Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

KİTAPLAR, DOSTLAR; BAYO, BURGAZ YA DA ‘ALLÂH cc KİMLERE KIYAMAZ?’

Akşam geldiğimizde evdekiler oturma odasındaydılar. Kanepede hanımla küçük kızım arasında üst üste iki kitap var. Alttaki Kadir MISIROĞLU’nun SOKOLLU MEHMET PAŞA kitabı. Daha önce çok söz ettiği bu kitabı tekrar ele alıştaki gâyesi tahminimce, öbür odada üniversite imtihanına hazırlanan küçük oğlumuz Yusuf Kerem’e hep söylediklerini tekrarlamak olmalı. Çünkü bu kitapta, Sokollu Paşa’nın “şâhin yuvası” anlamına gelen BOSNA’daki SOKOLOVİÇ köyünden alınıp İslâm’a, Osmanlı bürokrasisi ve de ümmet hizmetine kazandırılması, dolayısıyla dillere destan, âleme hüsn-i misâl bir başarı hikâyesi var.    ​ÂLÎ HİMMET, YÜKSEK GAYRET... Yapılan, sen de bunu örnek almalısın; önceki adı BAYO olan bu genç gibi başarıdan başarıya koşup hem kendini hem bizi hem milletimizi onurlandıracak, dünyâda da âhirette de yüzümüzü ağartacak üstün başarılara imza atmalısın demeye getirmektir.   Elbette doğru. Toplumun günümüzde her zamankinden daha çok iyi örneklere ihtiyâcı olduğu gibi, özellikle yetişme çağındakiler için başta tahsil meselesi olmak üzere her anlam ve boyutta böylesi motivasyonların ekmek su kadar elzem olduğu âşikâr.    Ayrıca, bir MÜSLÜMANIN HİMMETİ ÂLÎ OLMALIDIR. Allâh’ın verdiği kapasitenin tam olarak değerlendirilebilmesi adına, iyinin daha iyisi hedeflenerek, Kur’ân’ın “MUHSİNÛN” diye niteleyip övdüklerinden olmaya çalışılmalıdır yâni.   NEFSİN AYIPLARI, NESLİN KAYIPLARI... Açık olarak aşağıya çevrilmiş olarak bulduğumuz, dışında NEFSİN AYIPLARI yazan üstteki kitap,  İLKE 2001 yayını, KİŞİSEL GELİŞİMDE MÂNEVÎ BOYUT serîsinin 10 kitabından ilki. Ebû Abdurrahman es-Sülemî’ye âit.    Kitabı açınca ilk yaprakta şu cümle yer alıyor: “TÂRİHİN HİÇBİR DÖNEMİNDE İNSANOĞLU MÂNEVÎ YAŞAMI GÖZARDI EDEREK ASLÂ MUTLULUĞA ULAŞAMAMIŞTIR.”   Arka kapakta da Abdülkâdir GEYLÂNÎ’den cümleler var:  “Önce kendi nefsine nasihat et, sonra başkalarına öğüt vererek düzeltmeye çalış. Sen kör isen, bir başkasının elinden tutup bir yere nasıl götürebilirsin?... Denize düşen ve yüzme bilmeyen birisini, ancak mâhir yüzücü olan birisi kurtarabilir.”    Kitapta 35 Ayıp sayılmış. Tek tek tanımlanıp çâreler sunulmuş. Kapaklanmış duran kitabı çevirdiğimizde gördük ki, tam da çok muzdarip olduğumuz bir yerdeyiz: 4. Başlık; İBÂDETLERDEN HAZ ALAMAMAK! İlk üçü de KURTULUŞA ERDİĞİNİ ZANNETMEK, İNSANLARDAN YARDIM BEKLEMEK, İBÂDETLERDE TEMBELLİK ETMEK…   ​DERSİN BAŞI, İŞİN SONU... Kitap, şu sıralar bizi çok meşgul eden ve kafamızı kurcalayan ibâdetten haz almama nedenini, riyâ karıştırmak, tam bir bağlılık duygusuyla yerine getirememek ve yâ sünnetlerden birini terk etmek olarak açıklıyor.   Bu ayıptan arınmanın yolunu da “Tam bir içtenlik ve bağlılık duygusu içinde ibâdet etmek, riyadan sakınmak ve yaşamında sünnete sarılmak, sonunun sağlam olması için, yaptığı işlerin başını düzeltmektir.”