Muzaffer GÜNAY
Köşe Yazarı
Muzaffer GÜNAY
 

KÖYLERİN KİTAPLARI YAZILSA İYİ OLMAZ MI?

Köylerimizin çoğu tarihi geçmişi ile öne çıkıyor.İdari anlamda mahalle olsa bile köy, kimliği itibarı ile her zaman köydür.Köylerin sosyolojisi ile şehirlerin sosyolojisi birbirinden oldukça farklıdır. Yalnız sosyolojileri mi? Tarihleri,gelenekleri,adetleri,düğünleri,komşulukları,akrabalıkları,düğünleri,cenaze merasimleri vb. itibarı ile de benzerliklerden çok farkları ile iki ayrı dünya gibidir,köyle, şehir. Her ne kadar artık dünya bir köy kadar küçüldü, repliği tedavülde olsa bile,sosyal olarak şehir ile köy şu veya bu şekilde,şu veya bu düzlemde ayrı ayrı yerleşkelerdir. Bu bağlamda köy monografileri ile şehir monografleri tabiatıyla farklıdır.Köylerin de derin,zengin,ilginç hayat hikayesi olduğu hususu izahtan varestedir. İlimizi baz alalım. Yüzlerce köy(mahalle) var. En uzaktakinden en yakındakine kadar şehir(büyük ilçeleri de buna dahil etmeliyiz.) hayatı,günlük yaşam,bireysel ve grupsal eylem ve işler bakımından köy hayatından farklıdır tekraren söylemek gerekirse. Ordu’da bulunan yüzlerce köyden kitabı yazılanlar bir elin iki parmağını bile geçmiyor.İlginç bir nokta burası.Madem her köyün derin,zengin,uzun,uzak bir hayat hikayesi var. Öyle ise her birinin en az bir kitapla tanınması,bilinmesi iyi olmaz mı? Bildiğim kadarı ile Perşembe’nin Ramazan köyü/mahallesi ile Altınordu’nun Oğmaca köyü/mahallesi dışında köy monografisi yok. İlkinin yazarı Avni İşbakan,ikincisinin ki ise Cevat Yıldırım.. Ne resmi kurumlar,ne de STK’lar bu meyanda bilinç sahibi değiller.Yani böyle bir dünyaları yok.Oysa olmalı. Çünkü buna ihtiyaç var. Her bir köyün geçmişten günümüze kadar gelen uzun ve uzak tarihi,sevinçli ve hüzünlü manada yaşadığı olayları,tabiat ve kültür varlıkları,sülaleleri,değişik alanlarda yetişen bilim,sanat,siyaset ve kültür adamları böyle bir kitap için büyük hazinedir.Yeni nesillerin bu zenginliği tanıması,bilmesi kendi ailesini bilmesi kadar lüzumludur,faydalıdır. Bazı kırsal yerleşkelerin yaşam öyküleri,kendi imkanları ile geliştirdikleri hayatı daha da kolaylaştıran çalışmalar,sahiden önemli ve örnek teşkil edici içeriktedir. Daha 1960’ların başlarında uzak,çok uzak köylerimizden birinde halk bir araya gelerek köylerinin yakınından geçen bir dereden elektrik üretmiş mesela.O zamanlarda ilçelerde bile elektrik hizmeti kör topal yürütülürken,bahsi geçen köy bu problemi çözmüştü. Daha bunun gibi pek çok örnek verilebilir. Eni konu bir köy deyip geçmemek gerekir. Bu,hayatı ıskalamak olur. Köyü hafife almak,gerçeği görmekten bilerek-bilmeyerek kaçmak demek değil midir? Köylerimizi,mahallelerimizi kitaplaştıralım. Büyük bir külliyat ortaya çıkar böylece. İstisnalar bir yana,köyünü yazabilecek peç çok kalem sahibi, hiç değilse kabiliyetli insan olduğunu kabul etmeliyiz. Onlarca yazar var, Ordulu. Her köyden bir gönüllü kendi köyünü yazsa,onlarca monografi yazılmış olur. Sosyal,ekonomik,kültürel,sanatsal yönleri ile köyleri/mahalleleri ele alan eserlere büyük ihtiyaç olduğunu düşünenlerdenim. Zor ve altından kalkılamaz bir durum yok ortada. Birazcık azim ve çaba.
Ekleme Tarihi: 26 Kasım 2016 - Cumartesi

KÖYLERİN KİTAPLARI YAZILSA İYİ OLMAZ MI?

