Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

ANKARA’DAN SELAM; DUAYA DEVAM…

Sevgili okurlar; 10 gündür, kardeşimin ânî rahatsızlığı dolayısıyla tavsiyeyle geldiğimiz Ankara’dayız. Biyopsi sonucu bekliyoruz. Verilecek karara göre tedâvi uygulanacak.  Şu satırları okuduğunuz vakit îtibârıyla belki de bundan sonrası için izlenecek yol taayyün etmiş olacak. Her şeyin hayırlısı olması için birbirlerimizi duâdan unutmayalım inşâllâh. Gülüyor-oynuyoruz, coşuyor-kaynıyoruz; hırslar, tamahlar, kırmalar, dökmeler, koparmalar, sökmeler gırla gidiyor hayâtımızda. Savaşlar, işkenceler, gücendirmeler, ezmeler, çevreye hiç aldırmadan gezmeler, daha neler neler; kapılmış gidiyoruz bir hayâta. Bahar gelmiş ne güzel, yapraklar açmış, çiçekler cennet koku ve manzaraları saçmış; oh ne güzel! Bu sene fındık ta iyi. Meyveler, sebzeler. Her şey bolluk bereket elhamdülillâh. Arabalar, yollar, yaylalar, sâhiller, tepeler, teleferik. Her taraf pırıl pırıl. İnsanlar fırıl fırıl. Dünyâ dönüyor, başlar dönüyor. Nîmetler câzip. Çok insan bunları göremese de, azıcık düşünenler için, bir dokunuşta dünyânın öte ucu yanınızda, ışıklar üstünüzde, sular mutfağınızda, kıtalar ayağınızda. Eskiden en fazla; bir eli yağda, bir eli balda denirdi. Şimdi sofralarımızda neler yok ki? Ama tüm bunların sağlıklı olanlar için anlamı var. Hele bir hastânelere gidin, röntgen sıralarında, emarda, EKG’de, biyopside, kolonokopside, Endoskopide; hastânenin her ne kısmında olursa olsun oralarda bekleyen insanların şöyle bir yüzüne bakın bir. Belirsiz sonuçlar öncesinde, konumu, makâmı, mevkii ne olursa olsun, bütün boyunlar bükük. Dışardayken çatılması hiç ihmâl edilmeyen kaşlar, kimin olursa olsun, buralarda dökük. Diğer yandan hayat devam ediyor. Hastânenin dışına çıkınca her şey eskisi gibi görünüyor. Acabâ öyle mi? O da sağlıklılara göre tabiî. İçinde dert taşıyanlar için dışarısı da içerisinden çok farklı değil. Rabbimiz cümlemize, hüsnihatîmeler nasîp eylesin. Hayâtımızı da, memâtımızı da hayırlı eylesin diyerek âminlerle kapatalım bu faslı. Zâten, söze başlarken bunları yazmak yoktu niyetimizde. Hastâne zikri bağlamında böyle gelişti yazı doğal olarak. Aslında Ankara’dan yazacak o kadar şey var ki. Gözlemler, ziyâretler, gelişmeler, sohbetler, kitaplar, okumalar, yazmalar. Özellikle deftere aldığımız notlar. Ziyâret ettiğimiz yerlerin duvarlarında ilgimizi çeken cümleler, sloganlar, sözler, TV programlarından, dost, akraba sohbetlerinden not aldığımız çarpıcı niteleme, tâbir ve tespitler. Boş kaldığımız zamanlarda Hacı Bayram’a gittik. Namaz ve ziyâretin sonrasında yeniden düzenlenen semtin nezih mekânlarından birinde çay içtik. Târihin postuna oturup Akşemseddin, Hacı Bayram, Murat Hüdâvendigâr gibi şahsiyetlerin hâtıralarıyla berâber, Şehzâde’de çay içmenin ayrı bir havası var. Hepsinden öteye, Ankara’ya hâkim olan sağduyunun sokağından caddesine, binâsından gökdelenine, isminden cismine, ambleminden anlamına, kültüründen târihine her şeye yansımış olduğunu görmenin sevinç ve mutluluğu her şeyin fevkınde. Ordumuz, bu sözünü ettiğimiz ayrıntı ve özellikli güzelliğin henüz çok uzağında. Elbette Ankara, bu işe yıllar öncesinden başladı. İnşâllâh Ordu’da da, öncelikle 20’de 20’den sonra bunun yansımalarına şâhit olmaya illâki başlayacağızdır! Lâkin, bilmeyiz ki, daha ne kadar bekleyeceğiz? Bu meyânda,İnşâllâh diyor, belediye başkanlarımızı bu beklentimiz noktasında intibâha ve âciliyete dâvet ediyoruz. Bu husustaki düşüncelerimizi daha önce detaylandırdık, yine hatırlatmaya devam edeceğiz. Ama, buradan, Ankara’dan bu kadarıyla yetinelim şimdilik. Yukarıda, diğer sıraladığımız hususlar ve diğer bir çokları da bir başka yazıya kaldı hâliyle. İnşâllâh diyor, işlerimizin hayırlısıyla netîcelenerek bir an evvel güzel yöremize, sevdiklerimiz arasına dönmek istediğimizi belirtiyor, bu meyanda, burada rahatsızlığını öğrendiğimiz Âdem ESEN Ağabey başta olmak üzere, bildiğimiz bilmediğimiz tüm hastalarımız için duâlarınızı esirgememeniz istirhâmıyla, güzel, sağlıklı günlerde tekrar buluşmak, hep birlikte sonsuz saâdetlere de ulaşmak dileğiyle, şu an bulunduğumuz Eryaman, Mâvi Çarşı’daki bir İNTERNETKAFE’den hepinize sonsuz sevgi ve de saygılar sunuyoruz ves’selâm...
Ekleme Tarihi: 03 Nisan 2016 - Pazar

