmen,düşünün önüne bir türlü geçilemiyor.
Hayır.
Burada mesele siyasi iktidarın duyarsızlığı değil;başka işler var işin içinde;ve tuhaf numaralar..Destekleme parası olarak hükümetin her yıl üreticiye verdiği para,nerede ise katrilyonu buluyor.Müthiş bir rakam.Durduk yerden Hükümet,neden kendini üreticinin gözünde madara duruma düşürsün ki. Olacak iş değil.
İktidar,üreticinin mağduriyet yaşamasını ister mi? En karşı olan biri için dahi böyle bir ihtimal,akla ziyan olsa gerek.Kapitalizm daha neti vahşi kapitalizm kendi kurallarını dayatıyor piyasaya.Başka izahı yok.Olan biten bundan ibaret. Peki ne demek bu?
Sektörün yetkilileri,fındık piyasasında İtalyan Ferroli firması tarafından tekelleşme oluşturulduğunda hemfikir..
Nitekim,Ordu Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Aslan Soydan’a göre mevcut tablo şöyle:
“Bu sezon fındık fiyatı ilk defa 10 liraya kadar geriledi.Sezona 11,25 liradan başlayan ardından 15 liraya kadar çıkan fındık fiyatlarının 10 liraya kadar düşmesini biz de beklemiyorduk.Fındık fiyatlarının yerlerde süründüğü bir sezonda fiyatların bu denli düşmesine artık bir anlam veremiyoruz.”
15 lira iken fındık firmaları zarar mı ediyordu? Hayır.Peki ne oldu da dibe vurdu fiyatlar? Dedik ya,serbest piyasa gereği süreç böyle işliyor. Ekonomistler de aynı şeyi ifade ediyor.
Dünya fındık üretiminin yüzde 75’ni üreten Türkiye olduğuna göre,işin uluslar arası firmaların oyunu olduğunu artık görmek gerekir.Kendi ürünümüzün fiyatını belirlemekten aciz miyiz acaba?İnsanın aklına her türlü ihtimal geliyor..
Bir ülkeyi dara,sıkıntıya,ekonomik darboğaza sürüklemenin en önemli ve en etkin yöntemlerinden biridir tarımsal üretime darbe vurmak..Uluslararası rekabet bunu gerektiriyor,sevsek de,sevmesek de;istesek de istemesek de. Piyasa kendini dayatıyor.Kim güçlü ise piyasayı o belirliyor;bu da iktisat ilminin tespiti.Bir kaç zamandan beri en genel manada işleyen mekanizma bu..Üreticiyi ürününü üretmekten vazgeçirmek dense bile abartılı olmaz zannımca,bunca tuzaklamalar..
PİYASA MANİPÜLE EDİLİYOR
Edildi bile.Birileri fiyat belirliyor,üreticiye ise buna boyun eğmek zorunda bırakılıyor.Üreticinin yanında olan kuruluşlar da galiba çaresiz;öyle anlaşılıyor çünkü.Vahşi kapitalizm farkında olunsa da,olunmasa da kendini hakim belirleyici olarak dayatıyor.
Böyle gitmez,böyle yürümez.
Üretici sızlanıyor,şikayetler ayyuka çıktı.
Çözüm mercii belli:
Hükümet.
Nasıl yapılır,ne edilir?
İktidar,ne yapıp etmeli,bu kangren halini alan probleme kesin bir çözüm üretmelidir.
TMO mesela yüz bin ton fındık alsa,mesele çözüme kavuşur diyenler hakız mı acaba?
Tekelleşmenin kırılması için galiba tek çözüm yolu budur.