Rejim değil, sistem değişikliği.Yeni sistemin adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi.Vatandaşların bir kısmı henüz yeteri kadar bilgi sahibi değil.İlgili ve yetkililer önümüzdeki süreçte daha aydınlatıcı açıklamalar yapacaklar kuşkusuz. Kaldı ki şu internet çağında isteyen herkes,yeni sistemin ne gibi değişiklikler içerdiğini öğrenebilir. Bir tıklama bunun için kafidir.
Gelelim meselenin başka bir boyutuna.
16 Nisan’da yapılacak olan oylamada kimi “evet” diyecek,kimi de “hayır” diyecek.Sandık bunun için var zaten.
Demokratik hak olarak dileyen onaylayacak,dilemeyen onaylamayacak.
Yeni sistemin adı üstünde kimi yenilikler getireceğini hepimiz biliyoruz.Kanımca bu yeniliklerin neler olduğu hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olmadan sandığa gitmez vatandaş.Bazı beyazların höykürdüğü gibi vatandaş bilmeden,rastgele hislerine uyarak tercih kullanmaz. Demokratik bilinç hayli yüksek ülkemizde.
Kutuplaşmaya fırsat verilmemelidir tartışmalar yapılırken. Evet ya da hayır demek, bir yok olma veya var olma meselesi olarak görülmemelidir. Her iki tercih de en tabii yurttaşlık hakkıdır.
Fakat,kimi söylemler dozu hayli yüksek olarak seslendiriliyor.Hiç gereği yok bunun.Bağırıp çağırmadan,kutuplaşmaya meydan vermeden de pekala seslendirilebilir açıklamalar.
Sinir uçlarına dokunmak,kimseye yarar sağlamaz.
Medenice ve özgüvenle konuşulabilmeli yeni sistemin neleri içerdiği.Suçlamalardan bilhassa kaçınılmalıdır.
Tehditvari mesajlar faydadan ziyade zararlara ve arzu edilmeyenn sıkıntılara kapı aralayabilir. Sınırları zorlamadan,ikna yöntemini öne çıkararak maksat daha makul olarak açıklanabilir,açıklanmalıdır.
“İç savaş çıkar..” gibi uç sözlere uzak duranlar,vatandaşın tercihini daha kolay etkileyebilir.Günümüzde görsel ve yazılı medyanın yanına bir de sosyal paylaşım medyası eklenmiş vaziyette. Kötü niyetlilere alan açmadan tartışılmalıdır yeni sistem.Kurt puslu havayı sever. Hayatı tamamen kendi çıkarlarına göre şekillendirmek hırsından bir türlü kurtulamayanlar,böyle zamanlarda halkı manipüle etmek için demokratik yöntemleri değil,aşındırıcı ve zorlayıcı metotları öne çıkararak havayı bulandırmaktan geri kalmazlar.En ziyade buna dikkat edilmelidir.
Hiçbir sistem dört başı mamur olamaz. Eksileri ve artıları vardır.Kimine göre eksisi fazla,kimine göre artısı fazladır.Bakış meselesi. Zihniyet meselesi.
İçerde de dışarıda da zor bir dönemden geçiyoruz.Olacak böyle şeyler.Neticede hayat dinamiktir.Abluka altına alınmak istendiğimizi görmek gerek.
Art niyetli olmayan her fikre saygı gösterilmeli.
Sabırla dinlenmeli karşıt görüşlerde olanlar. Olabilir,bir düşünce diğerine pekala ters ve hatta tehlikeli gelebilir.Fakat bu izafidir. Kimine iyi gelen bir öneri,kimi için vahim olabilir.Makul ölçüler içinde dinlemek ve yine makul ölçülerle konuşmaktır doğru olan.Ses yükselterek,tehdit dili kullanarak kimse kimseyi ikna etmiş olmaz.
Toplum kutuplaştırılmamalıdır.
Siyasiler ve paydaşları kendi fikirlerini değil ortak değerleri öncelemelidir.Öfkeye kapılarak konuşan,karşı tarafın da öfkelenmesine sebep olur. Böyle bir atmosferde ise kimse kimseyi dinlemez.
Daha duyarlı,daha makul olunmalı vesselam..