Bu ay içerisinde Ordu’da yapılan bir atama, bir kaşık suda fırtına kabilinden çok sansasyona sebep oldu. Bir İmam-Hatipli, Orimder başta olmak üzere benzeri çeşitli STK yetkilisi, bir de yazar, hattâ bir yanıyla gazeteci olarak bizi de bir şekilde ilgilendiren bu konu özellikle sosyâl medyada farklı şekillerde yansıtıldığı, bir tarafıyla bizi de doğrudan ilgilendiren ithamlar içerdiği için bu konuyu ele alıp, kendimiz ve âidiyetimiz bulunan müesseseler açısından durumu açıklığa kavuşturmayı bir görev telâkki ettik.  Bunun görevden öte bir mecburiyet hâli arz ettiğini, konunun kamuoyuna yansıtılış şekline bakınca siz de göreceksiniz. Bizce bu süreç, memlekette uygulamaların nasıl gerçekleştirildiği, irâde sâhiplerinin nasıl yanıltıldığı, yandaşlık ya da şirinlik gibi sebeplerle adâlet ve liyâkat ilkelerinin ve de idârenin, merkezî irâdenin haysiyet ve îtibârının nasıl hiçe sayıldığını, hâlinden muzdarip olduğumuz gençliğin tâlim ve terbiyesinin kimsenin umurunda olmadığının bir göstergesi olması bakımından oldukça öğreticidir.  PAŞA GÖNÜLLER, ŞEYDÂ BÜLBÜLLER?  Görünüşte yegâne gündem olarak her fırsatta dillendirilen 2o23 eşiğine de kimsenin gereken önemi atfetmediğini bâriz bir şekilde ortaya koyan bu olayı, tarihe not düşmek, kimlerin ne göründüğü, gerçek yüzlerinin ne olduğu, kendi paşa gönülleri uğruna milletin-memleketin hatırını, gençlerin ilim ve irfanını nasıl ıskaladıkları noktasında, ayrıca diğer bürokratik, siyâsî uygulamalara dâir de ipucu verecek oluşundan dolayı ders ve ibret bakımından, sanırım bu bağlamda bir serî yazıyla sizlerle olacağız.  KATKILARINIZ CANA MİNNET…  Bu yazıları sosyal medyada da paylaşacağımız için, açıklama gönderecekler olursa onları da cana minnet bileceğiz. Biz gerçeğin peşindeyiz. Bizim dediklerimize itirazı olan varsa yorum ya da açıklama gönderebilir.  Evet söz uzuyor. Sadede gelelim. İşte facebook’ta 19.8.22 Cuma   Saat:13.06 zamanlı Maarif Ordu'su  Haberi ve bizim yazdığımız açıklama. İsterseniz siz de direkt Facebook’dan ilgili hesaba girip bu yazılanları görebilirsiniz.   Site yetkililerinin, bu çok normal, sıradan bir olayı sunuş şekline dikkâtinizi çekerek haberi arz ediyoruz:  BAŞARI CEZÂSIZ KALMADI: ŞAMPİYONLARIN OKUL MÜDÜRÜ GÖREVDEN ALINDI…  Maarif Ordu'su Zamanında Okul müdürü bile olamayan İl Müdür Yardımcısı , STK İl Başkanlığını kullanarak ORDU EĞİTİMİNE operasyon çekiyor...  Başarı Cezasız Kalmadı !   2017 yılında eğitim öğretim faaliyetine başlayan ve kısa zamanda büyük başarılar elde eden Ordu Büyükşehir Belediyesi Proje İmam Hatip Lisesi bu sene de çok önemli başarılara imza attı.  LGS sınavında 2 Türkiye birincisi ve onlarca derece yapan öğrencilerin yanı sıra , Üniversite sınavında da büyük başarı elde etti .   Dört yıllık kısa süreç içinde Türkiye de her alanda zirveye yerleşen okulun müdürü İbrahim TATLIGÜL görevden alındı.  Görevden alınırken hakkı olan tüm idarecilere uygulanan ikinci dört yıl kuralı da uygulanmadı.  Ve birkez daha şunu gördük ki Başarı Cezasız kalmadı .  