ANKARA’DAN SELAM; DUAYA DEVAM…

Sevgili okurlar; 10 gündür, kardeşimin ânî rahatsızlığı dolayısıyla tavsiyeyle geldiğimiz Ankara’dayız. Biyopsi sonucu bekliyoruz. Verilecek karara göre tedâvi uygulanacak.  Şu satırları okuduğunuz vakit îtibârıyla belki de bundan sonrası için izlenecek yol taayyün etmiş olacak. Her şeyin hayırlısı olması için birbirlerimizi duâdan unutmayalım inşâllâh.

Gülüyor-oynuyoruz, coşuyor-kaynıyoruz; hırslar, tamahlar, kırmalar, dökmeler, koparmalar, sökmeler gırla gidiyor hayâtımızda. Savaşlar, işkenceler, gücendirmeler, ezmeler, çevreye hiç aldırmadan gezmeler, daha neler neler; kapılmış gidiyoruz bir hayâta. Bahar gelmiş ne güzel, yapraklar açmış, çiçekler cennet koku ve manzaraları saçmış; oh ne güzel!

Bu sene fındık ta iyi. Meyveler, sebzeler. Her şey bolluk bereket elhamdülillâh. Arabalar, yollar, yaylalar, sâhiller, tepeler, teleferik. Her taraf pırıl pırıl. İnsanlar fırıl fırıl. Dünyâ dönüyor, başlar dönüyor. Nîmetler câzip. Çok insan bunları göremese de, azıcık düşünenler için, bir dokunuşta dünyânın öte ucu yanınızda, ışıklar üstünüzde, sular mutfağınızda, kıtalar ayağınızda. Eskiden en fazla; bir eli yağda, bir eli balda denirdi. Şimdi sofralarımızda neler yok ki?

