Fransızca monographie kelimesinden dilimize yerleşen monografi, tek bir konunun bütün yönleri ile ele alınması demektir.Misal: Ünlü bir yazarın,bir ilçenin,bir kurumun yani tek bir konunun bütün yönleriyle ele alınarak metin haline getirilmesidir.
Ülkemizde monografi türünde yazılan kitap sayısı çok az.Oysa Avrupa’da,ABD’de binleri,on binleri buluyor.
Bütün kurumların bir geçmişi vardır; uzun ya da kısa.Bütün yerleşkelerin de. Bütün ailelerin de..Edebiyat ve bilim insanlarımız nedense bu meyanda eser üretmekte epey isteksiz.
O nedenledir ki çok önemli kurumların,yerleşkelerin tarihçesi hakkında;ya da ünlü ve üretken yazarlar,bilim adamları,sanatçılar hakkında pek bir şey bilmeyiz.Kütüphanelerimiz bu bağlamda hayli eksik durumda.
Ordu Valiliği’nin nerede ise yüz yıllık bir tarihi var. Fakat üzerine yazılmış bir kitap yok. Oysa birkaç tane yazılmış olmalıydı şimdiye kadar.Ordu Belediyesi ise bu anlamda talihli. Merhum Sıtkı Çebi,kurulduğu 1869 yılından 2000’li yılların başlarına kadar Ordu Belediyesi’ni anlatan iki eser yazmamış olsaydı,150 yıllık belediyemiz hakkında kayda değer bilgi sahibi olmak hayal olacaktı.En son şahsımın kaleme aldığı Dünden Bu Güne Ordu Belediyeleri adlı 800 sayfalık hacimli eser ise sahasında tek..Oysa,başka başka kitaplar olmalıydı bu meyanda.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü,Sağlık Müdürlüğü,Bayındırlık Müdürlüğü.. bu kurumların geçmişi hakkında ne kadar bilgimiz var?
Keza,İlçelerimiz,köylerimiz,mahallelerimiz.. İlçeler üzerine yazılmış birkaç eser var,ama mesela köylerimiz hakkında yazılmış kitap daha da az. Belki bir elin iki parmağını bile geçmez.Beş yüz senelik köyler hakkında kim, ne biliyor?Oysa uzun,çok uzun bir zaman 500 yıl. Velev ki yüz yıllık olsun. Koca bir tarih demektir bu.Ne olaylar yaşanmıştır,ne bilinmez,ne güzel,ne denli anlamlı hayatlar gelip geçmiştir. Nice kırıp öldüren hastalıklar onlarca,yüzlerce insanı alıp götürmüştür.Ne aşklar yaşanmıştır,ne dramatik olaylara sahne olmuştur köylerimiz.Benim köyümde üç yüz sene önce meydana gelen veba salgını söndürmüş haneleri,örneğin.
Araştırmacılık biz de yeni yeni gelişiyor.
İnceleme yazıları çok değil.
Bir konu etrafında şekillenen eser nadir.
Meraksızlık böyle nahoş,kötücül bir sonuç doğuruyor. Boş şeylere ömrünü verenlerin mebzul miktarda olduğu bizim gibi doğu toplumlarında edebiyat ve sanat güdüklükten kurtulamaz.Bilimsel çalışmalarda durum farklı mı? Değil.Torpille bilim adamı olmanın sıradan bir iş olduğu ülkeler,sürünmekten kurtulamaz kolay kolay.
Bir caddenin bile hikayesi vardır. Bir ara sokağın da..Bir yaşlı konağın da. Hatta bir gecekondunun da..
Kurumlar,sanki dün hayatın içine girmiş sanırsınız. Çünkü dünlerini bilmiyoruz. Kayıt altın alınmamış.
İlçelerimizin bazıları hayli kadim zamanlara kadar inen bir geçmişe tanıklık etmiş ama elde avuçta belge namına pek bir şey yok.
Hazin değil mi?
Dereyolu mesela..Asrın Rüyası diyoruz ama hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.Garip bir durum.
Kültür ve sanat alanı nispeten iyi.. Bir çok eser var bu sahada.
Hasılı,bu yeknesaklıktan kurtulmadıkça bilinmezlikler çoğalmaya devam edecek.