Bir okul başarısız olduğu zaman okul müdürü sorumlu oluyorsa , başarılı olduğunda neden okul müdürü ödüllendirilmez !   Sayın Tatlıgül, Öğrenci veli herkese güven veren babacan bir kişiliğe sahip biriydi.  Etrafına karşı hep sevgi dilini kullanan ve asla ayrıştırmayan , herkes tarafından kabul görmüş biriydi.  Bu kararı alanlar yanlıştan dönmelidir.  Olayın perde arkasını araştırdığımızda ;  Ordu İlimizde STK İl Temsilcisi ve İl Müdür Yardımcısı olan bireyin okulun imkanlarını istediği gibi kullanamaması sonucunda Müdür İbrahim Tatlıgül ile sürekli karşı karşıya geldiği ve bulunduğu STK başkanlığını da kullanarak   ansızın Okul Müdürü İbrahim Tatlıgül'ün yerine atama yaptırdığı iddia edildi.  Ataması yapılan kişinin Proje İmam Hatip Lisesi Okul İdareciliği için şartları sağlamadığı iddiası da gündemdeki yerini kısa süre içerisinde alacaktır.   HABERE BEĞENİ GÖNDERENLER: Ergün Yeşilyurt, Muhammed Emre Tomakin, Lokman Uzunçakmak, Muammer Öztürk, İbrahim Şirin, Recep Süslü, Şenel Yediyıldız, Murat Yıldız, Saim Kocaman, Salih Aydın, Ayşe Akyol, Mustafa Baskı, Ali Duran, Habib Tatlıgül, İsmail Bilgin, İsmail Derle, Pınar Kan Candan, Oktay Saygı, Nabye Suton, Cemal Şahin, Özal Akdeniz, Fatih Öztürk, Yılmaz Ocak, Sinan Tomakin, Öznur Keleş, İsmail Tahmaz Şimşek, Nilsun Yaylacı Özbilen, Ömercan ŞENTÜRK, Mehmet S. Yıldırım, Yüksel Tosun, Muhammet Yılmaz.  Bu isimler haberin sunuluş ve akışından etkilenerek olaya tepkilerini, şaşırarak, gülümseme ya da beğeni ile ifâde etmişler. Biz de bilmesek öylesine bir ilgi ile Maarif Ordusu ya da müdür beye tanışıklığımız bağlamında sıradan işaretleyip geçebilirdik. Ama meseleye muttalî olunca bunu yapamıyorsunuz. Tabiî adâlet, liyâkat, gençlik adına sorumluluk hissediyorsanız. Nitekim ilk başlarda, herhâlde tanışıklık ya da komşuluk duygularıyla beğeni gösteren bir arkadaşımıza durum îzah edilince beğenisini geri aldı.  Sitenin tahrikkâr ve de meseleyi başka tarafa çeken tahripkâr haberine gelen yorumlar ve tüm bunlara kısa bir açıklama niteliğinde bunların devâmında bizim oraya arz ettiğimiz yorum  da şöyle:  YORUMLAR: ÇOK ÜZÜCÜ BİR HABER!  Alper Tunga Avşar: Hangi STK, kim yaptırdı bunlar neden paylaşılmıyor ?   Zeynep Umur: Çok üzücü bir haber…  Leyla Aydın Demirel: Malesef Ordu için çok da normal .... bir dönem öğretmen olarak görev yaptım yaşadıklarım , gördüklerim hayret vericiydi   Oktay Saygı: Yapılan yanlışlığın derhal düzeltilmesi lazım ve ayrıca bu haksızlığa birileri dur deyip düzeltilmesi lazim 20s  Emine Yıldız Akyol: Öğrenciler tarafından çok sevilen müdürümüzün görevden alınması çok üzücü     HAYIR, HİÇ TE ÖYLE DEĞİL!  Nuri Kahraman: Burada büyük bir çarpıtma kokusu var. Demek ki Milli Eğitim Bakanlığı hiç araştırıp etmeden birilerinin ağzına bakarak iş yapıyor. Demek ki üst astın emrinde. Bu çarpıtmadan da öte itham. Kasıtlı yapılmış bir haber. Yapılan atama, tam da bu ithamları yapanların kendi yapmak istediklerinin aksine daha gerçekçi, daha liyâkata uygun olarak yapılmış olamaz mı? Millî Eğitim yetkilileri bu kadar dar görüşlü mü? Velev ki bu haberi yapanların görüş beyan etme ve hattâ daha da