Hakiki özelliğini yitiren şeylerin bir çaresi bulunabilir belki;tedavi ve onarım imkanı olabilir.
Ama bazı hallerde ne tedavi,ne ilaç çare olmaz,olamaz.
Başlıktaki veciz söz bunu ima ediyor.
Koruma güdüsü yaratılıştandır.Korunma güdüsü de.Belki güdü demek yanlış.Birer nimet denebilir,dahası imtihan vesilesi.
Hubris’i bilirsiniz.Tıpta ciddi bir hastalık olarak tanımlanır.Çaresi hemen hemen yok gibidir;ölümden beter denir ya hani.
Nedir hubris?
Güç zehirlenmesi.
Bencilliğin en aşırı noktası.
Daha ötesi firavunluğa kadar varır.
Uzmanlara göre,çaresi olmayan bir hastalık olan hubris,insana afet olarak,musibet olarak yeter.Hatta cemiyetlere,milletlere…
Bir bardak suyun içine bir miktar asit dökülürse,asli safiyeti gider.İçilmemelidir. İçilirse zehirler.Tek çare, dökmektir.
Psikolojik hastalıkların bazıları tedaviye cevap vermez.Verirmiş gibi olsa da, umutsuz bir vak’a olarak sürer gider.Bir kurt gibi kemirir içten içe sahibini.
Çaresiz hastalıklar veya çürümeler karşısında umutlar tükenir;tükenen umutların bir sonraki aşaması ifnadır,imhadır kaçınılmaz olarak.Geriye dönüş, hayalden öteye geçmez.Katlanmaktan başka yol kalmaz;artık nereye kadar giderse..
Ekonomiden,sosyal hayata,bireyden cemiyete kadar sirayet eden bir hastalıktır çürüme..En hazık hekimler bile aciz kalır.Hastalık başlarda tedavi edilirse,iyileşme görülebilir.Bu safha yağ metaforu ile ifade edilirse,tuz basarsınız,böylece kokuyu yok edebilirsiniz. Yağın kokup safiyetini yitirmişliği bir ölçüde önlenebilir.
Peki,ya tuz kokarsa?
Zurnanın zırt dediği durum ortaya çıkar.
Artık yapılacak tek bir şey kalır.
Yağı da, tuzu da çöpe atmak..
Yeni yağ üretimine geçmektir tek çıkar yol.
Yaşamın çeşitli alanlarında karşılaşabilinir bu gibi hallerle. Söz gelimi,bir oluşum çıkar karşınıza; büyük büyük ideallerle yer alırsınız içinde.Derken bir de bakmışsınız zaman içinde kokuşma başlamış bünyede.Travma yaşamaya başlar,şaşırıp kalırsınız.Ne zaman,hangi arada hücreler teker teker ölüyor diye hayıflanır,sızım sızım sızlanır,hatta saçınızı başınızı yolarsınız.Yolsanız da,yolmasanız da yapacak bir şeyiniz,çözüm üretecek haliniz kalmamıştır.
Yağ kokmuştur.
Hatta tuz ..
Sorumlusu siz değilsinizdir aslında bu dramatik,vahim kokuşmuşluğun.
Ama sorumlu hissedersiniz kendinizi..
Çünkü,hayalleriniz yerlerde sürünmektedir.
Belki kırk senenizi vakfettiğiniz bir davadır.
Çıkmak,kurtulmak tek kurtuluş yolu olarak kalır size..
Çünkü,tuz kokmuştur.
Ya büzülüp içinize çekilirsiniz,ya da yeni bir yol için hazırlığa başlarsınız.