İsimlere bakarak, yayla-cenik, dere-tepe, dağ-deniz dolaşacağımızı düşünmeyiniz. Konumuz, ilimiz bazında yapılan kimi yayın faaliyetleri ve dergi çalışmalarıyla alâkalı. Bu meyanda güzel teşebbüsler, sevindirici gelişmeler var. Bugün bunları paylaşacağız sizlerle.
7 Ocak Hüsnü YÜCEL’in imza günüydü. ANILAR DÜNDE KALDI kitabındaki dünden geçmişe uzanacak anılar geleceğe ışık tutacak. Kitabını, merak sâikasıyla bir çırpıda bitirdiğimiz Ordu’nun bir değeri olan yazarımızı, toprağının kültürüne kattığı değerden dolayı tebrike değer gördüğümüzü ifâde ediyor, yenilerini beklediğimizi bildiriyoruz.
Birkaç kitabının kapağını sosyâl medyadan paylaşan Durmuş Ali ÖZTÜRK Bey’den sonra, Ordumuzun gezgin yazarlarından Muzaffer GÜNAY Bey de önümüzdeki günlerde, gezip gördüklerini yazdığı bir kitapla çıkıp geleceğini açıkladı sosyal medya hesabından.
Tevfik KARABULUT’un başkanı olduğu ORŞAYAD da, HEYBE Dergisi’nin yeni sayısıyla karşıladı bizleri geçtiğimiz günlerde. Bir de bundan sonra derginin AKADEMİK ve KÜLTÜR-SANAT olarak ayrı ayrı yayınlanacağını açıkladı.
ODÜ İlâhiyât Fakültesi talebeleri de ANKA adını verdikleri dergiyle geliyorlar duyduğum kadarıyla, inşâllâh. Proje İmam-Hatip Lisesi de MEŞ’ALE dergi hazırlıklarını tam gaz sürdürüyor.
Bunlar bildiklerimiz. Kim bilir kıyıda-köşede daha ne çalışmalar var. Ama onlar da bir şekilde su yüzüne çıkar. Sonuçta hepsi de bizlerle buluşmak gâyesiyle yoldalar. Rabbimiz cümlesine hayırlı çalışmalar ihsan buyurup kolaylıklar ihsân eylesin…
PERŞEMBE “TAŞBAŞI”; CUMÂ VÂLİLİK…
Gelelim, bizim başlık yaptığımız konuya. Önceki hafta sonu, Merkez İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü yayın sorumlusu, Edebiyat Öğretmeni Tuna Eselioğlu Bey aradı;
“- Derginizi nereye bırakayım?”
Bu bizim için bir müjdeydi. Ne zamandır merak ediyorduk. Derginin hazırlıkları epeydir sürüyordu.
Her neyse, o günün akşamını Köprübaşı Câmii’nde edâdan sonra Ensar Vakfı’na geçtim. Dergi Boztepe Kitap-Kahve’ye bırakılacaktı. Oradan aldırdık. Bir çırpıda şöyle sayfalarını karıştırdık, yazılara ve yazarlara baktık. Dolu dolu bir dergi olmuş. Kapağıyla berâber 88 sayfa. Tüm sayfalar renkli.
Bizim için, Ordu ölçeğinde târihî bir andı bu. Ancak, ilk etapta dergi, yazarları ve konularıyla çok yeni bir şeyle karşı karşıya olduğumuz hissini uyandırmadı bizde. Yazarlar da konular da hemen hemen çok tanıdıktı. Hattâ, daha önce okuduğumuzu düşündüren yazılar vardı. Bir diğer bakımdan, şiire de yer verilmemiş olduğundan, sayfalarda nefes alacak yer yoktu ve de o gün ajandaya not düştüğüm şekliyle; “Haddinden fazla dolu!” bir dergiydi.
Daha sonra dergiyi zaman zaman elime almakla berâber, Perşembe gün bir daha bırakamadım ve de baştan sona, bir kitap okurcasına sayfa sayfa, ilgiyle okudum. Metinler, erbabınca yazılmış, dolu dolu ve nitelikli yazılardı.
CUMÂ'DAN MECMUA'YA...
Tuna Bey, geçen gün aramıştı, soruyor, “nasıl buldun?” diye. "Yanınıza geleceğim, o zaman konuşuruz" demiştim. Artık vakti geldi. Dergiyi de okumuştum. Hem, yeni vâlilik binâsını da görmüş olacaktım.
