Bir cennet misâlidir memleket baştan başa
Dünyâ kopmuş geliyor, severek koşa koşa
Herkes medet umarken ülkemin şefkâtinden
Mahvına kasdedenin başları gelsin taşa!…
Ecdâdımdan emânet, Rabbimizin ihsânı
Yüzündeki meymenet insan yapar insanı
Ey memleket evlâdı, yurdunu iyi tanı;
Şuursuzca davranıp, olma düşmana maşa!...
Nîmetleri ganîdir, yetip artacak kadar
Dört tarafı dört mevsim, hem de dört denizi var
Gürültü-patırtısız, özgürce uçar kuşlar
Vâdi vâdi güzellik, ufuk ufuk temâşâ!...
Anadolu toprağı fazîlet ocağıdır
Medeniyet, asâlet, selâmet bucağıdır
Mazlumlara sığınak, merhamet kucağıdır
Vatanım, güzel yurdum, sen vaarol, var; çok yaşa!
Barışa giden yollar, hareketler sendedir
Hem maddî, hem mânevî bereketler sendedir
Ardında dizi dizi, memleketler sendedir
Seferin kutlu olsun; hiç gerek yok telâşa!...
İbrâhim Halil yurdu, ey güzel Anadolum
Her nereye uğrasam, Kâbe’ye çıkar yolum
Seni sevip-saymayı devlet bilen bir kulum
Ümmete, insanlığa; medetsin kurda-kuşa!...
Saklama hiç kendini, doğrul da çık siperden
Yine geç, yine öyle; anadan, yardan, serden!
Mâlum, kalkarmış derler; yiğit düştüğü yerden!
Kesmek olur mu ki hiç; Mevlâ’dan ümit, hâşâ?!
Evet diyoruz tekrar, yeniden dirilişe
Yağız atlar kişnedi, gemler alındı dişe
Ne haddine kimsenin, engel olmak gidişe
Görmek istemiyoruz coğrafyada karmaşa!....
Nûrânî, hece hece bahtına duâcıdır
Seni sevip-saymamak; ne kötü, ne acıdır!
Ya bir de hıyânetler; kimlerin aracıdır?
Sormak gerek, nereye; şeytanla ortaklaşa?!....
Ey mukaddes memleket, yolların açık olsun
Bahtına kast edenler, derdi başından bulsun!
Yürüyüşü tamamla, cümle âlem kurtulsun;
Tıpkı geldiğin gibi; engeller aşa aşa!...
Yâ Rabbi; mazlum dostu, yurduma yardım eyle
Zâlimler dünyâmızı yakıp-yıkmasın böyle
Coğrafyamız şâd olsun, yeniden bu ülküyle;
Tiranlar boyun eğsin, önünde paşa paşa!...