Köylerimizin çoğu tarihi geçmişi ile öne çıkıyor.İdari anlamda mahalle olsa bile köy, kimliği itibarı ile her zaman köydür.Köylerin sosyolojisi ile şehirlerin sosyolojisi birbirinden oldukça farklıdır. Yalnız sosyolojileri mi? Tarihleri,gelenekleri,adetleri,düğünleri,komşulukları,akrabalıkları,düğünleri,cenaze merasimleri vb. itibarı ile de benzerliklerden çok farkları ile iki ayrı dünya gibidir,köyle, şehir.

Her ne kadar artık dünya bir köy kadar küçüldü, repliği tedavülde olsa bile,sosyal olarak şehir ile köy şu veya bu şekilde,şu veya bu düzlemde ayrı ayrı yerleşkelerdir.

Bu bağlamda köy monografileri ile şehir monografleri tabiatıyla farklıdır.Köylerin de derin,zengin,ilginç hayat hikayesi olduğu hususu izahtan varestedir.

İlimizi baz alalım.

Yüzlerce köy(mahalle) var. En uzaktakinden en yakındakine kadar şehir(büyük ilçeleri de buna dahil etmeliyiz.) hayatı,günlük yaşam,bireysel ve grupsal eylem ve işler bakımından köy hayatından farklıdır tekraren söylemek gerekirse.

Ordu’da bulunan yüzlerce köyden kitabı yazılanlar bir elin iki parmağını bile geçmiyor.İlginç bir nokta burası.Madem her köyün derin,zengin,uzun,uzak bir hayat hikayesi var. Öyle ise her birinin en az bir kitapla tanınması,bilinmesi iyi olmaz mı?

Bildiğim kadarı ile Perşembe’nin Ramazan köyü/mahallesi ile Altınordu’nun Oğmaca köyü/mahallesi dışında köy monografisi yok. İlkinin yazarı Avni İşbakan,ikincisinin ki ise Cevat Yıldırım..

Ne resmi kurumlar,ne de STK’lar bu meyanda bilinç sahibi değiller.Yani böyle bir dünyaları yok.Oysa olmalı. Çünkü buna ihtiyaç var.

Her bir köyün geçmişten günümüze kadar gelen uzun ve uzak tarihi,sevinçli ve hüzünlü manada yaşadığı olayları,tabiat ve kültür varlıkları,sülaleleri,değişik alanlarda yetişen bilim,sanat,siyaset ve kültür adamları böyle bir kitap için büyük hazinedir.Yeni nesillerin bu zenginliği tanıması,bilmesi kendi ailesini bilmesi kadar lüzumludur,faydalıdır.

Bazı kırsal yerleşkelerin yaşam öyküleri,kendi imkanları ile geliştirdikleri hayatı daha da kolaylaştıran çalışmalar,sahiden önemli ve örnek teşkil edici içeriktedir.

Daha 1960’ların başlarında uzak,çok uzak köylerimizden birinde halk bir araya gelerek köylerinin yakınından geçen bir dereden elektrik üretmiş mesela.O zamanlarda ilçelerde bile elektrik hizmeti kör topal yürütülürken,bahsi geçen köy bu problemi çözmüştü. Daha bunun gibi pek çok örnek verilebilir.

Eni konu bir köy deyip geçmemek gerekir.

Bu,hayatı ıskalamak olur.

Köyü hafife almak,gerçeği görmekten bilerek-bilmeyerek kaçmak demek değil midir?

Köylerimizi,mahallelerimizi kitaplaştıralım.

Büyük bir külliyat ortaya çıkar böylece.

İstisnalar bir yana,köyünü yazabilecek peç çok kalem sahibi, hiç değilse kabiliyetli insan olduğunu kabul etmeliyiz.

Onlarca yazar var, Ordulu.

Her köyden bir gönüllü kendi köyünü yazsa,onlarca monografi yazılmış olur.

Sosyal,ekonomik,kültürel,sanatsal yönleri ile köyleri/mahalleleri ele alan eserlere büyük ihtiyaç olduğunu düşünenlerdenim.

Zor ve altından kalkılamaz bir durum yok ortada.

Birazcık azim ve çaba.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.