Niyet kurduğum şekliyle, Cumâ’yı Akyazı’da kıldıktan sonra oradan vâliliğe geçtim. Dediğim, Emniyet Müdürlüğü ile TESK arasında, İl Müftülüğü hizâsındaki yeni vilâyet binâsı. Vâlilik henüz taşınmadı ama kimi dâireler gelip yerleşti. Merkez İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü de bunlardan biri.
Külliyeye girdiğinizde sağdaki ilk blokmuş. İlerde sorunca öğrenip geri dönerek, daha nizâmiye kapısından girerken Besmeleyle başladığımız okumaları Âyetel’Kürsî ve kimi kısa sûreler okumak sûretiyle sürdürdük. Yâ Rabb, bu yeni binâda milletin, memleketin, halkın ve Hakk’ın adına güzel işler yapılsın duâlarıyla içeri girip koridorları adımladık.
ŞENOL ESMER, ONUR BEKYÜREK...
Sor, soruştur derken; ocakta çay dolduran bir bey, ben de oraya gidiyorum, size de çay getiriyorum diyerek önümüze düştü; böylece Tuna Beyimize ulaşmış olduk. Bize hem rehberlik hem çay takdim eden de dergimizin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Şenol ESMER Bey’miş. Her ikisine de böyle güzel bir mecmuayı Ordu kültür ve irfanına kazandırdıkları için teşekkürle berâber sohbete koyulduk.
Elbette ki hemen hemen hep dergi üzerine konuştuk. Hazırlıklar, basım aşamaları, resmî işlemler, mâliyetler husûsunda Tuna Bey’den bilgiler aldık. Biz de TDED Ordu Şûbesi olarak, adını GÖNDELİÇ koyduğumuz derginin hazırlıkları içerisinde olduğumuz için, verilen bilgileri dikkâtle dinledik, telefonları kaydettik. Kâğıt gramaj ve niteliği, baskı teknikleri noktasında düşüncelerini konuştuk. Söz uzayıp gitti.
Bir çay daha içtikten sonra, hem yeni yerlerinin hayırlı olması ve de dergiden dolayı tebriklerimi ifâde için Müdür Onur BEKYÜREK Bey’e gitmek istedim. Ancak, şehirde toplantıda olduğunu öğrendik. Öyle zannediyorum ki, yanında, basımında öncülük ettiği bu dergiden onlarca götürüyordur, gittiği yerlerde gururla takdim etmek için. Hakkıdır da.
–HASB'EL KADER DE OLSA...-
Dergiyi okuduğum gün ajandaya düştüğüm not şöyle: “Bütün gün evdeydim. Taşbaşı Dergisi’ne takıldım. Elimden bırakamadım. Yazıları tek tek, sıradan okudum. Yerel, yetkin ve de özgün yazılar. Sıradanlık yok. Belli bir çıta var. Ordu ölçeğinde oldukça profesyonel. Bu niteliğiyle Ordu’da yayınlanan dergiler arasında yektâlığa aday. Bu ilk sayı, daha güzel yazılar ve de yazarlar için dâvetkâr olacaktır. Ordu için sevindirici. Tuna Bey’i kutluyorum. Onur Bey’i de tabiî. Sonuçta, bu yayın için yüreklendiren, ön veren, yol açan, atmosfer oluşturan o. Biz de kimi –hasbel’kader de olsa- talebemiz ya da mesâi arkadaşımız olan bu ekibin yaptığı güzel işlerle kıvanç duyuyoruz. Yapılan hiçbir şey yankısız kalmaz; bir yerlerde ma’kes bulur. Ama burada, ama ötede, ya da her ikisinde de. Rabbimiz bizleri iyiliklere, güzelliklere ayna olanlardan eylesin; ye, iç, eğlen, gül-oyna’lardan değil inşâllâh wes’selâm…”
BU DERGİ HERKESE KAPAK OLSUN!...
Değerli okurlar; daha fazla söz bu yazının boyu(tu)nu aşıyor. Sâdece yazılar ve yazarların adını yazsak bir yazı ediyor zâten. Bundan dolayı gerek dergi gerekse bunun üzerinden resmî, özel, genele söylenebilecek şeyleri bundan sonrasına bırakıyor, kısaca bu dergi herkese, özellikle ilgililere kapak, yâni örnek olsun diyor; Taşbaşı’ndan Göndeliç’e tüm kalem ve kelâm erbabına başarılar diliyor, sizler başta olmak üzere cümle hemşehrilerimize sevgiler-saygılar sunuyoruz wes’selâm…