(Shf:19) şeklinde açıklıyor. Rabbim cümlemizi muvaffak kılsın inşâllâh…   Ayıpların 5.si de HAKÎKÂTTEN HOŞLANMAMAK olarak verilmiş. AKLA GELEN KÖTÜ DÜŞÜNCELERDEN HOŞLANMAK, İYİ AMELLER İŞLEMEYİ SÜREKLİ ERTELEMEK, BAŞKALARININ KUSURLARIYLA MEŞGUL OLMAK, İÇİNİ BIRAKIP DIŞINI GÜZELLEŞTİRMEYE ÇALIŞMAK, ÇOK KONUŞMAK, ÖVGÜDEN HOŞLANIP ELEŞTİRİDE KIZMAK vs. bu minvâl üzere gidiyor. En sonda da GENÇLERE VASİYETİM başlıklı 15 maddelik 2. bir bölüm var.   MADDÎ CEREME, MÂNEVÎ BOYUT... İşin esası, sâdece gençlerin değil hepimizin, böyle güzel konularımıza, doğrudan uhrevî konumlarımıza dokunan kitaplara, öğütlere, bunları okumaya, dinlemeye ve de hepsinden önemlisi uygulamaya ihtiyâcımız var. Hem de koronadan daha çok! Zîrâ, dünyevî tedbirsizliğin ceremesi ölümle biter; ya uhrevî ihmâl ve hatâların? Düşünmek ve de gereğini yapmak gerekmez mi?   Her neyse, derken, bir zaman sonra tevâfukan, başta sözünü ettiğimiz SOKOLLU MEHMET PAŞA’nın vakıf arâzisi üzerine kurulu, ondan bugüne sâdece adını taşıyan câmi ve çevresi kalan LÜLEBURGAZ’dan, bir güzel insandan bir güzel paylaşım düşmesin mi ekrana! Fotoğraf ta koymuş. İyi de etmiş. Benim orada olduğum yıllardan çok daha genç göründü bana! Samîmî söylüyorum. Çünkü biz ilk tâyin olarak daha işin çok başında ve küçüktük. Onlara bakışımız bizden çok çok büyük oldukları şeklindeydi. Şimdi ise fotoğrafa bakınca düşünüyorum da bizden çok da büyük değillerdir. Her neyse, mesaj şöyle:   ​KURTULUŞ PENCERESİ, ÜMİT KAPISI... Abdullah ORUÇ: Sahabeler efendimize sorarlar;    “Cenab-ı hak kime kıyamaz ya Resûlallâh?” Efendimiz (SAV) de:    "Hz. ALLAH CC. BİRBİRİ İÇİN DUA EDEN VE BİRBİRİNİ HAK İÇİN SEVİP HATIRLAYAN KULLARIMA HİÇ KIYAMAM, İKİSİNİ DE AFV EDER CENNETİME KOYARIM der.” Böyle kullardan olmak dileğiyle…   Nuri Kahraman: “Vay benim güzel Ağabeyim, değerli hocam hem sîmânla hem de Efendimiz (SAV)den muştularla bizi ihyâ ettin. Hep çamura saplanmış konumdayız. Bizleri kurtaracak böyle ipuçlarına çok ihtiyacımız var. Bu anlamda dostlarımızın dostluğuna inanıyor ve onları Allâh için seviyor, “KİŞİ SEVDİĞİYLE BERÂBERDİR” fehvâsınca dostlukları önemsiyor, kendimize bu damardan bir kurtuluş penceresi açıyoruz. Rabbimiz bizleri umduklarımıza nâil eylesin ve de tüm Allâh için birbirini sevenleri, Habîbi Muhammed Mustafâ Efendimiz SAV in komşuluğunda buluştursun. Dünyâ gözüyle de görüşmek dileğiyle Lüleburgaz'lı cümle dostlara, tanıdıklara Ordu'dan sevgiler-saygılar wes'selâm...”   Abdullah ORUÇ: “Kahraman güzel kardeşim teşekkürler rabbim bizleri iyilerle beraber saadeti dareyne nail eylesin.”   ​SEVGİ-SAYGI, DUÂ, BERAT... Yukardaki cümle duâlara gönülden ÂMİN diyerek sözü bağlarken, Yüce Mevlâ hepimize, dünyâda da âhirette de mânevî bereketlere medâr olacak samimiyet, ihlâs ve vasıfta, birbirini Hak için sevip duâcı olan, örnekte Hz. Peygâmber SAV ve sahâbelerine özenen dostlar nasip eylesin inşâllâh diyor; mübârek kandilimizin kâffe-i ehl-i îman için vesîle-i BERAT olması niyâzıyla  tüm dostlara içten sevgiler-saygılar sunuyoruz wes’selâm…
Ekleme Tarihi: 25 Mart 2021 - Perşembe

KİTAPLAR, DOSTLAR; BAYO, BURGAZ YA DA ‘ALLÂH cc KİMLERE KIYAMAZ?’

