Vefa duygusunu kimi zaman ihmal ediyor,kimi zaman hepten terk ediyoruz. Böyle hoş olmayan halleri hepimiz bir şekilde yaşamışızdır,yaşamaktayız da aynı zamanda.Oysa kadirşinaslık olarak da ifade edebileceğimiz vefa duygusu insan olmanın ayrılmaz ahlaki ilkelerinden bir değil midir?!
Bu girişi elbette sebepsiz yapmadık.Açıklayalım öyleyse:
Evvelki gün(Çarşamba) değerli dostumuz Mustafa Bektaş Bey’in kültür merkezinde yine ve bilmem kaçıncı kez birlikte olduk. Daha doğrusu eski dostlar olarak bir araya geldik.
Çok manalı ve iyi bir halleşme-sohbetleşme ortamı yaşadık.
İstanbul’dan gelen dostlarımız Nuray Andaç Hanım ve İlhami Öztürk Bey ile tazelendik.Eski ve tabii ki eskimez günlerimizi,ortak hatıralarımızı konuştuk.
Birlikte olmamızın gerekçesi,gecikmiş ödül merasimi idi.
Gecikmiş demem işin esprisi.
Meselenin esası şöyle:
İstanbul Ulubeyliler Derneği,bu yılın başlarında (1 Nisan) büyük bir Buluşma Gecesi düzenlemişti.
Ordu’dan davet edilenlerden bendeniz,İhsan Özvatan,Salim Yurdakul ve Mustafa Bektaş çeşitli nedenlerle o programa katılamamıştık.Başkanlığını Doç. Dr. Ahmet Şükrü Mercan Hoca’nın yaptığı Dernek adına Nuray Hanım,teşekkür plaketlerimizi getirtmiş ve bize vermek istediğini ifade etmişti.
Benim vefa deyip durmam,işte bu sebepledir.
Aradan aylar geçmesine rağmen Nuray Hanım,derin ve oldukça manidar bir incelik göstererek bizleri bir araya getirdi.Tabii işin bir tarafında da sevgili M.Bektaş dostumuz var.Nasıl var? Şöyle:İstanbul’daki törenin minisini Mustafa Bey ve Nuray Hanım Bektaş Kültür Merkezi’nde organize etmişler.Bizim daha sonra haberimiz oldu.Unutmamış bizleri Dernek.Bu nezaket bizi fazlası ile hislendirdi.Kadim dostum Halil Bey’siz(Mermer) olmazdı.O’na da haber verdim ve birlikte çıktık Bektaş Kültür Merkezi’ne.
Hatta ALTAŞ Tv dahi bizimle idi.
Sevgili Fatih Özdemir ve kameraman arkadaş(ismini hatırlayamadım ne yazık ki) gayet özenli olarak kayda aldılar günümüzü.
Bu arada Fatih Bey ile geçmiş televizyon günlerimizden bahis açtık ve nice nice hatıralarımızı paylaştık.
Nefis bir yemek ziyafeti verdi Mustafa Bey.Her zaman ki gibi mükemmel bir ev sahipliği yaptı.
Ödüllerimizi Nuray Hanım’ın elinden aldık.
Öteden beri İstanbul’un bir çok yerinde bulunan Ulubeyliler Dernekleri’ne hep yakın durmuşumdur ve halen de bu çizgimdeyim.Zaman zaman çoğunu ziyaret etmişliğim olmuştur.Güzel işler yapıyor hemşehrilerimiz. Gurbette bir araya gelmenin önemi daha fazladır tabii olarak.
İlhami Öztürk benim çok eski bir arkadaşımdır.İstanbul’a gittiğim zamanlar,kendisini ziyaret etmeden geri döndüğüm nadirdir.Okmeydanı’ndaki bürosunda demli çaylar eşliğinde nice sohbetlerimiz olmuştur.
Mustafa Bey’in çok katlı binası Selimiye Mahallesi’nin yamaçlarında olduğu için şehrin manzarası ve deniz tek kelime ile harika görünür.Nitekim hem Nuray Hanım hem de İlhami Bey manzaraya bayıldılar. İhsan abi de ilk kez çıktığı için oraya,manzaraya adeta vuruldu.
Hürses Gazetesi sahibi Güfer Hanım da aramızdaydı.”Kambersiz düğün olmaz”sözü boşa değil elbette.Güleryüzü ve hoş sohbetiyle günümüze renk kattı Güfer Hanım.
Jest.. İşte budur.
Ta İstanbul’dan kalk gel ve bizleri onurlandır.
Ahmet Şükrü Mercan bu demek.
Nuray Andaç bu demek.
Yani vefa demek.
Mustafa Bektaş ise,vefanın merkezi demek zaten.
Unutmamalıyız vefayı.
Unutursak insanlığımızdan kaybederiz.
Alakası yok denebilir, lakin şu hususun altını çizmeden bu konuyu kapatırsam,içim içimi yiyecek. En iyisi yazayım gitsin:
Mustafa Bektaş kardeşimiz yıllardır evinde sıra geceleri yapmaktadır.İkramları,her kesimden davet ettiği misafirleri,müzik şölenleri ile Ordu merkezde bir ilk ve hala da öyle..
Devam edelim hele:
Bektaş Kültür Merkezi çok önemli kurum ve kuruluş yetkililerini de ağırladı ve bu gibi faaliyetlerine devam ediyor.Ülkemizin çok yerinden misafirlere de ev sahipliği yaptı. Hatta yurt dışından bile..
Şimdi geleyim işin odağına:
Bir tek kurum veya kişi Mustafa Bey’e ve ailesine basit bir plaket veya kupa her ne ise vermedi.Hiç kimseden,hiçbir kurum veya kuruluştan hiçbir şey talep etmedi,zerre kadar beklenti içinde olmadı Bektaş ailesi.Sadece gönül bayramı olsun,istediği bu.
Elbette kimselerin bir kasdı olamaz.
Buna şüphe yok.
Lakin,insanız neticede. Marifet iltifata tabidir demiş atalar.
Vefa göstermek bu kadar mı zor?
Yahut al alma,gönül alma..
İhmal diyelim de daha ötesini konuşmayalım en iyisi..