Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

LİBAS-NAME

Hiç mi değeri yok bildiklerinin;  Rüzgâra kapılır, sele uyarsın!  Moda karşısında selâma durur;  Ayak uydurmakla gurur duyarsın!    Din ne, diyânet ne; örf-âdet nedir?  Değil mi insanlar uysun diyedir?  Kaale almamak acep niyedir?  Kendini ne sanır, neye sayarsın?    Sanki dünyâ senin kendi mülkündür  Geçerli Hak değil keyfî ülkündür!  Akıl var; nakiller boşa telkindir!  Yolun ne, yönün ne; neye ayarsın?    Gidişin, varışın burun doğrusu!  Sana düz görünür nefsin eğrisi!  Umurunda değil ezan çağrısı  Her şeyler yolunda; çok bahtiyarsın?!    Ya yarın n’olacak, öbür günü var?  Dünyâlar gelecek gün gelince dar!  Kapanınca güvendiğin kapılar;  Kaçabilir misin, nere kayarsın?    Hep kısadan kestin, giymedin libas  Sakınmayı gördün, gereksiz, abes!  Hayat örneklerin nerden iktibas?  Neyin var, neyin yok; çağa boyarsın!    Allâh’ın boyası değil umurda;  Edep, hayâ olmayınca hamurda  Hiç utanılır mı, çağdaş olur da?  Kendini batırır, derde koyarsın!...    Nûrânî; sokağı, çarşıyı bırak  Câmiler, cumâlar, cemaate bak  Kimse örnekliğe değil hiç merak  Çok kafa takarsan, şafttan kayarsın!    Örnek muallim yok; sıradan çoğu  Âlimlerin geçti devrânı, çağı  Kiminin net değil hiç solu-sağı  Sen söyle, bu hâli nere koyarsın?    Sana bakan fark etmiyor hâlini  Göremiyor sende Hak misâlini  Allâh affeder mi bu ihmâlini;  Ey hoca bahtına nasıl kıyarsın?    Sahil boyu dolaşırken meselâ  İnsanlar hep üryanlığa müptelâ  Görenin aklına gelir mi Mevlâ?  Yoksa süsünle sen de mi bayarsın?    Sakalları dizde, kollar omuzda!  Baldırlar-bacaklar ortada düzde  Hassas değil isen kışta ne yazda  Şeytanın emrinde günâh yayarsın!    Anneler-babalar çocuktan önde!  Bayramda-seyranda, toyda-düğünde  Bir düşün, şu hâlle bir öldüğünde  Artık dönüşü yok, nasıl cayarsın?    Çok merak ederim; n’oluyor böyle?  Ele ne geçiyor, açıkken söyle?  Kefene girmeden örtünsen şöyle;  Niye söz dinlemez, teni soyarsın?    Değil sâde şehir, köyde, kırsalda  Bağlarda, bahçede, ağaçta, dalda  Ormanda, harmanda, yeşilde, alda  Hey Müslüman millet sen kime yârsın?    Gelmedi mi hâlâ uyanma vakti?  Yeter, köprü altı çok sular aktı!  Güneş uzaklaştı, geriye baktı; Dünyaya güvenme, anda kayarsın…
Ekleme Tarihi: 29 Ağustos 2022 - Pazartesi

LİBAS-NAME

Hiç mi değeri yok bildiklerinin; 

Rüzgâra kapılır, sele uyarsın! 

Moda karşısında selâma durur; 

Ayak uydurmakla gurur duyarsın! 

 

Din ne, diyânet ne; örf-âdet nedir? 

Değil mi insanlar uysun diyedir? 

Kaale almamak acep niyedir? 

Kendini ne sanır, neye sayarsın? 

 

Sanki dünyâ senin kendi mülkündür 

Geçerli Hak değil keyfî ülkündür! 

Akıl var; nakiller boşa telkindir! 

Yolun ne, yönün ne; neye ayarsın? 

 

Gidişin, varışın burun doğrusu! 

Sana düz görünür nefsin eğrisi! 

Umurunda değil ezan çağrısı 

Her şeyler yolunda; çok bahtiyarsın?! 

 

Ya yarın n’olacak, öbür günü var? 

Dünyâlar gelecek gün gelince dar! 

Kapanınca güvendiğin kapılar; 

Kaçabilir misin, nere kayarsın? 

 

Hep kısadan kestin, giymedin libas 

Sakınmayı gördün, gereksiz, abes! 

Hayat örneklerin nerden iktibas? 

Neyin var, neyin yok; çağa boyarsın! 

 

Allâh’ın boyası değil umurda; 

Edep, hayâ olmayınca hamurda 

Hiç utanılır mı, çağdaş olur da? 

Kendini batırır, derde koyarsın!... 

 

Nûrânî; sokağı, çarşıyı bırak 

Câmiler, cumâlar, cemaate bak 

Kimse örnekliğe değil hiç merak 

Çok kafa takarsan, şafttan kayarsın! 

 

Örnek muallim yok; sıradan çoğu 

Âlimlerin geçti devrânı, çağı 

Kiminin net değil hiç solu-sağı 

Sen söyle, bu hâli nere koyarsın? 

 

Sana bakan fark etmiyor hâlini 

Göremiyor sende Hak misâlini 

Allâh affeder mi bu ihmâlini; 

Ey hoca bahtına nasıl kıyarsın? 

 

Sahil boyu dolaşırken meselâ 

İnsanlar hep üryanlığa müptelâ 

Görenin aklına gelir mi Mevlâ? 

Yoksa süsünle sen de mi bayarsın? 

 

Sakalları dizde, kollar omuzda! 

Baldırlar-bacaklar ortada düzde 

Hassas değil isen kışta ne yazda 

Şeytanın emrinde günâh yayarsın! 

 

Anneler-babalar çocuktan önde! 

Bayramda-seyranda, toyda-düğünde 

Bir düşün, şu hâlle bir öldüğünde 

Artık dönüşü yok, nasıl cayarsın? 

 

Çok merak ederim; n’oluyor böyle? 

Ele ne geçiyor, açıkken söyle? 

Kefene girmeden örtünsen şöyle; 

Niye söz dinlemez, teni soyarsın? 

 

Değil sâde şehir, köyde, kırsalda 

Bağlarda, bahçede, ağaçta, dalda 

Ormanda, harmanda, yeşilde, alda 

Hey Müslüman millet sen kime yârsın? 

 

Gelmedi mi hâlâ uyanma vakti? 

Yeter, köprü altı çok sular aktı! 

Güneş uzaklaştı, geriye baktı;

Dünyaya güvenme, anda kayarsın…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.