Akşam geldiğimizde evdekiler oturma odasındaydılar. Kanepede hanımla küçük kızım arasında üst üste iki kitap var. Alttaki Kadir MISIROĞLU’nun SOKOLLU MEHMET PAŞA kitabı. Daha önce çok söz ettiği bu kitabı tekrar ele alıştaki gâyesi tahminimce, öbür odada üniversite imtihanına hazırlanan küçük oğlumuz Yusuf Kerem’e hep söylediklerini tekrarlamak olmalı. Çünkü bu kitapta, Sokollu Paşa’nın “şâhin yuvası” anlamına gelen BOSNA’daki SOKOLOVİÇ köyünden alınıp İslâm’a, Osmanlı bürokrasisi ve de ümmet hizmetine kazandırılması, dolayısıyla dillere destan, âleme hüsn-i misâl bir başarı hikâyesi var. 

 

ÂLÎ HİMMET, YÜKSEK GAYRET...

Yapılan, sen de bunu örnek almalısın; önceki adı BAYO olan bu genç gibi başarıdan başarıya koşup hem kendini hem bizi hem milletimizi onurlandıracak, dünyâda da âhirette de yüzümüzü ağartacak üstün başarılara imza atmalısın demeye getirmektir.

 

Elbette doğru. Toplumun günümüzde her zamankinden daha çok iyi örneklere ihtiyâcı olduğu gibi, özellikle yetişme çağındakiler için başta tahsil meselesi olmak üzere her anlam ve boyutta böylesi motivasyonların ekmek su kadar elzem olduğu âşikâr. 

 

Ayrıca, bir MÜSLÜMANIN HİMMETİ ÂLÎ OLMALIDIR. Allâh’ın verdiği kapasitenin tam olarak değerlendirilebilmesi adına, iyinin daha iyisi hedeflenerek, Kur’ân’ın “MUHSİNÛN” diye niteleyip övdüklerinden olmaya çalışılmalıdır yâni.

 

NEFSİN AYIPLARI, NESLİN KAYIPLARI...

Açık olarak aşağıya çevrilmiş olarak bulduğumuz, dışında NEFSİN AYIPLARI yazan üstteki kitap,  İLKE 2001 yayını, KİŞİSEL GELİŞİMDE MÂNEVÎ BOYUT serîsinin 10 kitabından ilki. Ebû Abdurrahman es-Sülemî’ye âit. 

 

Kitabı açınca ilk yaprakta şu cümle yer alıyor: “TÂRİHİN HİÇBİR DÖNEMİNDE İNSANOĞLU MÂNEVÎ YAŞAMI GÖZARDI EDEREK ASLÂ MUTLULUĞA ULAŞAMAMIŞTIR.”

 

Arka kapakta da Abdülkâdir GEYLÂNÎ’den cümleler var: 

“Önce kendi nefsine nasihat et, sonra başkalarına öğüt vererek düzeltmeye çalış. Sen kör isen, bir başkasının elinden tutup bir yere nasıl götürebilirsin?... Denize düşen ve yüzme bilmeyen birisini, ancak mâhir yüzücü olan birisi kurtarabilir.” 

 

Kitapta 35 Ayıp sayılmış. Tek tek tanımlanıp çâreler sunulmuş. Kapaklanmış duran kitabı çevirdiğimizde gördük ki, tam da çok muzdarip olduğumuz bir yerdeyiz: 4. Başlık; İBÂDETLERDEN HAZ ALAMAMAK! İlk üçü de KURTULUŞA ERDİĞİNİ ZANNETMEK, İNSANLARDAN YARDIM BEKLEMEK, İBÂDETLERDE TEMBELLİK ETMEK

 

DERSİN BAŞI, İŞİN SONU...

Kitap, şu sıralar bizi çok meşgul eden ve kafamızı kurcalayan ibâdetten haz almama nedenini, riyâ karıştırmak, tam bir bağlılık duygusuyla yerine getirememek ve yâ sünnetlerden birini terk etmek olarak açıklıyor.