Ama tüm bunların sağlıklı olanlar için anlamı var. Hele bir hastânelere gidin, röntgen sıralarında, emarda, EKG’de, biyopside, kolonokopside, Endoskopide; hastânenin her ne kısmında olursa olsun oralarda bekleyen insanların şöyle bir yüzüne bakın bir. Belirsiz sonuçlar öncesinde, konumu, makâmı, mevkii ne olursa olsun, bütün boyunlar bükük. Dışardayken çatılması hiç ihmâl edilmeyen kaşlar, kimin olursa olsun, buralarda dökük.

Diğer yandan hayat devam ediyor. Hastânenin dışına çıkınca her şey eskisi gibi görünüyor. Acabâ öyle mi? O da sağlıklılara göre tabiî. İçinde dert taşıyanlar için dışarısı da içerisinden çok farklı değil. Rabbimiz cümlemize, hüsnihatîmeler nasîp eylesin. Hayâtımızı da, memâtımızı da hayırlı eylesin diyerek âminlerle kapatalım bu faslı.

Zâten, söze başlarken bunları yazmak yoktu niyetimizde. Hastâne zikri bağlamında böyle gelişti yazı doğal olarak. Aslında Ankara’dan yazacak o kadar şey var ki. Gözlemler, ziyâretler, gelişmeler, sohbetler, kitaplar, okumalar, yazmalar. Özellikle deftere aldığımız notlar. Ziyâret ettiğimiz yerlerin duvarlarında ilgimizi çeken cümleler, sloganlar, sözler, TV programlarından, dost, akraba sohbetlerinden not aldığımız çarpıcı niteleme, tâbir ve tespitler.

Boş kaldığımız zamanlarda Hacı Bayram’a gittik. Namaz ve ziyâretin sonrasında yeniden düzenlenen semtin nezih mekânlarından birinde çay içtik. Târihin postuna oturup Akşemseddin, Hacı Bayram, Murat Hüdâvendigâr gibi şahsiyetlerin hâtıralarıyla berâber, Şehzâde’de çay içmenin ayrı bir havası var.

Hepsinden öteye, Ankara’ya hâkim olan sağduyunun sokağından caddesine, binâsından gökdelenine, isminden cismine, ambleminden anlamına, kültüründen târihine her şeye yansımış olduğunu görmenin sevinç ve mutluluğu her şeyin fevkınde.

Ordumuz, bu sözünü ettiğimiz ayrıntı ve özellikli güzelliğin henüz çok uzağında. Elbette Ankara, bu işe yıllar öncesinden başladı. İnşâllâh Ordu’da da, öncelikle 20’de 20’den sonra bunun yansımalarına şâhit olmaya illâki başlayacağızdır! Lâkin, bilmeyiz ki, daha ne kadar bekleyeceğiz?

Bu meyânda,İnşâllâh diyor, belediye başkanlarımızı bu beklentimiz noktasında intibâha ve âciliyete dâvet ediyoruz. Bu husustaki düşüncelerimizi daha önce detaylandırdık, yine hatırlatmaya devam edeceğiz.

Ama, buradan, Ankara’dan bu kadarıyla yetinelim şimdilik. Yukarıda, diğer sıraladığımız hususlar ve diğer bir çokları da bir başka yazıya kaldı hâliyle.

İnşâllâh diyor, işlerimizin hayırlısıyla netîcelenerek bir an evvel güzel yöremize, sevdiklerimiz arasına dönmek istediğimizi belirtiyor, bu meyanda, burada rahatsızlığını öğrendiğimiz Âdem ESEN Ağabey başta olmak üzere, bildiğimiz bilmediğimiz tüm hastalarımız için duâlarınızı esirgememeniz istirhâmıyla, güzel, sağlıklı günlerde tekrar buluşmak, hep birlikte sonsuz saâdetlere de ulaşmak dileğiyle, şu an bulunduğumuz Eryaman, Mâvi Çarşı’daki bir İNTERNETKAFE’den hepinize sonsuz sevgi ve de saygılar sunuyoruz ves’selâm...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.