Kastettiğim tarih dilimi İslam’a girdikten sonraki zaman dilimidir.Önce şu peşin yargıcılığı terk etmek,tarihi gerçek manada yorumlamak için birinci şarttır.Aksi durumda gerçekleri göremeyiz.
Gerçi,pek tarih okumayız. Ne gençler,ne orta yaşlılar okumayı sevmez bizde. Tarihten beri bu donukluğumuz sürüp gelmektedir. Birilerinin kafasına göre yaptığı yorumlamaları tarih bilgisi diye bellemek ne derece doğru olur ki..
Selçuklular da,Osmanlılar da, diğer tüm Türk Beylikleri de kendilerine göre birer kültür ve medeniyet sistemi inşa ederek çekildiler tarih sahnesinden.Kimisi son derece parlak,kimi sönük de olsa tarihe iz düştüler.
Somutlaştıralım biraz daha:
Osmanlı İmparatorluğu mesela.600 seneden fazla tarihin öznesi oldu.Nesneleştiği anda yıkıldı gitti.
Aşırı övgü de temelsiz yergi de gerçekçi olmaz.
Kimilerine göre her padişah evliyadır. Bu,bir kere daha baştan insan ontolojisine aykırıdır;Kur’an’a da aykırıdır. Herkesten evliya mı olur?Bu,ne menem bir düşüncedir böyle?
3.Mehmet iktidarına ortak olurlar korkusuyla 18 kardeşini hem de anneleri ile birlikte idam ettirdi. O kadar ki Tarihçi Hammer,saray kapısından onlarca tabutun turna katarı gibi çıktığını yazar büyük eserinde.
Aynı Padişah’ın sünnet düğünü tam 54 gün sürmüş. Harcanan para ile Süveyş Kanalı açılabilirmiş. Bu ne dehşetli bir israftır. Allah,israfçının Şeytanın ikizi olduğunu buyurur.Kimin parasını nereye harcıyorsun ki..
Ama mesela I. Ahmet,16 yaşında iken sünnet olmuş ve hiç masraf etmemişti.Sonra çok sade bir hayat yaşardı.
Keza bir Yavuz Sultan Selim Han..Mütevazı kişiliği ile örnek bir şahsiyetti.
Ahlaki bakımdan da herkesi aynı kefeye koymak doğru değildir.Netice de herkes insandır;hata ve kusur insan içindir.Kimse dört dörtlük olamaz.
Bir insan ne şeytandır,ne melek. Değil mi ki nefis sahibidir.
Tarihimizi doğru öğrenmenin yolu,tarafsız bakıştan geçer.