 

Bu ayıptan arınmanın yolunu da “Tam bir içtenlik ve bağlılık duygusu içinde ibâdet etmek, riyadan sakınmak ve yaşamında sünnete sarılmak, sonunun sağlam olması için, yaptığı işlerin başını düzeltmektir.”(Shf:19) şeklinde açıklıyor. Rabbim cümlemizi muvaffak kılsın inşâllâh…

 

Ayıpların 5.si de HAKÎKÂTTEN HOŞLANMAMAK olarak verilmiş. AKLA GELEN KÖTÜ DÜŞÜNCELERDEN HOŞLANMAK, İYİ AMELLER İŞLEMEYİ SÜREKLİ ERTELEMEK, BAŞKALARININ KUSURLARIYLA MEŞGUL OLMAK, İÇİNİ BIRAKIP DIŞINI GÜZELLEŞTİRMEYE ÇALIŞMAK, ÇOK KONUŞMAK, ÖVGÜDEN HOŞLANIP ELEŞTİRİDE KIZMAK vs. bu minvâl üzere gidiyor. En sonda da GENÇLERE VASİYETİM başlıklı 15 maddelik 2. bir bölüm var.

 

MADDÎ CEREME, MÂNEVÎ BOYUT...

İşin esası, sâdece gençlerin değil hepimizin, böyle güzel konularımıza, doğrudan uhrevî konumlarımıza dokunan kitaplara, öğütlere, bunları okumaya, dinlemeye ve de hepsinden önemlisi uygulamaya ihtiyâcımız var. Hem de koronadan daha çok! Zîrâ, dünyevî tedbirsizliğin ceremesi ölümle biter; ya uhrevî ihmâl ve hatâların? Düşünmek ve de gereğini yapmak gerekmez mi?

 

Her neyse, derken, bir zaman sonra tevâfukan, başta sözünü ettiğimiz SOKOLLU MEHMET PAŞA’nın vakıf arâzisi üzerine kurulu, ondan bugüne sâdece adını taşıyan câmi ve çevresi kalan LÜLEBURGAZ’dan, bir güzel insandan bir güzel paylaşım düşmesin mi ekrana! Fotoğraf ta koymuş. İyi de etmiş. Benim orada olduğum yıllardan çok daha genç göründü bana! Samîmî söylüyorum. Çünkü biz ilk tâyin olarak daha işin çok başında ve küçüktük. Onlara bakışımız bizden çok çok büyük oldukları şeklindeydi. Şimdi ise fotoğrafa bakınca düşünüyorum da bizden çok da büyük değillerdir. Her neyse, mesaj şöyle:

 

KURTULUŞ PENCERESİ, ÜMİT KAPISI...

Abdullah ORUÇ: Sahabeler efendimize sorarlar; 

 

“Cenab-ı hak kime kıyamaz ya Resûlallâh?” Efendimiz (SAV) de: 

 

"Hz. ALLAH CC. BİRBİRİ İÇİN DUA EDEN VE BİRBİRİNİ HAK İÇİN SEVİP HATIRLAYAN KULLARIMA HİÇ KIYAMAM, İKİSİNİ DE AFV EDER CENNETİME KOYARIM der.” Böyle kullardan olmak dileğiyle…

 

Nuri Kahraman: “Vay benim güzel Ağabeyim, değerli hocam hem sîmânla hem de Efendimiz (SAV)den muştularla bizi ihyâ ettin. Hep çamura saplanmış konumdayız. Bizleri kurtaracak böyle ipuçlarına çok ihtiyacımız var. Bu anlamda dostlarımızın dostluğuna inanıyor ve onları Allâh için seviyor, “KİŞİ SEVDİĞİYLE BERÂBERDİR” fehvâsınca dostlukları önemsiyor, kendimize bu damardan bir kurtuluş penceresi açıyoruz. Rabbimiz bizleri umduklarımıza nâil eylesin ve de tüm Allâh için birbirini sevenleri, Habîbi Muhammed Mustafâ Efendimiz SAV in komşuluğunda buluştursun. Dünyâ gözüyle de görüşmek dileğiyle Lüleburgaz'lı cümle dostlara, tanıdıklara Ordu'dan sevgiler-saygılar wes'selâm...”

 

Abdullah ORUÇ: “Kahraman güzel kardeşim teşekkürler rabbim bizleri iyilerle beraber saadeti dareyne nail eylesin.”

 

SEVGİ-SAYGI, DUÂ, BERAT...

Yukardaki cümle duâlara gönülden ÂMİN diyerek sözü bağlarken, Yüce Mevlâ hepimize, dünyâda da âhirette de mânevî bereketlere medâr olacak samimiyet, ihlâs ve vasıfta, birbirini Hak için sevip duâcı olan, örnekte Hz. Peygâmber SAV ve sahâbelerine özenen dostlar nasip eylesin inşâllâh diyor; mübârek kandilimizin kâffe-i ehl-i îman için vesîle-i BERAT olması niyâzıyla  tüm dostlara içten sevgiler-saygılar sunuyoruz wes’selâm…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.