etkileme hakkı, bu meyanda atamanın iptalini isteme hakkı oluyor da, niye başka kimselerin yetkileri de olduğu ve hattâ görevlleri de olduğu hâlde görüş beyân etme hakkı olmuyor. Diğer yandan, proje olan iddialı bir okulda görev yapmak için iyi olmak yetmez, herkes iyi. Akkuş'ta müdürlük yaptığımız yıllarda Fatsa Sönmez Kitabevi'ne çok uğrardım. O zaman ANAVATAN iktidarı. Bahri KİBAR Milletvekili. Sönmez Kitabevi amcasının. Amcası bana sorardı şuranın müdürü kim, buranın kim? Nasıl biri diye? Ben de İYİ BİRİ Amca derdim. Herkes iyi. İyilik adına ne gibi gayretleri, çalışmaları var, onu söyle diyordu. Demek istediğim, meseleyle ilgili olarak benim de az çok bilgim var. Yeni gelen müdürü tanımıyoruz. Ama şu süreçte şunu öğrendik ki, çok sofu, mazbut kişilik olarak düşündüğümüz arkadaşların bile liyâkat hiç umurunda olmadan bu konuda taraf olmaları çok düşündürücü. Mâdem kapı açıldı, gerekirse bunları da yazacağız. Hep atamaların yandaş işi, sıradan olduğunu, bunun da Ankara'ya zarar verdiğini söyler gûyâ yakınırız. Hadi şimdi ne oldu? Bu haberi okuyan, buna göre youm yapan ve yapacak olan arkadaşlara sesleniyorum; şu haber tarzıyla, talebiyle, her şeyiyle yönetime zarar veriyor. Çünkü talepleri kişiler ve yandaşlıklar üzerinden, liyâkat üzerinden değil. Bizi bilen bilir. İyilere sözüm yok. Ama ülkenin daha iyi olması için yeterli tıynet ve de kâbiliyetimiz yksa oraları işgâl etmek, bunun için ortalığı velveleye vermek ne insânidir, ne de islâmî. Lütfen çocuklarımızı ve dâvâmızı şahsî, siyâsî inatlarımıza hebâ etmeyelim. Bizi bilen bilir, bizim tek derdimiz dâvâmız ve çocuklarımız. Ölçümüz de onların menfaati. Aklına soru takılan varsa bildiğim kadar söylemeye, açıklamaya hazırım. Tekrar söylüyoruz; biz gelen arkadaşın ismini atandıktan günler sonra duyduk ve bu bizim ilk defâ duyduğumuz bir isimdi. Tasarruf tamamen bakanlığa âit. Meselenin aslı, bizim muttalî olduğumuz kadar budur; cümle işlerimizin âhir ve âkıbetleri hayr’ola wes’selâm…  Bu yazıyı bitirip göndereceğimiz noktada bir yorum daha geldi:  Mert Yetgin: Maarif Ordu'su yazdıklarınızı okudum Eksiği var fazlası yok. Bende Nuri Kahraman hocamı tanırım hiç alakası olmadığı halde neden bu kadar açıklama yapmak zorunda kalmış hayret verici. Yoksa onunda tanıdığı birilerimi bu kumpası kurdu müdür beye  Aklımda deli sorular    KİMLER ETKİN, KİMLER YETKİN?  Ne Mert YETGİN, ne de Maarif Ordu’su, hiç birini tanımıyorum. Ama onların kendilerini Yetgin görüp haber yaptığı, kamuoyu ve genel irâdeyi etkilemeye çalıştığı noktada, İmam-Hatip Mezunu, buralarda müdürlük ve öğretmenlik yapmış, Mezunları için etkinlikler düzenlemiş, dergi çıkarmış, yıllarca kalem oynatmış, burada çocuk okutmuş, hâlâ da mezunlar derneği ORİMDER’de etkin görev yapan birisi olarak en az onlar kadar söz söylemeye, yorum yapmaya YETGİN olduğumu düşünüyorum. Bu vesîle ile son yıllarda çok konuşulan İmam-Hatip Liseleri ile ilgili duygu ve düşüncelerimizi de paylaşma imkânı bulacağız inşâllâh: bu minvâlde kaldığımız yerden devam dileğiyle cümleye sevgiler-saygılar wes’selâm….